bugün

film ani sesler (bkz: tencerenin düşmesi)ile korkutmaya çalışmış ve bence başarmışta. gece tek başınıza izleyemeyeceğiniz bir film bence,tek eksisi ise kameranın zangur zungur sallanması.
o sandığın çöküşü neydi lan sinemada "ananı!" diye bağırdığımı hala unutamıyorum.
evde tek başına izleyenler için hiç de iyi olmayacak şeyler yaşatacak filmdir.

zor bir gece sizi bekliyor olacak. korkmadım ayol diyenlere aldırmadan açın sesi, hazırlayın ortamı ve izleyin. emin olun bir tane yabancı korku film bile * bu hissi yaşatamayacaktır. ve film süresi normal korku filmi standartlarına göre oldukça uzundur. bitene kadar ecel terleri döktürür.
hasan karacadağın üst sınırı olan film.

ben filmi izlemeden önce bayağı bi önyargılıydım. açıkçası hasan karacadağa hala önyargılıyım ama bu film bunu biraz kırdı.

ilk yarısı tam da beklediğim gibiydi. ama son çeyrekte filmi kurtarmış adam. ufacık da olsa bi 6. his etkisi yaratmıyo değil hani.

bi de teknik yönden de gayet başarılı buldum.

her neyse efendim ben bu filmden sonra hasan beyin daha iyi bi film çekeceğine inanmıyorum. ha çeker mi. hem de en iyisini çeker. zaten ilk filminden beri çok yol katetti ama önce cin konusundan vazgeçmesi lazım. o yüzden imkansız gibi bişey.

neyse artık "umarım daha iyi bi konuyla güzel bi korku filmi çeker de beni mahçup eder." diyim ve gidiyim.
hayatımda izlediğim en korkunç filmdi. ulan sinema salonunda etmediğim küfür kalmadı arkadaşla tek vücut olduk bide o bağırışlar hala kulağımda bide çıktıktan sonraki evresi var bilinçaltı mesajlar vermiş sen onları göremezsin ama hissedersin diye ulan düşündükçe tüylerim diken diken oluyor.
Cumartesi gunu gece 11 seansina gittik. Heryerde cok guzeldi, bu sefer olmus gibi yorumlar okuyunca e o beklenti biraz yukseliyor tabiki. Fakat yine de herseye hazirlikli olmak gerekliydi. Toplam 4 kisiydik. 2'si izlerken uyuyakaldi. Benimde gözler kapanirken ikinci yari film hareketlendi sukur. Bana gore musallat'tan cok guzel bir film olmamistir. Zirve benim icin hala musallat. Onda gerildigim gibi gerilmedim ve de sasirmadim. Musallat ile karsilastirmak belki yanlistir ama dabbe'nin bu son serisine verebilecegim not 10 uzerinden ancak 6 olur. Hele o handycam cekimler. Tam anlamiyla mide bulandirici. Fakat eklemem gerekir ki Faruk hoca rolundeki elemana cok kanim isindi, cok sevdim. Rolunu cok iyi yapiyordu.

--spoiler--
Filmin ilk yarisi dedigim gibi asiri sıkıcıydı. Zaten ilk yarida birsey oldugu da yok. Bircok konu askida kaliyor. Film ancak faruk ile bilim de bilim diye tutturan ebru kizimizin kübra ve ailesinin yanina gitmesiyle ivme kazaniyor. Kameralari yerlestirmeler felan. Film ilk basladiginda bu handycam olayini abartmamislardir diye umarken, butun bir film maalesef sallantilarla geciyor. Tablolar dusuyor, kamera ters duz oluyor. Handycam olayindan baska bir de bitmek bilmeyen gurultulu ses efektleri insanin basini agritiyor. Hayir insanin korkacagi varsa da korkmuyor cunku asiri derece de uzun suruyor. Ancak sinir bozuyor. Faruk'un aynalarla olan ayini esnasinda yere tuzu döktügü sahnede, aklima supernatural dizisini getirdi ve gülümsetti. efennim sonra sonra tuvalet buyusu fazli var. Faruk kaziyor da kaziyor. Bobrek dalak karaciger, inek kafasi, bok püsür adam kasap acsa yeriydi yani. Hayir oldu olacak butun bir inek gömselermis diyorsun. Daha sonra Faruk ile ebru kibledere koyune gidiyorlar, cin ile evli elemanla konusuyorlar. gerci ben adami cin sanmistim ama karisi cinmis. bir de cocuklari vardi besikte. faruk ortuyu kaldiriyor tabi muzik arkadan bangir bangir. bu sahne mi korkutacak yani simdi? paldir kuldur geri donuyorlar. fakat telefon gelince faruk koye geri donuyor, ebru'yu geride birakiyor. hayir adam virane bir evde yasiyor ne telefonu lan? o an diyorsun aha faruk sazan gibi atladi gitti. tabi o ana kadar pakize'lerden suphelenmiyorsun. ebru sütyeninde buyuyu bulunca jeton dusuyor tabi ebru'da da ama cok gec. Benim anlamadigim hangi ara sütyenin icine o buyunun girdigi. Faruk'ta diger tarafta tuzaga düsüyor. Fakat bakiyorsun adam kamerayi cani gibi sahiplenmis. ölcek olsa o kamera elden düsmüyor. Ulan benim pesime takilacaklar öyle, kamerayi atar firlatirim. Oyle bir kosarim ki usain bolt bile yanimda yavas kalir. zaten amerikan filmlerinin bu durumuna cok kil oluyordum, salak bu amerikalilar diyordum. Bakiyorsun burda da ayni mesele.

Faruk'un kuyuya düsüsü üzdü beni evet. Fakat kamera hala kayitta, bildigin saglam kameraymis o kadar tas kaya geldi üzerine. ebru bilim de bilim derken sanirim son sahnede ebesinin örekesini görmüstür. Merak ettigim refika'nin kizinin bir kizi vardi. Son gün babaannesine biraktim dedi. O kucuk kizin akibeti ne oldu acep? Anasinin, anneannesinin garip hallerinden hic mi tirsmadi nedir? Neyse öyle böyle film bitti. Film suresince arkada kahkahalar atarak gulen, uyarima ragmen konusmaya devam eden iri ergen bozmalarina bildigim butun kufurleri tekrardan gonderiyorum.

--spoiler--

Film cok uzun suruyor. beni ilk yari hep saatime baktirdi. ne zaman bitecekten cok, boyle mi devam edecek diye kafamda sorular olustu durdu. insanlarin bu denli basarili bulmalarini pek anlamamakla birlikte, herkesin bir zevki vardir diyorum. faruk rolundeki arkadas baska bir film cekerse izleyebilirim, yok boyle sakinlik abi. ki tek faruk izlettiriyor filmi. evet saglam sahneler vardi ama ben bekledigimi pek bulamadim. ve yemin ettim. bir daha asla ama asla el kamerasiyla cekilmis bir film izlemicem. butun bir gece bas agrisi cektim. film benden bir 6 alir ama daha yuksek bir puani bence haketmiyor.
bir kez daha bilgisayar efektleriyle, arapça konuşmalarla ve gürültüyle korkutmaya çalışan bir film.

türkiye'de korku filmi sektörü siyaset gibi aynı. din kullanılıyor sadece. türk insanının cin ve cinlere olan korkusu dışında korku filmlerinde neredeyse başka hiçbir olay yok.

yeter amk.
olmuş bu.açık net.dün son seans olan ki 20.30 daydı bu filmin son seansı epeydir gösterimde olduğu için daha geç saatte seans yoktu sanırım gidip izledim.benden başka bi çift daha vardı ama onlar filmin 20.dakikasında kalkıp gittiler.tüm filmi karanlık bir salonda tek başıma izledim.filmden çıkınca da gece o saatte eve kadar yürüdüm.ama oldukça iyi bi deneyimdi.sinemada tek başına korku filmi izlemek gerçekten iyi gerdi beni.filme gelecek olursak bu film olmuş be abi.özellikle hocanın oyunculuğu gayet iyi ve inandırıcı.diğer oyuncularda fena sayılmazdı.doktor kızımız ebru genel olarak vasat bi oyunculuk sergilese de son tabut sahnesinde kill bill uma thurman'a taş çıkartacak bi performans sergiledi.bu filmde de cin sesleri diye gereksiz böğürtüler vardı ama nispeten daha azdı.hikaye oldukça iyiydi ve asıl geren de hikayenin nakış gibi işlenmesi oldu bana kalırsa.hani ilk halka filmi tadı aldım hikaye anlatımı açısından.kademe kademe yükseldi filmin grafiği.kaliteli sahnelerde vardı filmde:adamın cinler tarafından uçurulması, yine aynı adamın -ki beni çok gerdi o sahne- cin olan eşiyle beraber ormanda yürümesi ve hocayla ebru'nun arabalarıyla geçerken onları görmesi.şeytan filminden apartılmış ahırda tavana sıçrama sahnesi ise kötüydü be abi.nerden baksan çakma.bir kaç arıza dışında film oldukça iyi ve tatmin ediciydi hasılı kelam.bundan sonra Hasan karacadağ'ı ciddiye almamız gerektiğini gösterdi.adamımız ergenlikten çıkmış büyümüş ve artık beni ciddiye alacaksınız diyor resmen.açık bir meydan okuma gibiydi film.gidin izleyin.pişman olmazsınız.son olarak:tuvalet büyüsü ne amk?
seyrettiğim en güzel 5 türk filminden biri.

seyrettiğim yabancı korku filmleri de dahil en güzel 5 korku filminden biri.

seyrettiğim en güzel türk korku filmi.
salondan çıkarken korkmak yerine saçmalığına güldüğüm korku filmi.

yinede emeği geçenlere teşekkür etmek gerekir.
türk yada yabancı yapım farketmez tüm diğer türdeşleri gibi gereksiz gerginliktir , ne gerek vardır , insan hiç sevmez midir.
seviyesiz gürültüsünden günlerce başımı ağrıtan 2 saat kıçı uyuşturan film.
dabbe 1-2 ye bakarak konuşacak olursak büyük gelişme var. güzel olmuş hep aynı senaryo diyenler olabilir de ne olacaktı cini öldürmek veya yok etmek için hoca değil de astronot mu gelseydi veya matrix deki gibi dövüş sahneleri mi olaydı 3 harflilerde. iyidir iyi devamı geliyor zaten.
sinemada izlemeye gidip sonunda harcanan paraya acınan filmlerdendir.

Gerçekten saçmaladı artık hasan karadağ hiç birşey olmamış. Hatta keşke bir tek dabbe olsaydı dedirtiyor. Ikinci film zaten fiyaskoydu bu da öyle. Başka konu ve kurgu bulmalılar. Sinemada o kadar çok ses yükseliyor ki bi anda ben korkmam yaa diyen adamı bile ses efekti korkutur. Ama olaydan gerilmezsiniz uzun bir süre kulağı normal diyaloglara alıştırıp bir anda dan dan dan seslerini maksi seste verirseniz. Hay ben senin film gibi kulağımı sıktın dedirtir. Bir de o ablalar neden brutal vokale bağlıyor hiç anlamam.
insidious serisi ve korku seansından sonra izlediğim en ürpertici korku filmi.

biz korkuyoruz ama dublajı yapılsa türk olmayan birisi izlese, korkmaz. adamlar bildikleri yoldan gitmişler. bi daha da izlersem siksinler.
filmin son sahnesi çok kötüydü.
resmen boğuldum.
onca pislik, üç harfli kaçması, çarpması oldu tamam dedim.
ama o son sahne olmadı.
Bu sefer olmuş dedirten film. Gece karanlıkta iyi bir ses sistemiyle izlemelisiniz.
hasan karacadag'in cin filmi ceke ceke sonunda bu isi ogrendigini gosteren film. oyuncu tercihleri, senaryonun saf korkudan degil de surukleyicilikten de olusmasi gayet basarili bence. yalniz efektler konusunda biraz daha ugrasmasi lazim hasan'in. aktif, hareketli, odaksiz sallamalarla olmuyor.
kabul edilmelidir ki son derece kalitesiz bir yanı var ancak, itiraf edilmelidir ki sırf büyülü ve o arapça efektli tuvaletten büyüleri çıkarma sahnesinden bu filmi izleyip 3 gün tuvaletini tutmuş insanlar varmış... (bkz: ben değil bir arkadaş)
ilk filmi gerçekten komik ve amatördü. ama sonraki seriler gerçekten başarılı ve korkutucu. izlemeden yorum yapılmamasını rica ediyorum. evet konular klasik ve benzer görünebilir ama finali tahmin etmek çok güç ve genellikle de şaşırtıcı bir sonla bitiyor. en azından arada efektlerle de olsa geren ve ani çıkışları olan ve izlenebilitesi yüksek bir gerilim filmdir diyebilirim.
korku filminden cok surukleyici bir gerilim filmi gibi olmus. izlettirdi kendini kerata.
Hasan karacadağ'ın son filmi ve en etkileyici olanıdır. Hikaye, karakterler ve efekleri harika omuş diyebilirim. Filmin saçma ve kötü yanlarından biri tuvaleti kırdıklarında çıkartılan bin bir çeşit zerzevatın dışında kocaman bir inek kafası çıkması olmuştur. O nasıl sığar oraya hani ufak tefek bir şey olsa neyse. Beri yandan cevapsız kalan sorularda var. Ebru gömüldüğü yerden kurtula bildi mi ? Büyücü anne kıza ne oldu ? Köy kahvehanesindeki adam durduk yere alacak verecek davalısı gibi niye kavga gürültü çıkarıyordu. Bu gibi kısımlar saçma gelebilir ama oyunculuk helede faruk hoca'nın oyunculuğu ve karakter tasarımı harikaydı. Ev ahalisi ve kübra'nın oyunculuklarıda çok güzeldi diyebilirim.
izlemeye başlarken 'Türk korku filminden ne olacak' ön yargısıyla donatılmış olup; film bitiminde yerli yabancı ilk kez bu kadar korktuğum bir film izlemenin verdiği korku da dahil karmaşık duygulara büründüğüm filmdir.
dabbeler içindeki alt metinlere falan bakmayarak objektif bir hareketle en iyi dabbe diyebilirim.. dalga geçilmeden oturup izlenebilecek bir film.
musallat 2'nin son 10 dakikası ve bu filmle birlikte türk korku sineması ve öğeleri yavaş yavaş bir yol bulmaya başladı gibi geliyor bana
ayrıca bunun yönetmenini de zerre tutmam ama iyi yoldasın koçum.
ilk 10 dakikasını izleyip sonra beynimin, başımın ve bütün vücudumun uyuşmasıyla izlemeyi sonlandırdığım film.

korkunç değil ama izlediğim ortam korkunçtu. köyde, odada yalnızdım ve sonuç bu oldu. bu film arkadaş ortamında izlerseniz, evde bir yandan televizyona bakıp bir yandan da bu filmi izlerseniz elbette korkunç olmaz.

edit: izledim sonunda. gayet güzel ve sıkmayan bir film.