ne kaçırdığının farkında olmayan, hazırcı ve üşengeç insan söylemi.
izlemekle, okumak çok ayrı boyuttadır. izlerken hayal gücü kendini zorlamaz.gördüklerini anlamaya odaklanır; ama okurken beyin okuduklarını hayal etmeye ve cümlelerin içindeki olasılıkları tahmine zorlanır..
zaten çoğu uyarlama kitapla örtüşmemekte veya berbat edilmektedir.
en iyi uyarlama denen yüzüklerin efendisinde bile koca 200 sayfa atlanmıştır.
harry potter serisine değinmiyorum bile.
p.s: ı love you filminin kitabıyla uzaktan yakından alakası yoktur. isimler ve konunun gidişatı aynıdır. diğer türlü kesinlikle bir benzerlik yoktur.bu demek değildir ki film kötü. film orjinaline uymasa bile mükemmeldir.
uçurtma avcısı; güzel bir filmdir. ama kitabını okumak ayrı bir yerdedir. değinilmeyen ve hissedilmeyen bir çok duyguyu hissedersin. kelimelerin sana hissettirdiği birçok duyguyu keşfetmek varken izlemek; basit bir tercihtir..
fakat kalkıp kitabını okumadan filmini izlEYEN kendine bişeyler kattığını sanıyorsa yanılandır.
çok şey kaçırandır.
KAYBEDENDiR.
kolaycılıktır tabiki. ayrıca kaliteli bir hikaye(geniş anlamda) asla tüm ayrıntısıyla beyaz perdeye aktarılamaz.
uyuşuk beyinlerin oluşturduğu bi tepkimedir bu cümle...
helin avşar mantığıdır.
böyle bir insan figürü kitap okumanın ne demek olduğunu hala kavrayamamıştır. hazıra kaçma duygusu, kitap okumaya ağır basar bu tiplerde.
kitabın kendi hayalgücünüzü gözlerinizin önünüze serdiğini, filmin ise yönetmenin hayalgücüni sizlere izlettiği gerçeğinin farkına varamayan, gerçekten kitabı sevince filmden daha çok görsel zevk yaşatan bir etkinlik olduğunu bilmeyenlerin söyleyeceği söz.
film ve edebiyatın farklı disiplinler olduğunun idrak edilemediğinin göstergesi olan cümledir.
yapılan filmlerde yönetmen kendi bakış açısından bakar ve filmde yorum vardır.can alıcı sahneler yönetmenin bamtelini titreten yerleri gösterirken,kitabı okurken siz kendi pencerenizden bakarsınız.
ayrıca filmde oynayan karakterler yine sizin hayalgücünüzden bağımsız seçilmiştir.halbuki kitabı okurken herşey sizin elinizdedir.istediğiniz gibi hayal edin.tabi roman tarzı kitaplar için...

özellikle şunu da söylemeliyim kendi adıma tarihle ilgili kitapları okumak değil filmlerini izlemek daha mantıklı gelir. tarihe hayalgücünüzü katamazsınız. ama yine yönetmenin bakış açısına mahkum kalırsınız o ayrı.

sonuç olarak bu konuya zevk meselesi diyebiliriz.**
sadece hikayeyi öğrenmek isteyen insandır. bu insanları ne hikayenin anlatımı, ne simgeler, ne de satır araları ilgilendirir. hatta bu ve bunun gibi insanlar, sinemada da kolayca seçilir. film bitmeden sonunun ne olacağını anlayınca, tahmin edince sinemayı terkederler. sanki tek önemli olan filmdeki plot, yani olay örgüsüymüş gibi.
kitap okumayı sevmeyen insanların kendileri için bulduğu tesellidir.Acınılası bir durum...
kimseyi ilgilendirmeyen durumdur herkes kitap okuma alışkanlığına sahip olmak, bundan zevk almak zorunda değildir. Film izlemek de ayrı bir kültürdür ki burada intellectual ayağı yapmaya gerek yok.