bugün

Amerikalı filozof Edmund Gettier ünlü "is Justified True Belief Knowledge?" makalesinde bilginin gerekçelendirilmiş doğru inanç olduğuna dair açıklamalara itiraz etmiştir.
Gettier Problemi bilgiyi açıklamaktaki belirsizliği ihtiva eden bir felsefi sorundur. Gerekçelendirilmiş doğru inanç yani; justified true belief felsefi literatüründe JTB olarak ifade edilmektedir. JTB açıklamasına göre bilgi, gerekçelendirilmiş doğru inanışa eşdeğerdir ve eğer her üç koşul da (gerekçe, doğruluk ve inanç) belirli bir iddiaya riayet edildiyse o önerme hakkında bilgi sahibiyiz anlamına gelmektedir. Gettier, "is Justified True Belief Knowledge?" başlıklı üç sayfalık 1963 tarihli makalesinde, iki karşı örnek vasıtasıyla, bireylerin bir iddia hakkındaki gerekçelendirilmiş doğru inanca sahip olduğu halde hala onu bilmediği durumlar olduğunu gösterdi. Böylece, Gettier JTB'nin yetersiz bir açıklama olduğunu göstermiş oldu. JTB'nin ilk savunusunu Theaetetus diyaloğunda Platon yapmıştır.

Gerekçeli doğru inanç açıklamasına yöneltilen başlıca itirazlar doğal olarak iki gruba ayrılır. ilk grup söz konusu üç bilgi koşulunun bilgi için yeterli olmadığını, ikinci grupsa bu üç koşulun zorunlu olmadığını öner sürer. ilk itiraz sıklıkla Edmund Gettier'ın adıyla anılır. Gettier itirazını açıklamak için oldukça garip örnekler tasarlar; bunlarda kişi gerekçeli doğru inanca sahiptir (yani bütün koşullar karşılanmaktadır), ama yine de o kişinin söz konusu önermeyi bildiğini en azından sezgisel olarak söylemek istemeyiz.

Durumu daha iyi açıklamak için Gettier'ın 1963 yılındaki makalesinden kendi verdiği örneği alıntılayayım.

-Smith'in Jones adında bir arkadaşı var ; Smith, Jones'un geçmişte her zaman bir Ford arabası olduğunu biliyor ve az önce de Smith'i gideceği yere bir Ford ile bırakmayı teklif etti. Smith gerekçeli bir biçimde inanıyor ki, (a) Jones bir Ford'a sahip. Smith'in Brown adında başka bir arkadaşı var ve Smith onun nerede olduğundan tamamen habersiz. Bununla birlikte, Smith "Jones'un bir Ford'u var" önermesinden şu (b) önermesini çıkarsıyor: "Ya Jones'un bir Ford'u var ya da Brown Barcelona'da" ve bu önermeye de inanmaya başlıyor. Şimdi varsayalım ki, Jones'un aslında bir Ford'u yok (kiralık bir araba kullanıyor olsun), ama şans eseri Brown gerçekten de Barcelona'da. Bu durumda Smith (b) önermesini biliyor mu? Sezgisel olarak hayır deriz. Ama (b)'ye inanıyor ve (b) doğru; gerekçeli bir biçimde inandığı (a)'dan (b)'yi çıkarsadığı için (b) ye inanması da gerekçelenmiş oluyor.-
güncel Önemli Başlıklar