bugün

gerçek yaşamdan alınmış karelerdir bu detaylar.
- evlere girerken ayakkabı çıkarmak.
- konuşma yapısı.
- her bir karakterin izleyiciler içerisinde, kendini bağlayıcı bir yönünün bulunması.
kiminin hayatı muammadır, akbaba gibi...kimi evladını kaybetmiştir, behzat gibi...kimi mesleği dışında bir iş yapıyor ve çalışma arkadaşları tarafından eziliyordur, cevdet gibi...kimisi aşkını içine gömmek zorundadır ve bir o kadar da yemeyi seviyordur, harun gibi.
- dizinin ankara'da çekiliyor oluşu. ankara, istanbul'a göre daha bir samimi gelmiştir.
-Başkomiser bana mutsuzluğun resmini çizebilir misin?
+A.ına bile koyarım.

(bkz: iz bırakanlar unutulmaz)
birebir aynısı olmasada gerçek hayata en yakın dizi olmasındandır.
oyuncular da orjinal oyuncu değildir, doğal hayattan insanlardır.

mesela ankara da bir gün akbabayı bir bar da gördüm, meğersem hep orada çalışıyormuş.
sol jargondan sag hikayeler, polis hikayeleri, anlatmasidir efenim. net.
(bkz: la)
(bkz: ercüment çözer)
Harun'un ağlayışıdır bu diziyi efsane yapan, ağlamasının arkasında yatan sebeptir.
Behzat'ın bütün gün kaskatı bir mantık içeren davranışlarının eve gelip yalnız kalınca Berna'nın hayaliyle birlikte yerini deliliğe bırakmasıdır
Akbaba'nın yalnızlığıdır
Hayalet'in tam buldum derken aradığımı bir şekilde yine yine ve yine kaybetmesidir.

Kimi çok elit sikikler inkar etse de insan doğasına dümdüz bir ayna tutan bir dizi olmasıdır kısacası.
ekranda eskimemi$ yeni ya da hep olan fakat etrafta pek gözükmeyen yüzler... bir de karakterlerin gerçek ki$ilere ''cuk'' diye oturması.
özenilen hayatları yansıtmamasıdır. bu dizide kimsenin çocuğu özel okula gitmez, kimsenin evinde hizmetçisi yoktur, eve girerken ayakkabılar çıkarılır yerine terlik giyilir, karakterler çok güzel/yakışıklı değildir, kimsenin süper aşk hayatı yoktur, kimse klişe yığını sosyal mesaj verme kaygısı taşımaz, vs, devam eder bu böyle.
harun: nereye gidiyoruz abi

behzat ç: ebenin amına!!!

harun: gelirim orayada gelirim

muhabbet 2

harun: nereye gidiyoruz abi

behzat ç: ebenin amına!!!

harun: hep vaat hep vaat

muhabbet 3

hayalet lavabonun altındaki mutfak dolabının içinde delil bakmaktadır. işi bitip kafasını geri çekerken dolabın kenarına kafasını çarpar ve şu tepki gelir: ananskiiim

işte bu yüzden seviyoruz bu diziyi. küfür ediliyor diye değil yerinde ediliyor ve gerçekçi konuşuluyor diye. dolap kenarına kafasını çarpan yada koltuğun kenarına ayak parmağını çarpan hiç kimse ''lanet olsun'' demez ''ananıskiiim'' der...
Yarım yamalak eğitim almış, sanat nedir?, edebiyat nedir, estetik nedir haberi olmayan lümpen izleyici kitlesi.
(bkz: mal mal konuşma ya)
emrah serbes'tir.
(bkz: Erdal beşikçioğlu)
(bkz: küfür)
kuvvetle muhtemel "ç" sidir.*
oyunculuğudur. erdal beşikçioğlu tam rolünün hakkını veren ender sinema oyuncusu olduğu için.
seni beni anlatıyor. sahici. az kaldı böyle efsanelerden.
soyadının bilinmemesi efsaneleştirir kendisini, bakın adam 2011'de yaşıyor ama kimse soyadını bilmiyor ne kadar da efsaa....nevi.
ankara ve tabi ki gerçek yaşamla özdeş birebir diyalogları.
"Senin tuttuğun fare kadar benim kedi sikmişliğim var" gibi bir denklemi bizlere sunmuştur. Sözü biraz düşününce bir çok anlam çıkıyor altından.
seven sikilir, siken sevilir gibi bir detayı türk televizyonlarında vurgulamıştır. evet.
(bkz: la)
Sayesinde günlük hayatta "la" bağlacını kullanır oldum.