bugün

"insan eğer kesinlerle yola çıkarsa, yolu kuşkularla son bulur. Eğer kuşkularla yola çıkarsa, yolu kesinlerle son bulur."
şu domuz pastırması ile arasındaki ilişkiyi merak ettiğim kişilik.

ingilizler domuz pastırmasına bacon diyor ya, o sepeble...
bir iddiaya göre shakespeare mahlasıyla yazdığı eserler pek meşhur olmuş, mason üstadıdır.
tabiatın yorumu ve insan alemi hakkında özlü sözler'de şöyle birkaç güzel şeye değinir:

"... aristoteles'in canlılar üzerine yazdığı kitapta ele aldığı problemlerde ve diğer incelemelerde deneye sık sık başvurduğu da vurgulanmamıştır. çünkü, aristoteles, kararlarının ve aksiyomlarının temeli olarak değerlendirdiği şeyleri deneye başvurmaksızın önceden karar vermişti ve bu şekilde karar verdikten sonra da, doğa felsefesini kendi kararlarıyla bağdaştırmak için, deneyi tıpkı bir esir gibi yanında sürüklemiştir. bu nedenle, aristoteles, deneyi bütünüyle terkeden modern izleyicilerinden bile daha çok ayıplanmıştır."

bilim ve deney aşığı değilim; bacon'a da bayılmam. ama bu söylediği dikkatimi hak etmedi değil.

he arka sayfayı çevirdiğim an, doğrudan kapatasım geliyor kitabı:

"felsefe geniş bir alana sahip olduğu için, batıl inanç ve teolojiyle karışarak bozulmuştur, bu durum hem bütün hem de bölümleri bakımından felsefe için çok zararlıdır." batıl inanç tamam ama teoloji ile felsefe, felsefenin diğer bilgi türleriyle ilişki dahilinde olmak zorunda olması gibi birliktedirler. felsefe yalıtık bir daireye hapsedilemez.

gerçi bi' yandan da haklı.
teolojinin felsefeyi tahrip ettiğini düşünen bir filozof. tanrım! bu fikre nereden kapıldın tatlım!
Şiddetli tabloların ressamıdır.
Tekniği muhteşem olmasına rağmen tablolarına bakarken insanda garip bir korku, endişe uyandırır. Çizimleri, iç dünyasını perdelemeden travmalarını tüm çıplaklığıyla önümüze seren türdedir. Büyük şehirlerde yaşamış, büyük kırgınlıkları olan alkol problemli bir adamdır. Bir yere kadar tablolarındaki yükseliş hiç durmamış fakat sevdiği adam george dyer'in trajik ölümüyle çizimlerindeki karanlık auranın artması ve ölüm teması göze çarpıyor. Ömrünün ikinci baharı jose capelo'yla birlikteyken eski tadına yaklaşan eserleri onun tarafından da terk edilmesiyle de tamamen sarpa sarıyor. ilerleyen yaşı, artan alkol oranı ve acılarıyla bu dünyadan göçüp gitmiştir.
Bilgi güçtür diyen adam.
"Orantısında biraz tuhaflık barındırmayan hiçbir kusursuz güzellik yoktur." diyen filozof.
once montaigne okuyun, sonra bacon okuyup bir kaniya varin.
deneme yazarlığı eşcinsel eğilimlerinin önüne geçmeyi başarmış olan, fransız sandığım ingiliz.
"gerçeği söylemek gerekirse, insanlar yalnızlık denen şeyin aslında ne olduğunu, nereye varabileceğini pek bilmiyorlar. her yığına, içinde dostluk var gözüyle bakılmamalı; insanların yüzleri bir resim galerisinden öteye bir anlam taşımayabilir, konuşmalar da bir zilin çınlaması gibi olabilir."
"Deneyiniz, deneyiniz, denemeden hiç bir şeye inanmayınız." demiş üstad.
felsefe hakkındaki görüşlerine kesinlikle katılmadığım filozof. Bilmek ve güçlü olmak arasında kurduğu bağlantının da artık çürüyüp eskide kaldığını düşünüyorum.
"Servetin batırdığı insan sayısı, kurtardığından çok fazladır."

- francis bacon
nadir bir portresi, ingiltere'nin en büyük müzayede evlerinden biri olan Sotheby’s tarafından londra’da çıkarıldığı açık artırmada 52.8 milyon dolara alıcı bulmuştur.
https://bit.ly/3I8D9wL
Şuan "denemeler" kitabını okumakta olduğum yazardır. Montaigne denemeleri okuyan biri olar şunu söyleyebilirim: dilleri her ne kadar birbirine benzemese de bacon denemeler de okunasidir. Güvenilir öğütler ve bazı meselelerin özü yazar kapakta.
"bilgi güçtür" diyen kişi.