bunu söyleyenin küçükken menenjit geçirmiş olması muhtemeldir.
cumhuriyet hiçbir zaman sonu gelmeyecek bir şeydir bizim için. sadece kavramların, görüşlerin, siyasetin ve vatan millet sakarya bilincinin tamamen oturması gerekmektedir. unutulmamalı ki bu ülke dini kuralların geçerli olduğu osmanlı imparatorluğunun yıkılması ile M.K.ATATÜRK tarafından kurulmuş bir ülkedir. unutulmamalı ki daha 50 yıllık* çok partili sistem uygulaması vardır ve yine unutulmamalı ki bu ülke 1960,1970 ve 1980 leri yaşamış bir ülkedir. sadece zaman ve hoşgörü gerekmektedir. yani cumhuriyet döneminin sonu gelmemiştir.
bahsi geçen iddiaların muhatabı dişışleri bakanı abdullah gül, söz konusu iftiralar için hukuki sürece başvuracağını bildirmiştir.
cumhurbaşkanlığı sürecinde dezenformasyon sürecinin yaşanacağına dikkati çekmiştir.
(bkz: hayır ben söylemedim ağzım söyledi)
olsa olsa Fenerbahce cumhuriyetının sonu gelmıstır...
abdullah gül'ün 1995 yılında ettiği ilan edilen, basınımızda da boy boy yer edinen açıklama sonucunda abdullah gül'ün 12 yıl sonra (!) "yalandır buuu, iftira atanları dava edeceğğğiiimmm" şeklinde yalanladığı açıklama...

bunlar böyledir... bunun bir boy büyüğü de "değiştim" demişti... bugun der, yarın "yok demedim" der... sabah "görüşmedim" der, öğleden sonra "görüştüm" der...

(bkz: yemezler)
(bkz: demokrasi arac mi amac mi olmalidir)
al birini vur otekine dedirten laftir. "erdogan ne derse o" zihniyetindeki bir adamdan ne bekliyordunuz ki? gecmi$ gecmi$tir bugun bugundur dememeli, insan gecmi$iyle varolan bir varliktir. bunu bilmeyen insanlarin %35i olu$turdugu bir ulkede ya$adigimiz da 2002 secimlerinde ortaya cikmi$tir. 5 sene boyunca bu laflar niye gozlerimizin onune konmadi diyesi geliyor insanin. Demek ki bu guruhtan basbakan cikinca sorun olmuyor, meclis ba$kani cikinca sorun olmuyor da, cumhurba$kani cikinca sorun oluyor. "zararin neresinden donulurse kardir" mantigi bu ulkeye 5 sene kaybettirmi$tir. yazik degil mi?
böyle akla fikre yakışmayan, gerçekle alakası olmayan sözlerin söylenmesi saçmalıktan başka birşey ifade etmiyor ve milyonlarca kişinin cabasını ve emeğini görmezden gelip uydurma senaryolar yaratan zihniyet diye açıklanabilir.
seref sen gecen gun cok igrenc bi insansin'dan bile daha anlamsız kelimeler bütünü.
türkiye cumhuriyetinin devlet başkanı olma iddiasındaki bir kişinin söylediği hazin sözlerdir. bundan daha vahimi de bu kişinin hala tvye çıkıp, yüzünde muhteşem bir tebessüm, bu sözleri söylediğini inkar etmesi, açıkça millete yalan söylemeye devam etmesidir...
anayasa mahkememizin kararı ile uçurumun dibinden kurtulduğumuz anlaşılmakta..

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/6444915.asp?gid=200
dün abdullah gül'ün canli yayinda kendi agziyla yalanladigi? rastgele saçma sapan harf kombinasyonu.
yaptigi savunma söyle bir seydi:

-the guardian gazetesinden bir yazar herkesle konusurken bana da birkaç soru sordu, ancak ben öyle bir sey demedim.
yazar belli ki kendisine ayrilan sayfayi doldurmak için böyle seyler yazmis. ben tekzip göndermistim ancak yayinlamadilar. (tekzip dedi aklina geldi herhalde) hem ben emin çölasan a da göndermistim tekzip ancak yayinlamadi bu da gazetecilige sigmaz... (konu degisir) {agül iç ses: oh be iyi kivirdik}

ah be gülüm böyle birsey nasil yanlis yazilir, dahasi nasil düzeltilmez? international incident çikar alimallah. bütün yazarlari vakit gazetesi yazari mi sandin? yazik.
Gül: Guardian Gazetesi'ni tekzip ettim 2 Mayıs 2007
ANKARA (A.A)
Cumhurbaşkanı adayı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, 1995 yılında ingiliz The Guardian Gazetesi'ne "Türkiyelaik sistem iflas etmiş demektir ve biz kesinlikle onu değiştirmek istiyoruz" dediği iddiasını yalanladı.

Abdullah Gül, dün akşam TRT'de katıldığı programda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
The Guardian gazetesine verdiği iddia edilen demecindeki 'Bu laik düzen değişecektir' şeklindeki sözleriyle ilgili olarak bir gazetenin, kendisi aleyhinde kampanya yürüttüğünü; söyleyen bir gazeteciye de Gül, şu karşılığı verdi:

1995 yılında Türkiye gelen ingiliz gazeteci herkesi dolaşırken bana da uğramış. Benimle de Türkiye üzerine, Türk siyaseti üzerine konuşmuş. Gittikten sonra da bir sayfalık gazetesinde bir yazı yazmış. Bir sayfalık Türkiye'yle ilgili tahlillerini yapmış. Görüştüğü kişilerden izlenimlerini aktarmış. Benimle ilgili de bir, bir buçuk sayfalık makalede 'Abdullah Gül'le de görüştüm' diyor ve bir satırlık benim görüşlerimi bu şekilde ifade ediyor. Bu The Guardian gazetesinde 1995 yılında çıkınca ben bunu tekzip etmişim, yazı yazmışım. Cumhuriyet gazetesinde var bakarsanız. Tekzip ettiğimi de söylüyor. 'Benim söylediklerimi böyle yazma, ben bunları böyle söylememişim'. The Guardian gazetesi de 'bununla ilgili Abdullah Gül'den böyle bir düzeltme aldık' diye yazmış. Bunları dünkü Cumhuriyet gazetesinde çok güzel şekilde özetlemişler. Benim bir makalem değil, benimle yapılmış bir röportaj değil. Bir buçuk sayfalık yazısında bana atfen bir şey söylüyor.
Türkiye siyasetiyle ilgili herkesle konuştuğunu kaydeden Gül, burada acı olanın, söz konusu gazetenin manşetin altına, kırmızı zemin üzerine, tırnak içinde kendi ağzından kotasyon yaparak, üstelik gazetecinin de yazmadığı şekilde yayınlaması olduğunu dile getirdi.
Cumhuriyet gazetesinin, Türkiye'nin en önemli gazetelerinde biri olduğuna işaret eden Gül, Böyle bir gazeteye yakıştırmam bunu; dedi.
ingiliz gazeteci: "gül bu sözleri söyledi, bant kayıtları bende"

ingilterenin saygın gazetelerinden The Guardianın Türkiye muhabiri olarak çalıştığı dönemde, Abdullah Gül ile yaptığı röportaj yeniden gündeme gelen ingiliz muhabir Jonathan Rugman, Hürriyete yaptığı açıklamada, haberin arkasında durdu.

27 Kasım 1995 tarihinde yayınlanan ve ertesi gün Türk basınına da yansıyan röportajında, o dönemde Refah Partisinin genel başkan yardımcısı olan Gül, laik sisteme ve cumhuriyete meydan okuyordu.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül, cumhurbaşkanı adaylığının ardından yeniden gündeme getirilen 12 yıl önceki bu röportajdaki ifadeleri yalanmıştı. Gül, dün akşam TRT1deki söyleşi sırasında da bunu yeniden yalanladı.

Türk islamcıları iktidarı hedefliyor başlıklı röportajda, Refah Partisi;nin yaklaşan erken seçimlerde yeşil devrim yapmaya hazırlandığını yazan muhabir Jonathan Rugman, yıllar sonra haberinin arkasında durdu.

YIKMAK DEĞiL DEĞiŞTiRMEK
Şu anda ingiliz Channel 4 televizyonunun diplomasi muhabiri olarak çalışan Rugman, bu röportajın yeniden gündeme getirildiğinden haberdar olduğunu söyledi. Çeviri hatası yapılmamasının önemli olduğunu kaydeden Rugman, Örneğin Sayın Gül,laik devleti yıkacağız değil, Laik sistemi değiştireceğiz ifadesini kullanmıştı diye konuştu.

Buna karşın Rugman, haberinde yer alan ve Gül tarafından sarfedilen şu sözlerin kelime kelime doğru olduğunu ve şimdi inkar edilse bile kayıtlarının kendisinde bulunduğunu iddia etti:

Bu cumhuriyet döneminin sonudur. Ankara nüfusunun yüzde 60 ı gecekondularda yaşıyorsa, laik sistem iflas etmiş demektir ve biz kesinlikle onu değiştirmek istiyoruz.

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/6444915.asp?gid=200
bunu diyen bunuda dedi; Rejim halka düşman,Atatürk ilkeleri zorla dayatıldı,Diktatörlükle yönetilmişiz,Her yerde aynı heykeller var,Laiklik tehdit ediyor.
(bkz: masal kitapları)
şu andaki iktidar, ümmetçi ve osmanlıcıdır.bu başbakan da rejimle kavgalı olduğu çalıştığı refah partisi kapatılmıştır. ömür boyu siyasetten yasaklanmıştı.
halkta hukuk bilinci olmadığı ömür boyu siysetten yasaklanmış adama oy verebilir.para ve menfaat karşılığı rejimini satacak kadar bilinçsiz olduğu için cumhuriyetin ömrü çok uzun değildir.şu anda partinin tek yaptığı devleti ele geçirmek için kadrolaşmaktır ve bir kez daha tek başına iktidara gelirse cumhuriyeti kimse kurtaramaz.iran devrimi sırasında olanlarla şu anda bizdeki gidişat aynıdır.
cumhuriyet kurulurken kurulmuş sistemlerin hepsi çökmüş olmakla birlikte cumhuriyet hala ayaktadır. yıkılacak gibi kehanetler saçma olur ama şimdiye kadar gelmesi kendimize saygı göstermemiz gerektiğini gösterir. çünkü biz bunu kurduk ve devam ettiriyoruz.
etrafınıza iyice baktığınızda, türkiye de çok şeyin değiştiğini görürsünüz. bir sabah kalkıyorsunuz şeş tv. allah allah ne zaman oldu bu yav. acaba seçim propagandası mı? tartışılır ama ilk izlenim öyle ayrıca ateş olmayan yerden dumanda çıkmaz. bir sabah kalkıyorsun ergenekon. bir sabah kalkıyorsunuz küçük kıza tecavüz etmiş bir yazarı adli tıp kararı ile serbest bırakılıyor. hani derler ya çivisi çıkmış bu memleketin aynen öyle.
e bakalım daha neler olcak.
herşey zaten satılmış.
telekom özelleşti. ne oldu her ay sabit 50 tl telefon faturası. paraya bak. millet 3 çocukla asgari ücretle birde üstüne üstlük kirada olmasına karşın zar zor geçiniyor. söylermisiniz bu özelleştirme kimin için? vatandaş için mi? güldürmeyin beni.