bugün

seçmen profili araştırma sonuçlarından.

"Eğitim yükseldikçe AKP oyları düşmektedir. (ilkokul %54, ortaöğrenim %41.8, Üniversite %22,0) CHP için durum tersinedir, eğitim yükseldikçe CHP'ye oy vereceğini söyleyenlerin oranı artmaktadır. CHP seçmenin neredeyse yarıya yakınını oluşturan ilkokul ve daha alt eğitim gruplarında %11,2 oranında oy alabilmektedir." *

e memlekette eğitimin hali ortada.
sultan birinci tayyip nanik recep seçilmeyecek de, baykal mı seçilecek ya la?

http://www.agarastirma.co...malar/secmen_profili.html
eğitim yükseldikçe hırsızlık, namussuzluk artması ile alakalıdır. cahil insan suç işlemez. suç işliyorsa o suç genelde kavga gürültü şeklindedir.

edit: tam anlaşılmamış herhalde... cahil insanlar; hırsızlardan, yolsuzluk yapanlardan, bankaların için boşaltanlardan bıktığı için akp ye destek vermekte... devletten nemalanamayan zenginler ve devlet bürokrasisinde çalışanlar ise bu durumdan oldukça rahatsız. akp'den en rahatsız kesimlere bakın. türkiye'nin tüm bankaları batırılırken görevde olan siyasiler, bürokratlar, basın, yargı mensubları ve bu karmaşayı yaratan 28 şubatçılar... el birliği ile devleti soydular, halkı soyup soğana çevirdiler. akp gitse de devam edebilsek diye akbaba gibi bekliyorlar...

bir çok eğitimli insan var ki akp'ye oy veriyor. devlette ordu, mhp ve chp sayesinde kadrolaşmış eğitimlileri saymazsanız eğitimli insanların çoğunluğunun akp'ye oy verdiği görülür. tabi devlet bürokrasisini ele geçirmiş insanlar gözler önünde olduğu için çokmuş gibi görünebilir. bir örnek verelim. 28 şubat'ta bir çok haketmeyen insanı profesör yapan zihniyete kendini satmış eğitimli insanlar mı eğitimli? akp'nin kadrolaştığı iddia ediliyor. memleketin yarısı akp'ye oy vermiş. o halde devlet kadrolarından en az yarısının akp'li olması gerekir. kadrolaştıysa daha fazla... ama devlete bağlı her kuruma bakın hep solcuların yada milliyetçilerin elinde... kim kadrolaşmış? memleketin en az % 90'ı müslüman olan bir ülkede türbanı kime güvenerek yasaklayabiliyorlar? memleketin % 47 oyunu almış bir partiyi anayasa mahkemesi nasıl kapatma davası görebiliyor? anayasa mahkemesinde bulunan 11 hakimin en az on tanesi nasıl müslüman olmaz? şimdi birileri demagoji yapıp kimin müslüman olduğunu allah bilir diyecektir. biri temel hak ve hürriyetlere giren giyinme özgürlüğünü görmezden gelip allah'ın emri olan türbana karşı çıkabiliyorsa o müslüman da değildir laik de değildir. laik insan en azından din düşmanı olarak davranamaz.
eğitim, insana muhakeme yeteneği verir, araştırma, okuma, merak duygusu aşılar, ufkunu genişletir ve öz güveni arttırır. bu yüzden kendince doğru olanı bulmak çok daha kolaylaşır.
yanlış önermedir aslında,

(bkz: eğitim yükseldikçe chp oylarının düşmesi)

arkadaşım, akp çıkalı zaten 8-10 yıl oluyor 10 yılda ne kadar değişebilir bir ülkenin eğitim seviyesi, akıl var mantık var neden kendi lafınla kendine laf sokuyorsun ki.
inadına akp gibi trollce sözler ile akp'yi savunanların olduğunu düşünürsek doğal durumdur.
kendi insanını eğitimli-eğitimsiz diye ayıran bir beyinsizin çıkarımı. okumakla adam olunsaydı üniversite bitiren abdullah öcalan adam olurdu.
danıştayın saçma sapan egoları yüzünden eğitim seviyesisinin düşmesi daha mantıklı olanıdır.
türkiyenin yüzde kaçı üniversite mezunu diye insanın aklına bir soru gelir hemen bu başlığı okuduktan sonra.
gönül ister ki bu gerçekleşsin.

fakat ülkedeki seçmenlerin zihniyetini değişmedikçe, biz daha çok konuşuruz bunu.
akp ye değilde hangi partiye verildiğide ayrı bir düşünce sebebidir.
AKP lilerin üniversiteye alınmasından kaynaklanıyordur. Hani her başörtülü siyasi simge taşıyor , her örtülü potansiyel şeriatçı ya. ybsg
tayyipgillerin her hafta milyonlarca lira bayılarak yaptırdığı araştırma sonuçlarından biridir. benim cümlem değil, bilimsel bir araştırma sonucudur.

evet, cahil cühela bırakılıp, kömüre, bulgura muhtaç hale getirilen insanlar, dinci siyaset ve ezik edebiyatına yenilerek, a.k. partisine oy vermektedir.

işte araştırmayı yapan a&g'nin kendi cümlesi:

Eğitim yükseldikçe AKP oyları düşmektedir:
ilkokul %54,
ortaöğrenim %41,8,
Üniversite %22,0

CHP için durum tersinedir, eğitim yükseldikçe CHP'ye oy vereceğini söyleyenlerin oranı artmaktadır.
CHP, seçmenin neredeyse yarıya yakınını oluşturan ilkokul ve daha alteğitim gruplarında %11,2 oranında oy alabilmektedir.
ulusalcı burjuvaların partisi olmadığını gösteren bulgudur. demek ki sıradan halka hitap ediyor. isminde halk olanlar halktan uzak olursa olacağı budur. her totaliter rejim böyle partilere karşıdır. bürakratik burjuvanın yuvalandığı devlet, kendinden yana olan iktidar ister. böyle partileri kendi kafalarındaki rejimin düşmanı görür. eğitimlileri; özel işyeri çalışanı eğitimlileri ile devlet işinde çalışan eğitimlileri ayırıp bakın. devlete girmiş olanlar genelde akp düşmanı, özel sektör çalışanları ise akp yandaşı. devlet kadrolarına sadece kendi görüşünde insanları getirenler nedense gözden kaçıyor.

mesela akp'nin irticacı bir parti olduğu dile getiriliyor. ancak akp'ye destek veren yahudi, ermeni, rum, hristiyan vatandaşlarımız var. demek ki bu insanların islami bir rejimden daha çok korktuğu, sevmediği bir rejim var.

akp; beyaz türk denilen milliyetçiliği ön plana çıkarmış insanlardan uzak. devlet ise bu mhp ve chp üyesi beyaz türklerin tekelinde. zaten krizler burdan kaynaklanıyor. akp kadrolaştığından bahsedilir de chp ve mhp den söz edilmez. belki chp ve mhp yandaşları bunların farkında değil. ama bu derin devletçi ulusalcılar tarafından kullanılıyordur.

bizim iki derin devletimiz var. ortak yanları olan millliyetçilik bazen güç birliği yaptırıyor. biri laik milliyetçi ve chp'nin temsil ettiği derin devlet, diğeri mhp'nin temsil ettiği milliyetçi muhafazakarlar. bunlar kendi aralarında mücadele edip devlette daha çok söz sahibi oluyorlar. aslında bunlar kendi içinde bir denge kurmuş. böylelikle ne sol ne sağ çok ileri gidip düzeni değiştiremiyor ve çekişmeler sürüp gidiyor. darbelere bakarsanız bazılarını laikler bazılarını milliyetçilerin tezgahladığını görürsünüz. bazen de her ikisi beraberdir. bazı olaylarda aynen öyle. mesela susurluk olayı laik milliyetçilerin milliyetçi muhafazakarlara bir operasyonu olduğundan bahsedilir. bu olaydan sonra laik milliyetçiler daha güçlenip 28 şubat sürecine gidip ülkeyi ele geçirdiler. 12 eylülden 28 şubat'a kadar milliyetçi muhafazakarların derin devletteki güçleri unutulmasın. mesela dersim olaylarına kısaca bakalım. dersim katliamını yapan chp görünür. fakat o zaman ki chp içinde şimdi mhp görüşünde olan insanlara benzer insanlar vardı. yani bu katliamı sadece chp zihniyeti yapmadı. o zaman içlerinde mhp zihniyetinde olanlar da vardı ve el birliği ile yaptılar. chp 1960 darbesinden sonra içinde bölünerek laik milliyetçiler(chp) ve milliyetçi muhafazakarlar(mhp) olarak bölündü. biz geçmişi fazlaca açıklayan olmadığı için bunları farketmeden yaşıyoruz. oysa chp ve mhp zaten aynı partiydi. bu partinin laikler ve inançlılar olarak ayrılmasından başka bir şey değil. yani bu ülkede laiklik kavgası bitsin. mhp ve chp arasında hiç sorun kalmaz. alevilerin dersim katliamını yapan chp'ye oy vermesini anlamlandıramıyoruz. oysa dersim katliamını yapanlar chp içindeki mhp'lilerdi. o zaman için ayrı bir parti olmadığından tüm milliyetçiler chp olarak adlandırılmıştı. bölündükten sonra laik milliyetçiler alevilere daha yakın gelmişti.

ulusalcıların türkiye cumhuriyeti tarifleri aynen şöyle. türkiye üniter yapıya sahip bir ulus devlettir. üniter devlet ve ulus devlet birbirinden çok farklı şeyler ve neredeyse zıt. fakat üniter devlet olduğuna karşı çıkacak kadar kendilerini ortaya çıkarmamak için kavramları eğip büküyorlar.

türkiye üniter devlet anlayışına sahip olduğunda tüm sorunları biter. newyork çeteleri filmini izleyen vardır. ordaki çeteler günümüzde aynen bizde de var. zaten türkiye devletini ancak amerika ile kıyaslayabilirsiniz. çünkü üniter devlet olarak bir amerika bir türkiye var. diğerleri ulus devlet. gelecek nesillerin özgürlüğü için amerika gibi bir iç savaş yaşamak zorunda kalmayız umarım. irticacı, kürt, alevi diye insanları yaftalayıp zenci yerine koyanlar utansın.

haksızlığa uğradik diye şiddete sarılmak çözüm değil. bu memleket elbet bir gün üniter devlet olacaktır.
o zaman demokrasiden vazgeçelim, oligarşi gelsin.

Akp'nin kendi kuyusunu kazdığını gösteren durumdur. Bedava kitap dağıtarak, her ile üniversite açarak, kendinden önceki tüm iktidarların toplamından çok okul yaparak, en önemlisi böyle gelmiş böyle gider denilen eğitim sisteminde reform yaparak kendi geleceğini tehlikeye sokmaktadır.
birilerinin bir türlü anlayamadığı gerçektir, eee tabi seçmeninin zeka seviyesi bu kadar.
alınan eğitimin kömürle kandırılmayı engellemesinden kaynaklanan siyasi hadise.
genç partinin büyükşehirlerden en çok oyu izmirden alması gibi mi? hani eğitimli izmir yaa. (bkz: bir örnekle çürütürüm)
(bkz: seçmen profili araştırması)
(bkz: doğru orantı)
(bkz: anadolu feraseti)
eğitim seviyesi ile bilincin biraz daha yükselmesi ile oy kullanma oranı düşücektir.
başa editleyelim bu sefer. tanımdan önce bir rica girelim. tamamını okumayan artı oy da vermesin eksi oy da vermesin.

seçmen dağılımını ve siyasi görüş şablonlarını üst üste oturttuğunda akp seçmenlerinin düşük eğitimli olması görüldüğünde bundan aklınca hakaret ve hatta zeka seviyesine (geçmişte görülmüştür) gönderme yapan fikir tümcesi.

bu ülkede yıllarca partilerin bir kesimi sağcıyız diyerek muhafazakar kesimin sırtını sıvazladı. bir kısım partiler ise sol (buraya dikkat) demokrasi, özgürlük ve islamın simgesi olarak görülen her türlü şeye karşı durarak (aman ne uzattım canım din düşmanlığı de gitsin) sosyal demokratların ağzına bal sürdü. bu ülkede 40 yılı aşkın süredir milli görüş (erbakanın liderliğini yaptığı kesim) vardı ama hiç bir zman % 50lere yaklaşan oylar almadı. o da 3. bir cephe olarak siyaset sahnesindeyidi.

sonra ne mi oldu 8-9 sene önce yeni bir oluşum başladı. bu oluşum öyle bir oluşumdu ki insanlar daha parti kurulmadan, ismi bile konulmadan ona oy vereceklerini söylüyorlardı. halk bıkmıştı sağ sol çekişmesinden. hoş bu ülkede özaldan sonra gelen tüm iktidarlar ülkenin her geçen gün kaosa sürüklenmesine sebebiyet veren bir silsilede siyaset yaptılar. kendi %15lik kesimi hariç kimseye yarar bir icraatte bulunmadılar. bu süreç 28 şubat sürecini doğurdu.

bu ülke insanına aptal muamelesi yapanlar, siyasetten anlamayanlardır. siyaset konuşmaya başlamadan önce bilgi birikiminin olması gerekir. ama malum. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi herkes. hadi birlikte bakalım geçmişe.

chp yıllarca büyük bir çoğunluğu muhafazakar olan toplumu ezmiştir. süründürmüştür. halka rağmen -sözde- halk için siyaset yapmıştır. milleti sirk eğitmeninin hayvanı eğittiği gibi eğitmeye çalışmıştır. (milli şef-değişmez şef) aslında bu millet gerçekten devletine bağlı, her ne olursa olsun devlet hata da etse, kalbi kan ağlayıp susmuştur. uğruna babalarının, kardeşlerinin, arkadaşlarının can verdiği, kan döktüğü, şehit olduğu devletine asla baş kaldırmamıştır. (atatürk zamanında ve sonrasında doğu güneydoğu menşeli ayaklanmaları hariç tutmamız gerekir. orada faaliyet gösteren yabancı menşeli casusluk faaliyetleri sonucu, ayrılıkçı görüş, orada yaşayan insanlrımızın beynine yerleştirilmiş, beyinleri yıkanmıştır.)

bu düzen ne zamana kadar sürdü peki? çok partili sisteme geçer geçmez chp muhalefete düşmüş, menderes iktidar olmuştur. sırasıyla 1950-1954 ve 1957 seçimlerini kazanmıştır. (çok partili sisteme geçiş chpnin demokratlığından gelmez. sovyetler birliği 1945 yılında 1925 yılında imzalanan dostluk ve saldırmazlık anlaşmasını yenilemeyeceğini ilan etmesi ve boğazlar üzerinde hak iddia etmesi üzerine abd ye yakınlaşmak için mecburen demokrasiye geçilmiştir. yoksa ne seçimiymiş)

- 27 mayıs 1960 darbesi - iyi oynayan takımının oynadığı futbolun hakem tarafından katledilmesi. halkın elinden devletin alınması.

1961de yapılan seçimlerde 27 mayısta dağıtılan demokrat partinin mirasçıları yeni partiler tarafından ezici çoğunlukla (toplam % 62) oy almıştır. ancak yasalar partilerin birleşmesine elvermediğinden bu üç partiden daha yüksek oy alan chp (% 36) cumhurbaşkanı tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilmiştir. ancak çoğunluğu sağlayamadığından arada çeşitli sebeplerle yıkılan kolalisyonlar dönemi yaşandı

1965 yılında adalet partisi % 52 oyla iktidar oldu. 1959 yılında ise % 46.5 oyla tek başına iktidar olmayı başardı. ama 12 mart 1971 de askeri muhtıra ile demirel istifa etti. ecevit askeri müdahaleye karşı olduğundan chpnin yeni kurulacak hükümette yer almasın istemedi. ismet inönü askeri müdaheleye nispeten ılımlı bir yaklaşım sergileyince de genel sekreterlikten istifa etti.

ecevitin bu hareketi halk tarafından büyük destek gördü. (28 şubat ve tayyip erdoğanı anlatıyorum gibi geldi bir an değil mi?) 1972'de ecevit olağanüstü genel kurulda inönüye üstünlük sağladı vepartinin genel başkanı oldu.

chp gerçek anlamda halk partisi oldu bu sayede. inönünün şef partisi anlayışı yerle yeksan olmuştu. 1973te cumhurbaşkanlığı seçimlerine dolaylı müdahalede bulunan inönü bunda da başarılı olamadı ve fahri korutürkün seçilmesini engelleyemedi.

1973 yılında ecevitin demokrat tutumları meyvesini verdi ve chp seçimlerden galip çıktı. erbakan ile kurulan hükümet 1974 kıbrıs barış harekatı ile adeta ağaya (abd ye) kafa tuttu ve ecevitin halkın üzerindeki sempatisi arttı. ancak abd ambargo uygulayarak ekonominin darboğaza girmesine sebep oldu. ülk bir anda sağ sol kavgasına girdi 1977 seçimlerinde yine birinci çıkmasına karşın yine tek başına hükümeti kuramadı. sağ sol kavgası, iflas etmiş bir ekonomi, her gün işlenen siyasi cinayetler derken partiler arasındaki kısır çekişmeler eşliğinde 12 eylül 1980 geldi çattı.

1980 darbesinin halk üzerindeki etkisi yine darbeyi yapanlara nispet edercesine anapı seçmeleriyle oldu. özalın etkili siyaseti sonucu ülke 1980 öncesi ekonomisi ile kıyaslandığında adeta çağ atladı. (bkz: çağ atlamak)

bu ülkenin başına gelen en talihsiz şeylerden birincisi inönü ikincisi ise demireldir kanımca (bu sıralamayla) (üçüncüsü ise erbakan) (baykal da mansiyon alır). nitekim 6 kez gidip 7 kez geldi demirel. her defasında büyük biraderler tarafından kollandı. yaşatıldı. tanıtıldı. reklamı yapıldı ve hep zirvede oldu. ülkeyi istikrarlı günlerinden uzaklaştırarak yeniden koalisyon hükümetleri dönemleri yaşandı ve gidişat 28 şubat post modern darbesi ile noktalandı. milletvekili pazarları kuruldu. kurmaca, düzmece tezgahlar yapıldı. halktan habersiz darbe planları yapıldı. kartel kanallarında ali kalkancılar müslüm gündüzler aczmendiler fışkırdı evlerimize televizyonlardan. kes-yapıştır bantlar yayınlandı kimilerinin söylediklerini çarpıtmak için. şiir okuyan adamlar hapse atıldı kast etmediklerini kast ettiği iddiasıyla.

özetle: tarih tekerrürden ibarettir. akp'yi siz iktidar yaptınız başkası değil. bu millet aptal değil. cahil hiç değil. tarihi açıp okumayan, tarihten ders çıkarmayan, halkı eziyetle terbiye edeceğini zanneden sizler iktidar ettiniz başımıza. daha hala üniversitelerde eğitimi nasıl iyileştirebilirim diyte düşüneceğinize üniversiteye başörtülülerin girmesini nasıl engellerimin peşindesiniz. hala akıllanmamışsınız. hala aynı yoldasınız. (durmak yok. yola devam edin. aferin.)

ve en baştaki örneğe geri döneyim. siz milleti sirk eğitmeninin hayvanı eğittiği gibi eğitmeye çalışıyorsunuz. yatın kalkın bu millete dua edin siz. eğer bir sirkte bir eğitmen, bir fili bu yolla eğitmeye kalksaydı yerden jiletle kazırlardı. eğer arslanı eğitmeye çalışsaydı ertesi gün kürekle toplarlardı.
eğitim arttıkça yalancılığın da arttığının göstergesidir. madem eğitim arttıkça akp'ye oy veren sayısı azalıyor bu oylar nerden geliyor? istatistik böyle ise eğer bir diğer çıkarım da eğitimin arttığının filan yalan olduğudur.

hell yeah! gece gece çılgınlar gibi çıkarımlar yapıyorum.*
60 yaş üstü üniversite mezunlarının akp ye verdiği oy sayısı çok düşüktür, 45 yaş üstü üniversite mezunlarının akp ye verdiği oy sayısı düşüktür, ama daha genç kesime gelirsek akp nin bu kesimden aldığı oy kesinlikle çok yüksektir ki bu kadar oy alabilmektedir yoksa nasıl %46.xx çıksın oyları.
saçma bir tespittir...artık gerçekleri görmenin zamanı geldi...eğitim çağındayız kimin iyi kimin kötü olduğuna karar verebilecek kapasitelere sahibiz türk milleti olarak..insanımız bunu görerek de ne chpyi ne mhpyi (akpden sonra gelen ıkı soz sahıbı partı oldugu ıcın bunların ısmını yazdım) başa getirmektedir...gerçekten şu zamana kadar akpyi hiç savunmadım,savunmamda fakat diğerlerine oranla daha iyidir.vallah fakirin de zenginin de menfaatini sağlayan partidir..insanlar zaten menfaat peşindedir.yani çıkarları iyi olduğu zaman kim kime kötü diyebilir.bu ülkede akpden faydalanamayanlar böyle tespitler yapıyor.emin olun şu anda chp olsaydı aynı şekilde tespitlerle karşılaşacaktı..yani bu bir gerçek...
son 8 yılın şehir efsanesidir..sanki dersin a.k. partisine oy vermeyenlerin hepsi profesör.

kurtulun şu kompleksten yahu..eğer böyle devam ederse muhalefet, birçok a.k. partisi karşıtı(ben dahil) inadına onlara oy verir.