bugün

ingilizce öğrenmenin en keyifli yoludur. bu yola hazırlanırken şu uygulamadan faydalanılabilir.

http://apps.facebook.com/voscreen/

isteyenler direkt siteye de girebilir;

http://www.voscreen.com
dil öğrenenlere tavsiyemdir çok işe yarar.
az çok bir ingilizce bilgisi varsa, dizi ve filmleri ingilizce altyazı ile izleyerek yapılabilecek bir olaydır. anlamadığınız yerlerde de durdurup anlamaya çalışmaktan erinmemek kaydıyla tabii. böyle yaparak belli bir zaman boyunca 2 saatlik filmleri 6 saatte bitirebilirsiniz ama epey işe yaradığını gördüğünüzde hoşlaşacaksınız.
ciddi zevkli ve işe yarar bir site, yöntem.
eger faydasi varsa o da listening'edir. tabi altyazsiniz izlemenin yarari olur. oteki turlu, what's up ? how are you ? 'dan ileri gitmez ingilizceniz. bi de speaking gelistirmek istiyorsaniz sittin sene film izleseniz bile gelismez. konusmaniz lazim.
günde on bölüm izleyip otobüse binersen insanlar artık senin için artık ingilizce konuşacaktır.
http://www.voscreen.com bunun türkçe film izleyerekte gerçekleşebileceğini gösteriyor.
listening sınavında biraz da olsa faydası dokunan eylem.
ingilizce öğrenmek için uygulanan en iyi yöntemlerden biridir. bizzat benim de bilinçsizce uyguladığım ama sonradan günlük hayatımda ingilizce düşündüğümü farketmemi sağlamıştır.
film izleyerek yalnızca aksağan geliştirilebilir. ingilizce öğrenmek imkansızdır. biraz göt ister.
Genellikle dağarcığınıza bir kaç kelime katabileceginiz eylemdir.
yararı olmayan durumdur. yıllarca trt 4 yayınlamıştır böyle şeyler, söyleyin bana hanginiz şakır şakır ingilizce konuşuyorsunuz.
çalışma sistemimize yardımcı olacak durumdur.
hiç bilmeyene ingilizce öğretmez lakin belli bir altyapısı olan kişiye bazı kalıpları öğretebilir. hatta öğretir. kelimelere aşina eder, bir nebze de olsa konuşma sıkıntısını giderir.
Cidden işe yarayabilen fakat kişisine göre değişen olaydır. Kimisi yıllarca izlemiştir ama iki kelime öğrenememiştir.
(bkz: Vatırzorneym)
"work and travel" ayağına milleti kandıran ama aslında "work and work" ten başka bi halt olmayan ingilizce öğrenme tekniğinden kesinlikle daha ucuz, daha zahmetsiz, belki de en iyi öğrenme yoludur.
yanlış bir önermedir. film izleyerek ingilizce öğrenilse idi; öküzler de makinist olurdu.* doğrusu ileri veya orta seviye ingilizcesi olan birinin ingilizcesini geliştirmesine yardımcı olur. yani ben yatayım, film izleyeyim, o ara da ingilizce öğreneyim. öyle bir dünya yok.
niye sinirlendiysem?
http://www.voscreen.com bunun ingilizce nin yanı sıra, türkçe film izleyerekte gerçekleşebileceğini gösteriyor.
tarafımdan denenip başarılmış bir prodüksiyon, derslerde ve kurslarda bir türlü oturtulmayan dil biliminin uygulamayla beyne vura vura sokulma evresi de denebilir.
akabinde başka bir sorunu beraberinde getirebilendir.

(bkz: anlıyorum ama konuşamıyorum)

o yüzden konuşma çalışmaları da yapılmalıdır.
farkında olmadan yaptıgım daha doğrusu yaptıgımı farkettiğim yöntemdir.

altyazılı filmlerde farkında olmadan pratik ingilizcenizi ve söz dağarcıgınızı cok iyi geliştirebilirsiniz.
türkçe altyazı olarak izlenmesi pratik yapmak dışında bir işe yaramayacaktır.

not: orjinal dili ispanyolca, italyanca, fransızca vs. olan filmleri altyazı izlemeye gerek yoktur.
zira pratik değil işkencedir.
bilmeyene!
Eğer bilinçli uygulanırsa ( alt yazı önce türkçe, daha sonra ingilizce, en son alt yazısız ingilizce gibi) çok faydalı, etkili, konuşma diline en yakın olan, aynı zamanda eğlenceli ve isteyerek yapılan, akılda kalması çok daha muhtemel öğrenme şeklidir. Dil Eğitim sistemimizin bağnazlığı, gramer ağırlığı, sayfalar dolusu yazı olması ama kafada kalanın ve dilimize dökülenin neredeyse sıfır olması dikkate alınırsa şiddetle tavsiye edilen durumdur. Ama bilinçli ve kendine has öğrenme yolları keşfederek... aksi takdirde vakit kaybı.
betamax veya vhs filmlerden almanca öğrenen bir nesil için çok da garip olmayan durum.
kpds'lerin birinden 53 almamı sağlayan aktivite. üzerine biraz daha koyarsam 70'i görürüm. net.