bugün

ders calısmak insanı özellikle güzel havlarda sinir eden kafasını toplamasına asla izin vermeyen sıkıla sıkıla mecburen bakmak zorunda oldugun bir fotokopi ktap bunun gibi o dersle alakalı bir sürü can sıkıcı esya kagıt parcası iste bıraksan calısmasan aile bireyleri tarafından dik dik bakılmana sebeb olan gereksiz okul gecmek icin gerkli bir prosedür iste
yapılmasının iyi olduğu bilinmesine rağmen güzel hava,oyun,arkadaş,sevgili ve bilimum sebepten dolayı ertelediğimiz,sınavdan 1 gün önce tekrar hatırladığımız,sınavdan sonra daha fazlasını vaad edip,sonra tekrar bi daha ki sınava kadar unuttuğumuz eylemdir...hocalarımız sağolsun hep hatırlatırlar...çalışmayı ve çalışanları seviyoruz *
(bkz: internette ders calismak)
öğrenci doğasına aykırı bir olaydır.
yok böle bişey
bkz:
ders çalışmaya çalışmak
ders çalışamamak
dersleri kötü olmak
çalışacağın derse ilgi duyuyorsan bile sırf sisteme tepkinden içindeki asi ruh artık buna izin vermez.çalıştıkta noldu?sorusu tatmin edici bir cevap bulamaz kendine çünkü..notların düşmeye başlar,devamsızlıktan kalmalara kadar gider,güler geçersin..
öğrencilerin görevi yani yapmak zorunda oldukları iştir.
garıptır kı ıngılızce ve almancada ders calısmak ıcın calısma sozcugunu ıcermeyen fııller vardır, to study gibi, üben gibi..work yada arbeiten ise is guc icin kullanılır..ancak turkcede ders calısmak sankı ogrenmek ıcın yapılmayıp bır yukmus gıbı calısmak fıılıyle kullanılmaktadır.ki bence bu gunluk yasamın ve bılıncaltımızın dıle yansımasından baska bırsey degıldır
sorunsaldır, sıkıntı yaratır (çişin gelir, kakan gelir, susarsın, acıkırsın, uykun gelir, sıcak basar, üşürsün, terlersin,güneş çarpar,ışık az gelir,telefon çalar,sewgilinden msj gelir,ew halkı çağırır,maç başlar,çay kaynar, aklın başka yere kayar) odaklanması harbiden zor bir iştir.
ders çalışmak zorunda olduğumu bile bile, yapmakta zorlandığım, yapmaktan çok sıkıldığım, sürekli uykumu getiren eylem.
sınav; inşa edilecek binaysa, binanın temelini kazmaktır.
"ders çalışmaya çalıştığım kadar ders çalışabilseydim ohoo hoooğ!" dedirten, öğrenim(!) eylemi...
gece dört'ü beş'e bağlayan saatlerde sessizliğin doruklarında yapıldımı konuya hakimiyeti hat safhaya çıkaran zoraki eylem.
zorlasanda olmayan eylem.
eğlenceli aktivitedir ama her zaman eğlenilmez.*
vizelerin yaklaşması ve pastırma sıcaklarının kesişmesi sayesinde bolca küfür edilip çokca kaytarmalara maruz kalan eylem.
her dönem vize-final öncesi "lan bu sefer çalışıcam valla bak" şeklinde serzenişte bulunduğumuz ama yumurta kapıya dayanmadan asla vukuu bulmayan eylem. *

alternatifi için:

(bkz: kopya hazırlamak)
calisirken sıkılmak * calistikan sonra rahatlamak *
(bkz: ense yapmanin dayanilmaz hafifligi)
sonsuza dek süreceğini düşünmeye başlayıp kafayı yemenize sebebiyet verebilecek nadide eylemlerdendir.
motivasyon ve kendine güvenle dogrudan ilintili eylemdir. şöyle ki, aynı ders dördüncü kez alıp hala geçemeyen ögrenci kolay kolay o dersi çalışamaz. hatta o ögrenciye dense, bu dersi çalışma bütün semtin sokaklarını süpür, ögrenci zevkle tamam diyecektir.
gün boyu yapılınca akşamına ambale kafa bırakan durum.***
başlaması çok zor olan ama yapılınca insana bir rahatlık veren en azından vicdan azabından kurtaran eylemdir.
Türkiye'de lisans öğrenimini tamamlamış bir insanın, ömrünün ortalama 16 senesi boyunca yaptığı eylemdir.
tanım itibari ile her öğrenci insanının yapması gereken özellikle mühendislik öğrencilerinin aşşşşşşşırı şekilde yapması gereken hede. yoksa abondone olmamak işten bile değildir.
eksikliği en çok sınav sırasında milletin takır takır cevaplar yazarken kalemlerinden çıkan sesleri kulağınızda hissettiniz anda ortaya çıkmaktadır.

içinizden neden çalışmadım neden çalışmadım der durursunuz, kendinize söz verirsiniz bundan sonraki sınava çalışacağınıza, ama bu söz yerine getirmek için çabalama göstermeyeceğiniz en büyük yalanınız olacaktır.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar