bugün
- tekno faşizm çağına herkes uyanmalıdır8
- hayat bombokken bir şey olup daha da bombok olması11
- israil lübnan savaşı13
- selahattin demirtaş adam gibi adamdır15
- hangi ülkede yaşamak istersin sorusu8
- sözlüğün en hanımefendi yazarı24
- sahip olunan ilk otomobil15
- sözlükte erkek sanılmak13
- erkeklerde ses tonu12
- bik bik ve insan olmaya ceyrek kala dansı9
- butun erkeklerin ayni olmasi13
- kimseyle konuşmak istememek18
- kasap dükkanına saldıran koyun11
- karınızın mini giymesine izin verir misiniz25
- hacda cesetlerin çöpe atılması17
- 2 kişilik yiyorum hihihi diyen hamile12
- arabaya temmuz zammı11
- samet akaydın10
- ülkücülerin ülkeye katkıları25
- astrolojiciler bi bitmediniz amk10
- hacca gitmek çok mu önemli15
- gideon reid morgan jj16
- anın görüntüsü9
- yaprak dökümündeki en suçlu karakter8
- gece yazıp gündüz yazmayan erkek34
- elazığ da sokakta çırılçıplak namaz kılan adam12
- 24 haziran 2024 hırvatistan italya maçı11
- diyarbakırda şeriatçıların şubelere saldırması12
- galatasaray lobisi14
- fener'in devletten yaklaşık 2 milyar tl istemesi17
- güzellik algınızı tam karşılayan ünlü18
- hava grubu burçları9
- true'nin gay olması29
- yaşamak için geçerli sebepler8
- arkadaşlar sizce bu gömlek nasıl20
- ismet gürbüz9
- kadınlar tipe bakmaz25
- 22 haziran 2024 türkiye-portekiz maçı32
- ilim vs bilim11
- namaz kılan tecavüzcü kılmayandan daha iyidir19
- kedimin boğazımı sıkması18
- yalnızlığın anlaşıldığı anlar10
- hazal kaya10
- en nefret ettiğiniz ülke12
- paraya ihtiyacım var8
- müstakil eve asansör koymak10
- ülkesi abd ce işgal edilsin isteyen mal cemaatçi9
- gideon reid morgan jj silik yesin kampanyası11
- ağzı burnu kırılmak istenen sözlük yazarları13
- arkadaşlar sınava çalışıyorum birşey diyor musunuz17
yenisi gelen, zamanı geçen veya kullanılmayacak duruma gelen şeyin durumu.
kendini yaşlanmış hisseden insanların söyledikleri kelime.
- eskidim abi, bu hatun yordu beni.
- yok be paşa ne eskimesi, hala benim gibileri cebinden çıkarırsın.
- ciddi mi?
- tabi be, yürü koçum benim.
- eskidim abi, bu hatun yordu beni.
- yok be paşa ne eskimesi, hala benim gibileri cebinden çıkarırsın.
- ciddi mi?
- tabi be, yürü koçum benim.
bazen insanın da başına gelebilendir, yaşlanmak değil eskimek. aynen eşyalar misali tel tel ayrılıp dökülür insan. boyaları solan sıvaları parça parça çatlayıp dökülen ev gibi, kumaşları gitgide incelip yıpranan koltuklar gibi, paraziti artan, neredeyse susacak hale gelen radyo gibi eskimek. durduğu yerde gedikler açan taş gibi ağırlaştırır insanı, yaşlanmak değildir bu.
eskiyen bir arkadaşlıksa eğer zamanla dostluğa dönüşebilir. kaliteli bir eskimeden bahsediyorum yalnız. özensiz bir eskimede unutulur ya da düşman olunabilir.
"ayin gibi, ibadet gibi, kavramsız yaşamak, zamansız ölmek gibi."
eskimeyen bir şeyler arıyorum hala. oysa kaldı mı şimdiki zamanlarda yıpranmayan bir şey? aitlik bile eskimişken, sadakat kelimesi bir şey ifade etmezken, vefa'nın hakikaten de sadece bir semt olduğu zamanlarda, "aşk"ı dillendirmek bile büyük bir suç olmalı bu dünyada. gizli saklı yaşanmalı, şüphe duyulan her sesten saklanmalı. sonsuza kadar...
***
bu kadar çok acı varken ve bu kadar çok insanlar acı çektirirken, neden kimse ağlamıyor? tanrım, göz pınarlarımı al bu bedenden. al ki milyonlarca insanın yerine ağlamaktan azad et beni.
***
eskimek diyordum.. hani o çok sevdiğimiz metaforlardaki gibi. "kapağı paslanmış bir kavanoz"a koyduğumuz hayaller. sahi kaldı mı o hayallerden? biraz biz de tadına baksak. elimizde kırılıp dökülen umutlarımız bizi üzdü çok. sıkıldık da. o kadar çok sıkıldık ki bu oyun/lardan. bize de bir parça huzur veremez misin? anladım. paylaşmak istemiyorsun. sen de haklısın. bazı şeyler paylaşılınca anlamını kaybeder. gizli saklı kalması gerekir. hani aşk da böyleydi ya. hah işte. onu diyorum. bize biraz huzur ver be kadın. boğulduk burada. bir parça aşk da olur. yeter ki bir şey hissedelim. yeter ki hissizleşmiş parmaklarımız bir başka tene dokununca heyecanlanalım. yeter ki başımızı koymak istediğimiz omuzların hayallerini kuralım gece uyumadan önce. çok mu?
sesini duyuyorum. meçhullük nasıl bir şey? anlatsana biraz. süpriz yapmayı sever gibisin. biz ise süprizleri hiç sevmeyiz. her şeyi kontrol etme alışkanlığımız anneden gelir. kaçamıyoruz yani. şaşırmak insan oğluna yakışan bir hareket değil. bırakalım doğa istediği gibi kontrol etsin onu. sen bizi kontrol etme.
***
merhaba. ben tanis. henüz 22 yaşındayım. saatlerce boş boş televizyona bakmayı severim. elimde olsa aylarca odamdan dışarı çıkmam. biraz sigara, biraz çay bana yeter. artık yalnızım demek bile istemiyorum. o artık bir meziyet değil benim için. derimin üzerine işlenmiş bir dövme. hem de sol göğsümde. o kadar güzel, o kadar karanlık ki. hem çıkmıyor da!
***
"zor sevgilim. çok zor. gözlerini gözlerimle barıştırmak çok zor. sen asık yüzüme bakma. artık hep öyle. yok yok senin suçun değil. artık mizacım böyle. insanlar değişiyormuş demek ki. elbette, tamamiyle değişmedim. hala bir yanım tanis. hani o senin sevdiğin. ama çok muhalefet, çok eksik. diğer yanım karanlık. karanlığına çekildim. elimde değildi. ağladım. sigara içtim. ağladıkça daha çok sigara içesim geldi. sonunda kanser oldum. geçen ay öldüm. farketmedin mi? koca koca adamlar arkamdan ağladı. annemse o günden beri hiç konuşmadı. sen asık yüzüme bakma. insan her daim gülümseyecek diye bir kural yok ya! olsun. gün olur, yine gözlerin gözlerime değer, ben seni yine severim, sen sevmezken. olsun, canın sağolsun."
***
eskimek diyordum.. eskimek, zamanın kaçınılmaz kurallarından. eskimek de güzel de..
bu oyun çok zor sevgilim!
eskimeyen bir şeyler arıyorum hala. oysa kaldı mı şimdiki zamanlarda yıpranmayan bir şey? aitlik bile eskimişken, sadakat kelimesi bir şey ifade etmezken, vefa'nın hakikaten de sadece bir semt olduğu zamanlarda, "aşk"ı dillendirmek bile büyük bir suç olmalı bu dünyada. gizli saklı yaşanmalı, şüphe duyulan her sesten saklanmalı. sonsuza kadar...
***
bu kadar çok acı varken ve bu kadar çok insanlar acı çektirirken, neden kimse ağlamıyor? tanrım, göz pınarlarımı al bu bedenden. al ki milyonlarca insanın yerine ağlamaktan azad et beni.
***
eskimek diyordum.. hani o çok sevdiğimiz metaforlardaki gibi. "kapağı paslanmış bir kavanoz"a koyduğumuz hayaller. sahi kaldı mı o hayallerden? biraz biz de tadına baksak. elimizde kırılıp dökülen umutlarımız bizi üzdü çok. sıkıldık da. o kadar çok sıkıldık ki bu oyun/lardan. bize de bir parça huzur veremez misin? anladım. paylaşmak istemiyorsun. sen de haklısın. bazı şeyler paylaşılınca anlamını kaybeder. gizli saklı kalması gerekir. hani aşk da böyleydi ya. hah işte. onu diyorum. bize biraz huzur ver be kadın. boğulduk burada. bir parça aşk da olur. yeter ki bir şey hissedelim. yeter ki hissizleşmiş parmaklarımız bir başka tene dokununca heyecanlanalım. yeter ki başımızı koymak istediğimiz omuzların hayallerini kuralım gece uyumadan önce. çok mu?
sesini duyuyorum. meçhullük nasıl bir şey? anlatsana biraz. süpriz yapmayı sever gibisin. biz ise süprizleri hiç sevmeyiz. her şeyi kontrol etme alışkanlığımız anneden gelir. kaçamıyoruz yani. şaşırmak insan oğluna yakışan bir hareket değil. bırakalım doğa istediği gibi kontrol etsin onu. sen bizi kontrol etme.
***
merhaba. ben tanis. henüz 22 yaşındayım. saatlerce boş boş televizyona bakmayı severim. elimde olsa aylarca odamdan dışarı çıkmam. biraz sigara, biraz çay bana yeter. artık yalnızım demek bile istemiyorum. o artık bir meziyet değil benim için. derimin üzerine işlenmiş bir dövme. hem de sol göğsümde. o kadar güzel, o kadar karanlık ki. hem çıkmıyor da!
***
"zor sevgilim. çok zor. gözlerini gözlerimle barıştırmak çok zor. sen asık yüzüme bakma. artık hep öyle. yok yok senin suçun değil. artık mizacım böyle. insanlar değişiyormuş demek ki. elbette, tamamiyle değişmedim. hala bir yanım tanis. hani o senin sevdiğin. ama çok muhalefet, çok eksik. diğer yanım karanlık. karanlığına çekildim. elimde değildi. ağladım. sigara içtim. ağladıkça daha çok sigara içesim geldi. sonunda kanser oldum. geçen ay öldüm. farketmedin mi? koca koca adamlar arkamdan ağladı. annemse o günden beri hiç konuşmadı. sen asık yüzüme bakma. insan her daim gülümseyecek diye bir kural yok ya! olsun. gün olur, yine gözlerin gözlerime değer, ben seni yine severim, sen sevmezken. olsun, canın sağolsun."
***
eskimek diyordum.. eskimek, zamanın kaçınılmaz kurallarından. eskimek de güzel de..
bu oyun çok zor sevgilim!
biz yola çıktığımızda gençtik.. neşelerimiz vardı, umutlarımız, isteklerimiz.. en önemlisi kendimize olan inancımız vardı, insanlara olan güvenimiz.. sonra ne oldu, önce hangimiz kırdı diğerini, kimin eli kimde kaldı, kim nerde yara aldı bilemeden bu hale geldik.. dönüp baktık şöyle bir, hiç anlam veremedik.. kurduğumuz her cümle boğazımıza düğüm oldu yapıştı, idrak edemedik. ellerimiz kirlendi her yeni tende, silemedik.. eskidik, çürüdük, yontulduk, değiştik.. biz aynaya baktık.. artık genç değildik..
Dünya üzerindeki canlı cansız ne varsa zamana yenik düşmesidir. Metal yorulur, taş ufalanır, canlı yaşlanır.
Son 4 yılı bu nickle olmak üzere 9. Senemi geçirdiğim sözlükte yaşamaya başladığım hatta yaşadığım durumdur...
Artık eski tadı yok ama naparsın, alışkanlıklar alışkanlıklar.
Artık eski tadı yok ama naparsın, alışkanlıklar alışkanlıklar.
eski bir kütüphane kadar güzel ne var ?
güncel Önemli Başlıklar