bugün

yeni gelmis 7. nesil bir yazardir. hos gelmistir. sozluge faydali olmasi dilegiyle...

not: oleeeeeey ilk defa birine ilk hosgeldin diyen ben oldum cok mutluyum...

edit: yeni degilmis, eskilerdenmis, efsane geri donmus, acilin uleeeynmis.*
karakter açısından 100 numara bir adam. daha ne söylenir ki! hoş gelmiş, sefalar getirmiş.
murat menteş'i sayesinde tanıdığım, gerek bir klavuz, gerek bir avukat, gerekse ihbar tazminatı gibi mevzularda bana ışık tutan, muhabbeti sağlam insan evladı. hoşgeldin tekrardan.
7. nesil yazar.
hoşgel*
(bkz: #7243738) söylediğini anladığım ve hatta kısmen hak verdiğim yazardır. ancak; yazılanlarda "irade", bir başka deyişle "istek" belirleyici bir unsurdur. ve burada, ne zaman, ne yazacağına insan kendisi karar verir... kurallara uygun bir şekilde bunu yapması da bu hareketi aklileştirir. bütün kastım da budur. örnek olarak daha önce bir zirve başlığına şiir yazmışlığım olduğunu ve bunun da benim açımdan makul bir davranış olarak yorumlanabileceğini belirtirim (bkz: gelirsen ekime gelmezsen şeyime kadar zirvesi). ancak; tüm bunların yanı sıra eğlenceli bir yazara benziyor.

son olarak da "tazyiki" gibi köşeli, kulak ve göz tırmalayan bir kalıp yerine "tazziği" demek daha bir estetik olmaktadır. bu da gene şahsi bir düşünce, bilinçdışımın şahsıma bir oyunu olabilecektir...
zirvemize teşrif eden, dışardan görüldüğünde kendiside sivil polis havasında, güzel gözlü yazar.
iş yerinde mahkeme duvarı suratlı, gerçek hayattaysa bambaşka bir insan. dostlarının da zirveye gelmesiyle çok neşeli görünüyordu. hep böyle kal, asma suratını böcü gibi.
Bir şiir bir geceye değer,
Bir şiir bir uykuya değer,
Bir şiir bir uyanmaya değer,
Bir şiir bir sigaraya değer,
Bir şiir bir rakıya değer,
Bir şiir bir şarkıya değer,
Bir şiir bir türküye değer,
Bir şiir bir ağrıya değer,
Diye-diye..
Meğer.

özdemir asaf
görünce kızar belki ama bunu yazmak çok zevkli.*
7. nesil çaylak. **
çaylak olmuş 7.nesil yazar. "başlık sıçma" deyiminin kullanımının, çaylak yaptığı ilk insan olarak tarihe geçmiştir. çünkü; bu deyimi kullanan diğer yazarlar, hala sözlükte fink atmakta.
çaylaklık süresinin ne kadar olduğunu merak ettiğim* yazar.

edit: çaylaklık süresinin 5 gün olduğunu öğrendiğim yazar.
bilicilik anlamına gelir. '' tanrı apollon brankhos adlı gençten etkilenerek ona bilicilik sırlarını vermiştir. ''
"başlık sıçmak" kelimesinin kime göre ve neye göre yasak olduğu karmaşası içinde çaylak yapılan yakışıklı, espirili, laf ebesi dost kişisi. gözlerinin içinde masumluğunu hala saklayan, içindeki çocuğu ise hiç bırakmayan eşsiz sebep. yaşamak için gerekli sebep. sert micazına rağmen sesindeki durgunluk sarp kayalıklara çarpan dalgaların sesi gibi huzur verici gerçek. gerçeğin içinde kaybolup giden sessizlik.
--spoiler--
gidersen artar azalmaz yürekteki yükler
gidersen tekrarlanır iyilenmez hayat
gidersen mutsuzluğa mahkum bu serüven.
--spoiler--

ımm bi de hani gitmesen diyorum...
dikkatimi çekmeyi başaran, her şeyin farkına varan iyi bir yazar.
sizli bizli başlık açmasa tam süper olacak.
kendine bakımlı, güzel kadınları layık gördüğüne inandığım yazar. zira kızlarda hoşlanmadığı ne varsa döküyor sözlüğe başlık olarak şu aralar. "yavrum, bu kafayla daha çok beklersin" demek isterdim kendisine ama, burası türkiye, insanları acayip olduğu gibi, kızlarıda acayip. kesin bulursun öyle birini.
(bkz: kaldıramazsan kaldırırlar gülüm) *
(bkz: sesli osurdum kokmaz) *
kafayı sözlükteki kızlarla ya da türkiye'deki kızlarla bozmuş yazar. takiplemekteyim kendisini.
(#7519925)

entrysinde yarak kafalı dediği insanların bu ülkede şehit olduğunu düşünürsek. birşeyi yazarkende kendisinin 10 kere düşünmesi gerektiğini düşünüyorum şahsıdır. zira kendisine yarak kafalı desem çaylak yaparlar beni burada ama beyfendiler bu ülkenin astsubaylarına yarak kafalılar diyebiliyor herhangi bir sorunla karşılarşmıyorlar kendisi bu hakkı bana verdiğine göre kendisine yarak kafalının tekidir demek en doğal hakkımken demiyor kendisi yarak kafalının teki değildir diyorum.
umarım bu entrysini bir gaflet anında yazmıştır , yoksa neden yarak kafalı desin hiç tanımadığı normal insanlara.
(bkz: varoş kızlarımızın mide bulandırması)
daha çok bu arkadaşa ithafen yazılasıymış. kendiside ciddiye almaz eğlenirmiş bizim sinirlenmemize, bir psikanalize yatırsak kimbilir altından ne tramvaylar çıkıcak taa nerelere götürecek bizi bu tatminsizliklerle dolduğundan şüphelendiğim, ben dünyayı ciddiye almam, siz zavallılar ile eğleniyorum, öylesine iş yerindeki sıkıcı zamanlarımı geçiriyorum ayakları.

eğer yazdıklarının altını dolduracak birisiyse kendisine mustafa hakkında her şeyi bir daha izlemesini ve aşşağıladığı insanların damarına basmak için neden bu kadar dolduğunu anlamaya çalışmasını tavsiye ederiz. şaka maka insan gördüğüdür farkettiğidir içinde aslında. o varoşların paspallığı ve çirkinliği ile eşleşen bir şey olmasa içinde fark edemezdin gülüm, tıpkı gizli eşcinsellerin herkesi ibnelikle suçlaması gibi, içinde olmayanı fark edemez aslında kimse.

bırak bizi kardeşim, madem o kadar güzel senin hayatın, git mc donaldsdan kız kaldır, yoncaya ve dahi my love ru ya falan takıl rusca öğrenirsin hem, biz zavallılarıda burda kendi halimizde rahat bırak bi zahmet.

ama ne fayda, bunu okurken bile muhtemelen, kafasından geçen sadece kaç kelime harcanmış kendini nitelemek için, karşısındaki insan ne kadar zaman harcamıştır. onun derdindedir beyimiz. ne söylesek fayda etmez kafasındaki counter kelime saymaktan anlama varamaz hale gelmiş. kendine değer yükleme kaygısı cep telefonundan, ayakkabısından sıçramış ta içine, özüne kadar akmış garibimin.

yavrum buralar hep dedemin bahçeleriydi bir zamanlar ayaklarını bırak, nerden çıktığını biliyoruz, nereye gireceğini de, biraz sabred; üsluba gel, haya edinde, belki işin bitmeden evvel aynaya baktığında görebileceğin 3-5 kuruşluk yüzün arta kalır bu delilikten.

arta kalır da gülebilirsin kimbilir,belki hala.

edit : sayma lan boşuna, harf olarak 1808
80-90 yaşında olduğunu düşündüğüm, balkonuna kaçan topu bıçakla patlatan tipte, ota boka kızıp kendince sinir yaptıktan sonra saçmalayan yazar. hıncal uluç'un sözlük çakmasıdır sanırım.
açtığı birbirinden kaliteli başlıklarla sözlüğü daha iyi bir yer haline getiren yazar.
cüretkar, küstah ve gülümsemeyi unutmuş. itiraf etmeliyim ki, dili akıcı-anlaşılır ve kalem sağlam, birikim sahibi.
agresifliğini üzerinden atarsa unutulmazlar arasına gireceğine kalıbımı basarım.

hatırlatma ve teessüf: bayan yazarlardan caty blake muhteşemdir.