bugün

devlete ait,devlet icin calisan kuruluşlar.Misal nufus cuzdani cikartma icin o malum yere giderseniz devlet dairesine gitmis olursunuz.Bir devlet dairesinde bulunmasi gerekenler;

1. Ucuncu sinif bir bilgisayar.
2. Bilgisayari iki elinin işaret parmagiyla kullanan.sigara icen, saclari ortadan ayirmis, takim elbiseli(kısa kravatli) bıyıklı bilgisayarda solitaire oynayan meeeeeeemur arkadaslar.
3. Kabarik cirkin dosyalar,kırmızı-pembemsi icinde belgeler duran ince dosyalar.
4. Maksimum derece yavas yürüyen rolantiyede işler.
5 .Apartman dairelerindeki gibi bir zemin ya da gri halıfleks.
6 .Cuma günü gelmiş işinin pazartesinin pazartesine sarkmasindan dolayi küfreden vatandaşlar.
7 .Dedikodu yapip insanlarla konusurken suratlarina bakmaktan aciz yüzsüz memur teyzeler.
8 .O kabarik büyük dosyalarin durduğu gri,metalik igrenc dolaplar.

(bkz: Ozelleştirmeye hayir)
buradan hizmet almak bir yana şayet hizmet veren bir memursanız bile devletin ne kadar aciz durumda olduğunu görürsünüz. binlerce insan boş boş yatar. herkesin sağlam iş akidleri vardır ve de kimse babasına çalışmaz. başarıya madalya olmadığı gibi başarısızlığın da bir cezası yoktur. bu durumu görüp de özelleştirmenin yanında olmamak akıl karı değildir.
ellerinin altındaki telefonla 3 dakika sınırı dolana kadar yemek tarifi veren kadınların memur! olduğu dairedir.
her şeyin soğuk ve sıkıcı olduğu,her işin de yavaş yapıldığı yer.
bugün git yarın gel.
çayını ve simidini bitirmesini beklediğimiz sonrada belki işimi halleder diye temenniyde bulunduğumuz memurların olduğu kurum.
türkiyede devletle ilgili her işte olduğu gibi bu işte de hızlı ve özenli halledilmesi için mafya olmanız gereken yer...
yeşil evraklar sayesinde hızlı çalışan dairelerdir...*
müşteri değil vatandaş'ın işini yaptıkları için kalite,müşteri memnuniyeti,verimlilik vb.kavramları içinde barındırmayan barındırmakta istemeyen,barındırmaya kalksa alacakları caaaanım rüşvetleri bir daha alamayacaklarından ötürü böyle gelmiş böyle gider zihniyetinden taviz vermeyen iş yer(siz)leri.
(bkz: derin devlet dairesi)
bilgisayarlar çok yenide olsa, ortam şahane de olsa, iş yoğun ve hakkıyla çalışılıyor da olsa çalışanların büyük kısmının her geçen gün IQ kaybına uğradığı ve aslında öyle olmadıklarını sandıkları yerlerdir.
kelepir fiyata satın alınamayan,bazen bogaz manzaralı ,bazen ara sokaklarda yer alan ucube bir yer olmasına ragmen,kiracı olmak için sınavlardan ve mulakatlarden gecmeniz gereken,gayet relax calışma ortamı sunan, daire!*
bir evrak alabilmek icin 3 kat, 10 masa gezebileceginiz! essiz bir yerdir.
insanı sistem karşıtlığına sürükleyen en büyük faktörlerden biri kanımca.
tipini beğenmez işini görmez,
duruşunu beğenmez işini görmez,
gözünün üstünde kaşın vardır; işini görmez,
canı sıkkındır işini görmez,
fotokopini beğenmez işini görmez,
yalvarmanı ister işini görmez...
bu böyle uzayıp gider. hayat memat meselesindesindir sen ama umrunda değildir. bu durumda kişi üçlü bir yol ayrımında hisseder kendini
1- bağırıp çağıracak, haklı olduğunu anlatmaya çalışacak, olay çıkaracak, ortalığı birbirine katacak..
2- hemen kendine o daireden üst düzey görevli bir tanıdık bulacak. torpilci olacak ya da işi ilerletip rüşvetçi olacak..
3- bunları yapmaya aile terbiyesi el vermiyorsa nefretini içine atacak. ve bir iki devlet dairesi deneyiminden sonra her şeye inancını yitirip s.kerim lan deyip sırtını dönecek ve buralara ve doğal olarak da sisteme sırtını dönecek; aman abi benden uzak dursun diyecek. bu tiplerden ömrü boyunca hazzetmeyecek.vs.
not: evet, az önce böyle bir deneyim yaşadım.
(bkz: ufo)
(bkz: bugun git yarin gel)
aslında daire değil karedir. darie olarak algılanması bir yanılsamadan başka bir şey değildir. üstad ı azam oğuz atay tutunamayanlar adlı değerli eserinde tipik devlet dairesini çok iyi tasvir etmiştir. (bkz: tutunamayanlar)
lise mezunlarının zamanında kolayca girip, şimdilerde müdür olduğu, üniversite mezunlarının kpss ile ancak şırnak vergi dairesine atanabildiği, yan gelip yatılan çiftlikten hallice bir müessesedir.
milli emlakda calisiyorsaniz isiniz rapor yazmakdir ve sorumluluk ber taraf etmektir.
insanı daha oraya gitmeden, orada ve oradan dönüşlerde olmak üzere en az üç kere seri depresyona sokan cinnet yuvaları. hep en aksi çalışanı mı denk gelir azizim? tam önünüzdeki kişiinin işi bitip sıra size geldiğinde ya sistem çöker ya da öğle paydosuna girer çalışanlar. arkadan gelip de önünüze kaynamaya çalışan biri illa ki olur ve kavga çıkar.
günahlarını bile vermeyecek olan, huysuz, sıfatsız, gülmek nedir bilmeyen vb. tiplerin bulunduğu, düşmanımın bile oraya düşmesini istemediğim fakat tıpış tıpış gitmemizin gerektiği, sinir bozucu, ter kokularının duvarlara sindiğinin belli olduğu kapalı alanlardır.
başlığı görür görmez beynimde şimiekler çaktı ve dünden beri üzerimde olan iğrençlik katsayısını şu şekilde arttıran iki kelimedir.

(bkz: devlet karesi)
(bkz: devlet üçgeni)
(bkz: devlet beşgeni) * * *

ayrıca çocukluğum ve gençliğimin büyük bölümü buralarda geçmiştir mesleğimden dolayı.

(bkz: vergi dairesi)
(bkz: ssk)
(bkz: bagkur)
(bkz: istanbul ticaret odası)
bütün memurlar askerlik arkadaşınızmış gibi sen diye hitap eder.
ben bu adamı nereden tanıyorum acaba diye düşünmeme neden oluyorlar.
hayır işimiz uzamasın diye bişey de diyemiyorsunuz.
saat sekiz buçuk oldumu mesaiye başlanmayan ancak saat 4 : 59 dendiğinde kapalıyız yarın gelin denilen yer
başıboşluğun, aymazlığın, kendini bilmezliğin, tembelliğin, kaytarmanın, hadsizliğin zirve yaptığı dingonun ahırına benzeyen yer.

istisnalar var ama ne yazık ki istisna.
halbuki geneli böyle olmamalı.

neden işler yürümüyor sorusunun cevabı bu dairelerde gizli.
mesai sonrası gelmeler, kafaya göre bazen hiç gelmemeler, aman sonra yaparım'lar, çakma rapor almalar hep bu dairelerde görülüyor.
duvarları gri olan bu dairelerde bolca oyun oynanıyor, bolca dedikodu yapılıyor.
bu gri dairelere adam gibi düzgün nitelikli ve idealist müfettişler bekliyoruz bolca.