bugün

Fatih'den sonra Ayakapı yoğun göç alan bölgelerden biri olmuştur. Buraya göç edenlerin çoğunluğunu Anadolu ve Rumeli kökenli Rumlar oluşturuyordu. Buraya gelen Rumlar genellikle yerleşim alanı olarak sur ve deniz arasındaki bölümü tercih ediyorlardı.Türkler ise sur içi yerleşimi daha uygun görüyorlardı.Daha sonra buradaki Rum nüfusun dîni ihtiyaçlarını karşılamak için Bizans'tan beri var olan kiliseler yenilendiği gibi yeni kiliselerde inşa edilmiştir. Aya Nikola Rum Kilisesi hemen bitişiğinde bulunan Haralambos Ayazması bunlardan biridir. Sur içinde ikamet eden Müslümanların sosyal ve kültürel hayatında önem arz eden ve manevi alemlerini tatmine ulaştıran Sirkeci Tekkesi bulunmaktaydı.Tekke Halveti-ye'nin Sümbüliye kolundan Yorgani Emir Şeyh Mehmed Giysudar Geylani tarafından kurulmuştur. 19. yy'da yıkılan tekke geniş bir hazireye sahiptir ve bu hazire içinde tekkenin kurucusunun oğlu olan Şeyh ismail Efendi'nin türbesi sağlam bir şekilde günümüzdeki varlığını sürdürmektedir. Bizans'ın hazineleriyle dolu olan istanbul, bu hazinelerinde birini eski bir kiliseyi Ayakapı semtinde barındırmaktadır. Aya Teodosia ismindeki bu kilise sur kapısıyla aynı adı taşımaktaydı. Dolayısıyla bu da bize iki yapının da aynı azizeye adandığını göstermektedir. Fetihten sonra camiye çevrilen yapı Gül Camii ismini almıştır.

Gül Camii hakkındaki en ilginç söylence, mahzeninde Hazret-i isa'nın havarilerinden ikisinin gömülü olduğu söylencesidir. istanbul Belediye Kütüphanesi'ndeki icmal Defteri kayıtları da bu iddiayı doğrulamakta.

görsel

görsel

Gül camie adını veren , istanbulun fetih günü 29 mayıs ta güllerle kaplanmasının nedeni, aya theodosianın simgesinin gül olmasıdır, esasen Theodosia sözcüğününde solmayan gül anlamına geldiği ileri sürülür. Fetih gecesi, ayasofyadaki büyük ayinden sonra imparator ve maiyetinin, azizenin yortusu nedeniyle buraya geldiği de kaynaklarda anlatılır. o gecenin ilginç bir polemiğide düşman kapıya dayanmış(affınıza sığınarak burada düşman Osmanlı) kent düşmek üzere imparator ve yüksek derecedeki din adamları önemli bir konuyu(!) tartışmaktadır: melekler erkek mi dişi mi. ancak bu son konunun doğruluğu tartışmalıdır.
yukarıda theodosianın ölümü sonrasında azize olduğu anlaşılmış şeklinde bir ibare var ki burada bir yanlış aktarma olsa gerek. Theodosia yukarıda anlatılan olaydan ötürü askerler tarafından linç edilerek aksaraya dek sürüklenerek din şehidi olmuş, ve Bizansta bu üzücü olayların yaşandığı ikonoklazma döneminin kapanmasının ardından, Theodosia, çektiği acılar nedeniyle ortodoks kilisesi tarafından azize ilan edilmiştir. Azizenin toplanabilen kutsal rölikleri Gül camine götürülmüştür. ancak yapının o dönemdeki adı, istanbulda adına biri kadıköyde ve diğeri sultanahmette olmak üzere iki kilisesi daha bulunan Aya Euphemia kilisesidir. ancak Theodosia ya olan ilgi gün geçtikçe artınca, kilisenin asıl ismi unutulurken Theodosianın ismi baskın çıkmış böylelikle yapının adı değişmiştir.