bugün

inanılmaz geyiklere neden olmuş muhabbetlerdir.
söför:arkadan vermeyen var mı?
yolcu:az önce eline verdikya kardeşim.
ayşe abla sen verme dur ben veririm..

kadın ordan:kızım dur!benimki bozuk zaten
kızı:aman anne nolucak benimkide bozulacak zaten..he he
(hemen yanımda oturan adam bagıra bagıra)
- geliyoruz mangala akşam hazırla ahahah)
-(karşı tarafın sesi de rahat duyulmaktadır)gel gel kurban olsun sana pirzolalar tavuklar.
-rakı da isterim ha.
-olmaz rakı yeni çıktık bayrama
-tavuklar ağlar rakısız ahah.
şeklinde gelişebilecek muhabbetlerdir.
yolcu:abi ya heykel'e çıkıyormu?
şöför:yok abi yanından geçiyor...
(bkz: dolmus soforu yolcu diyaloglari)
(bkz: yaran minibus diyaloglari)
kısa muhabbetlerdir.
-müsayit bir yerde inelim.
- .
-arkadan vermeyen kaldımı...
-az önce eline verdim ys...
teyze:kartal'a gider mi oğlum
şoför:gider teyze gel
teyze:içinden gecer dimi evladım
şoför:gecer teyze bin hadi
(teyze bir durak sonra)
teyze:bu bulvar durağına gider dimi
kızın biri:teyze bende orda inicem gecer
teyze:soför bey evladım gecer dimi
(şoför artık dayanamaz susar)
teyze:inicem ben gitmiyo bu
soför:senin için rahat olmadı teyze in sen
kız:aaa
teyze:sana ne oluyor be şırpıntı!!.
(bkz: gençler arkadan vermeyen var mı)
müsait bir yerde inebilir miyim?
kaptan beni ışıklarda bırak.
solda inecek var.
*
ramazan vaktidir. iftara sadece dakikalar kalmıştır artık. duraktaki yolcular dolmuşa binmiş dolmuşun kalkmasını beklemektedir. dolmuşa en son elinde telsiziyle simsar biner. bu adamı tanıyorum biraz. önceki hareketlerinden dengesiz birisi olduğunu anlamıştım.. herneyse. şoföre aynen şunu der, "abi yolcunun amına koyduk gidelim!!"
***
yolcuların tamamı dolmuştan simsarı indirip açlığın vermiş olduğu sinirle adamın amına koyarlar!
*
bir ramazan vakti teyzenin dili sürçmüştür:

teyze: evladım mübarek bir yerde inebilir miyim?
şöför: teyze az ileride cami var olur mu?
alıntı:

Bir gün arkadasla öyle sersem sersem yürüyoruz. Bir anda yanimizdan son
sürat
bir münibüs geçti. Biz 'Freni patladi' filan demeye kalmadan,minibüs kafadan
elektrik diregine bindirdi.
Hemen kostuk, yardim edelim diye.
Minibüse ulastigimizda manzara suydu. Yolcularin kiminin
kasi açilmis, kiminin dudagi patlamis...
Dagilmis vaziyetteler yani. Ama bir tuhaflik var. Çünkü o hallerine ragmen,

gözlerinden yaslar gelecek sekilde gülüyorlar.
Biz ne yapacagimizi sasirdik. 'Ne oldu?' diye sorduk.
Bir iki tanesi, güçlükle 'So-för, so-för...' diyebiliyor ama yine gülmeye
basliyorlar.

Bu sarsici manzaranin aslini ögrenebilmek için 2-3 dakika geçmesi gerekti.

Meger soför, tükürürken minibüsten düsmüs. Hani, bizim
soförlere özgü, giderken kapiyi açip disari tükürme hareketi vardir ya.
Baba, dengeyi tutturamamis, tükürükle beraber, gümbürt asagi
düsmüs.
Minibüs
de kontrolden çikip direge bindirmis
alıntı:

Sahil yolundan bostancı istikametinde gitmekte olan dolmuşa yasli bir
bayan biner.bayan tam bir eski istanbul hanimefendisidir. Gerek giyimi,
gerek oturusu, gerek konusmasindakı kibarlik ile çevresindekilerin saygi ve
ilgisini ceker. Teyzemiz gitmek istedigi yer icin parayi uzatır:
- Pardon beyfendi, rahatsız ediyorum ama suradan bir suadiye uzatırsanız cok
memnun olurum.
- Tabi hanfendi, ne rahatsızlıgı ... para şöföre uzatılır ve yolculuk devam
eder. Yaslı ve kibar teyzemizin kıbarlıgı, sık giyimi ve guler yuzu diger
yolcuların icini ısıtmıstır adeta ... Suadiye'ye gelindiginde teyzemiz inmek
ister ve bunu şöföre yine o kibarlıgı ile bildirir:
- Pardon şöför bey, mumkunse musait bir yerde indirir misiniz?
şöför saga yanasır ve kapıyı acar fakat arac hala yavasca hareket halindedir
Teyzemiz yaslı olması nedeniyle inemez ve dolmuşun tamamen durmasını
bekler. Fakat şöför acelesi varmıscasına yavasca ilerlemekte ve bayanın
inmesini beklemektedir ... Dolmuşun bir turlu tamamen durmamasına kızan
kibar teyzemiz şöföre seslenir:
- Ulan peze...k parasutle mı inicez!
alıntı:

Yolcu:
- Mükemmel bir yerde inebilir miyim? (yolcunun kafası karşık sanırım,
kendisi de dolmuştakilerle güler söylediine)
Şöför kadını indirirken:
- Buyrun size layık değil ama!

-------------

Yolcu musait bi yerde inmek ister ama dili surcer;
- Musait bi yerde iner misiniz?
Şöför :
- Niye sen mi kullancan
Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle taksim'e dogru gidiyoruz. Adamın biri
Besiktas dolaylarında gayet aceleci bir tavirla
- Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim??
Bizim soför olaya hakim:
- Tabi abi ayıp ettin. al götür. senden kıymetli mi?

-----------

Ankarada otobüslerin kartlı değil biletli olduğu bir dönem. Good fellas
ve ben sabaha kadar üniversitede gireceğimiz ilk sınava çalışmışız. Otobüse
bir adam biner ... Utangaç, sıkılgan bir tavırla şöföre;
- Afedersiniz şöför bey biletim yok, acaba ineceğim duraktan alabilir miyim?

Şöför:- Istersen yolculara bir sor...
Adam: - Afedersiniz yolcular biletim yok, acaba inceğim duraktan alabilir
miyim.!!

-----------

Bir gün arkadaşımla evimin yakınındaki bir duraktan
minibüse bindik. Minibüsünün camında kocaman
puntolarla şoförün cep numarası yazıyordu, fazla
umursamadık ama göze batıyordu; beni ara, diye
bağırıyordu resmen. ineceğim yere yaklaşınca şoförün
numarasını cevirdim, "Müsait bir yerde bırakır misin
abi?" dedim. Adam afalladı, asıldı frene.
Minibüs yarıldı gülmekten.

------------

Ankara'da, cok sıcak bir gunde, dolmuştaki bir kokona yelpazesiyle
- "Şöfeer bey klimayı acar mısınız cok sıcak olduu" demisti. Pala bıyıklı
şöfer amca teyzeyi bi sure suzdukten sonra, kapıyı acıp acıp kapatmaya
basladı, ki ondan sonra dolmuşca yarıldık zaten.

------------
yolcu aceleyle: kaptan, orta kapıyı rica edebilir miyim (orta kapıyı açar mısınız yerine)
kaptan: tabi abi, ayıp ettin, senden kıymetli mi.
bir semt olarak (bkz: başıbüyük) ve dolmuşa konu olan hikayesi.
ağır arabesk bir parça çalmaktadır. kızın biri dayanamaz kendince isyan eder.
- böyle şarkı mı olur ya... bu ne biçim dolmuş hem...
kaptan duyar kızın serzenişini ve hemen şarkıyı değiştirir.
"zoruna mı gitti gardaş zoruna mı..." *
kaptan yavaşlar ve kapıyı açar
+beğenmeyen varsa inebilir !
hanım kızımızdan ses seda yok tabi.
-abi buradan iki öğrenci.
-abi buradan da iki ekmek.

bunu şoföre aynen bu şekilde söyleyen kandıralı arkadaşa tebrikler.
-ne zaman kalkar kardiş *
+sen otur hemen kalkar abla*
-gaptan müsait bi yerde silkele. *
tarafımca yaşanmışdır.
gecenin kör saati. minibüste bir şoför bir de bendeniz varım. muhabbet gırla. kanka-kaptan diye konuşuyoruz. ineceğim yere yaklaşınca;
- kaptan ışıklarda bırakır mısın?
kaptan ışıkları rahat bir 20 metre geçtikten sonra yavaşça durur ve kapıyı açar;
- kaptan ışıklarda dedik anasının a.ında indirdin.
+ kanka idare et amk.
görükle dolmuşuna tool ile birlikte binilmiş, eve dönülmektedir. şoförün yanındaki ikili koltuğa yığılmışız, dersaneden yeni çıkmışız kafada filler tepişiyor... sürücü amca bizden önce, hemen ardında oturan ikiliyle muhabbetteydi. sonra bize döndü tabi. ama hareketleri anlatamam ya... hani size bi' şey anlatırken " hişş " deyip de dokunma eylemi vardır ya karşıdakinin, hah işte adam bunu bana yapıyor. neyse efem, laf dönüp dolaşıp üds' ye geldi, nasıl olduysa. bizim de ingilizceci olduğumuzu öğrendi ya, aldı gazı tabi. sonrasında şu muhabbet geçti:

tool: sen ingilizce biliyor musun abi ?
şefer: what ?

ulan o kadar saçma muhabbetten mi, yoksa kafanın ağırlığından mı artık gül gül öldük biz buna...

(bkz: bu da böyle bir anımdır)

edit: tool' un uyarısı üzerine replik değiştirildi.*
Gayet hızlı giden bi dolmuşu durduran bi abla 'Arkadan gelen kaç numara' diye sordu.Şoför de gereksiz yere durdurulmanın siniriyle 'De get abla numara yapma bana'diyerek gaza bastı.Bu arada arkadan gelen araba artık öndeydi ve de tuhafı numarası yoktu.Bu da öyle mantıkdışı bi anımdır.
kaygısızlar:

--spoiler--
burcu: taksi.
taksici: yolcu.

eleman: (otobüse biner) su öndeki taksiyi takip et.
soför: bu otobüs kardesim. ne takibi.
eleman: ama benim burcuya gitmem lazım.
soför: bu otobüs burcudan geçmez. mecidiyeköye kadar gider. *
--spoiler--