bugün

insanda koşarak uzaklaşma isteği doğurandır. başına buyruk bir insan nasıl öğretmen olur, insanlar onun söylediklerini nasıl anlarlar? bunlar insanın kafasını kurcalar durur. bir de çocuklara örnek olmak şöyle dursun üzerlerinde hakimiyet kurmaya çalışan meslektaşlarını görünce iyice çileden çıkmak da var tabi.
lan ben öğretmen olmuşum amına koyim
lan bundan sonra amına koyim de diyemiycem o zaman amınakoyim
lan bundan sonra lan da diyemiycem amına koyim

çünkü örnek olmam gereken çocuklar var.

aynen budur.
ayın 15. gününü atm önünde karşılaması artı komagene'nin yarısı bedava gününe denk gelmesi.
ilk dersten çıkarken bir çocuğun gelip elinden tutarak dışarı çıktığı an.
ne yazık ki ilk maaşını aldığı andır.
staj için gidilen okulda,

kapıdaki nöbetçi: kimlik lütfen.
a,b,c...: (kimlikler uzatılır)
güvenlik:tek kimlik alman yeterli,evet ne için gelmiştiniz?
a,b,c...:biz stajyeriz...
güvenlik: oğğğğlum çabuk getir kimlikleri öğretmenlerden kimlik mi istiyorsuuun özür dileee bakıyım.

o andır.
ilk gün sınıfa girdiğinde öğrencileriyle konuşmayı tasarlamak için geçen süre.'aha ben öğretmenmişim! dersin.
boşa bağırdığını anladığı an'dır.
sınav kağıtlarını okuduğun ya da onun bir beden küçüğü olan sözlü notu verdiğin zamandır.
staj yapmaya gittiğinde; girdiğin sınıftaki veletlerin sana "örtmenin, örtmenim" diye seslendikleri andır. bir garip hisseder insan kendini; toplasan 10 yaş çıkmaz aranızdaki yaş farkı.. güzeldir ama.. sonunda 6 yaşından beri okumanın bir nihayete erdiğinin, meyvelerini toplamaya başlayacağının müjdesini alırsın. öğretmen olmak istemeyen insanın bile içini kıpır kıpır eder o öğrencilerin dillerinden dökülen öğretmenim sözcüğü.. evet o öğretmen sensin..
diplomayla falan değildir, atandığını gördüğü ve ya özel sektöre kapağı attığı zamandır.işsizleri vardır bunların bir de, kendine yakıştıramaz öğretmenliği taki işe girene kadar.
ise baslamasi.
üç kuruşluk maaşla kıt kanaat geçinmeye mecbur bırakıldığı an.
bir insanı öğrenmeye ikna ettiğinde
tebeşiri öğrencinin alnının çatına atabiliyorsa işte o öğretmendir.
kpss ile atanabildiğini gördüğü andır.
elli çift gözün anlattığınız dersi hiç bir baskı olmaksızın büyülenmiş gibi dinlediği andır.
'otur, sıfır!' dediği andır.
40 yıl vadeli köleyi bulduğu andır.
aylık 500tl ile sözleşmeli olarak çalıştığı andır.
bir okul tuvaletinde elin çocuğunu işetirken anlaşılabilir mesela. *
faranjitinin kronikleştiği an...
veli toplantısında bir veliye: "aslında çocuğunuz zeki ama çalışmıyor. biraz gayret etse arkadaşlarına uymasa başarılı olacak" dediği an öğretmen olmuştur.öğretmen lafları tamamen içgüsüel bir şekide söylenir.hiç sanmıyorum ki eeğitim fakültesinde onlara bu laflar öğretilsin.öğrencilik yıllarında biliçaltına işleyen sözler, kişi öğretmen olunca günyüzüne çıkar ve şuursuzca dilinden dökülür.
"evladım neye gülüyorsunuz söyleyin hep beraber gülelim" dediği an.
hergün yeni bir şey öğrendiği andır.