bugün

telefon çalar ve olaylar gelişir;
-alouw?
-himmet abi, benim vedat?
-ne var olm gece gece?
-abi biz üç kişiydik okey oynayalım dedik. dördüncüyü bulamadık?
-aferim iyi düşünmüşsünüz.
ben, kahve, sigara.
bedirhan, nazlıcan ve suphi. bu üç yürek kardeştirler. baba mesleği çobanlık yapmaktadırlar. ve birer hafta arayla eşkiyalar tarafından öldürülürler. bu tunceli ve çevresinde efsaneleştirilmiş bir hikayedir. yusuf hayaloğlu'da bunu duyup kkağıda dökmüştür hislerini.
grup seksten gözaltına alındık diye devam eden şarkıdır.
biz üç kişiydik;
bedirhan, nazlıcan ve ben
üç ağız, üç yürek, üç yeminli fişek
adımız bela diye yazılmıştı dağlara taşlara
boynumuzda ağır vebal, koynumuzda çapraz tüfek

el tetikte kulak kirişte
ve sırtımız toprağa emanet
baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi
yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık
deniz çok uzaktaydı
ve dokunuyordu yalnızlık
gece uçurum boylarında
uzak çakal sesleri
yüzümüze, ekmeğimize
türkümüze çarpar geçerdi

göğsüne kekik süredi nazlıcan
tüterdi buram buram
gizlice ona bakardık
yüreğimiz göçerdi

belki bir çoban kavalında yitirdik nazlıcan'ı
ateşböcekleriyle bir oldu kırpışarak tükendi
bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza
kurşun gibi, mayın gibi tutuşarak tükendi

oy nazlıcan vahşi bayırların maralı
nazlıcan saçları fırtınayla taralı

sen de gider miydin böyle yıldızlar ülkesine
oy nazlıcan oy can evinden yaralı

nazlıcan serin yayla çiçeği
nazlıcan deli dolu heyecan
göğsümde bir sevda kelebeği
nazlıcan ah nazlıcan

artık yenilmiş ordular kadar
eziktik, sahipsizdik
geçip gittik, parka ve yürek paramparça

gerisi ölüm duygusu, gerisi sağır sessizlik
geçip gittik, nazlıcan boşluğu aramızda

bedirhan'ı bir geçitte sırtından vurdular
yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları
omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca
titredi ve iki yana düştü kolları.
ölüm bir ısırgan otu gibi sarmıştı her yanını
devrilmiş bir ağaçtı ayışığında gölgesi
uzanıp bir damla yaş ile dokundum kirpiklerine
göğsümü çatlatırken nabzımın tükenmiş sesi

sanki bir şakaydı bu, birazdan uyanacaktı
birazdan ateşi karıştırıp bir sigara saracaktı
oysa ölüm sadık kalmıştı randevusuna ah
o da nazlıcan gibi bir daha olmayacaktı

ey bedirhan; katran gecelerin heyulası
ey bedirhan; kancık pusuların belası
sen de böyle düşecek adam mıydın konuşsana
ey bedirhan ey mezarı kartal yuvası

bedirhan mor dağların kaçağı
bedirhan mavi gözleri şahan
zulamda suskun gece bıçağı
bedirhan ah bedirhan

biz üç kişiydik
üç intihar çiçeği
bedirhan, nazlıcan ve ben
bedirhan nazlıcan ve ben suphi..
"5 kişi olduk artık voltran'ı oluşturabiliriz" diye beklentiye sevk eden mevzu.
biz üç kişiydik:

üç gölge
sensizlik, gece ve ben.
sapıkça bi şarkıdır.
PKK gorillasinin masum türk mehmetciklerine kurduğu pusulari anlatır.
mazhar- fuat- özkan.
yusuf hayaloğlu şiiridir. kendisi de ahmet kaya da mükemmel okumuştur...
an itibariyle sözlükteki yazarların sayısını görünce akla gelen cümle.
ben, keyfim ve kahyası sürümü de vardır. günümüz ergenleri pek sever.
bahsi geçen adamların pkk lı olduğunu nerden çıkartıldığını anlayamadığım güzel şiir. hayır söyleyin de biz de aynı yerden cıkaralım.
şarkıda adı geçenlerin pkk'li olduğuna dair hiçbir şey bulunmamasına rağmen bazıları niyeyse oraya çekmek istemekteler. hayır dağ sözcüğüden bu kadar mı korkuyorsunuz lan? o dağlara sadece pkk çıkmadı olm, dağ kültürü anadolu'nun önemli bir parçasıdır isyan edip de dağlara sığınmayan yoktur. kurtuluş savaşında dahi kuva-yı milliyeciler zaman zaman dağlara çıkmışlardır. bunları bilmeden dağlardan bu kadar nefret etmeyin.