bugün

teröristlerin dağdan inmesi önermesi kadar gerçek ve doğru olan önermedir.

ülkemizin gerçeği budur. sadece teröre bulaşan dağdaki kürtlerin değil, teröre bulaşan ordunun ve devletin de etkin pişmanlık göstermesi gereken bir durumdur. bu ikisini birlikte düşünmeyenler gece mezarlığın yanındaki sığ sularda milliyetçi ıslıklar çalar ki, bu, kaçınılmaz süreci sadece zorlaştırır, uzatır, yeni ölümleri getirir kapımıza.

ayın arka yüzünü aydınlatan yazılarıyla beynimizin içine eden etyen mahçupyan, yine bizleri usul usul allak bullak etmiş durumda, son yazısıyla:

diyor ki: "Eğer devlet siyaseti mümkün kılsaydı Kürt meselesi şimdiye kadar çok daha barışçı bir mecraya girmiş ve bugünkü konjonktürle şu anda Türkiye bütünlüğünü yeniden sağlamış olurdu. Ne var ki siyasete izin verilmedi, çünkü bu devlet bizatihi siyaseti hiçbir zaman hazmetmedi, ondan hoşlanmadı, siyaseti ve dolayısıyla toplumu bir tehdit olarak algıladı. Aslında dağa çıkmış olan devletin kendisiydi... Şimdi geri dönen de PKK'lılar değil, devletin kendisi."

harika yazının tamamı için bakınız: http://taraf.com.tr/makale/8129.htm
birilerini dağa çıkmaya zorla iteleyen devletimiz, onlarla birlikte kendisi de dağlara mahkum olmuştu. şimdi iki tarafı da dağdan indirmenin zamanıdır.

http://www.izmirizmir.net sitesinde bu konuda tanıdık bir yazı var:

"1960'larda Şemsi Belli'nin yaptığı gibi "Anayasso" diyerek naifçe anayasal haklar istediler, devlet yüz vermedi; "Kürt Halkından söz ediyor" diye 1971'de TiP'i (Türkiye işçi Partisi) kapattı, 1980'lerde Diyarbakır hapishanesi felaketini yaşattı; Kürtçe'yi tümden yasakladı, 1984 yılında silahlı isyan yapıp dağlara çıktılar, devlet, bataklık ıslahı yerine tek tek sivrisinek öldürmeyi çözüm sandı; onları politik alana çekmek yerine kurdukları tüm partileri (HEP, DEP, HADEP) kapatmayı sürdürdü ve sadece dağ yolunu açık bıraktı.

Türk'üyle Kürt'üyle 40.000 ölüyü ve 500 milyar doları toprağa gömdükten sonra 80 yıldır uyguladığımız yolun çıkmaz olduğunu anladık. PKK de silahın çıkmazını gördü. Dünyanın değişimi de zorunlu kılınca, Demokratik Açılım başladı...

Kimin yaptığı ya da yapmak zorunda kaldığı çok önemli değildi... Önemli olan barışma umuduydu.

Kartsın, kurtsun dediklerimizin Kürtlüğü kabul edildi; dilin yok, dilin yasak dediklerimize TRT Şeş kuruldu; Cumartesi anneleri propaganda yapıyor demiştik, şimdi 17.000 faili meçhul için taburları kazıyoruz. Ülke tarihimizde ilk kez sivil-asker darbecileri yargılamaya başladık. Silah bırakıp teslim olsunlar, gerekenler sonra yapılır dedik, geldiler.... Ve gereği yapılıyor.

Barış ilk kez bu kadar yakınına geldi ülkemizin."

yoksa pkk ile birlikte devlet de dağdan inecek mi?

güzel yazının tamamı için bakınız: http://www.izmirizmir.net...ari/yazi.php?yazi_no=1129
bütün opospru çocukları temizlendikten sonra askerlerimizin hamlarına koduk artık burda işimiz kalmadı hadi evimize dönelim demesi ile gerçekleşecek durumdur..
güncel Önemli Başlıklar