bugün

ikiside imkansızı başarmış ve adlarını tarihe yazmış insanlardır.Sonuçta ikiside türktür ve bu iki büyük türk liderini karşılaştırmak bir türke asla yakışmamaktadır.bir millet kendi liderlerini karşılaştırabiliyorsa o milletin tarihine dair pek bir şey kalmamıştır.
mehmet; sultandır. fatihtir.
ebul vefahazretlerinin kapısında ağlayacak edebe sahiptir.
akşemseddin'in talebesidir.
peygamber aşkıyla yanıp tutuşmuştur.
cesurdur.
çağ açıp çağ kağpatmıştır.

atatürk tartışılır.
ikiside büyük komutanlardandır birisi istanbul'u fethetmiş diğeri ise işgalden kurtarmıştır, açık ve nettir bu!.
ikisi de gönülleri fethetmiştir.
türk milleti için demirbaş olmuş iki devlet adamının kıyaslanması.
ikisi de türk milletini temsil ediyor neyin kıyası bu?
tanıyanların kazandığı karşılaştırma.
biri işgal etmiştir, biri işgalden kurtarmıştır. *
değişik tanımları okumamıza vesile olan kıyaslama. amerika'da atatürk'ü sorsan bilmezmiş. ama fatih öyle mi? o halde viva fatih!

adamın titresine bak... atatürk veya fatih'le ilgili kaç kitap okudun desem koca bir hiç.
bazı yazarların siyasi görüşlerine göre birini savunup diğerini karaladıkları karşılaştırmadır. ikisi de candır canandır.
fatih sultan mehmedi herkes bilirken atatürkü sadece bilgili insanlar bilir amerikada ottoman dediğinde herkes anlarken türkiye dediğinde yüzde 50 si nerde olduğunu bilmiyor acı ama gerçek.
fatih sultan mehmed devleti çok farklı bir yere getirirken atatürk yeni bir devlet kurmuştur
fatih sultan mehmed çağ açıp kapayan direk olarak tek karaktarken atatürk çağın ilerisini görmüştür
devletin bekası için fatih sultan mehmed kardeşini sadrazamını öldürebilirken atatürkte en yakın arkadaşlarından vazgeçmiştir.
ikisininde zeki olduğu devleti için her şeyi yapabileceği kaçınılmazdır ama atatürk bizim tarihimiz direk olarak etkilemişken fatih bütün dünyayı etkilemiştir.
fatih selaniği almasaydı bu tartışmayı şu an yapıyor olmazdık her halde.
biri şanslı doğmuş (padişahın tek oğlu olarak iyi genler ve koca bir ülke) diğeri ise şansını kendisi yaratmıştır.
fatih sultan mehmet, bazılarının canını sıkacak olsa da, tarihçiler tarafından ilk laik hükümdar olarak tanımlanır.

istanbul'un fethinden önce, achilleus'un mezarını ziyaret etmiştir.

döneminin pek çok yabancı dilini konuşabilmektedir.

dönemin yobazlarının-ve tabii bugünkülerin de-canını sıkım sıkım sıkarak yağlıboya resmini yaptırmıştır.

mustafa kemal, fatih'in askeri stratejist anlayışını benimsemenin yanı sıra, bilimadamlarını ve sanatçıları kollayan yapısını da yansıtmıştır.

ikisi de yobazlara geçit vermemiştir; bu iki büyük devlet adamının en büyük ortak noktaları budur.**
birisi padişahtır birisi padişahlığa son verendir. bu açıdan bakıldığında ikisi de büyük insandır. ama açıyı genişlettiğimizde çok daha farklı sonuçlar ve maddelerle karşı karşıyayızdır. bunları burada yazmakla kimse yücelmez. okumak gerek. öptüm.
onu bilse bilse ayasofya bilir...
Biri yobazların en sevdigi çağ olan ortacaga son vermiştir.

Diğeri yobazların tekrardan gitmek istediği ortaçağ a dönmeye engel olmuştur.

Böyle bakınca ikisi de aynı amaca hizmet eder.
ikiside yaşasa "ulan ne boksunuz ki bizi kıyaslıyorsunuz?" derdi eminim. ya da demezlerdi çünkü böbürlenmek adetleri değildi.
berabere biteceğini düşündüğüm karşılaşma.
Askeri alanda ikiside aynı büyüklükte işler yapmış ancak Atatürk bir ideoloji kurmuştur.
Ve Atatürk kendi ülkesine fayda sağlarken dezavantaja sahip bir şekilde başlamıştı.
Atatürk'ü bir çok ülke örnek almıştır, özellikle güney amerika ülkeleri, ama Fatih'i kendi oğulları ve bir kaç istisna hariç kimse örnek almamıştır.
sözlükteki gereksiz başlıklardan biridir. her ikiside türk milletini yüceltmiştir.
Birgün istanbul ve istanbul'un Fethi'nden konuşurlarken söz tabii Fatih'e geldi. Atatürk'ün tarihin kendi hakkında vereceği hükmü etrafındakilere sık sık sorduğu malumdur. Söz sırası yine gelmişti. Ortaya şöyle bir sual attı:

"Tarih acaba benim mi, yoksa ikinci Mehmet'in mi yaptığı işleri daha mühim bulacaktır?" Bulunanların hemen hepsi: "Siz" dediler. Atatürk, böyle meselelerde daima olduğu gibi: "Niçin?" dedi. Sual sırası kendisine gelenler Atatürk'ün Fatih'ten çok büyük olduğunu ispat için akla gelecek ve gelmeyecek delilleri toplamakta birbirleri ile yarışa başladılar. Hatta bazıları: "Sizin yanınızda Fatih kim olurmuş!" diyecek kadar ileri bile vardılar. Fakat, ne söylenirse söylensin, verilen cevapların Atatürk'ü hiç tatmin etmediğini anlamak güç olmuyordu. Nihayet söz orada bulunanların en gencine geldi:

"Efendim, tarih bir imtihan salonuna benzer. Karşısına gelenlere birtakım hususi meseleler verir. Neticede verdiği problemleri halledişine ve bundaki maharetine göre bir numara verir. Aşağı yukarı tarihin imtihanına çıkanların hepsi ayrı şartlar dahilinde, ayrı meseleler karşısında kalmışlardır. bunları en iyi halledenler de tereddütsüz on numara almışlardır. Zannımca, tarihin adamı olan şahsiyetlerin karşısında kaldıkları hadiseleri birbirleri ile karşılaştırmakla hükümlere varmak mümkün değildir. Fatih, karşısına çıkan problemleri en iyi şekilde hallederek on numara almıştır. Siz de önünüze serilen meseleleri halletmiş ve on numarayı kazanmış bir tarih büyüğüsünüz." Atatürk, bu sözleri büyük bir dikkatle dinledi ve neticede:

"Bravo!" dedi. Sonra, biraz evvel Fatih'i küçümseyen kişiye dönerek: "Sen halt etmişsin. Ben Fatih'ten büyük olabilir miyim? Çok kereler Fatih'in karşısında kaldığı meseleleri düşündüğüm zaman ben de aynı hal çarelerine varmışımdır. Yalnız, Fatih, benim karşısında kaldığım hadiseleri nasıl hallederdi. Bunu çok merak ederim. ikinci Mehmet büyük adamdır, büyük..."
atatürk bile kendisini atası ile kıyaslamamış, alçakgönüllülük etmişken, bizim bunu örnek almak yerine, tarihin gördüğü en büyük komutanlardan olan iki atamızı kıyaslamamız biraz abes kaçacaktır.
fatih sultan mehmet eğer istanbul'u almasaydı türkler yine hür yaşayacaktı. belki çok büyümeyecekti ama en azından bağımsız olacaktı. ama atatürk istanbul'u işgalden kurtarmasaydı şimdi fransız, ingiliz sömürüsünde kimliksiz olacaktık. aradaki zaman farkını ve koşulları düşündüğümüzde kıyaslamanın anlamsızlığı aşikar...
ikisi de kraldı-r. ikisi aynı zamanda yaşasalar eminim dünyayı feth ederlerdi.
birisi istanbul'u alırken, ötekisi istanbul'u vermemiştir.