bugün

binali yıldırım'ın "istismar" kanuna ilişkin şu açıklamayı yaptı:
"Yaşı tutmayan, erken yaşta evlenenler var. Bilmiyorlar yasaları, dolayısıyla çocukları oluyor. Baba hapse giriyor. Çocuklar anasıyla yalnız başına kalıyor. Bu şekilde 3 bin aile olduğu tespit edildi. Bir seferliğine bu mağduriyetin giderilmesine yönelik bir çalışmadır."
peki.

Kanunun bağlayıcılığı başlığı altında,
TCK'nın 4. maddesinin 1. fıkrası: "Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz."

ayrıca kanunlar sırf 3 bin aile için, bilmem kaç yüz vatandaş için çıkarılamaz. hiçbir vasfı olmayan insanları, hukuk bilmez insanları, esnafı, limon satıcısını, futbolcuyu meclise toplayıp bize kanun çıkartan sisteme tüküreyim.
15 senedir başta olduklarına göre bu şekilde sanmaları gayet doğal olan durum, saygılarımla.
Doğru sanmasıdır.

(bkz: sorun sende değil bende)
Kanunlar objektif, genel ve soyuttur. 3000 kişiyi kurtaracağız diye kanun çıkartılamaz. Eğer mağdurları bu kadar düşünüyorlarsa 15 temmuZ gazilerine yaptıkları gibi maaş bağlasınlar ev versinler.
Bir sanma değil Doğru tespittir.
Halkın bir ferdi olarak bende binaliyi salak sanıyorum ( hatta biliyorum )

Yani sıkıntı yok karşılıklı herşey.
kişi kendinden bilir işi demiş atalarımız. acep yanlış mı söylemiş.

ay amanın şimdi aklıma geliverdi editi: bu binali düşük profilli değil miydi? hani erduvan başbakanlık için düşük profilli birini arıyoruz demişti de heh bu binali tam da aradığım düşük profilli deyip oşbakanlık koltuğuna oturtuvermişti. ahahahaha. başka bi sözüm yok hakim beğ ahahahahhaaa.
doğrudur. salak olmasalar, gözlerinin önünde olanı görürlerdi.
"bir seferliğine" "bir kereden bir şey olmaz" "nasıl olasa bir defa" ve türevi cümleler de ağızlarına sakız olmuş.
yaptığı açıklamanın bile mantıklı bir yanı yok ve düzenlemeyi de doğru kılıcak bir yanı yok. şöyle ki insanların yasaları bilmediği için böyle bir şeyler oluyormuş iyide sen bunu yaparsan başkası da ben yasayı bilmiyordum bunu yaptım, yasayı bilmiyordum şunu yaptım noktasına gelir. bir diğer konu böyle bir düzenleme yapmak yerine o zaman temel yasaları öğretin insanlara sizin göreviniz bu. ayrıca insanların bunu bilmemesi de pek mümkün değil az bır kısmı saymazsak.
bu ülkede naaş pazarlığı yapılıyor, kan parası alınıyor ölen kişinin yakınları davadan vazgeçebiliyor. yeni cinsel istismar kanunu da böyle sonuç doğuracak.
15 yaşındaki kız çocuğumuz tecavüze uğruyor. bunu yapan yetişkin bir iş adamı. yani oldukça zengin. 15 yaşındaki birinin evlenmesi için vasinin iznine ihtiyacı var. e yeni kanun onaylanırsa, o iş adamı o kızla evlendiği zaman affedilecek. kızın veya ailesinin rızası lazım. malum az önce belirttiğimiz gibi bu ülkede her şeyin bir fiyatı var. ölülerin bile. tecavüz mağduru kızımız eğer yetişkinse, paranın cazibesine kapılıp o şerefsizle evlenmeyi kabul edebilir. onu suçlamamak lazım, çünkü bu ülkede böyle. fakat evlilikleri kesinlikle olumlu gitmeyecek ve çocukları bu olumsuzluk altında yetişip topluma pek de hayırlı olmayacak.
eğer tecavüze uğrayan kızımız reşit değilse ailesi o şerefsizin parasını kabul edecek ve kızlarını da bir şekilde ikna edeceklerdir bu evliliğe. sonuç, sonuç yine aynı. o küçük kız hayatının travmasını yaşatan namussuzun her gece aynı şeyi yapmasına katlanacak ve büyük ihtimalle bir gün katlanamayacak ve intihar edecek. intihar etmezse bile psikolojisi kesinlikle düzgün olmayacağı için çocuklarına anne gibi davranamayacak ve çocukları yine toplum için tehlikeli bireyler olacak.
yani bu kanun hem namusu parayla satın alınır bir hale getirecek, hemde evlendirilen çocuğumuzun çocukları ileride düzgün bireyler olmayıp kanunlara karşı gelmeye meyilli bireyler olacak. aksini söyleyemeyiz. tck 102-105 maddeleri arası cinsel istismar ve tecavüz suçlarını barındırıyor. girin bakın. en az cezası 18 yıl olan bir suça böylesine ahmakça bir istisna getirilemez.
Burada olan sıkıntı şu. Hz. Muhammed evlendiğinde hz.ayşe kimine göre 9 kimine göre 15 yaşındaydı. Adamın umrunda mı sanıyorsunuz medeni kanum veya Türk ceza kanunu.

görsel