bugün

geneli özeli vardır.biri ikinci sınıfta biri üçüncü sınıfta okutulur bazı tıp fakültelerinde. genelde histologlar anlatır.
derdi milletin yiyişmesi olmayan bilimdir evvela, sonra tabiyetiyle derstir. çoğunlukla genetik, sitoloji ve histolojiye mükelleftir. filogeni için de ziyadesiyle elzemdir; canlıların evrimsel akrabalığına dair bazı boşlukları doldurma gayretindedir. canlılığın başlangıcı ya da prenatal dönem anlaşılabildiği ölçüde natal ve postnatal dönem anlaşılabilir. gebelik sürecinin selameti, doğacak çocuğun gelişimsel temeli, olası defektler, kromozom bozuklukları, kalıtsal hastalıklar gibi daha tonla şeyin öğrenilmesi embriyoloji sayesindedir. iyidir yani embriyoloji. tedrisattaki seyri ise acıklıdır; teorik çerçeveyi aşmayan bir öğretim modeliyle öğrenilmesi mümkün değildir. size kitaptan okuyup parmağıyla takip ederek sinsitiotrofoblastları anlatan bir hocanız varsa kazanabileceğiniz tek şey ezber yeteneği, hızlı okuma ferahlığı ve diksiyon kursuna gitmenize gerek kalmamasıdır.
Tıp fakültelerinin birinci sınıflarında gösterilen iğrenç biyokimya ve biyofizik derslerinden sonra ilaç gibi gelen ders. kitabını almak için bir çok insanın * * bir ay roman okumaktan vazgeçmesine sebep olmuş bilim dalı.
(bkz: the developing human)
insanın ağzını açık bırakacak bir süreçtir.
bir sperm gelir oositin içine girer.
ve olaylar gelişir...
bok gibi ders.
Carol Agneessens in kisa konusmasi bu konu ile ilgilenenler icin ilginc gelebilir.

Neden embrolojiyi hakkında çalıştığımı merak ediyorsunuzdur...

Nohut büyülüğünde ya da daha küçük bir şeyi neden incelediğimi...

Bodywork (Beden ve ruh sağlığını korumak ve iyileştirmek amacıyla yapılan fizik tedavi gibi yöntemler)
üzerinde bunca sene çalışan bir hekim olarak, nasıl bu hale geldiğimiz konusu gerçekten de ilgimi çok çekmiştir.

Kraniosakral Terapinin biodinamiklerini anlamak ayrıca beni, benim ellerimi, algılamama insan sağlığının oluşumu ve şekillenmesini devam ettiren geniş dalga hareketleri hakkında bilgilenmemi sağlamakta.

Bunun yanında son araştırmalar, rahimdeki 9 ayın , özelllikle de 8 haftalık embriyolojik gelişimin önemi üzerinde durmakta. Farkedilmeye başlanan şey; kanser, kalp rahatsızlıkları, farklı duygusal ve psikolojik şartlar, obesite gibi tüm bu rahatsızlıkların, bu embriyotik devre ile bağlantılı olabileceği ve rahim çevresinin gelişen embriyo, daha sonra bebek, çocuk ve yetişkinin sağlık fonksiyonlarını nasıl desteklediği ve sağlıklı kalmasına etken olduğudur.

Bu sebepten dolayı, embriyo üzerinde çalışmak, nasıl meydana geliyoruz, varlığımızın hakikati ne, nasıl oluşmakta, ''benlik-kimlik'' oluşumu gibi sırlara kapı açmakta ve buna bağlı fikirlerin ilk ateşlediği yer olmaktadır..

http://www.youtube.com/watch?v=MqlHOvRAh8U&feature=player_embedded
embriyonun ve sonrasında fetüsün gün gü hangi değişimleri yaşadığını ezberletmeye çalışan ders. belki de tıp fakültesinde klinik ile bu kadar iç içe olup da "hocam bu embriyonun 43.günde yaşadıkları bizim ne işimize yarayacak?" denilebilecek tek derstir.
embriyolojik çıkıntılar:

*frontonazal çıkıntılar: frontodan da anlaşılacağı üzere alın, burun kemeri, medial ve lateral nazal çıkıntılar.

*maksiller çıkıntılar: yanaklar, üst dudağın lateral bölümü.

*media nazal çıkıntı: bu önemli. üst dudak filtrumu, burun sırtı ve ucu.

*lateral nazal çıkıntı: burun kanatları.

*mandibular çıkıntı:alt dudak.