bugün

Sadece türk toplumlarında değil, dünya üzerinde de sıklıkla tartışılan kadınların yaftası. Öyle bir yafta ki, devlet veya imam tarafından yırtılmasına cevaz verilmediği müddetçe, saklanması, korunması gereken ama en çok elde edilmesi istenen zardır. Kadının ilk cinsel deneyiminin, ne kadar kadına özgü ve özel olması gerektiği gerçeğine inat dillere pelesenk olmuş bekaret , kadın için taşınması gereken bir yük haline getirilmiştir. Düşünülmesi gereken, kadının ilk kez yaşayacağı cinsellik ve bunun kadının ruhsal durumu üzerindeki etkileri iken , bekaretin kaybı ile girilen durumun imam veya devlet izni olmadan gerçekleşmesi halinde kadının içine düşeceği durumun tartışılıyor olması kadını bekaretini korumaya, cinsel isteklerini bastırmaya iter. Sağlıklı düşünen bir kadın ilk cinsel deneyimini sevdiği ve güvendiği bir erkekle yaşamaya özen gösterir iken, erkeğin böyle bir kaygısının olmaması kadının kafasındaki soru işaretlerini arttırır ve kendisini sevdiğini söyleyen erkeğe karşı şüpheci yaklaşmasını sağlar. Birisiyle beraber olunca herkesle beraber olur mantığı erkeğin yine kadını konumlandırmasını ve kendi yarattığı bu konumla başa çıkamamasını sağlar. Herkes sevgilisinin hayatında ilk olmak ister. Bu bir dürtüdür ve sadece erkekler için değil kadınlar için de geçerlidir. ilk olma isteği saplantı haline geldiği takdirde kadın sevdiğini kaybetmemek için, kendini değil karşısındakini düşünerek cinsel birliktelik yaşamaz ve aldatılmaya mahkum olur. Kadınları paradoksa sokan etiketlenme korkusu sağlıklı düşünmeyi engellerken, evlenip bir an önce yük haline getirilen bekaretten kurtulma kaygısına veya sevdiği insanla korkuyu aşıp beraber olmaya ardından da pişmalıkla boğuşmaya iter. Her iki durumda da kadın kendisinin yaratmadığı bir sorunla karşı karşıya kalır. Bu sorunlar nedeniyle ortaya çıkan cinsel sorunlar nedeniyle kadın aldatılır veya terk edilir.
türk kültüründe olmayan kavram. türk kültürü'nde bekaret denen bir kavram var ise, bunun ilk şartı türk erkeklerinin bakir kalmasıdır. çünkü eğer bir tane türk erkeği bir tane türk kızı ile yatarsa ortada ''evlenilecek''* kız kalmaz, en azından benim matematik bilgim böyle söylüyor. zaten hiç bir kültür erkeklerine ''siz çakışın'' dişilerine ''kaç kız kaç erkek geliyor'' telkinlerinde bulunmaz, toplumların evlilik öncesi ilişki-zina-iyi bir insan olmak-temiz kalmak gibi kavramlarını hep din'ler yönetmiştir, bekaret'in kaynağı türk kültürü olarak değil islam dini olarak gösterilebilir. (bkz: nur suresi)
çeşitli kaynaklarda türkler için, islamiyet'ten öncede önemli olduğu görülebilen durum, ama unutulmamalıdır ki, aynı tarihlerde yanıbaşımızdaki yunanistan'da babalar bakire olmayan kızlarını aç bıraktıkları atlarına yediriyorlardı. gün geldi, devran döndü, bizde görülmeyen olaylar, görülmeye başlandı, yüzlerce yıl önce yapmadıklarımızı yapmaya başladık, ''bakire çıkmayınca çıldırdım, çektim vurdum''cular ortaya çıktı. nasıl bize barbar diyen yunanlılar gibi olduk ilginç, üzücü, anlaşılmaz. galiba 70 milyonluk ülkenin 53 milyonu açlık sınırında olunca böyle oluyor, bakire olmayana ''orospu'' gibi yaftalar yapıştırıyoruz, işimiz gücümüz yok, milletin bacaklarıyla uraşıyoruz, insanlar ne yapsın, bu bizim kültürümüzde var, kültürümüzü koruyalım, zaten geriye başka birşeyim kalmadı diye kızlarımızın üstüne gidiyorlar. burada söylemek istediğim; bekaret kişisel bir tercihtir, isteyen bakire kalır, evlenince ilişkiye girer, isteyen 14'ünde ilişkiye girer, isteyen mezara zarla birlikte girer, kimsenin kimseye karışma hakkı, ''laikçi modernler orospular'' ''geri kafalılar bu devirde hemde..'' demeye hakkı yoktur, sorun ''bizim kültürümüzde var bu, vay orospu, ben buna karşı çıkmazsam bütün toplum böyle olur'' diyenler ile ''bekaret bacak arasında değil beyindedir'' diyenlerdir.
hatun için iyi ve haz dolu bir cinsel birleşme olursa hiç bir zaman yırtılmayacak olan zardır.eğer ilk cinsel ilişkide kanama oluyorsa bu erkeğin beceriksizliğinden ibarettir.
küçücük bir zar parçası.
yırtılmadan, bozulmadan hemen önce herşey!
kimilerine göre hiç bir şey.

Kimlik bu, bildiğin kimlik. Sonunda ya koskoca "aferin"i alacağın ya da orospu yaftası yiyeceğin bilet.
Kimilerine göre;
"kaderin tek okunaklı yeri" günü gelince okunacak olan ve bitabi ilk kez "benim okumam lazım" dedirten.

kimilerine; "kaderin kadınlara yazdığı en karmaşık yazı".
seç beğen al birini!

sözüm ona;
bir kız düşün, hatalı-hatasız, olaylı-olaysız, objektif-subjektif olsun. bekaret davasında, başına gelenlerden bir tek o sorumlu tutulsun. bunun uğruna, tazecik bedenler toprak olsun.
Nice babaların önüne bu uğurda ortası delik para atılsın.
Para diyorum bak. "kızınız bozuk bey baba, kızınız delik. verdiğim başlık parasını isterim eksiksiz bu böyle biline" babında en acılı ezme tadında olsun.

bir baba düşün sonra, oğlu erkekliğe ilk adım atacagı "o gün" oğlunu kendi elleriyle, 30 yıllık orospunun koynuna soksun. çıkışta "aslanım ne oldu?" sorusuna karşılık aldığı cevap sonrası "babasının oğlu aslanım benim be" diyip sırtı sıvazlasın gururla.

aynı evde yaşayan bir anne düşün sonra, kızı kadınlığa ilk adım attığı regl olayı başına geldiğinde aklı başına gelsin diye kıza tokat savursun!

ve yine aynı evde parası cebine konulan erkeğin küçüklüğüne git süratla.O çocuğun, ilk erkeklik adımının bileti olan sünnet düğününde tüm aile kızının kusurunu (kaldı ki bahse konu da regl.) cümle alemden saklarken, yine bu evladın erkek olduğunu düğünlerle cümle aleme duyurulsun!!!

Tanım: Pofff... yırtılsa da yırtılmasa da bozuk olsa da olmsa da kanasa da kanamasa da cidden toplum için kanayan yara lan bu dava!
erkek içinde kadın içinde var olan olgudur. şimdi uzlaşılan ortak nokta ne; bir kadının hem bakire kalıp, hem ilişkiye girmesi kabul edilemez, hem ilişkiye girmeyip hemde bekaret'ini koruyacak, zaten aksi durumda bakire bile olsa anlaşılır vs. yani olayın kişinin bacaklarının arası ve beyni arasındaki ince çizgide bittiği söyleniyor, bu demektir ki, bekaret kadınlar için ruhsal-manevi bir duygudur, kendini erkeğine saklamaktır, keşfedilmemişi keşfetmektir, eyvallah güzel bir düşünüş tarzı, aynı noktalardan yola çıkarak, kızlık zarı ve kan önemli olmadığından (doğuştan olmayış, esnek zar vs.) olay kendini korumak olduğundan, aynı bekaret erkekler içinde geçerli midir, babalar gibi geçerlidir.

ayrıca türk toplumundaki bekaret konusunun kaynağı olarak gösterilen, iki olguyu da inceleyelim.

türk toplumundaki iki önemli olguya bakalım; islamiyet ve türklük.

islamiyet ne diyor? nur suresi 3. ve 5. ayette şunları der;

-3.Zina eden erkek, zina eden ya da müşrik olan bir kadından başkasını nikahlayamaz; zina eden kadını da zina eden ya da müşrik olan bir erkekten başkası nikahlayamaz. Bu, mü'minlere haram kılınmıştır.

- 5.Ancak bundan sonra tevbe eden ve salihçe davrananlar hariç. Çünkü gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

sonuç; islamiyet, çok açık bir şekilde ''bekaret'' konusunda kadın ve erkekleri ayırmamıştır.

türk kültürü? türk kültüründe ''bekaret'' diye bir kavram yoktur, eğer evliliklerde bekaret şartı olsaydı bunun ilk hükmü erkeklerin bakir kalmasıdır (bkz: matematik) (bkz: akıl fikir).

bunun haricinde akla şu sorular gelmekte;

-ilk hangi türk kavimi kadınlarına cinselliği yasaklayıp erkeklerine serbest bırakmıştır?

-osmanlı imparatorluğu'nda da cinsellik ''erkeklere serbest'', ''kadınlara yasak'' mı edilmiştir?

-resmi tarih'ten yada herhangi bir akademik çevre tarafından yazılmış bir yazıda ''türk erkekleri bakire kızlarla evlenir'' gibi bir kanıt bulunabilir mi?

sonuç; türklük hiç bir zaman cinselliğe karışmamıştır, türk halkında 'cinsellik','bekaret' vs. gibi tabuların kaynağı islamdır, eğer sorun türk-islam sentezi ise, ''senin derdin ne?'' demek gereklidir, çünkü bu sentez bilindiği gibi siyasi bir ideolojidir.

not; daha önce yazdığım bilgileri, tekrar yazmak zorunda kaldım. erkeklerde de bekaret denen olgunun olduğu tezinden yola çıktığım için bir kez daha yazmak zorunda kaldım.
beyindedir.
bacak arasındadır.
kulak zarındadır.
sol göğüs ucundadır.
türkler olarak avrupalı olmadığımızın en büyük kanıtıdır bu bekaret mevzusu. evet, bizler avrupa lı değiliz. orta doğu insanlarıyız. mevcuttan önceki feodal düzenin gayri resmi etik ve ahlaki yaptırımlarından soyutlanamamış olmamız yeterli bir açıklamadır sanıyorum. aramızdan, yok ne alakası var ben öyle değilim diyenler vardır. biliyorum, ben de öyle değilim ve hatta daha orta okulda, bekaret mefhumunu yeni öğrenmişken, benim için önemli olmaz, umursamam dediğimde babamdan kallavi bir sopa bile yemiştim. maalesef toplumların kültürü, tek tek bireyler incelenek saptanamıyor. cem yılmaz ın 2000 yılındaki bir esprisi gibi;

"doktor tiplemesi yapıyorum tabipler birliğinde isyan çıkıyor, kapıcı tiplemesi yapıyorum konfederasyonları ayaklanıyor, bizler öyle değiliz diye. ben de biliyorum tek tek ele alındığınızda öyle değilsiniz ama hepinizi toplayınca çıkan manzara bu."
sağ göğüste olduğu ile ilgili elimize şu anda haberler ulaştı. (el ile kulağı kapatıp, hafif öne doğru eğilerek) evet birandd.. bolivya sağlık bakanlığı, latin amerika kökenli bir bayanda, sağ göğüs ucunda tespit edildiğini bildirdi, evett.. söz sende birand.
en modern kafalımızın bile içten içe hala aşamadığı tabudur. çoğu kez tabu olarak kalması hoşumuza da gitmiyor değil.
bende dahil olmak üzere, sözlüğün en çok sevdiği hattori hanzo'dur. kimi kesimler, ''yetti ulan, yetti be'' gibi tepkiler versede, başlığı sol frame'de görünce, birden sevinirler, hemen ''ben bu dertten ölürsem söyle küçük bey..'' diye şarkılar söyleyerek, başlığa saldırırlar.
mahallenin bakkali. gecen gun biralari artik super marketten aldigimi ogrenmis olacak ki, pek bi bozuldu.
biz seni severiz bekaret..bekaret.
kimi 'et' der kimisi keramet.
nerde olduğu bilinemeyen peksimet.
nerdeysen nerdesin, sorun büyüsün yeter ki, haydi devam et.

kimi 'modern' der kimisi yobaz.
bunlar bize komaz.
severdi iki tarafta birbirini.
olmasaydı aramızda minicik bir birikinti.
mudafaasini yapmanin abesle istigal olacagi kavram. fuhsun felsefesini yapmak, namusun mudafaasini yapmaktan her zaman daha kolay olmustur cunku.
üstüne uludağ sözlükte 230 tane yorum yapılmaması gereken önemsiz bir konudur aslında en basitinden. saniyelik bir olaydır. *
tarım toplumlarında görülendir. evliliğin ilk şartı eve bakabilecek kapasitede olmaktır, buda tarım toplumların 14-15 yaşa tekabül etmektedir. 14-15 yaşlarında evlendirilen çiftler evlilik dışı cinselliği aramazlar. ama sanayi toplumlarında durum farklıdır, sanayi toplumlarında amaç 'üretim araç'larında söz sahibi olmaktır, bununda koşulu üniversite okumak-master yapmaktır. dikkatli incelenirse, toplumdaki ''oğlum-kızım üniversite okusun'' düşünüşünün yayılmaya başlaması ile birlikte bekarete verilen önem azalmaya başlamıştır. olay toplumun yapısında bitmektedir. tarım toplumu olmayı bırakıp, sanayi toplumuna kaydıkça, bekaret'e verilen önem azalacaktır.

edit; evet güzelim sen zaten diyordun üniversiteler fuhuş yuvası diye, bende bu entry'minde ondan bahsettim zaten. o değilde patlak karı alma sakın, patlak davulu başında çalarlar ben sana söleyim...
tanım; tek derdimiz.

her zaman yaptığım gibi, bu olayın niye önemli yada önemsiz olduğunu irdelemeyeceğim. kendine göre sebeplerle bekaret konusunu önemli gören kişilere bir kaç şey söylemek istiyorum. (bkz: formatın ağzına sıçmak)...

ilk söylemem gereken, ellerini biraz daha güçlendirmeleri, karşıt grup, feodal düzen'den girip yunan tanrıçası hymen'den çıkarken -nasıl bu hale geldik?- -biz bu kadar mezhebi geniş miyiz?- gibi çıkışlar, bu grubun en büyük eksiği.

bu grubun elindeki en büyük koz olarak ''islamiyet''i görüyorum, eğer, islam dininde zinanın yasak olduğu, eğer kişilerin allah inancı var ise, bu tarz şeylerin insanın ruhuna zarar verdiği, ayrıca evlilik dışı cinsel ilişkilerden hastalık kapılabileceği gibi ''biz aslında sizi düşünüyoruz'' tarzında konuşmalar, insanların aklını çelebilir, tabi bütün bunları konuşabilmek için önce bakir-bakire olmak gerekiyor malum -nur suresi-...

bu grubun geçmişte kullanabileceği, türk örf ve adetleri, ataerkil düzen gibi konuları günümüzde kullanabilmeleri biraz zor gözüküyor(eskiden çoğu kişi araştıramazdı türk adetlerinde bekaret diye birşeyin olmadığını), ayrıca bilindiği gibi ataerkil düzen eskisi gibi işleyememekte çünkü doğada evine bakabilen güçlüdür, bu geçmişte eve et getirmek, kaslı olmak, yırtıcı hayvanlardan aileni koruyabilmekken, günümüzde bütün bu kavramların yerini para almıştır, türk örf-adet ve aneneleri konusunda direk;
(bkz: #3621311)
(bkz: #3624250)
(bkz: #3627918) diyip geçelim.

şu anda olaya tarafsız bir gözle bakarken, bu gruptaki insanların, karşıt görüşe göre ellerinde fazla birşey göremiyorum, bu grup düşüncelerini, tarım toplumu ve sanayi toplumunun yaşayış tarzlarına göre kurarsa, başarı şansı doğar.

''Tarım toplumlarında, evlilikler erken gerçekleşir, kişiler, tarlada çalışabilecek yaşa geldiği vakitte, evine bakabileceği zaman evlenebilir, kırsal kesimde oturan arkadaşlarımız için bekaretin biraz daha fazla önemli olması gerekir, zaten çok küçük yaşta evleniyorlar, birde niye evlilik dışı ilişkiye girsinler ki? helali ile sevişebilmek varken..''

tarzında yazılar - konuşmalar etkileyici olabilir.

son söz; hangi dayanak alınırsa alınsın, çok fazla çalışılması gereken bir konu. eğer toplumu belli yerlere çekmek, insanların düşüncelerini şekillendirmek istiyorsanız, karşıt görüşteki her fikir her yazıyı okumakla beraber aynı zamanda işin uzmanları tarafından da yazılmış yazıları okumak gerekir, -eee..amerika mı lan burası? bacın ne olacak?- tarzı konuşmalar sadece elinizi küçültür, eğer yazıyı bir kez daha baştan okursanız, bilimsel bir dille, güzel bir yazı yazmanın, kitleleri etkileyebilmenin çok da zor olmadığını göreceksiniz.
(bkz: #3657093)
Vücütta hiçbir şey fazladan yaratılmamıştır.
Bademciklerin bile işlevi vardır,apandistinde görevi vardır.

Allah c.c. dişilerde bunu hymen i yarattıysa demekki bir işe yarıyor. Yani kesinlikle önemsiz birşey değil.

Yani ona buna kalmıyor benim için önemsiz onun için önemli demek.

Bekaret adeta bir sigorta gibi. Fazla bir gelirimi almak için. Olmaz yapmamalıyım demek için. Bu yanlışa düşmemeliyim demek için.

Ama sigorta atarsa hala dinini yaşayabilen toplumlarda elektirikler kesiliyor.Ve bedeli çok daha ağır bi şekilde ödeniyor.
doğu toplumlarının takıntı haline getirdiği kavram.
Sadece dişilere adletmenin yanlış olacağı konu. allah dişilere sigorta için hymen koymuştur derken, allah'ın gönderdiği son ve bozulmamış tek kitapta bu konu hakkında tek bir şey söylenmemiş, kızlık zarına kutsallık yüklenmemiştir, katolik kilisesi için kızlık zarı - bekaret çok önemlidir, islamiyet'te bekaret'in cinsleri ayrılmamıştır. allah adına konuşuyorken kuran'ı baz almadan, kendi yorumunla allah -şu işi bu yüzden yapmıştır- demek kaosa yol açar, bende çıkıp, kızların %13'ün doğuştan kızlık zarı yok, demekki allah bu kızlarımızı doğuştan orospu olmaya yönlendirmiş, alışmadık götte donun durmayacağını farkına varmışta, bu kızların libidolarını kullanamamalarını engellemiş dediğimde, ne kadar ciddiye alınırsam, bu tarz düşüncelerinde aynı değerde ele alınması gerekiyor.
(bkz: #3661083)