bugün

başka hangi işkolları türklerin tekelinden çıkarıldı diye merak edilir.
Yiyecek, içecek vb. maddeleri perakende olarak satan kimse ve Bu maddelerin satıldığı dükkân anlamına gelir.
büyük market ve alışveriş merkezleri nedeniyle işi azalmış olan küçük esnaflar.
Evde olmadığım zamanlarda beni arayan kargoculara "apartmanın dibinde bakkal var oraya bırakabilirsiniz" deyip kargomu emanet ettiğim küçük market. Sağolsunlar kargolarımı zaman zaman karşılarlar ben de atıştırmalıklarımı bakkaldan alarak onlara ufak jestler yaparım. Bazen ekmek almak istiyorum ama ekmek eskisi kadar satamadığı için dolabında 3-5 ekmek oluyor ben alana kadar da bitiyor.
dilimizde en sevmediğim kelime, bakkal ne amk?
A101 posetiyle içeriye girince trip atan mahalle esnafımız.
-Tezgaha düşük fiyat yazar ödemeyi alırken o eski fiyattı değiştirmeyi unutmuşuz der.
-alacağın ürünün tutarı 4 tl'dir, üstüne biraz daha ekleyip 5 olsun mu der. Kabul etmezsen surat yapar.
-para üstü vermek yerine sakız falan iteler.
-hileli kilolar kullanarak gram gram çalar.
-fatura kesmez. Ayda 10 bin tl kazanıyorsa devlete 2 bin tl gösterip düşük vergi ödeyerek vergi kaçırır.
-Alışveriş tutarını hesaplarken hesap hatası yapar ve ne hikmetse hep kendi lehine hata yapar.

Sonra kıçının dibine a101 açılınca küçük esnafı bitirdiler diye ağlar.
bir mahallenin her şeyidir bakkal.
evin anahtarını bırakırsın, hanım geçerken alacak dersin.
arabanın anahtarını bırakırsın çocuk geçerken alacak dersin.
eve para bırakmayı unutmuşsundur, tel. eder bizim oğlana 100 tl versene derdin.
uğrayıp çay içerdin.
paran olmayınca ay sonuna kadar veriye yerdin.
hadi şimdi ara bir bankayı bizim çocuk gelecek 20 tl versene de bakalım ne cevap alacaksın...
bakkal mahallenin direği idi,
etrafa bakıyorum da artık bakkal kalmadı...
küçük esnaf bitti.
öyle bir hale geldik ki, eskiden evin / arabanın anahtarını bakkala bırakırken,
şimdi yan komşuna selam vermez, güvenmez oldun...
şimdi poşet bile parayla...
Sahip çıkılması gereken işletme. Kahrolsun raf ile kasa arasında fiyat farkı olan a101.
Her adı geçerken buram buram ekmek kokusu gelir.
Bakkalda çorum leblebisi alan çocuklar. Yalova 1970
görsel
çocukken bir dünya abur cubur alıp veresiye yazdırdığım ve kendisine borcum birkaç yüz liraları geçmiş olan sitemizin güzide mini marketi. adam da ne sabırlıymış bi gün gidip de babama söylemedi. belki çok ajitasyon yaptığım için söylememiştir,bilemedim şimdi. sonuç olarak 2 bayram harçlığımı borcumu ödemek için kullanmak zorunda kalmıştım.
Heryeri timlerin a5001 lerin sarması ile yok olan nostalji.
Bundan yaklaşık 20 sene kadar önce süpermarketler mantar gibi çoğalıp piyasaya girdiğinde slogan şuydu; "kaliteyi ucuza alın". Nasıl kazandılar peki bu kadar? Sürekli peşin sattılar. Yerli Tedarikçilerine ödemede asgari 90 gün vade verdiler. O süre zarfında hep parayı kullandılar. Malı toptan ucuza aldılar çok satıp sürümden kazandılar. Marka yerine benzer kalitede muadil malları daha ucuza alıp piyasadaki kaliteli malın fiyatının biraz altında fiyatla daha çok satıp pazar ve sermaye kazandılar. Her geçen gün yeni kalemler ve yeni sektörlerdeki malları satmaya başladılar. ilk başlangıçta basit paketlenmiş gıdaydı sattıkları kalemler. Sonra bakliyat şarküteri et tavuk manav reyonları ile gelişti. Sonra çeşitli temizlik ürünleri Sonra giyim beyaz eşya elektronik inşaat hırdavat hatta mobilyaya değin iş uzadı. iş süpermarketle kalmadı. indirim marketler, mini marketler, avm ler işi tamamen profesyonelce kurgulanmış pazarı ele geçirme taktikleriydi. Sadece bakkallar değildi biten. Yaklaşık 50 ana sektör yan ilavelerle birlikte 200 sektör tarih oldu süpermarketlerle birlikte. Çünkü sattıkları ürünlerin (yaş sebze meyve hariç) % 80 i ithal. Dışarıdan tedarik. Kendisi açıkladı, Sadece metro gross market 2017 yılında türkiye pazarında herkes zarar ederken % 25 büyüdüğünü bizzat ceo'sunun ağzından ilan etti. Ekonomi sayfalarını takip edenler bilir. Vergi sgk ve diğer avantajlarını saymıyorum bile.

Şimdilerde vatandaşı kazıklıyorlarmış. Az bile yapıyorlar. Bizim insanımız herşeyin en iyisine layık..! Umarım daha iyi kazıklasınlar. Beter olsunlar.
Artik yok olma tehlikesi yasayan esnaftir. Allah askina, 10 kurus daha fazla verin, ama ufak tefek lazim olan seyleri buradan alin.
Hiçbir bakkal yeterince güneş almaz, yeterince güneş almadığı için hepsi istisnasız rutubet, toz şeker ve tursil karışımı kokan mekanlardır.
1939'da abd'de bir bakkal dükkanı:

görsel
ara sıra uğradığım küçük esnaf.
kenar mahallelerde her 100 metrede bir olan küçük dükkan. En çok sigara ve ekmekten parayı kırıyorlar
görsel
bana daha samimi gelen yer. bakkal!
Artık iflas edecek seviyeye gelen satış Yeri.
yaşlısına dede, Karadenizlisine laz denilen meslek sahibi.
görsel
en sevdiğim hali budur. halen daha 90 lardaki gibi şu görüntüdeki bakkallar var.
eski tadı kalmayan mini marketlerdir, veresiye defterleri vardı okunamayan...