bugün

hamili kitap yakınımdır isimli güzide bir kitabı yazmış yazardır.
hakan yaman, istanbul'da doğdu. tarsus amerikan lisesi'nden sonra boğaziçi üniversitesi'nde ekonomi öğrenimi gördü. iş hayatına yiyecek içecek ve otelcilik ile başladı. müşteri ilişkileri, pazar araştırmaları, satış ve dağıtım ağı konularında çalıştı. internet siteleri ve dergilerde, ekonomi ve insan kaynakları yazıları yazdı. hakan yaman'ın, ahmet şerif izgören ile birlikte yazdığı eyvah iş görüşmesi isimli ilk kitabı nisan 2004'te, hamili kitap yakınımdır isimli ikinci kitabı ise ağustos 2005'te yayımlandı. 2006 yılında postmodern kelimeler sözlüğü adıyla ilk baskısı yapılan kelimenü yazarın üçüncü ve son kitabıdır.

24 ocak 2006'da vefat etmişlerdir.

(bilgiler: elma yayınevi)
liseye ilk başlanan yıllarda zoraki okutulan kitaplar olurdu, bilirsiniz. o kitaplardan birini ararken fotoğraftaki kadın adlı kitabının kapağı gözüme çarpıvermişti. Sonra aldım o kitabı ve koydum bir köşeye. hala da o köşede durur.

şaka şaka okudum. hatta sonra kendime kızdım, keşke daha önce okusaydım diye. zira kitaptaki suphi karakteriyle yaklaşık aynı şeyleri yaşamıştık ve bu beni çok şaşırtmıştı. velhasıl sonra diğer iki kitabını da okudum. (israf'in kanatları- güz kokulu günahlar)

bu arada bir kasım'ın girdiği entry doğru ise iki adet hakan yaman olabilme ihtimali yüksektir.
polis tarafından kemikleri kırılıp sonra yerlerde sürüklenip ateşe atılan bir üniversite öğrencisidir.
(bkz: genci ateşe atıp yakan polisler 26 06 13)
Bugün Hürriyet pazar ekinde Ayşe Arman ile röportajı var ve her vicdan sahibi insan okumalı. Polisin yazdığı destanı! Görmeli. insan okurken gerçekten bu adamın başına gelenleri kötü oluyor tam anlamıyla vahşet gerçekten vahşet.
tam da geçen yıl bugün; cani türk polisler tarafından hunharca işkence edilen, dövülen, tek gözü kör edilen, sakat bırakılan masum! bunu yapanları ve emir verenlerin tümünün allah belasını versin! iki dünyada da helak olsunlar!

--spoiler--
Birkaç yüz metre ötede çevik kuvvet polisini gördüm. ilk başta tazyikli su sıktılar. Sonra karnıma bir biber gazı kapsülü geldi ama yere düşmedim. Yaklaşık beş polis gelip bana vurmaya başladı. Bir tanesi gözüme bir şey sokup gözümü çıkardı. O sırada yerde hareket etmeden yatıyordum. Bir tanesinin ‘Bu gitti, işini tamamen bitirelim’ dediğini duydum. Beni 10-20 metre kadar sürükleyerek ateşe attılar. Sonra gittiler. Ateşten sürüklenerek çıktım. Daha sonra hastaneye kaldırıldım.”

Bu sözler 37 yaşındaki iki çocuk babası olan ve minibüs şoförlüğü yapan Hakan Yaman’a ait. Hakan Yaman, 3 Haziran’da akşam mesaisini bitirmiş istanbul’un Sarıgazi semtinde bulunan evine dönüyordu. Arabasını evinden birkaç sokak öteye park etti ve eve yürümeye başladı. Demokrasi Caddesi’nin yakınında gerçekleşen bir eylemin yakınından geçiyordu. Polis Hakan Yaman’a o sırada saldırdı.

Adli tıp raporuna göre Hakan Yaman polis saldırısından dolayı başından ve yüzünden ciddi şekilde yaralandı. Burnu, elmacık kemiği ve çenesi kırıldı. Kafatasından çenesine kadar bir kırık ve ateşe atıldığı için sırtında ikinci derece yanık vardı. Bir gözünü tamamen kaybetti ve diğer gözünde yüzde 80 görme kaybı oluştu. Saldırı sırasında bilincini kaybetti ve bir görgü tanığı saldırıyı cep telefonu ile kaydetti. Bu videoda iki çevik kuvvet polisi TOMA’nın yakınında, dört polis de bir kişiyi ateşe sürüklerken görülüyor.

Hakan Yaman cinayete teşebbüsten dava açtı ancak henüz soruşturmada kayda değer bir ilerleme gerçekleşmedi.

Uluslararası Af Örgütü olarak Adalet Bakanı’na Hakan Yaman'a saldıran kişiler hakkında etkin, bağımsız ve tarafsız bir soruşturma yapılmasını güvence altına alma çağrısında bulunuyoruz.
--spoiler--

http://www.hakanyamananeoldu.org/

https://pbs.twimg.com/media/BpKAmeHIEAA1Qsb.png