bugün

ozellikle politikada yapılan ve klinik deneylerce kanıtlanmı$bir gercektir, uzun ve bo$ konu$malar ikna edici olur. prim yapmak icin iyi bir yontemdir. politikacılar bu yola sıkca ba$vururlar.
gercek tartismalarda ciddi anlamda basvurulan yollardandir.
(bkz: bos teneke cok ses cıkarır)
'bak ben nasıl cümleler kuruyorum sıkıysa anla' diyerek araya bir iki yabancı kelimeyide katarak kendini karşındakine hatip olduğuna inandırma şeklidir.
(bkz: artık kısa cümleler kuruyorum). (bkz: serbest çağrışım)
(bkz: suleyman demirel)
(bkz: demogoji)
(bkz: hamaset)
politikacılarımızda artık eğitimi verilen bir hal alan uzun ve boş konuşmanın asıl amacı hedef kitleyi etkilemek ya da aldatmaktır. Asıl istenen soruların cevabını bir sürü uzun uzun cümleler kurarak 3 er 5 er cevaplandırıyor gibi konuşurlar, hatta o kadar ileri giderler ki kimi zaman anlatımlarını çeşitlendirirler, araya anlamadığınız ya da zaten anlamı olmayan kelimelerde serpiştirirler, yeni anlamlar kazandırırlar sorulara, bir bakmışsınız başka bir yerdesiniz. Sonuçta ise elinizde sorduğunuz sorudan ve hangi konudan olduğu belirsiz bir kaç boş uzun açıklama kalır.
o cümlelerinde bir amacı vardır aslında. boş cümle deyip geçmemek lazım. ama boş insanlar anlamaz kolay kolay. çünkü onlar bilmez dolu tarafından bakmayı. kapasite ister, vizyon ister, daha da önemlisi bazıları için zaman ister. o yüzden bakmayı bilemiyorsan ya da bakıpta göremiyorsan zorlayıpta yakmayasın beyni.
ilk anda onemli birsey soylemis etkisi yaratan, uzerinde dusunuldukce sadelesen ve yok olan konusmacilarin stilidir.
insanlari etkilemede psikolojik olarak cok saglam bir yontemdir. "ulan bi bok anlamadik ama bu kadar konustuguna gore anlatmistir birseyler" dusuncesi uyandirir. ha hem bos hem uzun konusmak ayri bir ustaliktir o da var.
genelde bu yöntemi sevgilisinden ayrılmak isteyen kişiler kullanır, cümleler de tutarsızsa anlarsınız karşınızdakinin derdini. "sorun sende değil bende" ile başlar bu cümle yığını ve "hep senin yüzünden böyle olduk" ile bitirilir. hoş mudur? hayır. takdir edilesi midir? o kadar boş cümle nasıl kurulur, yetenek işi!
(bkz: dr cox)
(bkz: scrubs)
(bkz: ama komik lan)
boşluk doldurmaktan başka birşey değildir. Boşluğa yazık bir durumdur; kalemin mürekkebine, kağıdın satırına, elin yazma gücüne, düşüncelere harcanan nöronlara yazıktır, ağızdan çıkıp havaya karışan bu boş laflara yazıktır..
(bkz: bluevelve) *
az ve öz konuş cümlesinin çıkış nedeni.
kendi nick altında uzun uzun kendini övmek.
entel zırvalamasıdır.
uzadıkça beyni de ziken cümleler kurmaktır. kimi zamanlarda (bkz: bluevelve)
bazen rahatlatan, saçmalayarak kafa dağıttıran eylemdir.tabi karşıdaki zatı muhteremin kafasına ne olur? işte orası bir muamma sözlük.
Başbakanımızın çok iyi yaptığı bir iştir. Cahil insanlar söylenen sözden sorgusuz sualsiz etkilenbilir.
Sınavların bitmesinin verdiği rahatlığı bulmaya çalışan bir üniversite öğrencisinin zamanını değersizce öldürmesinin kıymetini yaşlanıp torun torbaya karıştığında anlamaya çalışmanın verdiği saçma huzursuzluğu ve ölüm korkusunu ensesinde hissediyormuşçasına yaşayamamanın düşünceleri içinde kaybolurken kendimi bir anda güzel evimdeki bilgisayarımın başında sıcak, fındıklı nescafemi içerken bulmayı düşlemememin ne kadar imkansız bir duygu olduğunu Ziraat Bankası'ndaki boğuştuğum ve beni imza manyağı yapan kağıtlara sormaya çalışmamın ne kadar saçma bir duygu olduğunu söylemememin ve bunu anlatmaya çalışmamın ne kadar gereksiz bir düşünce olduğunu göstermemin de daha iyi bir yolu olabileceğini sanmamamdan dolayı bu yazıyı tarihin puslu,bir o kadar da sisli ve yalan dolan dolu sayfalarına bugün ve şu saat itibariyle geçirmiş bulunmamın verdiği anlamsız çabanın bana ne katmış olabileceğini iç sesimle tartışıp galip gelmemin haklı gururunu yumuşacık koltuğumda rahatça oturarak yaşıyorum.
Bu mudur? budur.
politikacıların yaptığıdır. amaç karşıdaki bişey anlamasın.
tartışmaların biriciği vazgeçilmezidir.

ateşli ateşli tartışırken baktın sıçtın karşındaki yardırıyor, söz sana geçtiği an üç dört dakika boyunca uzun ve anlaşılması güç cümleler kurup nihat doğan edasıyla ringden uzaklaş.

(bkz: dediğimi yap yaptığımı yapma)
keyifli atraksiyon. aynı anlamı taşıyan kelimeleri cümlede dağıtırsın ve uzun cümle kurar ancak anlamca boş bir cümle yaratırsın. şu kadar kelimelik kompozisyon yazın diyen öğretmenlerin gözünü boyamak için çocukken seçilen yöntem.
uzun cümle kurmak sadece kurmak için kurma değil, kurma amacının farkında olmak ve her seferinde kendine bir daha sormak gibi neden balinalar geri geri yüzemez de insanlar bu kadar geri adım atabilir diye sessizce düşünürken lağımdaki farelerin aç yavrularını neyle beslediğini ve güneş ışığından saklanan bir köpek gibi kısılır hissederken kenara köşeye, aç susuz çaresiz ama bir o kadar gururlu bir ekmek kavgasında, gün batarken eve çok bayatlamamış ekmek poşetinin yanında bir eti cin götürebilmek ve evdeki minik bebeye altını ıslatmadığı bir günde bebeğinin yürüyüşünü ve belki de ''baba'' deyişini duymak gibi sanki en güzel anların kaynananın bir ''biz geliyoruz'' haberiyle yıkıldığın bir günde üstüne üstük bir de günlerden pazar ve her defasında küfrederek gidip şükrederek geldiğin bir işte sabahtan akşama yardırıp, bir hafta boyunca aynı günü gözlediysen gerçekten zor ve meşakatliymiş uzun cümle kurmak.