bugün

Bugünkü duygu durumuma da son derece uygun olarak

"Geçmiyor amına koduğumun dünyasında, bi sikim geçmiyor."
la Tahsin şu röntgen cihazı noldu la?
sipariş ettim gelecek. ne oldu ki?
hiç, götüne sokacam içinde ne var ne yok bakacam.
şule: çok mu sevmiştin?
behzat ç: bilmem. ben sevmesini bilmiyorum herhalde. kimi sevdiysem bana düşman oldu.
--spoiler--

babamın öldüğü gün birine aşık olmuştum.. bazen öyle olur, herşey üst üste gelir.. polis olmasaydım katil olurdum, çünkü sahici bir sarsıntı sahte bir dengeden iyidir.. binlerce ceset, binlerce katil ve bir evlilik gördüm..

seni intihar ettiğin gün tanıdım kızım, seninle o gün barıştık.. şimdi sadece geceleri yapayalnız ve yalınayak anlayabildiğim şeyler var.. şimdi benim de yalanlara inanmaya ihtiyacım var, bütün çaresiz insanlar gibi, dağılan bir okul gibi..

acılarımız da birbirine benziyor artık kızım, birbirine benzeyen parmaklar gibi, ama her birinin eşsiz bir izi var..

bazen gözlerim doluyor karanlıkta.. ama fısır fısır konuşmaya başlıyorsun yinekulağımın dibinde, hiç susmuyorsun.. ağlamama asla müsade etmiyorsun.. "herşey affedildi babacık" diyorsun.. "hiç ayrılmayacağız" diyorsun.. keşke hep yanında olsaydım diyorum öyle konuştuğunu duyunca..

"bu kış çok kar yağar belki beraber kayboluruz" diyorsun sen bana.. ama kar taneleri birbirine benzemez ki kızım.. cesetler de benzemez.. ama bir cinayet başka bir cinayeti hatırlatır her zaman.. koşan atlar, düşen atları hatırlatır.. yağmur yağar, durur, tekrar başlar..

yanlış yolda yürümek doğru yolda beklemekten iyidir.. beşikten mezara kadar.. karanlıkta herkesle çarpışabilir insan..

yalan mı söylüyorum sana? affet kızım, affet..

bir sürü doğru söyledik ama, hiç burnumuz kısalmadı ki kızım..

--spoiler--

edit: belki de içten içe en sevdiğim video. bazen anlamsızca akşam saatlerinde aklıma gelen, geldiği gibi de beni "vay beee neler yaşamışlar, neler yaşamışız" düşüncelerine sevk eden video. şu dizinin bitiminde emeği geçen herkesin amk.

ilgili video: http://www.youtube.com/watch?v=0xJFeXecH2s
sadece 5 dakika daha yaşamak istedim, öldürülen tüm kadınlar gibi...
Saçma sapan konuşma la. En efsane replik bence.
Ben iyi bir adam olamadım ama kimsenin adamı da olmadım.

Efsane.
Mutluluğun resmini çizer misin behzat?
-Amına bile korum.
behzat ın üstünü arayacaklardır, tam pantolonun ceplerine bakmak için eğildiğinde;
"eğilmişken şuna da bi el at la! "
behzat- bugün ben izin vermeden bu evden çıkanı yatırır sikerim
harun- amirim ben o zaman eda' yı eve bırakıyım
Harun:bizim oralarda öyle derler.
Behzatç:sizin oralari sikiyim.
Hayalet:aslina bakarsan heryerde öyle derler.
Behzatç:heryeri sikiyim amk.
Sorgu odası adam yabancı
Sanık : bende daynamadım
Behzat : daynamadım değil olum dayanamadım.
Sanık : tamam işte daynamadım
Harun : amirim öyleyemiyor
Behzat : he la.
Eyi günlerdi hafız.
savcı: niye geldin?
behzat: sen niye ağladın?
savcı: geçti gitti boş ver.
behzat: geçmedi gitmedi. sen niye ağladın?
savcı: behzat sen akıllı bir adamsın.
behzat: hı?
savcı: ama konu kadınlara gelince biraz salaklaşıyorsun galiba...
behzat: hee?
savcı: ben sana diyorum ki adamlar gelip seni alacak, gideceksin. bu işin sonu yok! belki senelerce tutuklu kalacaksın. ne zaman döneceğin belli değil, senin umurunda değil... ağladım, çünkü seninle konuşamadım. ağladım, çünkü sen beni görmüyorsun ve ben seni seviyorum.
behzat: ama ben bunu bilmiyordum.
savcı: bilmiyorsun tabi nereden bileceksin? sen ancak birisi öldüğünde duygusal yaklaşıyorsun. senin duygu radarına girmek için illa ölmek mi lazım behzat?
behzat: yok hayır hayır. yapamam ben.
savcı: haklısın. cesaretin olmadan ne yapacaksın ki? hayatımda tanıdığım en korkak adamsın. herkese meydan okuyorsun ama kendi duygularından korkuyorsun. geçmişe saplanıp kalmışsın. en büyük felaketler senin başına gelmiş dimi? en büyük acıları sen çekmişsin ben hiçbir bok bilmiyorum ki! acı nedir bilmem yalnızlık nedir bilmem. dünyanın ekseni kaydı behzat! 12 santim yerinden oynadı, sen bana 1 santim bile yaklaşmadın. saplantılısın...
behzat: hee bak ne güzel söyledin saplantılıyım ben. benden bir bok olmaz. biz senle hep kavga ederiz. mutsuz oluruz biz senle.
savcı: mutsuz olalım ne var? biz de mutsuz oluruz. ben seninle mutsuzluğa da varım.
saçma sapan konuşma la!
-asıl darbeyi vajinal bölgeden almış
+vajinal ne la?
-bilimsel konuşmaya çalışıyoruz burda akbabus, ne yani aminakoymuslar mi diyelim ?
seviyorum merkez
seviyorum
gereksiz anaons yapmayalım
kodun ne senin ?
kodu hayatmın amına koydu o.
Cinayet ben olmuşum cinayet.
hayalet: ama ben senin oranını sikeyim ya. sen ne biçim yiyon olm bunu la?

akbaba: o nasıl küfür la ataaazlı?

hayalet: la ataazlı, bi tane şan fıstık ye, ondan sonra arada bi tane arada leblebi at.
hadi çok seviyon, iki tane şan fıstık ye bi tane leblebi at. amınakoydun patoz ettin lan hepsini.

akbaba: olm bu işin raconu böyle. karışık çerez yiyosan önce antepleri yersin, sonra varsa fıstığı yersin, en son leblebiyi öldürürsün. alaalla.

hayalet: nerenin raconu la bu? he?

akbaba: la olm herkes öyle yer işte. karışık çerez yiyon diye karışık karışık yemek zorunda değilsin.

hayalet: çok biliyon. “herkes öyle yer”miş.
(bkz: cinayet ben oldum cinayet)
(bkz: 5 dakika daha yaşamak istedim)
he la he.
harun ile behzat bir marangoza sorguya giderler.
harun: burayla sen mi ilgileniyorsun ?
marangozcu: evet ne istemiştiniz?
harun: biz kartvizit bastıracağız da, sen de var mı kartvizit
behzat: la oğlum salak salak konuşma lan.
bir defasında polislerden biri hangisiydi hatırlamıyorum, "o gelen de kimmiş" diye sormuştu.
amirim de atarlanarak demişti ki "ne fark eder anasıdır babasıdır danasıdır."
çocuğuz haliyle, iyi gülmüştüm.
"senin yakaladığın fare kadar benim kedi sikmişliğim var".
saçma sapan konuşma be!.
Şevket, dün geceyi hatırlamayan behzat'a sabah kahvaltısı hazırlamıştır ve behzat' ın psikiyatrisi ile ilgili konuşurken yine çenesi düşüktür;

- Oğlum, bi teşhis konsun sana lan! Bunca sene geçti, koca adam oldun. Bi teşhisin yok!