bugün

muhalefetin en sertini yapmalıdır.
ak parti, hükümeti kurup da tekrar seçim kararı alırsa meclise zar zor girebilecek bir partidir. bdp ile aynı tavrı sergileyerek apo'nun emrine girmiş olduğu belli olmuştur artık.
meclise gelip, yemin etmeyen partidir.

pkk ile kardeş olan bdp den evla olduklarını gösterdiler çok şükür. zira bdp meclise dahi gelmedi.
bdp nin amaçlarına hizmet ettiğinin farkında olsa da, son atımlık barutuyla da olsa, genede yapacağını yapmıştır, seçilseler bile milletvekili olamayacağını bildiklerini parti avukatlarıda doğrulamıştır, ama genede amaç üzüm yemek değil, ortalık karıştırmak ve arada bağcıya girişmek olduğundan yapmışlardır yapacaklarını, kılıçdaroğlunu kim getirdi oraya koydu bilemiyorum ama fazla iğreti durmaya başladı o koltukta, zira deniz baykalı da sevmezdim ama ondan tiksinmezdim, bu adamın her yaptığı yanlış nerdeyse, velhasılı kelam bdp birdahaki seçimde apo şerefsizni aday gösterse ve seçildiği halde millet vekili olamadı diye ortalığı savaş alanına çevirse, bunu yaptıktan sonra da chp nin bu seçimde yaptığını referans gösterse, chp yi bu duruma düşürenler ne diyebilir buna?
bugün yaptıklarıyla gözümde hiç bir değeri kalmamış siyasi parti.

milletin size verdiği %26 lık oy oranını, yani bilmem kaç milyon kişinin bizi temsil edin diye oy verdiği parti, milletin oylarıyla meclise girip bir de millete hizmet etmem dercesine yemin etmiyor.

şu anda meclis anti faal durumda. demokrasi ile açıklayalım bunu beyler.

daha da size oy atanı... neyse lan belki başkası atar.
ahmet turan alkanın tabiriyle ''CHP, bir şey yapmak üzere değil, bilakis yapmamak, yaptırmamak, engellemek üzerine kendini tasarlamış bir kuruluşumuzdur.''
(bkz: Meclisi boykot etmek)
ironik bir açıdan bakarsak, kendi kurduğu meclisi boykot eden partidir.

evet ben de biliyorum atatürk'ün chp'si ile yeni chp arasında neredeyse 180 derecelik fark olduğunu. fakat meclisi yıkmaya çalışan bdp ile zamanında türkiye'yi kuran kadroya sahip chp aynı hamleyi yapıyor.

sorun başörtülüler tu-kaka, darbeciler meclise olayından ibaret değil. kim ne zaman darbe yapmış, hangi delillerle ispatlanmış da konuşuyorsunuz? ve evet, burası laik bir ülkeyse, meclise türbanlılar giremez. sadece türbanlılar değil, kippalılar da giremez. demokrasinin şartı sekülerliktir, laikliktir. gelişmiş tüm ülkelerde bireyin özgürlüğü sekülerlikten geçmiştir. bunu anlamanızı beklemiyorum.

neyse, chp tarih sahnesinde 50 yıldır olduğu gibi yine yanlış hamle yapmıştır.
laikliği savunmanın chp'li olmaktan geçtiğini sanan bünyelerin ergenekon tertibi aracılığıyla analiz yapmaya çalıştığı partidir.

eğer hukuku savunuyorsan, özel yetkili mahkemeleri kaldırmayı da savunacaksın, hüküm giymeden 4 yıl gözaltında tutulmanın yanlışlığını da savunacaksın, bilirkişi raporlarıyla suçsuzluğu ispat edilmiş insanları delil yetersizliğiyle (!) mahkum etmenin yanlış olduğunu da savunacaksın.

önüne gelene darbeci, faşist, statükocu demek basit. asıl zor olan yeri geldiğinde kendi doğrularını da eleştirebilmekten geçiyor.
öyle gerizekalılar var ki, yorumlama kapasiteleri bilgileri dışında sıfırın altında seyrediyor. hâlâ, chp'nin dokunulmazlıkların karşısında oluşuyla, haberal ve balbay konusunda tutumunun çelişkili olduğunu söyleyenler var. ben artık, söyleyecek söz bulamıyorum. bu gerizekalılar, gerçekten okuma ve anlama özürlü olmalı ki o kadar bahsi geçen durumun dokunulmazlıkla alakalı olmadığını anlayamasın. bir kimsenin, suç şüphesi sebebiyle 800 günden fazla sanık olarak tutuklu tutulmasını ve bir türlü belgelerin toparlanamamasını adil ve hukuk çerçevesinde o kimseye reva görsün. ya ben lan neyse bir şey demiyorum.

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=257296
halkın bizi temsil et diye vermiş olduğu yetkiyi bdp lilere uyup boykot ederek yok etmektedir. murat karayılan milletvekili adayı olsa seçilse onudamı sokacağız meclise dedirtirler.
(bkz: zorlasa karayılan ı meclise sokacak partisi)
ergenekona tertip deyip konuyu kapatabileceğini zanneden malların desteklediği bir partimiz. Yavrucum önce bir serez komitesi ne bir öğren, senin için ergenekon şimdilik uzak biraz. Başlamak için, devleti bizim adımıza satın alma yapan bir kurum, başbakanı da satın alma müdürümüz olarak düşünebilirsin. Mesela birileri de toptan silah, para, ilaç, çelik, petrol vs. satmaya çalışıyor bize. Ama mesela her yerde 5 lira fiyatı olan ilacı 100 liraya satmak istiyorlar. Bizim adımıza alan kim? Başbakan (sağlık bakanlığı). Şimdi verirse o 100 Lirayı bir süre sonra para suyunu çekiyor. Mesele yok, para satan arkadaşımız da var, verelim abi. Ver de kaçtan verecen? Sana 70 olur abi faiz. Ulan her yerde 5 bana niye 70? Abi senin ülken riskli, politik istikrar yok, terör var, sana böyle. iyi de benim ülkemde yok ki bu olumsuzluklar. Sorun değil abi o işi bizim çocuklar ayarlıyor. Senden aldığım paranın küçük bir kısmını bile dağıtsam şahane bir ekip emrime hazır bekler.
Velhasıl italyada yedi sene süren gladio davasını biz görmemiş gibi yapalım. Ya bu bizim çocuklardan Yargıtay'da da varsa mesela, kötü günler için. Mahkeme ceza verse bile Yargıtay'da "nasılsa önümüze gelecek (salacağız)" diye sırıtan aynı ekipten elemanlar varsa. O zaman hemen hükmü bağlamanın anlamı yok değil mi kardeşim. Neyse, sen yine de serezle başla şimdilik.
halkın oyuyla meclise gelmiş türbanlı milletvekilini meclise sokmayan, türk asker ve polisini şehit eden pkk'lıları göbek ata ata meclise sokan parti. varın gerisini düşünün.
chp nin ana muhalefet olduğu bir türkiye siyasetinde akp daha çok tek başına iktidar olur.akp lilerin ekmeğine
yağ sürmekten başka hiç bir işlev göstermemektedir.akp yi oradan indirebilecek yine bir sağ partidir ve sağda
akp den başka tek bir parti dimdik ayakta durmaktadır.
bdp'den sonra meclise en çok pkk-kck'lı sokmuş partidir. yeni dönemde bdp saflarından 29, chp saflarından 16 pkk-kck hükümlüsü meclisimizi kirletmektedir.
türkiye'de artık çok şeyin değiştiği ve halk iradesini baskı altına alacak bir organ kalmadığını göremeyen parti.

geçmişte devletin partisi olan ve kendini öyle tanımlayan chp iki darbeciyi aday gösterse kimse bunu yadırgamaz, mahkemeler hapisteyse mecburen çıkartır, çıkartmayan hakimler hsyk'daki dedeleri elleriyle görevden alınıp sürülürdü. onlar da olmazsa danıştay, yargıtay, anayasa mahkemesi ayağa kalkar ve chp'nin istediğini yapardı. daha da olmadı chp'nin dilediği olmadı, darbe olacak korkusuyla ülkede bir ekonomik kriz doğar patronlar baskı yaparak chp'nin istediği olsun da biz para kazanmaya devam edelim derlerdi. bu da yetmezse asker bildiriler yayınlar veya daha ileri gidip darbe yapardı.

ama ne mahkemelerden, ne askerden, ne bunlar eliyle oluşacak krizle hareketlenecek patronlardan ses çıkmadı. tek sesi çıkan candaş medya. medyanın kışkırtması ile chp kendini olduğundan daha büyük görmeye çalışarak kendine oy veren 11 küsür milyon seçmenin iradesini temsil etmemeyi seçti. şimdi bu candaş medya chp'yi soktukları durumdan kurtaracak formuller arıyor. rıza türmen denen hukuk katili bir eski aihm yargıcı çıkıyor yazılarında aihm'e gidillirse şöyle olur böyle olur diye tehditlerde bulunuyor. hep söylemiştim, aihm'e gitmeyi hiçbirinin götü yemeyecektir. çünkü aihm'in geleneklerine göre "demokrasi mevzubahis olduğunda aihm tüm hukuki kuralları geri plana atabilmektedir". aihm kararından ufak bir kaç örnek yeterli. refah partisinin kapatılması davasında demokrasiyi demokratik yollardan yıkma teşebbüslerine karşı gerekli önlemleri almamak gibi ufacık demokrasi karşıtı bir nedeni bile yeterli görmüştü. kürt partilerinin kapatılmasına ise demokratik haklarını gerekirse şiddet yoluyla bile savunmak haktır diyerek karşı çıkmıştı. yani demokrasiyi isteyen kişi isterse apo olsun aihm destek verir, demokrasiye karşı olsanız en uysal, şiddete uzak parti olsanız da kapatılırsınız. chp'ye kapatılma davası açılsa ve kapatılsa aihm bu kapatılmayı doğru görecektir. çünkü chp ile darbeye teşebbüs edenler arasında organik bağı herkes görüyor, hatta darbeyle yargılananlardan iki kişiyi milletvekili yaptılar. kapatılan refah partisi bu kadarını bile yapmamıştı. tekrar söyleyeyim refah kapatılmasını doğru bulan aihm kararında şöyle diyor. refah partisi şiddet kullanmamış veya desteklememiş bile olsa demokrasiyi yıkmaya zemin oluşturacak açıklamalara karşı cephe almamıştır. yani refah kendisi demokrasi karşıtı olmasa bile demokrasi karşıtlarına fırsat veriyor diye kapatılması doğru görüldü. rıza türmen ise medya yoluyla olayları çarpıtmayı seçip güya aihm'den ceza alacağımızı iddia etmekte. zaten rıza türmen nasıl biridir hepimizin malumu.

diğer bir olay da ali sirmen. chp'yi kanının son damlasına kadar, yanlış bile olsa ne yaparsa yapsın savunmaya kararlı kişilik. bu güne kadar ali sirmen'in chp dışında bir partiye iyi şeyler yaptılar dediğini duymamıştık, boyun eğdiğini görmemiştik. iki gündür akp'nin tutukluluk sürelerinin uzunluğu konusunda düzenlediği toplantılardan bahsediyor. zaten kısaltacaklardı diyor. akpliler chp'ye bunu söyleyerek bu çirkin durumdan kurtarabilirler diyor. madem bunu biliyordunuz chp'ye baştan deseydiniz ya. zaten tutukluluk süreleri kısaltılacak, meclise girin bu kısaltmaya sizde katkıda bulunun diye?
akp ip atmayacak. çünkü tutukluluk süreleri ile ilgili yapacağı bir değişiklik chp tarafından sahiplenmiş olacak. boykotumuz sayesinde oldu diyecekler. fakat tutukluluk süreleri ile ilgili darbe suçları dışarda bırakılınca yine cıngar çıkaracaklar. bu kez kendilerini daha güçlü görecekler. akp bunları göze almaz. hele chp için hiç de iyilik yapmaz. kendini uçurumdan atan bir partiye destek vermek anti demokratikmiş gibi görünebilir. ne yapsın yani bana oy vermeyin biraz da rakibime destek verin mi desin? kılıçdaroğlu yönetimi sürdükleri arabayı uçuruma sürdüler. onun önüne geçip kurtarmaya çalışan da bu işten hasar görür. kurtarıcılara ilk öğretilen şey önce kendini garantiye almaktır.

chp'yi ancak cumhurbaşkanı kurtarabilirdi. çünkü onun siyasi bir kişiliği yok. chp, cumhurbaşkanı ile görüştükten sonra "ülkenin iyiliği için meclise girmeyi görev bildik ve yemin edeceğiz, meclise gireceğiz" diyebilseydi kendini az bir zararla kurtarırdı. ama yapmadılar. medya çok çanak tutsa da akp zaten adım atmadı. hatırlayın. cemil çiçek meclis başkanlığı için görüşmeye giderken sanki mecliste yemin etme konusu konuşulmak için gönderilen biriymiş gibi anlatmışlardı. akp chp'den randevu istedi, akp'nin ağır toplarından cemil çiçek uzlaşmak için gidecek diyorlardı. akp bu oyunu yemedi. bence chp veya bdp'nin aklını başına alıp bir an önce cumhurbaşkanıyla görüşüp, cumhurbaşkanı'nın iknasıyla dönüyoruz demeleri. gerçi bu kez abdullah gül'ü güçlendirecekler ama ellerinden de başka birşey gelmez.
kürt kökenli birisini parti lideri yapması sonucu şu an ki izlediği politika ile bdp-pkk dan farkı kalmayan zavallı parti.
yemin etmemekte ısrar ederek boykot kararını uzatmışların partisi. inşallah bundan sonra bir daha meclise girmek bunlara nasip olmaz. ne de olsa mecliste iş yaptıkları yok. işleri güçleri memleketi karıştırmak. bir an önce tüm vekillerini toplayıp bdp ile kandile çıkmalarını öneriyorum.
bütün partisi dokunulmazlıktan yararlanıp haklarında dava açılamayan vekillerin partisini destekleyenlerin, vekiller salınsın ve mahkemeleri devam etsin diyenleri suçlu ilan ettiği partidir.(ne içtiysen aynısından diyeceğim ama yazık içmeden böyle.)

hukuk katili aihm yargıcı lafından sonrasını okumadım zaten. bu kadar gerizekalıca bir laf olabilir. hukukçu olmak için illa badem bıyıklı(bülent arınç'ın sınıf arkadaşı) olmak gerekiyor.
ona oy vermeyenlerin içlerindeki eleştiri zevkini tatmin etmek için en rağbet gösterdikleri parti başlığıdır. oy verdikleri parti için böyle bir şeyi asla gözleri kesmez *. adamı sikerler.
nuh gönültaş ın dünkü yazısında inanılmaz derecede doğru tarif ettiği bir partidir.

CHP'nin Kemâli, böyle olur zevâli...
Eğri oturalım doğru konuşalım.

Eğer, olayın tutuklu iken milletvekili seçilmiş birkaç kişinin serbest bırakılması için verilen bir onur ve hak mücadelesi olduğunu düşünüyorsanız büyük yanılgı içindesiniz!

Aslında her şey çok açık.

CHP Ergenekon tarafından esir alınmış, BDP de PKK'nın emri ile hareket etmekte.

Bütün bu olup bitene bakarak, iki terör örgütünün amacının Türkiye'de demokrasiyi tam anlamıyla tesis etmek için cansiperane mücadele verdiğini söylemek için ancak aptal olmak gerekir.

Ancak aptallar görünen sebeplerin yaşananların gerçek sebebi olduğunu düşünebilir.

Asıl sebebi CHP'li isa Gök ne söylediğinin farkında olmayarak da olsa ifade etmiştir.

Asıl sebep söylediği gibi "AK Parti'ye diz çöktürmektir."

Asıl sebep Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçim meydanlarında söylediği gibi "Tayyip'in dişlerini sökmektir."

Ülkeyi yönetilemez hale getirmektir.

Tıpkı rahmetli Özal'ın ölümünden sonra filmi geri sardıkları gibi, şimdi de AK Parti'yi dize getirip filmi geri sarmak istiyorlar.

Güncel tabirle, sıfır kilometre bir anayasa yaptırmak istemiyorlar.

Anadolu insanının yükselişini durdurmak istiyorlar.

Eskiden olduğu gibi kendileri çalıp kendileri oynamak istiyorlar.

Yoksa, CHP, partiye kodesten kurtulmak için daha dün girmiş bir faşist için niçin bu kadar celallensin?

Niçin intihar etmek anlamına gelen hareketlere girişsin!

Madem CHP kendini yok etmek pahasına böyle işlere girişiyor, demek ki kurtarmak istediği adam -bakın adamlar demiyorum, biliyorsunuz Mustafa Balbay zurnanın son deliği- CHP'den daha önemli!

Süleyman Demirel'in önerdiği bir ismin günün birinde CHP için hayat-memat meselesi olabileceğini kırk yıl düşünsem akıl edemezdim.

O halde burada bir "bit yeniği" var.

O da ancak "CHP'nin esareti" ile açıklanabilir.

Daha doğrusu yeni CHP genel başkanının esareti ile...

CHP hâlâ bu huyundan vazgeçmedi.

Hâlâ milleti aptal yerine koyuyor, milletin olup biteni göremeyeceğini sanıyor ya...

işte ben ona yanıyorum.

Ey Dersimli Kemal!

Gün gelir, bütün bu yaptıklarının neyin bedeli olduğu sadece düşünülmekle kalmaz ayan beyan ortaya çıkar.

Peki o zaman ne yapacaksın?

Geçelim bunları, yüzde 50'de mi sana hiç bir şey ifade etmiyor?

Hâlâ filmi geriye sarabileceğini düşünüyor olmana ya da sana bunu yaptırmaya çalışanların böyle düşünüyor olmalarına şaşıyorum doğrusu...

Irmaklar tersine akıtılamaz.

Yukarıya çıkmak için aşağıya inen asansöre binilmez!

Nuh GÖNÜLTAŞ
bugün
OYLARI TÜRK HALKINDAN ALdıktan sonra gidip de , acından ölen yunanistanda kıçı kırık , pili bitmiş sosyal enternasyonellere şikayet eden komik oluşum.
hala dimdik ayakta olmasını devrimciliğine, isyankarlığına, partiye oy verenlerin küsse de darılsa da, başka partiye oy verse de kalbinde her zaman yer etmesine borçludur.
bugün meclisi boykot ediyor. ne için? haberal, balbay kurtulsun diye mi? hayır. susturulan muhalefetin, hergün cop yiyen halkın, biber gazına maruz kalan halkın, işçinin, tekelcinin, öğretmenin, askerin, gençlerin, geleceği için boykot etmiştir.

bugün tvlere çıkıp sırf insanlara chp'yi kötülemek için 'bakın bakın atatürk'ün partisi meclisi boykot etti' gibi damardan cümleler kurarak partinin haklılığını yok etmeye çalışıyorlar. birde tabi millet iradesi lafları var ya...gelin meclise mecliste çözelim derler bunlar birde. ulan chp o kişiler meclise girmeden biz girmeyecez demedi ki. akp yönetimi resmi ağızdan bu mesele bizimde meselemiz, halletmeye çalışacağız gibisinden laflar etmediği için yemin etmedi ve bugün gördük haklılığını.2002'nin mağdurları kendilerine yardım eden partiyi tanımıyorlar bile şuan. kinlerini, nefretlerini ortaya döküyorlar.

işin özü, insanlar hala şuanda ki rahat yaşamını, özgürce yaşamını chp'ye borçlu olduğunu anlamadı ve hala daha anlamayacak gibi. sağ partiler tr'yi dış politikada rezil ederken sen kıbrıs'ı aldın, amerika baskısına rağmen haşhaşa vs izin verdin, yine dış ülkelerin baskısına rağmen 2. dünya savaşına girmedin, haa bu olayları yaptık, aç kaldık evet, kuyruklar oluştu evet ama şerefimizden bir şey kaybetmedik, türküz türküz diye şimdi dolananların aksine dünyaya biz ölmedik diye haykırdık. şimdi ahmet davutoğlu diye neden parladığı anlaşılamayan, ne başardı bilinmeyen bir kişiyi tr'yi yüceltti diye peşinden koşuyoruz ama sen üzülme chp, biz yanındayız.
süheyl batum'un kazdığı mezara girip yatmış bir partidir. yapılması gereken tek şey üzerine toprak atmak.
nasıl bilirdiniz derlerse vallahi hiç de iyi bilmezdik.