bugün

hala çoğunluğun düzgün insan olmanın gereğine inanmamış olması ne kadar acı.
düzgün insan olmayanların neler kazandığına da bakmak lazım.
düzgün olmayan insanlar neler kazanır?
para kazanır mesela ama o para birilerinin canını acıtarak kazanıldığı için huzur vermez. misal birinin arazisini çeşitli yollarla ucuza aldın diyelim. o adam ve şürekası senin peşini bırakır mı hiç bişey yapamasa huzurunu bozar. mahkemelerde uğraşırsın.
o araziye hakkını vererek alan adamsa ulaşacağı kara belki 1 sene sonra ulaşır. o kara ulaştığında sen mahkemlerde hala sürünüyor olabilirsin
hankisi iyi?

çok ufak bir örnek yazayım. başımdan geçmiştir.
çoğu kişi emlakçıları sevmez. bense adamlara gereken değeri veririm. bir emek var sonuçta. benim saatlerimi ayırmam gereken arama, bulma işini yapıyorlar ve karşılığında bir para talep ediyorlar. haklarıdır.
neyse alışverişte anlaştık, ödeme yapma kısmına geçtik. ilk önce emlakçının parasını vereyim dedim.
sonra diğer ödemeleri yaptım. iş bittikten sonra emlakçı geldi yanıma.
ya abi herkes bize para verirken küfür eder gibi veriyor sen önce benimkini verdin. gerçekten bravo dedi.
ben içtenlikle yapmıştım ama o emlakçının bir numaralı müşterisi oldum.
öyle olsun diye yapmadım.
şartlar önceden belliydi. almak zorunda değildim. tüm masrafları ile bana uygundu ve önceden belli olan şartlara göre ödemeleri yaptım.
olay budur.
orada bir hak doğmuştur ve ödenmelidir.

doğru olmanın insana kzandırdıklarına gelince.
hayat uzun br yol.
bugün yaptıkların yarın karşına çıkıyor.
ir iş yaptığında kötü niyetli olduysan ve kuvvetli olduğun için insanlar senden hesap soramadıysa, emin ol yarın senin de zayıf günlerin olacak ve o insanlarla tekrar karşılaşacaksın.
doğru insan olursan sana diş bileyenler az olur. bu büyük bir kazançtır.

para kazandırmıştır.
insan kazandırmıştır.
saygı kazandırmıştır.

olayı özetlemek için kendinize şöyle bir soru sorun.
sorunlu bir 5 milyon tl mi, yoksa sorunsuz bir 200 bin tl mi?

seçiminize yardmcı olmak için akşam içtiğim çaylarla ilgili bir şey söyliyim.
o gün biriyle bir sorun yaşadıysam o çaydan lezzet alamıyorum. güzel bir gün geçtiyse çok lezzetli geliyor.
ya çay aynı çay. nasıl iş bu?
doğru olun. bunu çok içtenlikle yazıyorum. her fırsatta da dile getiriyorum çünkü bunu dillendiren yok..
herkesin ağzına bir malı götürme, bir kurnazlık yapışmış. karlı bir durum sanılıyor.
aslında durum şu.
insanlar doğru nedir, bunu bilmiyor.
ben doğruyu kısaca özetliyeyim.
doğru, öncelikle evrensel ahlaka uygun, peşinden de kanunlara ve sosyal ortama uygun değerlerdir.
öncelikle evrensel ahlak dedik.
neden?
çünkü dünya üzerinde bazı devletlerde öyle kanunlar var ki bir kısım insanı köle gibi tanımlayabiliyor ama evrensel ahlak her insanı eşit görür. kadını erkeği eşit haklara sahiptir.
bunu hayatınızda uygulayın. karşı cinsle sorunlarınız azalır.
sonra kanunlara uygunluk dedik. evrensel ahlaka uygunluğu sağladıktan sonra o devletin kanunlarına uygun hareket etmeniz gerekir çünkü devlet varolduğuna göre diğerleri bu kanunlara uyuyor ki devlet devam ediyor. siz de uymalısınız.
tabi bu şarta yöneticiler en başta uymalı.

bunlardan sonra sosyal ortama uygunluk gelir.
kış günü sokakta mayo ile gezerseniz millet sizi sosyal olarak dışlar ama plajda mayo ile gezerseniz sorun olmaz.
bu gibi.

bu şartlar dahilinde, yaptığınız ticaretten ettiğiniz milyarlarca kar, edindiğiniz servet çok normaldir.
böyle insanları da kıskanıp alaşağı etmeye çalışmamak lazımdır.

bu yazdıklarımda doğru nun ntanımı çok önemli bi kaç kere okunmalı. hak kavramını da tanımlar.

bunların dışında uydurduğunuz doğrular sizi yanlışa sürükler.
doğrularınız bunların çerççevesinde olmalı.
Kendime saygım artı. Daha sonra etrafıma.
varlığım bir anlam kazandırmadı, gidişimde bir şeyi değiştirmeyecek.
epey bir düşman.

dewamke.
doğru olduğum için kaybettim diyenler büyük ihtimalle yanılgı içindeler.
ya işin sonu daha gelmemiş ve şimdilik kaybetmiş gibi görünürler. yani maç henüz bitmemiştir. ya da doğru diye bildikleri şey, evrensel ahlaka, kanunlara, sosyal ortama uymuyordur.

çok emin ve inanarak söyllüyorum. doğruluk kazanır.
Kendimle barisigim ve gecmisimle gurur duyuyorum.
Ben düzgün değilim bacaklarım yamuk.
Vicdanım rahat.
Düşmanım yok.
Ardımdan söven yok.

Olur da bir gün biri bir şey dese benim için "o hayatta bele bişi yapmaz!" Diyecek çok.

Gönül rahatlıği ile de öleceğim.
Nerede olursanız, kiminle olursanız olun her zaman insanlar sizi gördüğünde yüzlerinin gülümseyip selam vermeleri bence en büyük kazanımdır.
Her bireyin penceresinde bazı kelimelerin anlamları farklıdır.Düzgün insan meyhanede ki biri için beraber içtiği, camideki biri için cemaati, boğazda yalıda kahvesini içen biri için bilmemne holding sahibi olabilir.Ama o bilmemne holding sahibi çalışanı için öyle olmayabilir. Günümüzde böyle herkes için ortak bir düzgün insan tanımı alabilecek biri yoktur gibime geliyor
gönül rahatlığı.
Her şeyden önce gönül rahatlığı.
Bir şeyi yalanlarla kazanacağın yerde doğrularla kaybet ki hayatta bir şerefin, dik duruşun olsun. Omurgasıza bir saniyelik dik durmak ağır gelir, oysaki bir insan için omurgalı olmak en büyük şereftir.
Yalnızca günahkar tövbecilerin tanrıları ve dinleri vardır.
Hareket alanı gönül rahatlığı.