bugün

erdal oz kitabi.
deniz gezmis ve arkadaslarinin mucadelesini anlatiyor belgesel roman tadinda, cok akici hos bir kitap.
herkes ne zaman ölür
elbet gülünün solduğu akşam

turgut uyar
erdal öz'ün ankara mamak askeri cezaevinde karşılaştığı
deniz gezmiş, yusuf aslan ve hüseyin inan'ın
romanlarını yazmak üzere başladığı **
ancak aniden cezaevinden salınmasıyla
bir roman oluşturmak için yetersiz kalan notları,
bu üç pırlantanın vahşice katledilmesinden sonra
kendine saklayamayarak *yazdığı anı kitabı..
deniz gülü...
hüseyin gülü..
yusuf gülü...
her gencin okuması gereken kitaplar arasındadır.ki sağcı veya solcu olması farketmez. insanların inandığı şeyler uğruna ölüme nasıl gittiklerini anlatan okurken insanın kanını donduran bir kitap.bu kitabı okuduktan sonra insanın içine bende ülkem için birşeyler yapmalıyım duygusu sarıyor.
(bkz: ağlatan kitaplar)
erdal öz'ün yazdıgı,dusunulerek ama tarafsız okunması gereken kitap.
doğrusunun "Gülünün Solduğu Akşam" olacağı Erdal Öz tarafından yazılmış, siyasi belgesel niteliği taşıyan roman. edebi değeri düşük olsa da; bu ülkenin, hamasi nutuklardan uzak kalarak konuşamadığı, bu yüzden de merak uyandıran dönemini ve kişilerini konu edindiği için bayağı da satmıştır.
okumus 23 genç beyınin haksızlıklara boyun egmemesi uzerine yola cıktıklarını anlatan ve bu çocuk denilecek yasta ki insanların devlet düşmanı sayılmasını anlatan kitap.suçları;
_adam kacirmak
kacırdıkları adamlara kendilerinden bile iyi bakıp azad etmek
_banka soymak
_polis kulübesine ates etmek.
_izinsiz silah tasımak
bu suçların devlete karsı gelmek olarak algılanması sebebiyle 18 inin idama mahkum edilip 3 kişinin (bkz: deniz gezmiş), (bkz: yusuf aslan), (bkz: hüseyin inan) idam edilmesini ve digerlerinin 5_15 yıl agir hapise hakkum edilemsini anlatan kitap

devir şimdi ki devir olsaydı daha cok yasarlardı....yasattılarımız gibi
son derece duygusal ve dramatik yazılmış bir kitap. ancak tabi ki bu tip yayınların tarafsız olabileceği düşünülemez.

ve hatta bizim evde yok bile.

-anne bizde gülünün solduğu akşam var mı?
-hayır.
-peki siz okumadınız mı?
-oğlum biz onları canlı yaşadık. amcana sor anlatsın, arkadaşıydı deniz onun.
-(iç ses): hasss. ohaa.

en iyisi bu insaları büyüklerden dinlemektir, tarafsız olmasa bile en azından dramatikleştirilmeden.
içinde deniz gezmiş'e ait su sözün geçtiği kitap:
"Burada ölen yalnızca benim bedenimdir, ki zaten ölümlüydü, ölecekti. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, ölmeyecek, yaşayacak."
(bkz: yaralısın)ın yanında esamesi dahi okunmayacak (bkz: erdal öz)e ait belgesel kitabı.
deniz gezmiş, hüseyin inan, yusuf aslan ve arkadaşlarının eylem sürecinde yaptıklarını, dağlarda geçen ve yakalanışlarına kadar olan süreci anlatan sürekleyici olduğu kadar hüzün verici kitaptır. süreç bakımından dar ağacında üç fidan bu kitabın devamı olarak da görülbilir.
gecenin bir yarısı okuduğuma okuyacağıma beni pişman eden ve işkence betimlemeleriyle iç acıtan kitap.
edebi olarak güçlü değil, ama bir amaca hizmet ediyor sonuçta. erdal öz iyi bir yazardır, bu kitabın kötü olması, öz ün duygularını gemleyememesidir ve durum itibariyle normal karşılanabilir bu.
* * 'gemide' ve 'lalelide bir azize' nasıl birbirini tamamlayan iki filmse 'darağacında üç fidan' ve 'gülünün solduğu akşam' da biribirini tamamlayan iki kitaptır. farklı insanlar tarafından kaleme alınsa da bu neden oldu şimdi diye bir soru sorduğumda cevabını hep öteki kitapta bulmuşumdur.
okudukça insanın kalbini acıtan, gözyaşlarını akması için zorlayan kitap. * *
özellikle son kısımlarında fazlaca hüzünlendiren kitap. zaten erdal öz de bu kitabı roman gibi de okuyabilirsiniz ama sizde bırakacağı hüzün kalıcı olsun gibi bir şey diyordu. dağda vurulan yoldaşlarının cesetlerini teşhis eden, ayaklarının altı dirsekleri eriyen, kemikleri derisinden görünen, elektrikle işkence yapılan ve asılan çocuklara ağıt gibi...
''...aşk olsun sana çocuk demiş şair...öyle buruk bir tat ki ağızda bıraktığınız, ölümünüz, hayattan hunharca çekip alınışınız..öyle yutkunması zor, öyle yutulması. oradan bakıp bakıp iç çekiyor musunuz şimdi, ''ölüm amacımız, size yaşama sevinci kazandırmaktı'' diyor musunuz, hani acıyor musunuz bize, bir hiç oluşumuza...tek derdimizin daha çok para, daha çok seks, daha iyi bir araba oluşuna...acıyın bize, acıyın...acınmaya ihtiyacımız var çünkü.
hani, kendi tabureni bile kendin çekecek kadar gururluydun, sen... deniz... ya biz? yeşil parkan vardı hani, şimdi bizim de levislerimiz var, postalın vardı, bizim de pumalarımız, adidaslarımız var, ha birde amerika bayraklı bokserlarımız var...söylesene çocuk acıyor musun bize...söylesene kim ölü şimdi, siz mi biz mi?''
nerden nereye diyebilmemiz için ufak bir başlangıç olan kitap, okumamak suçtur, günahtır, ayıptır...
siyasi görüşünüz ne olursa olsun, okumanızı tavsiye ettiğim romandır. biyografi, ropörtaj, roman ve deneme türlerinin karışması sonucu oluşmuş hoş bir kitaptır. sol görüşün propogandasını yapmaz, bundan dolayı her türlü görüş mensubu tarafından okunabilir. *
kim olduklarını, ne yapmaya çalıştıklarını anlamaya yarayacak bir kitap. kimlere nasıl kıymışız. o zaman bir kaç kişinin asalım demesiyle üç gence kıymışlar. şimdi bütün ülke asın onu(apo) diyor, ama cesur büyüklerimiz kıyamıyor. bu kitabı okuyalım en azından gençlerin ne kadar cesur olabileceğini öğrenmiş oluruz.
üç onurlu insanın, sayfalar dolusu gönlünüze akmasıdır bu kitap. boğazınız düğümlenir her sayfada. ellerinizin içinde yok olmaktadır güzel bakışlı insanlar ve buna engel olamayacak kadar acizdir yürek.
sonra karşıyaka mezarlığına bakıp pencereden, '' bu koskoca devrimciler, bu toprağın altında olamazlar '' dersiniz. inanmazsınız, inanmak istemezsiniz. '' yazık olmuş '' diyemezsiniz, çünkü her devrimci, '' yazık '' olmayacak kadar onurludur, bilirsiniz.
henüz ondört yaşlarındaydık solan güllerimizi tanıdığımızda. deniz yürümeye başlamıştı içimizde yaylana yaylana...kimin gözünde farkettilerse deniz'in tebessümünü, disiplin kurullarına sevkettiler, '' çocuğunuza birkaç soru soracağız diye evinden aldılar, karakollarda sorguladılar. sonra hukuki süreçlere devrettiler inancımızı. elimizde onurumuzdan başka birşey bırakmayıp, saldılar bizleri karartılmış geleceğimize. oysa bizler sevgilimize bu kitabı hediye etmekteydik yine de, '' onları sevmeyen bizi sevemez '' diye...
üç fidan yirmidört yaşlarındaydılar, çok oldu yirmidördümüzü geçeli ama onlar hep abimiz kaldılar. ne kadar acı kaldıysa da içimizde, bize o hüzünlü tebessümü bıraktılar...

'' karşıyakanın üç gülü
yürek dalıma gömülü
karşıyakanın üç gülü
tüm kançiçekleriyle
gözpınarıma gömülü.
denizgül, yusufgül, hüseyingül... ''
erdal öz kitabı.ne yazık ki ülkemiz gençlerini belirli bir ideolojiye ısındırmak için kullanılan kitaplar içinde ilk sıralardadır.oysa erdal öz ün amacı tam olarak bu mudur?tartışılır.
akıcılığı ve gerçekçiliği sayesinde 2 günde bitirilebilecek bi kitap. kitapta mücadelede bulunmuş kişiler olayı birinci ağızdan anlattığı için güzel de bir kaynaktır.
Erdal öz'ün harika kitabı. Deniz'i anlayacaksınız, önyargıları kırabilecek bir kitap. Tutucu bir beyne sahip olmayanlar için söyledim tabiki.