bugün
- icardi1905 adamdır10
- kötü gününde sevdiğine mi gidersin seni sevene mi14
- anın görüntüsü17
- insan olmaya ceyrek kala13
- türklerin çok kolay devlet kurması18
- 19 mayıs 2024 galatasaray fenerbahçe maçı13
- ninja turtles lar nasıl para kazanıyor8
- tc'yi atatürk değil ingiliz ve yahudiler kurmuştur30
- arda güler12
- etine dolgun kız8
- fatih terim9
- üstteki yazarın yaşını tahmin etmek17
- taktik verin16
- çocuğunuzu özel okulda okutur musunuz22
- gecenin şarkısı11
- sık sık aldığınız iltifatlar8
- nervio10
- bir erkekten duyulabilecek en güzel söz8
- maca sekiz10
- muharrem ince'nin diyanet kapatılsın mı anketi10
- türklerin ingilizce konuşamama nedenleri32
- her türk vatandaşına türkiye gezisi12
- mühendis erkeklerin genel özellikleri16
- en obez özelliğiniz19
- avrupanın zenginliğini hırsızlığa borçlu olması15
- sizi cuma saflarında göremedim sözlük10
- akp chp yakınlaşması15
- risale i nur21
- burda senin paran gecmez diyen delikanli kiz11
- en çok yaşamak istenilen şehir10
- beni özlediniz mi10
- selahattin demirtaş13
- temiz oje sürmek8
- icardi190518
- iki adım atınca kan ter içinde kalmak10
- allaha küfür etmek10
- türklerden adam çıkmaması17
- bir müslüman olarak filistin benim meselem değil36
- bir gün önce tanışılan kızın yazlığa davet etmesi14
- ruh varsa neden görünmüyor13
- uludağsözlük'ün ölmesi ve gömmeyi unutmaları10
- selahattin demirtaş'ın 42 yıl hapis cezası alması12
- okula bikiniyle gelen kız9
- sözlükteki erkek nüfusu9
- filistin'in türklere ihanetleri sıralı tam liste24
- üstteki yazarla nereye gitmek isterdin8
- mesajın altlarda kalmış kusura bakma diyen kadın10
- arkadaşlar bu alınır mı8
- buluşunca sürekli derslerden konuşan erkek8
- bu başlıkta konya'yı övüyoruz16
''Belli başlı tüm uygarlıklarda eşcinsellik cinsel yaşamın bir parçası olarak süregelmiş, bazı uygarlıklarda (Grekler gibi) bir estetik -erotik anlayışının da öğesi olarak yüceltilmiş, bazı uygarlıklarda ise teşvik görmese bile hoşgörüyle karşılanmıştır. Bir tek Yahudi Hıristiyan geleneğinde, eşcinselliğin sert yaptırımlarla bastırılmak istendiği görülmektedir.
Elimizdeki en eski destan olan Gılgamış Destanı'nın M.Ö. Yedinci Yüzyıl'a ait bir metninde Asurluların ulusal kahramanı Gılgamış'la vahşi savaşçı Enkidu akasındaki efsanevi aşk hikaye edilmektedir.
Grek uygarlığının doruk nortasına ulaştığı Atina'da kadınlar kölelerin biraz üstünde, ikinci sınıf muamelesi görürken, özellikle pederasti (olgunluğa erişmemiş genç erkeklere karşı daha yaşlı bir erkeğin duyduğu ) eşcinsel aşıkların birbirlerine tam takım askeri donatım armağan etmeleri töredendi.
Tep kentinin ünlü 300 kişilik kutsal taburu eşcinsel çiftlerden oluşmuştu. Yıllarca her savaştan galip çıkan bu yenilmez armadayı dize getirmek ancak Makedon Kralı Filip ile oğlu Büyük iskendere nasip olmuştur.
Grekler, bir sevgi ve güzellik idealinin simgesi olmasının dışında, eşcinselliği insanın yaradılışında da görmüşlerdir. Aristofanes'in anlattığı bir efsaneye göre, ilk insanlar erkek, dişi ve hermafrodit olarak üç türden oluşmaktaydı. Tanrılara meydan okumaları sonucu, ceza olarak ortalarından ikiye bölünmüşler; böylece hermafroditten erkek ve dişi heteroseksüeller, erkekten eşcinseller, dişiden ise, lezbiyenler, yani seviciler türeyerek, sonsuza dek öbür yanlarıyla birleşme özlemi içinde yaşamaya mahkum olmuşlardır.
Romalılar eşcinselliği 'Grek töresi' olarak küçümsemekle birlikte, Sezar'ın Bitinya kralı Nikomedes'e olan aşkı, askerleri tarafından seferlerde söylenen şarkılarda dile getirilecek kadar ün kazanmıştı. M.Ö. Altıncı yüzyıldan itibaren de Roma'da eşcinsel seks partilerinin olağan hale geldiği bilinmektedir.
Uzak Doğu uygarlıklarında Grek düşüncesine koşut olgular göze çarpmaktadır. Örneğin, Çin'de Konfüçyüs, çocukların eğitiminde öğretmen-öğrenci dostlu tutku insan sevgisinin en yücelmiş ifade biçimi olarak olağan ve teşvik gören bir olguydu. Ayrıca, gençlerin eğitiminin bir parçasıydı. Yeni yetişen bir erkek çocuğunun eğitimi için yaşlı, deneyimli, ve bilgili bir erkek hocanın yanında kalması gerektiğine inanılırdı.
Eşcinsellik ne diğer eski uygarlıklarda, ne de Greklerde hiç bir zaman kadınsılık anlamına gelmemiştir. Tersine, Greklerde çok büyük önem taşıdığını vurgulamıştır. Bu arada, Greklerde aşağılamakla beraber sık rastlanan eşcinsel fahişelerden bir türü, Çinlilerde Siang-kong denilen tiyatro oyuncusu oğlanlardı. Özel olarak yetiştirilen bu gençler, tiyatroda kadın rollerine çıktıktan başka, şölenlerde de konuklan eğlendirmekle görevlendirilirlerdi.
Japonya'da, genç Samurailer arasında eşcinsellik, Greklerdeki gibi teşvik görmekteydi ve kadına tutulmanın zayıflık ve kadınsılık belirtisi olduğu düşüncesi egemendi. Soylular çevrelerini genellikle kurtizanların oğulları arasından seçilen gençlerle donatırlardı. Aynı kökten gelmelerine karşın, islam ve Yahudi-Hristiyan uygarlıklarının eşcinselliğe karşı değişik tavırlar aldıkları görülür. Yahudiler arasında Mısır'dan kovuluşlarından ve Filistin'e yerleşmelerinden sonra görülen milliyetçi akım, çevre topluluklarında görülen cinsel davranışları tümüyle yasaklayıcı kuralların çoğalması ve tabulaşmasına yol açarken, Müslümanlarda islamiyeti kabul eden yerel kültürlerin davranış biçimlerine uyma şeklinde kendini gösteren bi hoşgörü izlenmiştir. Doğu'da halk edebiyatının önemli bir örneği olan Binbir Gece Masallarında ise eşcinselliğin halk arasında sık rastlanan ve kabul gören bir cinsel davranış biçimi olduğunu gösteren birçok öyküye rastlamak mümkündür. Doğu'dan Batı'ya geçince manzara değişmektedir. Eski Ahit'ten bu yana geçen yirmi beş yüzyıl boyunca Batılı toplumlarda eşcinsellerin çeşitli idam cezalarına çarptırıldığını, hapsedildiklerini, sonuçta sürekli olarak toplum dışına itildiklerini görüyoruz.
Dinsel doğmanın etkisindeki toplumun baskılarına karşın, özellikle güzel sanatlarda ve dinsel yaşamın içinde eşcinselliğin düşünce ve davranış olarak devam ettiği görülmektedir. Papalık tahtına kadar tırmanan eşcinsellik, güzel sanatlarda Mikelanjve Leonarda da Vincigibi ustaların yapıtlarında yansımıştır. Marlowe, Wilde, Proust ve Gide gibi yazarların yaşam ve yapıtları da, eşcinselliğin en azından bireylerin yaşamında ne denli önemli bir yer tuttuğunun tanıkları olmaktadır.
Yirminci yüzyılda girildiğinde, bir yandan duruma insan hakları açısından bakan hünanistlerin, bir yandan da kendi eğilimlerini savunan eşcinsellerin iki kollu bir özgürleştirme kampanyasına giriştikleri izlenmektedir.
Kinsey'in erkek ve kadın cinselliğiyle ilgilli raporlarının o ana dek saklı kalmış bazı gerçekleri ortaya çıkarmasıyla, özgürleştirme hareketi bilimsel bir destek bulmuştur.
1970 yılının Haziranında New York'ta polisin eşcinsellerin uğrağı olan bir bara baskın yapmasıyla patlak veren olaylar ve 15-20 bin kadar eşcinselin katıldığı ünlü protesto yürüyüşüyle, ilk kez önyargılı bir kamuoyuna kesin bir tepki gösterilmiştir. Bugün bir çok batılı ülkede eşcinsellerin dayanışma örgütleri bulunmaktadır.
Kinsey Raporu, Amerika'daki erkekler arasındaki bir örneklemede orgazmla sonuçlanan eşcinsel temasta bulunmuş erkeklerin oranını yüzde 35.5 olarak göstermekte; orgazm kıstası kaldırılınca bu oran yüzde 50'yi bulmaktadır. Kinsey' in bulguları ayrıca, eşcinsellerin en az heteroseksüeller kadar davranışlarında çeşitlilik gösterdiklerini kanıtlamaktadır. Daha sonraki araştırmacılar tarafından da doğrulandığı gibi, 'tipik' bir eşcinsel yoktur.
Örneğin eşcinsellerin sevişme tarzıyla ilgili sanıların tamamen yanılgılı olduğu, eşcinsellerin kendi açıklamalarından ve yapılan araştırmalardan meydana çıkmaktadır. Eşcinsel ilişki sanıldığı gibi yalnız anal penetrasyon yoluyla gerçekleşmemekte, tersine, anal penetrasyon en az kullanılan yöntemler arasında bulunmaktadır. Aynı heteroseksüeller gibi, eş cinseller de daha çok karşılıklı okşama, mastürbasyon, fellasyo gibi yöntemlere rağbet etmektedirler. En önemlisi, eşcinsel çiftlerde etkenlik ve edilgenlik, şu ya da bu eşe özgü bir rol olmamaktadır. Her iki eş de değişik rolleri üstlenmektedir.
Kamuoyu yanılgılarından ve önyargılarından arındırıldıkça, ileri batılı toplumlardan başlamak üzere, eşcinsellerin uzun süredir uygulanan maddi ve manevi baskılardan artık sıyrılmakta olduklarını söylemek olanaklıdır.
Garip bir tezatla, Batı kültürünün tavrının yumuşamaya ve daha akılcı olmaya başladığı bir sırada, bu konuda tarih boyunca hoş görülü davranmış olan Doğulu toplumlar, Batının kültürel etkisiyle eşcinselliğe karşı Batılıların terketmeye başladıkları tavırları almaya başlamışlardır. Halk, Batılı dogmalar çevresinde düşünmeye alıştıkça, Doğulu toplumlarda her zaman var olan eşcinsellik sosyal bir sorun haline gelir olmuş, hatta Batı yozlaşmasının ithal edilen bir ürünü olarak nitelendirilmiştir.''
kaynak: kadınlar sitesi.com.
Elimizdeki en eski destan olan Gılgamış Destanı'nın M.Ö. Yedinci Yüzyıl'a ait bir metninde Asurluların ulusal kahramanı Gılgamış'la vahşi savaşçı Enkidu akasındaki efsanevi aşk hikaye edilmektedir.
Grek uygarlığının doruk nortasına ulaştığı Atina'da kadınlar kölelerin biraz üstünde, ikinci sınıf muamelesi görürken, özellikle pederasti (olgunluğa erişmemiş genç erkeklere karşı daha yaşlı bir erkeğin duyduğu ) eşcinsel aşıkların birbirlerine tam takım askeri donatım armağan etmeleri töredendi.
Tep kentinin ünlü 300 kişilik kutsal taburu eşcinsel çiftlerden oluşmuştu. Yıllarca her savaştan galip çıkan bu yenilmez armadayı dize getirmek ancak Makedon Kralı Filip ile oğlu Büyük iskendere nasip olmuştur.
Grekler, bir sevgi ve güzellik idealinin simgesi olmasının dışında, eşcinselliği insanın yaradılışında da görmüşlerdir. Aristofanes'in anlattığı bir efsaneye göre, ilk insanlar erkek, dişi ve hermafrodit olarak üç türden oluşmaktaydı. Tanrılara meydan okumaları sonucu, ceza olarak ortalarından ikiye bölünmüşler; böylece hermafroditten erkek ve dişi heteroseksüeller, erkekten eşcinseller, dişiden ise, lezbiyenler, yani seviciler türeyerek, sonsuza dek öbür yanlarıyla birleşme özlemi içinde yaşamaya mahkum olmuşlardır.
Romalılar eşcinselliği 'Grek töresi' olarak küçümsemekle birlikte, Sezar'ın Bitinya kralı Nikomedes'e olan aşkı, askerleri tarafından seferlerde söylenen şarkılarda dile getirilecek kadar ün kazanmıştı. M.Ö. Altıncı yüzyıldan itibaren de Roma'da eşcinsel seks partilerinin olağan hale geldiği bilinmektedir.
Uzak Doğu uygarlıklarında Grek düşüncesine koşut olgular göze çarpmaktadır. Örneğin, Çin'de Konfüçyüs, çocukların eğitiminde öğretmen-öğrenci dostlu tutku insan sevgisinin en yücelmiş ifade biçimi olarak olağan ve teşvik gören bir olguydu. Ayrıca, gençlerin eğitiminin bir parçasıydı. Yeni yetişen bir erkek çocuğunun eğitimi için yaşlı, deneyimli, ve bilgili bir erkek hocanın yanında kalması gerektiğine inanılırdı.
Eşcinsellik ne diğer eski uygarlıklarda, ne de Greklerde hiç bir zaman kadınsılık anlamına gelmemiştir. Tersine, Greklerde çok büyük önem taşıdığını vurgulamıştır. Bu arada, Greklerde aşağılamakla beraber sık rastlanan eşcinsel fahişelerden bir türü, Çinlilerde Siang-kong denilen tiyatro oyuncusu oğlanlardı. Özel olarak yetiştirilen bu gençler, tiyatroda kadın rollerine çıktıktan başka, şölenlerde de konuklan eğlendirmekle görevlendirilirlerdi.
Japonya'da, genç Samurailer arasında eşcinsellik, Greklerdeki gibi teşvik görmekteydi ve kadına tutulmanın zayıflık ve kadınsılık belirtisi olduğu düşüncesi egemendi. Soylular çevrelerini genellikle kurtizanların oğulları arasından seçilen gençlerle donatırlardı. Aynı kökten gelmelerine karşın, islam ve Yahudi-Hristiyan uygarlıklarının eşcinselliğe karşı değişik tavırlar aldıkları görülür. Yahudiler arasında Mısır'dan kovuluşlarından ve Filistin'e yerleşmelerinden sonra görülen milliyetçi akım, çevre topluluklarında görülen cinsel davranışları tümüyle yasaklayıcı kuralların çoğalması ve tabulaşmasına yol açarken, Müslümanlarda islamiyeti kabul eden yerel kültürlerin davranış biçimlerine uyma şeklinde kendini gösteren bi hoşgörü izlenmiştir. Doğu'da halk edebiyatının önemli bir örneği olan Binbir Gece Masallarında ise eşcinselliğin halk arasında sık rastlanan ve kabul gören bir cinsel davranış biçimi olduğunu gösteren birçok öyküye rastlamak mümkündür. Doğu'dan Batı'ya geçince manzara değişmektedir. Eski Ahit'ten bu yana geçen yirmi beş yüzyıl boyunca Batılı toplumlarda eşcinsellerin çeşitli idam cezalarına çarptırıldığını, hapsedildiklerini, sonuçta sürekli olarak toplum dışına itildiklerini görüyoruz.
Dinsel doğmanın etkisindeki toplumun baskılarına karşın, özellikle güzel sanatlarda ve dinsel yaşamın içinde eşcinselliğin düşünce ve davranış olarak devam ettiği görülmektedir. Papalık tahtına kadar tırmanan eşcinsellik, güzel sanatlarda Mikelanjve Leonarda da Vincigibi ustaların yapıtlarında yansımıştır. Marlowe, Wilde, Proust ve Gide gibi yazarların yaşam ve yapıtları da, eşcinselliğin en azından bireylerin yaşamında ne denli önemli bir yer tuttuğunun tanıkları olmaktadır.
Yirminci yüzyılda girildiğinde, bir yandan duruma insan hakları açısından bakan hünanistlerin, bir yandan da kendi eğilimlerini savunan eşcinsellerin iki kollu bir özgürleştirme kampanyasına giriştikleri izlenmektedir.
Kinsey'in erkek ve kadın cinselliğiyle ilgilli raporlarının o ana dek saklı kalmış bazı gerçekleri ortaya çıkarmasıyla, özgürleştirme hareketi bilimsel bir destek bulmuştur.
1970 yılının Haziranında New York'ta polisin eşcinsellerin uğrağı olan bir bara baskın yapmasıyla patlak veren olaylar ve 15-20 bin kadar eşcinselin katıldığı ünlü protesto yürüyüşüyle, ilk kez önyargılı bir kamuoyuna kesin bir tepki gösterilmiştir. Bugün bir çok batılı ülkede eşcinsellerin dayanışma örgütleri bulunmaktadır.
Kinsey Raporu, Amerika'daki erkekler arasındaki bir örneklemede orgazmla sonuçlanan eşcinsel temasta bulunmuş erkeklerin oranını yüzde 35.5 olarak göstermekte; orgazm kıstası kaldırılınca bu oran yüzde 50'yi bulmaktadır. Kinsey' in bulguları ayrıca, eşcinsellerin en az heteroseksüeller kadar davranışlarında çeşitlilik gösterdiklerini kanıtlamaktadır. Daha sonraki araştırmacılar tarafından da doğrulandığı gibi, 'tipik' bir eşcinsel yoktur.
Örneğin eşcinsellerin sevişme tarzıyla ilgili sanıların tamamen yanılgılı olduğu, eşcinsellerin kendi açıklamalarından ve yapılan araştırmalardan meydana çıkmaktadır. Eşcinsel ilişki sanıldığı gibi yalnız anal penetrasyon yoluyla gerçekleşmemekte, tersine, anal penetrasyon en az kullanılan yöntemler arasında bulunmaktadır. Aynı heteroseksüeller gibi, eş cinseller de daha çok karşılıklı okşama, mastürbasyon, fellasyo gibi yöntemlere rağbet etmektedirler. En önemlisi, eşcinsel çiftlerde etkenlik ve edilgenlik, şu ya da bu eşe özgü bir rol olmamaktadır. Her iki eş de değişik rolleri üstlenmektedir.
Kamuoyu yanılgılarından ve önyargılarından arındırıldıkça, ileri batılı toplumlardan başlamak üzere, eşcinsellerin uzun süredir uygulanan maddi ve manevi baskılardan artık sıyrılmakta olduklarını söylemek olanaklıdır.
Garip bir tezatla, Batı kültürünün tavrının yumuşamaya ve daha akılcı olmaya başladığı bir sırada, bu konuda tarih boyunca hoş görülü davranmış olan Doğulu toplumlar, Batının kültürel etkisiyle eşcinselliğe karşı Batılıların terketmeye başladıkları tavırları almaya başlamışlardır. Halk, Batılı dogmalar çevresinde düşünmeye alıştıkça, Doğulu toplumlarda her zaman var olan eşcinsellik sosyal bir sorun haline gelir olmuş, hatta Batı yozlaşmasının ithal edilen bir ürünü olarak nitelendirilmiştir.''
kaynak: kadınlar sitesi.com.
sözlükteki büyük bir boşluğu doldurmuştur bu başlık.
emeği geçenlere teşekkür etmek lazım. tek eksiği buydu sözlüğün.
emeği geçenlere teşekkür etmek lazım. tek eksiği buydu sözlüğün.
(bkz: cinselliğin tarihi)
(bkz: tarihteki eşcinseller)
http://t0.gstatic.com/ima...PanDaphnisSUP.jpg&t=1
yunan mitolojisinde de eşcinsel aşk üçlemesi geçer (isimleri net aklıma gelmiyor.)
yunan mitolojisinde de eşcinsel aşk üçlemesi geçer (isimleri net aklıma gelmiyor.)
lanet ile başlar, kötülük ve rezillikle devam eder, kıyamet ile biter.
işi güçü olmayıp eşcilsellik tarihini araştıran yazarın açmış olduğu, eşcinsel başlık.
Ülkemizde tarihlerini yaşatmaları problem değildir.
detaylı bilgi için;
(bkz: türkiye eşcinselleri koruma derneği)
dipnot: * bir adamım. ayar vereni *. *
--spoiler--
ülkemizde de kabul edildiği üzere hukukun genel prensibi olarak; kanunu olmayan bir şeyin suç olması mümkün değildir. Daha basit bir anlatımla, eşcinselliği cezalandırmak için yetkililerin ellerinde dayanabilecekleri herhangi bir kanun maddesi bulunmamaktadır.
--spoiler--
lakin birine ibne demek suçtur.
detaylı bilgi için;
(bkz: türkiye eşcinselleri koruma derneği)
dipnot: * bir adamım. ayar vereni *. *
--spoiler--
ülkemizde de kabul edildiği üzere hukukun genel prensibi olarak; kanunu olmayan bir şeyin suç olması mümkün değildir. Daha basit bir anlatımla, eşcinselliği cezalandırmak için yetkililerin ellerinde dayanabilecekleri herhangi bir kanun maddesi bulunmamaktadır.
--spoiler--
lakin birine ibne demek suçtur.
sözlüğü amacına uygun bir şekilde kullanan yani bilgi amaçlı entry giren yazarın açtığı başlıktır. homofobik sanrılarla sarsılmaya gerek yok, başlık ete kemiğe bürünüp hiçbirinizin odasına girmeyecek.
alt tarafı birkaç paragraflık bir yazı... ayrıca bkz; okumaya inanmak.
alt tarafı birkaç paragraflık bir yazı... ayrıca bkz; okumaya inanmak.
güncel Önemli Başlıklar