bugün

1936-1938 yılları arasında çıkan dersim isyanı'nı bastırmak için türk devleti tarafından yapılan harekattır.

Türk devletinin çağdaşlaşma çalışmaları yürütmesinden rahatsızlık duyan; şehirlerine yol, su, demiryolu, okul, hastahane istemeyen aklı evvellere karşı yapılmıştır.

isyanı çıkartanlar telefon hatlarını kesmiş, radyo istasyonlarını yıkmıştır.

tunceli valisi tarafından yürütülen harekatta 20 bin asker görev almış, 3 uçak filosu destek sağlayarak bombardıman yapmıştır.

90 ila 150 bin isyancı öldürülmüş, 50 bin tanesi de çeşitli yerlere sürülmüştür. isyanı başlatanlar (başta şeyh rıza olmak üzere, haydaran,kureyşan,demenan,yusufan,kırgan aşiretlerinin liderleri) yakalanmış, idam edilmiştir.

oldukça büyük çaplı bir isyanın 2 sene kadar kısa bir sürede tümüyle bastırılması oldukça büyük bir başarıdır.
nasılda makul gösteriyorlar yapılan katliamı. harekat mış mış mışşşş.. bildiğin katliam oğlum bu. katliam bile az gelir belki bunu tarif etmeye. küçücük bir ayaklanmayı kocaman bir olay gibi gösterip katliam için zemin hazırlanıyor ve yakılıyor dersim. tarihi doğru okumak gerek. yalan söyleyen tarihin amına koyayım..
katledilen isyancı(!)ların yarısından fazlası kadın - çocuk ve yaşlıdır. bak sen şu ibnelere, bebek olduğunu düşünmeden isyan etmiş bir de.
ermeni tehciri'ni yaparak yıllardır türkiye'nin uluslararası arenada kolunu kanadını kırık bırakan zihniyetin yaptığı "katliam"dır. harekat falan değildir.
büyük türk pilotu, dünyanın ilk kadın pilotlarından sabiha gökçen; harekatta büyük başarı göstermiş; isyancıların mevzilerini başarıyla havaya uçurmuştur.

harekat esnasında ve harekat sonunda, isyancıların kulandığı silahların fransız ve ingiliz yapısı silahlar olduğu ve isyancıların fransa ve ingiltere'den büyük destek gördüğü ve isyanın başlatılmasında büyük rol oynadıkları ortaya çıktı. ayrıca bu isyancılar hatay meselesi ile ilgili olarak fransız ve ingilizler tarafından tahrik edildiği ve türkiye’nin iç gailelerle meşgul edilmesi hedeflendiği tesbit edilmiştir.
amacına ulaşmış harekattır.
otoritesi güçlü, varlığını, birliğini korumayı hedefleyen, ülkülerinin, ilkelerinin ve ideallerinin peşinden koşan her ülkenin yapacağı harekattır.

klavye başından katliam diyenler, günün şartlarından, savaşmanın anlamından, devletin öneminden bi haberdir. bu bir eleştiri değil tespittir, analizdir.

anlamayacaksınız ama yine de anlatalım;

evvela en az senin kadar hümanistim ve emin ol ırkçı değil milliyetçiyim. türkiye'de yaşayan gerçek azınlıklardanım. gerçek derken çakma kürt sözde azınlığından değil. lozan'a göre azınlık kabul edilmiş olanlardanım. yani zaten ortada faşistlik yapmamı gerektirecek bir durum yok.

gel gelelim;

büyük çaplı bir baş kaldırıda, hadi gidelim ele başlarını toplayalım, yargılayalım, 5'er yıl hapis verelim böyle de güzel yaşayalım şeklnde bir düşünce yapısının olması mümkün değildir. bunun imkanı yoktur. dünya'da böyle bir şey yoktur. ulus millet anlayışına sahip bir ülkede ayrılıkçı ayaklanmalar mutlak suretle şiddetle bastırılır. çünkü isyanı başlatanlar şiddetle isyan etmektedirler. ülkeler peygamber değildir, kendileri çarmıhtayken başkalarına iyi dua okuyamazlar.

merak ediyorum hayatınızda hiç bombardıman gördünüz mü? hayır mutlaka görmemişsinizdir de en azından insan internetten bir bakar, belgesel falan izler. yani henüz; sadece eli silahları insanları öldürebilen bir bomba yapılmadı. devletin bekası, 3 yaşındaki kürtten de 20 yaşındaki türk'ten de daha önemlidir ve kurunun yanında yaşın da yanması çok normaldir.

bir millet, bir topluluk ya ilimle yönetilir ya zulümle. bizimkilerde ilim yoktu ve sonuçları bu oldu. üstüne düşülmemesi gereken, dönemin şartlarında hükümetin yapmak zorunda kaldığı ve başarıyla sonuçlandırdığı harekattır. 60 yıl sonrasından maval okumak kolaydır.
tanım: dersim isyanı'nın bastırılması için gerçekleştirilmiş harekat gibi duran katliamdır.

bazı aklı evveller dersim'de yapılanı basit bir harekat olarak göstermektedir. kendi ağzıyla yaklaşık 150 bin insanın öldürüldüğü bir katliam masum bir harekat olarak değerlendirilmekte vicdan yoksunları tarafından.

ilginç olan diğer nokta ise dersim isyanı'nın nedenini yol, su, elektrik istememeye bağlayacak kadar sığ beyinlidir bunlar. çok övündükleri kendi tarihlerinden bile haberleri yoktur.

isyanın asılan önderi seyit rıza'nın sözleriyle bitirirsek:

dersim'e sefer olur ama zafer asla...
bakış açısına göre değişir,

bize göre kuzey ırak harekatıdır, kandildeki itlerin vurulmasıdır

onlara göre devrim şehitleridir, özgürlüktür falandır filandır.

2050 yılında bakarsınız kandil katliamı diye birşeyler çıkar, böyle saçmalarlar yine.

bu devlet milletine düşman değildir, hiç bir zaman olmamıştır, olduysa neden sadece dersim?

neden manisa harekatı, giresun harekatı, konya, antalya harekatı yok da dersim var?
öldürülen terörist sayısı resmi olmayan rakamlara göre:

60.000 bin ila 70.000 bin arası (binlerce silahlı milis ve onları destekleyen)

şehit olan askerlerimizin sayısı :

tam olarak bilinmiyor 100 ün üzerinde

harekatta dünyanın ilk kadın pilotu sabiha gökçen de görev yapmıştır.
teröristlerin yuvalarını yok etmiştir.
toplam 10.000 civarı eşkiya hain gebertilmiştir. kadın cocuk ve sivillere dokunulmamıştır.

isteyen genelkurmay kaynaklarına bakar.
ilk saldırı hain maraba sürüsü tarafından yapılmış karakolumuz basılmış 33 aSKERiMiZ KaTLEDiLMiŞTiR.

katledilen askerlerin elleri kolları kafaları kulakları kesilmiş ölmeden işkence edilmiştir.
dersim harekatlarında türk hava kuvvetleri eğitim uçuşu tarzında deneme atışları yaparak gücünü test etmiştir.teröristler uçaklar karşısında hiçbirşey yapamamıştır.yuvaları tuaf tarafından tek tek yok edilmiştir.

(bkz: tuaf)
aklıselim ile incelenmesi gereken bir konudur.

1) bir isyan durumu söz konusudur. devlet isyan bastırmaya yönelik harekat yapmıştır.
2) öldürülen insan sayısı incelendiğinde, sadece resmi kayıtlar bile baz alınsa, bir aşırılığın olduğu göze çarpmaktadır. resmi rakamlar ölü sayısı olarak bölge halkından 13 bin kişiden bahsederken, başka yerlerde * - muhtemelen bir miktar abartılarak da olsa-yüzbinlerden bahsedilmektedir. ayrıca çok fazla sayıda sürgünler söz konusudur.

dolayısıyla;

1) tamamen eleştirenler o dönemde kendileri yönetici konumda olsa ve isyan söz konusu olsa neler yaparlardı, durup bir dakika düşünmeli, eleştirmeye sonra başlamalıdır.
2) tamamen övenler de işin en sonunda bir trajediye dönüştüğünü, isyancılar dışında da yerli halkın muzdarip olmuş olabileceğini; isyan da bastırılıyor olsa, 1-2 yılda bu kadar çok insanın öldürülmesinin normal olup olmadığını sorgulamalıdır. devlet tabii ki isyan bastırır, ama bu kadar çok insanın ölmesi, kadınların, çocukların ölmesi de şanlı tarih sayfası modunda anılmamalıdır. oranın bugünkü halkından rencide olanlar olabilir.

yakın tarihimiz acılarla ve zorluklarla doludur. demagojiyle okumak yerine empati, anlayış ve o dönem şartlarını dikkate almak gibi faktörleri hesaba katmak lazımdır. ayrıca da ölümleri gözümüzü kan bürüyerek, katliam yapmayı överek anmak doğru değildir. her fırsatta devlete her türlü lafı çakmaya çalışmak da doğru değildir. amaç geçmişten ders almak, gelecekte facialardan kaçınmaya çalışmak olmalıdır. herkes için.
(#11479226)
bu harekatı komşu iller desteklemiştir. nedeni de dersimli eşkıyaların sünni köy ve kasabalarını gasp etmeleri ve seyitlerin o eşkıyaları koruyup içeri asker sokmamalarıdır.
"Cumhuriyet ordusu ve zabıtası, bu olaylar sırasında yaptığı kovalamalarda, hurafe (boş inanç) olarak zihinlerde yerleşen ne kadar uçurum halinde dere ve çıkılmaz dağ varsa hepsini Ankara sokakları gibi baştan başa geçmişlerdir. Kanun götüren ordu
ve jandarmanın ayak basmadığı yer, inmediği dere ve çıkmadığı tepe kalmamıştır. Cumhuriyetin düzeltip düzenleme ve bayındırlaştırma programına karşı çıkan bütün engeller ortadan kaldırılmış ve programın uygulanması aralıksız devam
ettirilmiştir. Bugün orada yapılmakta olan yollar, kışlalar, karakollar, okullar ve hükümet konakları ile memleketin en
onarılmış ve en çok iş yapılmış bir bölgesinin manzarasını görmek hepimize zevk verse gerektir. Direnmeyi ortadan
kaldırdıktan sonra halkın özgürlüğü ve kolay geçime kavuşması için izlenen programı sürdürüyoruz.

Dün akşama, yani 17 Eylül’e kadar, Dersim Harekâtı’nın başından beri, verilen zayiat şudur: Bir şehit ve dört yaralı subay,
26 şehit ve 46 yaralı er, bir şehit ve bir yaralı bekçi.
Baş kaldıranlardan 265 kişi ölmüştür, 20 yaralı vardır, 27 kişi yakalanmıştır. 849 kişi çarpışma sonu teslim olmuştur. Bir
çoğu bağlarındaki kötü adamların kandırması ve kışkırtması ile bu yola dökülmüşlerdir ki, bu yüzden zarar görmüş
olmalarından üzüntülüyüz. Bu düşünce iledir ki, ordu ve jandarma kuvvetleri zorda kalmadıkça silah kullanmamış, şefkatli
davranmış ve zayiat az olmuştur. Baş kaldıran aşiret reislerinin hepsi yakalanarak genel mahkemelere verilmiştir.

Haklarında Cumhuriyet kanunlarının hükümleri uygulanacaktır.” (Zabıt Ceridesi: 18 Eylül 1937)
Başbakan’ın sözünü ettiği yargılamalar Ekim’de başlayıp 15 Kasım 1937’de sonuçlanacak, 11 kişiye idam cezası verilecek,
dördünün cezası yaş küçüklüğünden otuz yıl hapse çevrilecek, ötekiler değişik cezalara mahkûm edilecek, on dört sanık beraat
edecek ve yedi idam mahkûmu (Seyit Rıza, oğlu Hüseyin, Şeyhanlı Aşireti Reisi Hasan Sevdi, Yusufhanlı Aşireti Reisi
Cebrail, oğlu Hasan, Kureyşanlı Ulukıye oğlu Hasan, Mirza oğlu Ali) sabaha karşı asılacaktır. Elebaşılardan Alişer, isyana ve
haydutluğa kışkırtıldıklarını ve bu yüzden başlarının belaya girdiğini anlayan kendi adamları tarafından öldürülmüştür. "
başbakan ismet inönü. (M.
Leventoğlu, Atatürk Yürürken: 52-54)
gerici ve bölücü aşiret mollalarına hadlerinin bildirilmesidir.
bu isyanın elebaşı -insandan anlayanın nursuz diye yaka silkeceği- seyit rıza mollasını da öven kim varsa yallah kandile defolsun.
Her şeyi anlıyor da insan bu aşırı solcular bu dinci ayaklanmaya sahip çıkıyorlar ya en çok onu anlamıyor.
seyit rıza denen kürt piçinin körüklediği isyandır. bir sürü türk askeri şehit olmuştur. sabiha gökçen, tunceli'deki vatan düşmanlarının ve türk düşmanlarının üzerine bombaları yağdırmıştır. başbuğ atatürk de seyit rıza'yı bir güzel astırmıştır. katliam diye ağlayan kürtlerin laflarına aldırmayınız. onlar hala bu acının etkisinden çıkamamışlardır. sabiha gökçen'e ve başbuğ atatürk'e minnettarız.