bugün
- yurtdışı çıkış harcı15
- anın görüntüsü9
- diamond tema25
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması19
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler8
- özgür özel13
- abber'ın ruh hastası olması26
- babalar günü17
- kitap okuyan erkek16
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var19
- saraca silsüpüroğlu8
- sevgiliyle aynı evde yaşamak9
- kaka'nın eşinin boşanma gerekçesi9
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi14
- sözlükteki 11 yaşında yazar olması19
- buralarda dinsiz denen bir tarzan varmış17
- ne hissediyorsun8
- larisalisa12
- steven s power law10
- gideon reid morgan jj26
- kurban eti dağıtmak mecburi mi12
- yazarların başarılı olduğu dersler11
- kendini hunharca teşhir eden liberal türk kızları15
- memati192310
- ismeti yazar yapan moderatör13
- memati1923'ün gelişiyle başlayan süreç13
- özge özacar'ın memeleri10
- hoşlanılan kıza bayramda mesaj atmak11
- yatakta fırtına gibi esen erkek12
- inciden yazar nakli13
- güzel kadınların problemli olması16
- yazın göt boyunda şort giyen kızlar9
- dünyanın en güzel kızlarının olduğu ülkeler9
- ups boobss nickli yazar28
- yazarlarin orgazm olurken kurduklari cumleler11
- 15 haziran 2024 macaristan isviçre maçı9
- 14 haziran 2024 almanya iskoçya maçı14
- iğneye iplik geçiremeyenlerin ioçk'yı eleştirmesi11
Bir zamanlar sevdiğiniz kadın sizi bu şiirde bulduğunu söylediği zaman daha bir anlamlı olan lakin bir zamanlarda kaldığı için insanın kanışına yandığı şiir.
okuduktan sonra gittiğiniz her yere sizinle birlikte gelen tek şiir. okunduğunda insana yaşadığını hissettirir ve gökyüzünü sevdirir.
"iyi bak yıldızlara onları belki bir daha göremezsin
belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
delikanlım!
senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir.
delikanlım
sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha..."
"iyi bak yıldızlara onları belki bir daha göremezsin
belki bir daha yıldızların ışığında kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
delikanlım!
senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir.
delikanlım
sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha..."
tiyatroyu çok seven biri değilim, komedi olmadığı sürece izlemekten keyif almam pek fazla. lakin pek sanatsever ablamın vazgeçilmezidir tiyatro, ne zaman bilet alsa bir tane de bana alır sağolsun. bu oyun da onlardan biriydi. izleyenler bilir ki komedi değil. elde var iki bilet, aksilik bu, ablam da bir sebeple oyuna gelemedi. sordum sağa sola, herkeste bir meşguliyet. baktım oyunun süresine, 80 dakika. kötü de olsa 80 dakika dayanırım her türlü diye düşünerek gittim oyuna tek başıma. güzel geçen bir 80 dakika sonrasında, iyi etmişim de gelmişim dedim.
sahne tasarımı Michel Launay a aitmiş, pek güzel olmuş. Kendisinin ismini bu sayede öğrenmiş oldum. Müzikler Kudsi Ergüner'in. Sıkça dinleyeceğim isimler arasında yerini almıştır. Nazım Hikmet rolündeki celal kadri kınoğlu, çoğumuzun tatlı hayattan tanıdığı isim, oyunculuğu bırakıp şiir okusa da olurmuş. celal kadri nin tok sesiyle şiir okuması, ali atay ın çirkin sesiyle şarkı söylemesindeki içtenliği anımsattı bana.
ayın on dürdüyle ilgili söylenmiş en güzel cümleleri de bu oyunda duydum :
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Paris'te aç gezen gördü,
dedi ki:
Bu gece ay
dibi kalay
bir tencere gibi...
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Fatihli hırsız gördü,
dedi ki:
Bu gece ay
gökte açık kalan
bir pencere gibi.
Atlasak içeriye, aşırsak, be imanım, Meryem Ana'nın gümüş takımlarını.
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü irlandalı bir polis gördü,
dedi ki:
Benziyor ay
yıldızların yaldızlarını çalmak için
göğe çıkan bir hırsızın fenerine...
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü şair Salih Zeki gördü:
benzetti kendi eserine
beğendi...
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Londralı bir lord gördü,
dedi ki:
Benziyor ay
haşmetpenahımın dizbağı nişanına...
Kızardı ayın on dördü.
Kızaran ayın on dördünü bir parya gördü,
dedi ki:
Benziyor ay
Ganj'ın üstüne damlayıp yayılan kardeş kanına.
Ayın on dördü.
Bu sefer bizzat
çekik gözleriyle ayın on dördü
KALKÜTA şehrine civar,
bir çay tarlası gördü.
sahne tasarımı Michel Launay a aitmiş, pek güzel olmuş. Kendisinin ismini bu sayede öğrenmiş oldum. Müzikler Kudsi Ergüner'in. Sıkça dinleyeceğim isimler arasında yerini almıştır. Nazım Hikmet rolündeki celal kadri kınoğlu, çoğumuzun tatlı hayattan tanıdığı isim, oyunculuğu bırakıp şiir okusa da olurmuş. celal kadri nin tok sesiyle şiir okuması, ali atay ın çirkin sesiyle şarkı söylemesindeki içtenliği anımsattı bana.
ayın on dürdüyle ilgili söylenmiş en güzel cümleleri de bu oyunda duydum :
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Paris'te aç gezen gördü,
dedi ki:
Bu gece ay
dibi kalay
bir tencere gibi...
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Fatihli hırsız gördü,
dedi ki:
Bu gece ay
gökte açık kalan
bir pencere gibi.
Atlasak içeriye, aşırsak, be imanım, Meryem Ana'nın gümüş takımlarını.
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü irlandalı bir polis gördü,
dedi ki:
Benziyor ay
yıldızların yaldızlarını çalmak için
göğe çıkan bir hırsızın fenerine...
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü şair Salih Zeki gördü:
benzetti kendi eserine
beğendi...
Ayın on dördü.
Ayın on dördünü Londralı bir lord gördü,
dedi ki:
Benziyor ay
haşmetpenahımın dizbağı nişanına...
Kızardı ayın on dördü.
Kızaran ayın on dördünü bir parya gördü,
dedi ki:
Benziyor ay
Ganj'ın üstüne damlayıp yayılan kardeş kanına.
Ayın on dördü.
Bu sefer bizzat
çekik gözleriyle ayın on dördü
KALKÜTA şehrine civar,
bir çay tarlası gördü.
arkadaşım sayesinde bu sene izlediğim ve gösterimi sınırlı olan nazım hikmet ran'ın eserinin uyarlandığı oyun.
nazımın şiirleri yaşar, nazım şiirlerinde yaşar. kavga, aşk, roman, siyaset elbet. bir de ihanet var ki, saçları alev şairin en korktuğu şey. sayfalarda benerci, somedeva hani kavga somedeva. ihaneti sorgular, ayrılmaz peşinden, nedim törler, tıpkı provokatörler, şevket süreyya, kadrocular. maceraperesttir. genç yaşında moskova. marksizme vakıf olur. tkp ye katılır. haylazdır biraz. bir ara tkp sekreteri olur troçkist diye atılır.
benerci ihanetin şiiri. illegal hareketin baş belasıdır ihanet.
nazım şiirde yaşar. cezaevi şiirdir onun için. kurtuluş destanı ülkesine vefa. kemal tahirler, orhan kemaller, ressam balaban. balabanı ressam yapan. nazım sanatkardır. sanatında yaşadı dolu dizgin. putları devirdi. kıskanmadı, kıskanıldı.
benerci ihanetin, kavganın şiiri, kalkütalı grevciler, somedevanın hitabı, benercinin yalvarışı ve ihanete atılan taş.
benerci ihanetin şiiri. illegal hareketin baş belasıdır ihanet.
nazım şiirde yaşar. cezaevi şiirdir onun için. kurtuluş destanı ülkesine vefa. kemal tahirler, orhan kemaller, ressam balaban. balabanı ressam yapan. nazım sanatkardır. sanatında yaşadı dolu dizgin. putları devirdi. kıskanmadı, kıskanıldı.
benerci ihanetin, kavganın şiiri, kalkütalı grevciler, somedevanın hitabı, benercinin yalvarışı ve ihanete atılan taş.
heraklit, heraklit; ne akıştır bu!.
ne akıştır ki bu, dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sükutun.
gebedir her sükut bir yükselişe.
ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe..
heraklit, heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?
ne akıştır ki bu, dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sükutun.
gebedir her sükut bir yükselişe.
ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe..
heraklit, heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?
- "vardir bir derdi garibin"
anneme gore cevap bu hacular.. anne dedim o oyle degil.. nazim hikmet'in bir eseri bu dedim..
- "eserlidir tabi o biraz.. ailesinde de varsa.. ah garibim.. allah sen koru yarabbi" dedi..
var mi baska soru?
anneme gore cevap bu hacular.. anne dedim o oyle degil.. nazim hikmet'in bir eseri bu dedim..
- "eserlidir tabi o biraz.. ailesinde de varsa.. ah garibim.. allah sen koru yarabbi" dedi..
var mi baska soru?
BiRiNCi BAP
BiR GENÇ ADAMA...
HAKÎM HERAKLiT'E... YILDIZLARA VE AŞKA DAiRDiR...
I
Şehir
uzakta.
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
piposunu çıkarıyor cebinden
aranıyor kibriti.
Bakıyor akar suya
düşünüyor Heraklit'i,
düşünüyor büyük hakîm Heraklit'i genç adam...
Kim bilir belki böyle bir akşam,
böyle bir akşam,
Heraklit alnını
yeşil gözlü zeytinliklerde akan
suya eğdi
ve dedi:
« Her şey değişip akmada,
bu hâl beni hayran bırakmada..»
Heraklit, Heraklit;
ne akıştır bu!. ne akıştır ki bu, dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sukutun.
Gebedir her sukut bir yükselişe.
Ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe..
Heraklit, Heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?
Şehir
uzakta.
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
kibritini çıkarıyor cebinden
yakıyor piposunu.
II
Dikine mustatil bir apartımanın
en üst katında
dört köşe bir oda.
Perdesiz pencereler.
Pencerelerin dışında yıldızlı geceler.
Genç adam
alnını dayamış cama.
Ben, romanın muharriri
diyorum ki genç adama:
Delikanlım!.
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
Delikanlım!.
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım!.
Sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha...
Delikanlım!.
Belki beni anladın,
belki anlamadın.
Kesiyorum sözümü.
işte kapı açıldı
geldi beklenen kadın..
« BEKLETTiM Mi?»
« ÇOK...
Ama zarar yok..»
Kadın yakaladı genç adamı
elinden.
Genç adam
yakaladı kadını belinden.
Bir yumrukta kırdı camı.
Oturdular pencerenin içine.
Sarktı ayakları gecenin içine...
Işıklı bir deniz dibi gibi
başlarında, sağda, solda gece yanıyor.
Ayakları karanlık boşluklara sallanıyor..
Sallanıyor ayakları sallanıyor ayakları...
........... DUDAKLARI ......
Sevmek mükemmel iş delikanlım.
Sev bakalım...
Mademki kafanda ışıklı bir gece var,
benden izin sana,
seeeeev
sevebildiğin kadar...
BU KiTABIN SON SÖZÜ
«Kavgada
kendi kendini öldüren
lanetli bir
cenazedir
benim için:
Ölüsüne
ellerimiz
dokunamaz.
Arkasından
matem marşı
okunamaz.»
Sen artık
bu kitapta: noktaları
virgülleri
satırları taşımıyorsun.
Sen artık
bu kitapta koşmuyor
bağırmıyor
alnını kaşımıyorsun.
Sen artık
bu kitapta
yaşamıyorsun.
Ve Benerci sen
bu kitapta:
kendi kendini öldürmene rağmen
benim ellerim senin
kanlı delik
şakağına dokunacaktır.
Cenazende
dosta düşmana karşı
matem marşı
okunacaktır:
M A T E M M A R Ş I . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Çan
çalmıyoruz.
Çan
çalmıyoruz.
Yok
salâ
veren!
Giden
o biten
bir şarkı değildir...
O
büyük
bir
ışık
gibi döğüştü.
Kasketli
bir
güneş
halinde
düştü.
Çan
çalmıyoruz.
Çan
çalmıyoruz.
Yok
salâ
veren!
Bu
giden
bir
biten
şarkı değildir ...........
BiR GENÇ ADAMA...
HAKÎM HERAKLiT'E... YILDIZLARA VE AŞKA DAiRDiR...
I
Şehir
uzakta.
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
piposunu çıkarıyor cebinden
aranıyor kibriti.
Bakıyor akar suya
düşünüyor Heraklit'i,
düşünüyor büyük hakîm Heraklit'i genç adam...
Kim bilir belki böyle bir akşam,
böyle bir akşam,
Heraklit alnını
yeşil gözlü zeytinliklerde akan
suya eğdi
ve dedi:
« Her şey değişip akmada,
bu hâl beni hayran bırakmada..»
Heraklit, Heraklit;
ne akıştır bu!. ne akıştır ki bu, dalgalarında
dağlıdır alnı en mukaddes putun
kızgın demir damgasıyla sukutun.
Gebedir her sukut bir yükselişe.
Ne mümkün karşı koymak
bu köpürmüş gelişe..
Heraklit, Heraklit!.
akar suya kabil mi vurmak kilit?
Şehir
uzakta.
Genç adam
ayakta.
Akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
Genç adam
kibritini çıkarıyor cebinden
yakıyor piposunu.
II
Dikine mustatil bir apartımanın
en üst katında
dört köşe bir oda.
Perdesiz pencereler.
Pencerelerin dışında yıldızlı geceler.
Genç adam
alnını dayamış cama.
Ben, romanın muharriri
diyorum ki genç adama:
Delikanlım!.
iyi bak yıldızlara,
onları belki bir daha göremezsin.
Belki bir daha
yıldızların ışığında
kollarını ufuklar gibi açıp geremezsin..
Delikanlım!.
Senin kafanın içi
yıldızlı karanlıklar
kadar
güzel, korkunç, kudretli ve iyidir.
Yıldızlar ve senin kafan
kâinatın en mükemmel şeyidir.
Delikanlım!.
Sen ki, ya bir köşe başında
kan sızarak kaşından
gebereceksin,
ya da bir darağacında can vereceksin.
iyi bak yıldızlara
onları göremezsin belki bir daha...
Delikanlım!.
Belki beni anladın,
belki anlamadın.
Kesiyorum sözümü.
işte kapı açıldı
geldi beklenen kadın..
« BEKLETTiM Mi?»
« ÇOK...
Ama zarar yok..»
Kadın yakaladı genç adamı
elinden.
Genç adam
yakaladı kadını belinden.
Bir yumrukta kırdı camı.
Oturdular pencerenin içine.
Sarktı ayakları gecenin içine...
Işıklı bir deniz dibi gibi
başlarında, sağda, solda gece yanıyor.
Ayakları karanlık boşluklara sallanıyor..
Sallanıyor ayakları sallanıyor ayakları...
........... DUDAKLARI ......
Sevmek mükemmel iş delikanlım.
Sev bakalım...
Mademki kafanda ışıklı bir gece var,
benden izin sana,
seeeeev
sevebildiğin kadar...
BU KiTABIN SON SÖZÜ
«Kavgada
kendi kendini öldüren
lanetli bir
cenazedir
benim için:
Ölüsüne
ellerimiz
dokunamaz.
Arkasından
matem marşı
okunamaz.»
Sen artık
bu kitapta: noktaları
virgülleri
satırları taşımıyorsun.
Sen artık
bu kitapta koşmuyor
bağırmıyor
alnını kaşımıyorsun.
Sen artık
bu kitapta
yaşamıyorsun.
Ve Benerci sen
bu kitapta:
kendi kendini öldürmene rağmen
benim ellerim senin
kanlı delik
şakağına dokunacaktır.
Cenazende
dosta düşmana karşı
matem marşı
okunacaktır:
M A T E M M A R Ş I . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Çan
çalmıyoruz.
Çan
çalmıyoruz.
Yok
salâ
veren!
Giden
o biten
bir şarkı değildir...
O
büyük
bir
ışık
gibi döğüştü.
Kasketli
bir
güneş
halinde
düştü.
Çan
çalmıyoruz.
Çan
çalmıyoruz.
Yok
salâ
veren!
Bu
giden
bir
biten
şarkı değildir ...........
http://siir.gen.tr/siir/n...kendini_nicin_oldurdu.htm adresinden tamamına ulaşılabilecek şahane nazım hikmet şiiri.
üsküdar tekel sahnesinde gösterimi tekrar başlamış oyun. tüm oyuncuların performansları gerçekten çok iyiydi.Ancak özellikle yurdaer okur'un kalkütali seyyar satici rolünü oynadığı kısım görülmeye değer. mayıs sonuna kadar oyun devam ediyor.* kaçırmayın diyorum.
defalarca kez üstüste izlenebilecek muhteşem performanslar barındıran oyun.nazım hikmet i canlandıran celal kadri'nin performansı için bile izlenebilir. benerci rolündeki tansel öngeni de unutmamak lazım. ayrıca bu ay aziz nesin sahnesinde gösterimde, kapalı oynuyor.
ozan arif'in "dörtlük sıçmasını" şiir sanan bünyelerin anlaması çok da mümkün olmayan şiirdir.
vatan haini bir komunist tarafindan kaleme alindigi icin kahrindan oldurmustur adam kendini muhtemelen.
"sevmek mükemmel iş delikanlım sev bakalım... benden izin sana sev sevebildiğin kadar " mükemmel bir nazım şiiri daha.
(bkz: sev bakalım)
bir şairin, neden ben yazmadım ulan dediği şiir ötesi yazı türü...*
Delikanlım!... Senin kafanın içi yıldızlı karanlıklar kadar güzel, korkunç, kudretli ve iyidir... Yıldızlar ve senin kafan kâinatın en mükemmel şeyidir...
Delikanlım!... Sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin, ya da bir darağacında can vereceksin. iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha...
Delikanlım!... Belki beni anladın, belki anlamadın. Kesiyorum sözümü.
(bkz: Nazım Hikmet)
Delikanlım!... Sen ki, ya bir köşe başında kan sızarak kaşından gebereceksin, ya da bir darağacında can vereceksin. iyi bak yıldızlara onları göremezsin belki bir daha...
Delikanlım!... Belki beni anladın, belki anlamadın. Kesiyorum sözümü.
(bkz: Nazım Hikmet)
http://www.mkutup.gov.tr/n-siir6.html adresinden tamamı okunabilecek şiir.
'şehir uzakta.
genç adam ayakta.
akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
genç adam
kibritini çıkarıyor cebinden
yakıyor piposunu...'
'...sevmek mükemmel iş delikanlım
sev bakalım...
madem ki kafanda ışıklı bir gece var,
benden izin sana,
seeev sevebildiğin kadar...'
(aklımda kalanlar...)
genç adam ayakta.
akıyor şehirden geçen nehir
genç adamın ayakları dibinden.
genç adam
kibritini çıkarıyor cebinden
yakıyor piposunu...'
'...sevmek mükemmel iş delikanlım
sev bakalım...
madem ki kafanda ışıklı bir gece var,
benden izin sana,
seeev sevebildiğin kadar...'
(aklımda kalanlar...)
nazım hikmetin şiiridir aslen ..devlet tiyatrolarında oynanan oyun bu şiirin bir uyarlamasıdır,celal kadri kınoğlunun oyunda gösterdiği performans gerçekten unutulmazdır.
güncel Önemli Başlıklar