bugün

Elinde kahve, yanında sevgilin, tepedesiniz uçurumun kenarında, dolunay var, ateş yanıyor yerde, arkada çadırdan müzik sesi geliyor. Sen onu seviyorsun o da seni...
Yeni bir şehri keşfetmeye başladığınız an ama yalnız olmanız lazım.
3-4 haftada arada bir cereyan eden andır. Böyle iki üç saniyeliğine diyorum ki "ulan ne olursa olsun yine de hayattayım ya" sonra geçiyor tabi, bir anda yorulmuş hissediyorsun filan.
Yagmurlu ve en ruzgarlı gunun pazar gunune denk gelmesi. Bu suretle cumartesı gecesınden actıgım favorı dızı/fılm ıle sıcak bır fıncan cay veya kahve eslııgnde gec yatıp, yarın ıstedıgım kadar uyuyabılecegımı bılmek bana rutın hayatımın en huzurlu anını yasatıyor. Sızcede oyle degıl mı?
Evde kimse yokken tuvalete girdiğim an. Çünkü ona bile rahat yok.
Uzun zamandır böyle bir an olmadı, huzur bırakmadınız be çingeneler.
Evde kimse yok arıyımda konuşalım demesi. Böyle konuşurken huzurdan oturamıyorsun evde salak salak geziyon.
Mazide kalmış ve düşündükçe insanın burnunun direğini sızlatan bir anıdır artık sadece.
Soğuk ve karlı bir kış günü. deniz ile ormanın birleştiği bir sahil kasabasında kar kaplamış yollarda gecenin karanlığında ve sessizliğinde yürümek.
Biraz serin ama ılık bir yaz akşamı, deniz kenarında, güzel bir kitabı okurken ve kahvenizi yudumlarken; dünyanın en sıcak ve güven veren sesi ile size yöneltilmiş kahve için unuttuğunuz süt tozu sorusu karşısındaki, biraz mahcup, çokça aşık gülümsediğiniz o an mı?

Yoksa, o anda kitaba dökülen kahvenin sıcaklığını hala dokunduğunuzda hissedebiliyor olduğunuz bu an mı?

Yahut An'ı biriktirmek midir huzur?

"...insan üç zamanda yaşar;

Şimdiki zamanın geçmişinde,
Şimdiki zamanın şimdisinde,
Şimdiki zamanın geleceğinde..."

Saint augustinus
çayım demlenmiş, dışarıda hırçın bir istanbul yağmuru ve ben evde kitap okuyorum.

en büyük zevkim.
yoğun derslerden bir türlü vakit bulamıyorum!
Uzun zamandır uzun olan saçlarını kısacık kestirmiş, duşunu almışsın; hoş bir hafiflikle yumuşacık temiz nevresimin üzerine kendini atıp güzel bir kitaba başlamışsın. Gece uzun, kitap güzel, tatlı bir uyku hali gelmiş odaya...
Tam da şu an..

Yağmur başladı tıpır tıpır düşmeye.. en sevdiğim şey böyle havada uyumak.. teşekkürler doğa ana..

Hadi allah herkese rahatlık versin..
Çok çalıştığınız bir günün ardından yatma vakti geldiği an. Yatağa yattığınızda bütün vücudunuz ağrıdığını hissedersiniz ama bu mutluluk verir.
Kafamı boşalttığım, düşünmeyi bıraktığım anlar.
deniz kenarında şarap içerken ılık bir ilkbahar esintisinin saçlarını savurmak suretiyle teninle sevişmeye başladığında gözlerini kapadığın o andır.
Sana zarar veren şeylerden kurtulduğun an. Sen kurtulmak için bu sefer tam olarak kararını vermişsindir ve bunu başarmışsındır. Kötü düşüncelerinden arınmışsındır artık umursamaz bir tavır takınabilmişsindir. için enerjiyle dolmuş ve güzel şeyler yaşamaya hazırsındır. Geçmiş artık senin için yok olmuştur. Karanlığın ardından ışığı görmek gibi. Zor günler bitmiş ve ödülünün tadını çıkartıyorsundur.
Tek bir olay ile sınırlandırılmaması gereken olaydır.

Eve gelindiğinde masada tek değil biriyle yenen yemek anıdır.

Çanakkale'nin boğazına karşı bi 50'lik bira yanına da biraz midye alınıp güneşin batışını izlerken hayatı sorguladığın andır.

Dostla içilen türk kahvesidir.
Kollarınla sevdiğine sarılıp boynunu saçlarını koklayarak öpüp uyuduğun an. Çok güvenli, huzurlu. Sevgili de olabilir bu çocuğunda.
Banyo sonrası bornozla boş boş tv karşısında koltukta uzanırkenki o an.
sevgilinle seks sonrası birlikte duş aldığın an. ıslanırken sarılırsın tüm stresin geçer.
Lafı baam diye koyduğum andır.
Böyle garip hoş bi huzur gelir.
litrelerce su içtikten sonra tuvaleteki rahatlama anı. bu huzuru mutluluğu hiçbir şeyde bulamıyorum.
Okul yok. Yarın işe gitmeyeceksin. Henüz duşa girip çıkmışsın. Evde yalnızsın ve bütün gününü uyuyup uyanıp yemek yiyip tekrar uyuyarak geçirmeyi planlıyorsun.
uykuya daldığın an.