bugün

kendisini alim, bilgin gören ve elit olduğu varsayımıyla hareket edenlerin, pespaye bir kıvranış içinde sarfettikleri sözdür.
(bkz: tayyip)
tarih boyunca seçilemeyenin seçenler ve seçilenler için söylediği seçmece söz.
bana göre haklı bir söylemdir. haklılığı demokrasinin kötü yönetim şekilleri içerisinde iyisi olması sebebiyledir.
söyleyene "halkın cahilliğinin tez elden sonlandırılması için ne yapılmalı peki" diye sorarsan bu soruya cahil cühela cavaplar verebilir. zira halk ne ise siyasetçi o kadardır.
türk halkı olarak hakettiğimiz bu seviyede siyasettir maalesef. sonucuna da katlanıyoruz.
(bkz: sahilden aldığı oy ile içanadoluyu yönetmek)
(bkz: düzen değişir düzülen değişmez)
malesef cahilden alınan oyun daha fazla olması demektir ki; bu çok daha derin bir yara.
kendine oy vermeyeni cahil diye dışlayan antidemokrat görüşün ürünü olan söylem.

(bkz: devletin resmi ideolojisi)
(bkz: bayatlamış ulusalcı jargonu)
her ne olursa olsun, belli bir kesmi cahil diye nitelendirmek
diğer kısmı okumuş diye değerlendirmek bir erdem göstergesi değildir.
eğer bunu söyleyen kişi atatürkçü olduğunu düşünüyorsa, şunu söylemek isterim;
atatürk senin gibi düşünseydi cumhuriyeti kurmazdı, anadolunun köylerinde yaşamakta olan halkı cahil diye bir kenara atardı,
bunu söyleyen kişi aydın olduğunu düşünüyorsa, şu lafı hatırlatmak isterim;
dağdaki çobanla neden benim oyum bir sayılıyor, aysu kayacı kadar ilerici ve zeki birisidir.
acı tecrübelerle gördüğümüz gibi ''yönetememektir''.
cahil insanlar okumuş adamlardan daha fazla hayat tecrübesi olduğunu göz önünde bulundurmak gerekir.
yahu ben doktora öğrencisiyim hala kendimi "okumuş" diyemiyorum, sen nasıl kıytırık lisans bitirdin diye "okumuş" addedip hemen kendini üstün görmeye başlıyorsun. demek ki tam okuyamamışsın. bu cümle türkiye'nin en büyük sorununu özetleyen cümledir. birilerini kendini "okumuş" sıfatı veya herhangi bir sıfatla diğerlerinden üstün görürse burunları yere çakılmaya mahkumdurlar.
birilerinin okuduğu için kendini daha üstün görmesine sebep olan kibir denen o vahşi duygunun dışa vurum cümlelerindendir.
not: okumakla adam olunmuyor. iki üniversite okudum, ama adam olmamı bu diplomalara borçlu değilim.
(bkz: vatandaşına cahil diyen sosyal demokrat)
cahillerin müslüman parti diye oy verdikleri 50iq'lu, eğitimsiz adamların yönetmesi.
(bkz: gulyabani vardır diyen başbakan)
(bkz: cinlere inanan insanların seçme ve seçilme hakkı)
(bkz: cinlere inanan kişilere sorumluluk teslim etmek)
(bkz: çoban ile benim oyum bir mi yani)
bu cahil kesimi anlamak çok güçtür. ibne dersin kızarlar, sikersin aldırmazlar.
okumuşların pasif olmasından kaynaklanır. seçim sonrası o kesime cahil diyene kadar cahil dediğiniz kesime birşeyler anlatsaydınız bugun bambaşka bir türkiye olurdu. ama doğru okumuşlar olarak burnumuz yukarı da kime ne anlatcam amk.
halkın diğer partilere nazaran kendisini daha fazla adam yerine koyan bir partiye oy vermesi durumudur. cehepe mehepe tarzı devletçi partilerin gözünde halk sürülmesi gereken eşşekti.akepe riyakar olarakta olsa halkın gözünü boyamayı başardı. bunu tehdit edilmiş bir medya, bir iki düzmece işle yaptı. zafere giden her yol mübah. cahillerin de istediği gibi yönetilme hakkı vardır. ha bu arada halkın cahil olduğu savına katılmıyorum. kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyorlar o kadar.
gayet doğru önermedir, tabi okumuşların cahillleri sömürerek taht kurmamaları için bu sistem getirilmiştir. şimdi ne görüyoruz zenginin fakiri sömürdüğünü. cahil kadar okumuş da var bu sömürülenler arasında. sömürenler için de aynı şey geçerli.

lisans bitirmekle okumuş mu oldun diyenler tipler var, lisans bitiren birisi pek çok konuya daha geniş bakıp düşünebilir. özellikle de ekonomik açıdan gerçekleri görmeye daha yatkın olurlar. birisi doktora yapıp hala bir şeyleri farkedemediyse, kendisi bri istisnadır. hepimizin düşünceleri olabilir ki bir diğerimiz için yanlış olarak görülebilsin. fakat şu durum gerçektir ki ülkemiz sadece montaj sanayi için çalışan, emek gücünün peşkeş çekilmesi karşılığında ödüllendirilen ve bu ödül için vatanını satan şerefsizlerle dolmuştur. yurtdışı için ürettiğimiz şeyleri kolayca alamayacak şekilde ücretlendilip sömürülüyoruz. bu fark da sadece patronlarımızın ve yabancıların hayatını zenginleştiriyor bu kadar basit.

işte okumamış insan bunu göremez, aa herkes ucuz işçi olsun ama hepimizin işi olsun der. "burjuvasınız siz" der. "burjuva kim lan?" 1000 tl'ye çalışan mühendisler mi? grev yapan doktorlar mı? yoksa kafası aslında çalışan ama okumadığı için cahil kalmış ve kendi çıkarcılığının ülkeye olan kötü etkisini ve uzun süreçte kendine vereceği zararı göremeyen zenginler mi? ülkemizin burjuvası ya satılmıştır yada çarıklıdır, yani burjuva diye bağırıp durduğunuz insanlar aslında hiç de düşündükleriniz değil.

bırakın oyumuz bir sayılmasın, hiç sayılmasın oyumuz ama bir ülkeyi yönetecekse siyaset yağıyla kavrulmuş değil ekonomiden anlayan, güçlü karakterli ve milletine bağlı insanlar yönetsin. çünkü okumuş birisi bilir okumanın ne getirdiğini ve yönetilecekse en doğrusunun en çok bilen tarafından gerçekleştirileceğini bilir bazı düşünceleri kendisiyle zıtlaşsa bile. "aa bu adam dinine bağlı, işim olucak, kömür alıcam, çok dleikanlı adam" gibi hayat tarzına göre takım tutar gibi parti desteklemez.

bu nedenle akp'lilerin hepsi cahildir. cahil değilim diyen varsa da bilinçli olarak vatanını satıyordur.
bu başlık %47'i cahil %53'ü okumuş yapmaktadır. saçmalamaktadır. kendine gelmesi gerekmektedir. pkklılarıda içine almaktadır. (bkz: al eline)
Başbakan, anayasa değişikliği tasarısını referanduma gitmesi konusunda Chp'ye milletten korkuyorlar demektedir.
Fakat akp'nin anayasa değişikliği paketini ve bu paketin etkilerini halkın anlayacağı dilden anlattığını görmedim. Mesela halkın anlayabileceği şekilde, şunu deme cesaretini gösterebildiler mi: "Parti kapatmanın meclise sunulması, şöyle bir riski barındırmaktadır. Örneğin, bizim kadar oy alarak meclise gelen bir parti 'istanbulu yunanistana verme, camileri kliseleye çevirme v.s. kararı alsalar bile kapatılamaz." Bunu demişlerse eğer başımız gözümüz üstünedir.
sorun cahilin oyu değil, cahilin seçtiği cahildedir.

cehalet ile dopdolu bir dünyanın, temelinde seküler argüman ve perpesktifin bulunduğu pozitivist, determinist, rasyonalist ve tarihselci yaklaşımların barındığı bir partinin verili olan sistemde seçilme ve yönetme şansı devrim olmadan olabilir mi? olmayacağına göre siyasi, sosyal, kültürel ve teolojik olarak cahilin oyu kendisi gibi cahil olup da bir şekilde aratan yırtmış olana gidecektir. (chp, mhp, akp, bdp, halkın diğer teferruat partileri de dahildir buna)
(bkz: uçurumdan atlayan milyonlar)