bugün

birisine platonik olarak aşık olan kişinin, aşkına karşılık bulamaması halinde yapacağı eylemdir.
sakin nefret ettigimi dusunme
bende boyle duygular barındıramazsın

(bkz: boyle buyurdu zerdust)
yuregıne dokunur,onu en derınden ıncıtırse o cok sevdıgın ınsandan,canım dedıgın kı en kıymetlındır canın oyle bır nefret edersın kı ınanamazssın kendıne...hıc farkına bıle varmadan ona olan sevgınıalır goturur kalbınden..onu canın yerıne koymussundur.anlamaz ki!canım kelımesı oyle gorundugu gıbı durmuyo kalpta,dudakta soylerken ıste...
aslında hala sevmek. ona karşı hiçbir şey duymamaya layık görerememek onu.
ironik görünen ama aslında çok basit durumdur. ortada ne aşk ne de nefret vardır sadece tutku. bu tutkuyu kontrol edemeyince ortaya böyle boktan bi şey çıkar.
ne kadar aşık olunursa olunsun nefret edilebilecek bir durum mutlaka ortaya çıkar. aşk nefret etmeye engel değildir.
muhtemelen aşık olduğunuz kişinin aşık olduğu bir başka kişi vardır. ancak böyle olmak zorunda da değildir. yazıldığı gibi aşk nefrete engel değildir.
aşkın şiddetinin yüksek oluşudur ya da kafada çizilen portreye aşık olmadır.

aşıksındır ama olup olmadık hareketlerden dolayı canın sıkılır, nefret dolar benliğine, kin kaplar gözlerini. çünkü aşık olduğun kişi yanlış yapmamalıdır. eğer sıradan biri olsa, ertesi gün yolları ayırmayı bile düşünürsün ve rahat bir şekilde uygularsın. hareketler anlam teşkil etmez ama delicesine seversen öyle değil, bazı şeyleri yediremezsin.

aşağı yukarı bütün insanoğlunun kafasında ideal bir tip vardır ama onu bulmak fevkalade zordur. beraber olduğun kişiyi, çizdiğin kalıba uydurabilmek için uğraştıkça uğraşırsın. zımparalama sırasında olmadık bir zorlukla karşılaşınca da o kişi, o an için hayatındaki en son istenen, nefret edilen şahıs olur ama yine vazgeçemezsin. çünkü o sevdiğindir.
aşık olunan kişiden kasıt hala birlikte olunan kişi ise çok tuhaf, vahim ve bir o kadar da duygu karmaşasına vesile bir durumdur.
aşkın aşkınlık olduğunu bilmeyenlerin içine düşebileceği durumdur...
(bkz: yok öyle bi mevzu)
(bkz: ya sev ya terk et)
harbiden sevenlerin yapamayacağı iştir.Sevginin her türlüsüne eyvallah diyenlerin yapabileceği iştir saygılar....
var öyle bir mevzu. zaten öyledir ki aşk aslında çok seversin ama kızarsın da hatta nefret bile edersin niye bu kadar sevdiriyor kendisini diye. onun da elinden bir şey gelmez ki..**
nefret edersin çünkü:en yakın arkadaşınla yiyişmiştir.
nefret edersin çünkü:sen onu severken o sana başkasını ne kadar çok sevdiğini anlatıyordur.
nefret edersin çünkü:senin onu ne kadar sevdiğini bilmediği için davranışları sana salakça gelir.
nefret edersin çünkü:senin ona verdiğin değeri o sana vermez.
nefret edersin çünkü:çevresi sana yeterli ilgi gösteremeyecek kadar geniştir.
nefret edersin çünkü:etrafı ona yavşayan karşı cinsleriyle doludur.*
(bkz: ambivalans)
genelde spor araba sahibidir.
aşkla nefret arasındaki ince çizgiyi bir parmak aşmaktan kaynaklanmıştır, yarına birşeyi kalmaz.
aslında hala seviyosundur ama yaptıklarını kendine yediremezsin ve 'nefret ediyorum' cümlesinin arkasına sığınarak acılarını dşndirmeye çalışırsın...bi çeşit terapi yöntemidir.
genelde şutlanıldığında olur. aldatanın ve terkedenin yaptığı ne kadar küfre layıksa da , iki gün önce aşkım diye hitap edilen birine yarın nefret ediyorum demek kendini kandırmaktır. sadece hazımsızlıktan ileri gelir.
onu nefret edecek kadar çok sevmişsinizdir.geçmiş olsun.
hala sevilen kişidir, geri dönüşü olmadığı için unutma yollarından biridir.
meğer o cesedin üzerine hakikatle hiç alakası olmayan bir benlik giydirilmiş de hayali birisine sevda çekilmiş yıllarca; ne kadar omurgasız bir sürüngen olduğunu fark edince ister istemez yürekte beliren duygudur.