bugün

ingiltere'de I.Dünya Savaşı'nın arka planı oluşturduğu bir dönemde, ressam Dora Carrington ile eşcinsel yazar Lytton Strachey arasındaki oldukça sıradışı bir aşkın hikayesi. Dora, Viktoryen dönemi ingiltere'sinde Virginia Woolf gibi yazarların ve dönemin eksentrik entelektüellerinin bulunduğu Bloomsbury Grubu'nun üyesidir ve arkadaşları aracılığı ile yine o dönemin önemli yazarları arasında sayılan Lytton ile tanışır. Dora bu tanışmanın ardında Lytton'a büyük bir aşkla bağlanır. Lytton'da Dora'yı sevmektedir ama ilişkileri ruhsal bir beraberliğin ötesine geçemez. Bu durum Dora'yı büyük bir çaresizliğe sürüklese de Lytton'dan kopamaz. Başka erkekler ile ilişkiler kursa da, Lytton ile aynı evde yaşamaya devam eder ve büyük bir aşk ile ona bağlı kalır. ingiliz senarist Christopher Hampton'ın önemli yönetmenlik denemelerinden birisi. Lytton rolündeki Jonathan Pryce'a Cannes Film Festivali'nde en iyi oyuncu ödülü kazandıran bu film, gerek Pryce'ın, gerekse Dora rolündeki Emma Thompson'ın oyunculuğu açısından olumlu eleştiriler almış. Aynı zamanda ressam Dora Carrington'ın yaşamı üzerine biyografik bir film olması itibarı ile ilgi çekici. Müziklerini de Piano filmi ile en iyi film müziği dalında Oscar kazanmış Michael Nyman'a ait. film 1995 yapımıdır.