bugün

şebnem ferah aforizmalarında geçen ulu cümle.
insanoğlunun en temel yanlışlarından birisidir. insan toplumda değerli bir yer edinmek ya da bir birey haline gelmek istiyorsa; önyargılarından ve içerisinde bulunduğu toplumun ona kazandırmak istediği sorgulanmamış yargılardan uzak durmalıdır. akıl en önemli varlığımız olup, onu ne kadar fazla bilgi birikimiyle doldura bilirsek o kadar iyi birer birey haline geliriz. herkes her konuda fikir beyan edebilir fakat bilgi temeline dayandırılmış bir fikir kadar asla sağlam duramaz, çabuk yıkılır, kimse tarafından hatırlanmaz, hafızalara kazınmadığı gibi sizin statünüzüde aşağı çeker.
özellikle son zamanlarda hele ki konu siyasetse, insanların severek, kendilerini küçük düşürme pahasına, dışarıdan ne kadar komik göründüklerini bilmeden atıldığı hadisedir. sağdan soldan duyulanla koca koca laflar eden küçük insanlar ne yazık ki hep küçük kalacaktırlar.
resmi ideolojinin dayattığı düşünce yapısıyla beslenen bireylerin yeme içme kadar doğal kabul ettiği eylem.nasıl olsa bir ideolojimiz var o halde geri kalan sözcüklerin hepsi kakadır neden hakaret etmiyoruz ki? düşüncesi bunun hemen arkasından gelir ve bu devran böyle gider. gelsin cumhuriyet mitingleri gelsin teröre lanet mitingleri gelsin laiklik sloganları gelsin. devletimiz bize herşeyi öğretti ki ...
çok tehlikelidir.
korkulacak bir durumdur ve bilginin azlığı fikri de kimi zaman çoğaltmaktadır.
15 yaşındaki bir kız yanında 1 yaşındaki bebeğiyle sokakta yürüyor,insanlar ona kaşar ve fahişe diyor,13 yaşında tecavüze uğradığını bilmeden.

insanlar bir adama şişman diyor,kilosunu hızla arttıran bir hastalığını olduğunu bilmeden.

insanlar yaşlı bir adama çirkin diyor,ülkesi için savaşırken kaza geçirdiğini bilmeden.

insanlar bir kadına kel diyor, kanser olduğunu bilmeden.

insanlar bi kız yürüdüğünde yorulduğunda zayıfla diyor astım hastası olduğunu bilmeden..

iNSANLAR ASLINDA SADECE KONUŞMAYI BiLiYOR, KARŞISINDAKiNi HiÇ DiNLEMEDEN!!!
eninde sonunda insanın bozulmasına sebep olacaktır. hakkında yeterli bilgi sahibi olunmayan konularda susmak erdemdir. olması gerekendir.
bir sürü klişesi olan konsept.

hayatında ağzına maksimum 2-3 kere rakı/viski sürmüş bir insanın, sırf ortam yapmak/ortamda biri ki çift laf edebilecek kapasitede olduğunu göstermek için, bira içilen masada "bira hamallık abi yeaaa" demesi gibi.

bilgi sahibi olunan konular da nesilden nesile miras kalıyor vesselam.
yenilenme yok, sadece aktarılma var.
gaz maskesi ile, çiçek koklamya benzer.
güzel ülkemde bir çok insanın içinde bulunduğu durumdur. genelde cahil insanlarda ortaya çıkar.
aslen uğur mumcu'ya ait bir cümledir ve kim için söylendiği de aşikardır. şebnem ferah, can kırıkları albümünde yer alan zaman geçip gidiyor isimli şarkısında bu yerinde tespiti,
"Bilgi sahibi olmadan/ Fikirlerle dolmuşuz/ Bir yerlerde bir çift elin tuttuğu/ Silahta kurşun olmuşuz/ Kalem sahibi olmadan/ Kılıçlar kuşanmışız/ Yaşanıp yaşatmak dururken/ Hem ölmüş hem katil olmuşuz" cümleleriyle devam ettirir.
Türk ınsanının karakteristik ozelliği.
(bkz: her şeye maydanoz olmak)
ortaya çıktığında kişinin suratında saçma bir sırıtış bıraktıran gereksiz eylem. bilmiyorum demek çok mu zor!
bir de öyleleri vardır ki bilgi sahibi olmadığı halde öyle görünür ve saçma sapan fikirlerini de sonuna kadar destekler.

(bkz: görmesek neyse)
fethullah gülen ile ilgili gerçekleştirdiğim şey. o adam ile ilgili bilgim çok olsa ne olur, olmasa ne olur. yaptıkları ortada. yok kitaplarında ne diyormuş da bilmemne. bazen hatice değil neticeye bakmak lazım.
http://www.geyikoloji.com...mitleri-calinmis-842.html
(bkz: fikir muhendisi fikri)
bu eksik kalmis. evet.
fikir sahibi fikrinin yapacağı iştir, şüphesiz.
kesinlikle türkiye'nin en büyük sorunlarındandır.
"düşünmeden öğrenmek faydasız, öğrenmeden düşünmek tehlikelidir." sözünü akla getiren durumdur.
kime baksanız politikacı, avukat, doktor, mimar, teknik direktör vs.. memleketimizde adettendir, herkes her şeyi bilir. atar tutar iddia eder, saçmalayarak tartışır(!).. bu da demek oluyor ki fikir ortaya atmak kolay..

(bkz: ağzı olan konuşuyor)
kulaktan dolma bilgi diye tabir ettiğimiz durum sonucunda gerçekleşen reaksiyondur. konuya dair açıp, okuma tembelliğine sahip yurdum insanı, üçüncü ağız olarak konuyu bir yerlerde açar ve fikir sahibi olduğunu gerine gerine ortaya koymaya çalışır. lakin karşısında sağlam bir taş varsa ve kendisine durumla alakalı çok basit bir soru yöneltirse kafayı taşa sallar ve başını yarar.

(bkz: napacaaan mecbuur)