bugün

türkiye'de sokakta nadir de olsa görülen, en son üç sene önce yıkandığı her halinden belli artık yeşilin dünya üzerinde pek görülemeyecek cinsten bir tonuna bürünmüş bir mont, onun içinde alındığında siyahken o an dört nala beyaz olma yolunda koşan bir t-shirt, ayağında da at toynağı ile çürümüş patlıcan arası bir şekle transforme olmuş bir bot bulunan, saçlarının pisliği her halinden belli, içindeki negatif ruh, kötülük ve nefret yüzüne vurmuş zavallıların bir de bacaklarından kaldırıp bir sallasan hiçbir zaman iki biradan fazla bir şeye yetmeyecek kadar paraları olması ve tüm bunlara rağmen sanki ölseler dünyadan bir şey eksilecekmiş ve hakkında bilgi sahibi oldukları herhangi bir konu varmış gibi kendilerinden bahsetmeleri durumudur.

eğer sokakta müslümanlar bunları gördüğünde midelerini tuta tuta kahkahalara boğulmuyorlarsa, bu onların olgun insan olmalarından ve yine de her şeye rağmen allah'tan * onlara hidayet vermesini dilemelerindendir. yoksa fena salarlardı makaraları huh!
tanıdığım ateistlerin coğu; iyi eğitimli, kariyerlerini tamamlamış, terbiyeli ve nazik insanlar. üstelik son derece yardımsever kişiler. aralarında öyleleri var ki, bin tane inandim deyipte adamlığı boş kişiyi bir hamlede cebinden cıkartır.

yukarıdaki başlığa göre arkadaşlarımın iman sahibi müslümanlar olmasından şüphe ediyorum. galiba yalancılar.
(bkz: ateistle inek arasındaki ince çizgi)
Ataistler, çirkin, fakir ve kafasız olamaz.Düşünmeyen bir insanın ataist olmasının mümkün olmadığını düşünüyorum.Fakir insanlar zenginlere göre daha fazla dindardır.Umutları azalan insanlar dinlerine daha bağlı olurlar.Burda olmadı,hiç olmazsa öte tarafta refah içinde yaşayalım düşüncesiyle dinlerine dahada yaklaşırlar.Yalnız, çirkinlik için birşey diyemeyeceğim.Ama tanıdığım ateistlerin hiçte çirkin insanlar olmadığını söyleyebilirim.
yaratılanı severiz yaratandan ötürü.

insanları yaftalamamak gerekir, aynı düşünceyi paylaşmıyoruz diye genelleme yapıp hakaret etmek iyi bir davranış değildir.
(bkz: bu dahil tüm genellemeler yanlıştır)
buda dindarlarin tamaminin guzel/yakisikli, zengin ve akli sagliklarinin son derece iyi oldugu tezini dogurur ve ulkemizin azimsanmayacak bir kisminin behlul gibi olmasini saglardi. ama ne yazikki behlul den cok orhanlar, hilmiler, semihler var sokaklarda. bende isterdim sokakta yaldir yaldir behlul ler kostursun ama yanlis genelleme kurbaniyiz yine.
içinizde ki edepsizi susturun denmesi gereken bir durum, tespittir. inanan bir insanın böyle maddi konular üzerinden yaftalaması inancının sorgulanmasına neden olur ki bu ne kadar doğrudur. bu konuyu yazan kişinin azıcık inancı varsa allahın yarattığına bu tür suçlamalar yöneltmesinin günah olacağını bilmesi de gerekmektedir. haaa yok ben işime geldiğine inanırım gerisi ray sigorta dersen mazallah eleştirdiğindenbir farkın kalmaz. kıssadan hisse; inanıyorsan inandığını yaşa.
tanrının varlığına kanıt olmayan bir genellemedir en nihayetinde.
tartışma konusu dahi olamayacak kadar ortada bir gerçekliktir.

6 entrysinin 2'si (üçte bire de tekabül ediyor olabilir) allah'a *, kitaba sövmekle geçen, uyarı üzerine yeşil ceketi çıkartıp da kırmızısını giyen (kırmızı olunca pis olmadığını sanması ayrı komedi) bakımzsız ve taharetsiz küheylanlarımızın hemencecik de isyan etmesi adamı kopartacak cinstendir.

ne oldu lan?

siz müslümanlara saldıracaktınız da onlar sesini çıkarmayacaktı değil mi?

ha bu arada, ateistlerin çirkin, fakir, kafasız ve hatta leş gibi olmaları, müslümanların da yaşam kalitelerinin iyi olduğu anlamına gelmez. bugün gömleğini, pantalonunu, bıyığını sınıflandırmaya çalıştığınız müslümanlar, yarın şalvarla, cübbe ile bir tutam sakalla dolaşacak adamlardır maaşallah. bu 80 küsür senelik dönem ise müslümanlar için sadece utanç içincde geçen esaret yılları olarak kalacaktır mazide. o yüzden onlarla ilgili bir sınıflandırma yapamayız maalesef.

bir de müslümanların tek kitaba yoğunlaştığı gibi hayvani bir sanrı var ortada. işte asıl komik olanı bu.

saygıdeğer aslanlar, canlarım kaplanlar...
müslümanın gideceği yolun tarifidir kur'an. cennete ulaşmanın anahtarıdır. onu okuyanlar bildiğin kitap okur gibi okumazlar. onu okumanın bir adabı bir şekli vardır. yoksa senin okuduğun metal fırtına ya da diğer gariban yayınlarını okumak ile bir tutulamaz bu okuma. bunun dışında standart bir müslüman kesinlikle standart bir gavurdan kat be kat fazla kitap okur. kur'an sadece yol göstericidir. dini öğretmez. sadece emreder.

cehaletle savaşanlar vakfı diye vakıf kurduracaksınız bana sonunda.

not: bu arada atlas pasajının önünde durup içeri giren ilk 350 kişi ile fotoğraf çektireceğim. en az 300 ü (#6674203) e uymuyorsa herkese benden sucuklu tost. (hani siz sucuklusunu alamazsınız falan)
allaha inanmıyor diye yarattığına yakışıksız sıfatları layık görenlerin savunduğu fikirdir.
bu genellemeye göre bütün türkler ateisttir.
çevreme bakınca genellikle çirkin, fakir ve kafasız insanlar görüyorum.
demek ki toplumun yüzde 47 si ateist!
en azından tanıdığım 3-4 tane ateist var.. bunlar da kuru fasülye yemeğini elleri ile yemiyordu.. bu bile kafası olduğuna delalet bence..

ayrıca böyle olduklarını varsayalım; dinen yani allah'a inanan olarak, insanların allah'tan gelen böyle kusurları ile dalga geçmek ne derece müslümanlıktır?
üstüne üstlük bir de sabit fikirli olmadıkları anlamına gelmez.

hayatında adet olarak büyük ihtimalle de bu sözlükteki herkesden çok ateistle tanışmış ve hatta bizzat da takılmış olan birisi olarak asıl çıkıp soluk alması, bir kavanozun içinde tıkılı olduğunu görmesi gerekenin ateist olduğunu adım gibi biliyorum.

ateistler yardıma muhtaç zavallı insanlardır. hayat ile ilgili bildikleri en ufak bir gerçeklik yoktur. tamamen yalan ve kandırılmışlık üzerine kurulu basit ve dar bir yaşamları, ilişkileri vardır. sadece kendilerini düşünür, anne ve babalarına (gerçek anlamda) kesinlikle sevmezler.

ortadoğunun can çekişmesinin sebebi ise ateistlerin ateist olarak kalmasını sağlayan aynı kuvvetlerin müslümanlara yaptığı zulümdür. osmanlının işgali ile başlayan bu savaş hala devam etmektedir.

türkiye'de uydurulmuş kurtuluş savaşı vb. yalanlar ise sadece ateistlerin (laikler de için de tabii ki bu grubun) kandırılmasına sebep olmuştur. hiçbir samimi müslüman, türklerin kurtuluş savaşı yaptığına üstüne üstlük bir de sonunda kurtulduğuna inanmaz. bu yüzden yalan tarihinizi de, leş gibi elbiselerinizi de, bira ve sigara kokan foseptik ağızlarınızı da alın ve gidin buradan.

çünkü sonra fırsat olmayabilir.
ateist olmasamda cevap vermek istediğim konudur. dincilerin* dini sorgulayan herkese ateist, agnostik yaftasını yapıştırması kadar saçmadır. bu dinci kişiler kendilerini allah a tek inanan sanarlar. çelişkide bu noktada başlar, allah a inanan bir kişinin her canlıya her insana saygı duyması gerektiğini unutmuş olsalar gerek ki o ateist bu agnostik diye eleştirir dururlar. kendi pisliklerine baktıktan sonra başkalarına laf atmaları daha akıllıca olur, bir insandan beklenen davranış budur zaten. aklını biraz olsun kullanmak...
-abi sen ateist misin_?
-nerden anladın oğlum hiç bahsetmemiştim.
-çirkin fakir bir o kadarda kafasızsın ya ordan çözdüm.
-haaa!!!!!
Bir insanın tanrı inancı olup olmaması kimse tarafından bilinemez. Bu sebeple boş atıp, dolu sallayan yazarlara gülüp geçiyorum.

Bir başka açıdan bakcak olunursa; fakir kişiler daha az eğitim almaktadır çünkü para pek çok şeyi olduğu üzere, iyi eğitim imkanlarını da satın alabilir. Ayrıca, paralı kişiler sahip oldukları maddi güce hayranlık duyan pek çok karşı cins kişisi içerisinden, kendi beğenilerine uygun olan ve göreceli olarak güzel denilen eşlerle evlenip çocuk sahibi olma imkanına da sahiptir. Dolayısıyla, zengin kişinin çocukları ve soyu da güzel olma şansını daha fazla sahiptir. Eğer bu da yetmezse, para ile tıp bilminden yardım istenir ve estetik operasyon geçirilir. Pahalı kozmetiklerin insanları güzelleştirmesinden bahsetmeye bile gerek yoktur sanırım.

Özetle ve çok basit bir genelleme yapılırsa; paralı kişilerin daha iyi eğitim alabileceği, daha güzel bir şekilde doğma ihrimaline sahip olduğu, bakım ve estetikle güzelleşme lüksüne kavuştuğu anlaşılabilir. Demek ki paralı kişilerin kafasız (ya da eğitimsiz) ve çirkin olduğu hipotezi fazla isabetli değildir.

Gelelim inanç ve din olayına; kimin inançlı olduğunu gerçekten bilme mümkün olmasa da istatistikler gösteriyor ki: eğitim düzeyi artıkkça dini sorgulama yüzdesi artmaktadır. Sorgulayanların bir kısmı beyni ile inanç sahibi olmakta, bir kısmı ise tanrı kavramını red etmeye başlamakta, yani ateist olmaktadır.

Öte yandan, bilimsel araştırmalar göstermektedir ki: insanlar zorluklarla karşılaştığında yaradanlarına sığınmakta, tanrısına daha fazla dua etmektedir. Bu durum, "inaçsız bir zengin fakirleşirse belki kendisini imana yönlendirebilir" önyargısı ile sonuçlanabilir.

Her halükarda, fakir insanların hayatta pek çok derdi olabilmektedir. Para, çevre ve nufuz getirir. Çevre, para, nüfuz vs. imkanlara sahip kişilerin hayattaki dertlerinin sayısı nicelik olarak azalmaktadır; tabi nitelik başka bişidir. insanların dert sayısı azalınca, tanrıya yönelme ihtiyaçları azalabilir, bencil insan egosunun ona sunacağı türlü dünyevi zevklere dalabilir. Yani insan paralandıkça, onu dinden ile inaçtan uzaklaştıracak ve kafasını çelecek türlü dünyevi alemlere rastlayacaktır. Bütün bu hengame içerisinde tanrı inancı da ölüm anı yaklaşmadıkça pekişmeyebilir, hatta zayıflayabilir.

Bir başka tespit ise, eğitimli ve paralı nüfusun daha yoğun yaşadığı semtler ile fakir semtler karşılaştırıldığında; fakir insanların yaşadığı semtlerdeki ibadethane sayısının daha fazla olduğu dikkat çekecektir. Bakımsız semtlerde ne yazık ki park, bahçe, düzgün yol ve kaldırım sistemi de ortadan kalkmaktadır. Bu dünyanın adaletsizliği burada da ortaya çıkmaktadır. Zengin mahallelerde ise göreceli olarak daha az ibadethane olmakta, park, bahçe, tiyatro, spor tesisleri gibi sosyal olanakların sayısı artmaktadır.

uzun lafın kısası, zengin ve eğitimli insanların ateist olma yüzdesi, fakir ve eğitimsiz insanların ataist olma yüzdesinden fazladır. Ancak, kendimi tekrar edeyim, yazdıklarımın bilimsel verisi bulunmamakta olup, tamamen şahsi gözlem paylaşımıdır.

Bu arada, böyle saçma sapan bir başlık açıpda, kendi kapasitelerinin çok yukarısında cevap alan arkadaşlar, yazılan türlü kinayeli ve eğlenceli cevapları okuyunca, sanırım bolca tatmin olmaktadır. Buna mecazi anlamda mastürbasyon da denebilir. iyi seyirler arkadaş!
tüm ateistler aynı zamanda arapmışlar denilmeye çalışıldığını düşündüren cümle.

kurtuluş savaşı, kurtuluş savaşıdır. kurtuluş savaşı sürecin adı değil, o süreç başlamadan hemen önce varolan somut durumun adının erk tarafında konulmasıdır. basitçe; her ülkenin kurtuluş savaşı stratejisi vardır. yapılır hazırlanır saklanır. herhangi bir müdahale sırasında düzenli ordu yok olur ise ya da olacak gibi ise, en üst düzeyde artık kurtuluş savaşı çizgisindeyiz denilir ve o anda tamamen tüm kanunları anayasayı yok varsayarak eyleme geçilir. bu anda fiili olarak devlet artık yok demektir. sonrasında hiziplerden biri güçlenerek kurtuluş Savaşını da kazanırsa yeni devlet kurar.

türkiye örneğinde; kurtuluş savaşı sonrasında yaşanan açıkça ve net bir şekilde "islamda reform"dur. bu reform zamanla aşınmıştır elbette. ayrıca bu reformun bir medenilik mi yoksa bir yozlaşmamı olduğu tartışılabilir doğal olarak. ama bunun sonucu şu anda belli değilidr çünkü çok yenidir. zamanla bir taraf kazandığında diğer tarafa yenildi gözü ile de bu tartışmanın sonucu çıkmış olur.

islam coğrafyasının Kirliliğine, geri kalmışlığına, yüzyılların verdiği yanlış beslenme alışkanlıkları ile ortaya çıkmış toplumsal fiziki çirkinliğine ve cahil biat kültürüne hayranlık duymak her bireyin kendisi ile ilgili bir izdüşümüdür kendi yaşamına dair.

yani birey kendisi, kendisi için kötü olanı isimlendirip seçebilir, ama bir bireyin başkası için ya da toplumun bir kısmı için neyin kötü olduğuna karar vermesi sadece ve sadece cehaletle ve korku ile açıklanabilir.

tek tanrılı dinler arasında sadece ve sadece islam, o da kitabının içinde varolan muhammedin cinsel/tinsel/günsel yaşamına dair bilgilerden dolayı topluma doğal bir arap çirkinliği dayatmaktadır. bunun dayatılma kısmına herkes katılacaktır, çirkinlik kısmına belki değil.

öte yandan, anlamadığı şeye karşı puşt kini ile kin kusmak, kervan hırsızı çöl bedevisinin tutarsız kabile kültürünü yüceltip estetize ederek biat kültürünün en üstlerinde dolanmak kalpsizliktir. sevgi ve sevgi ile ilgili her şeyin insanı insan yaptığı yerde, sevgisizlik, kalpsizlik, yüreksizlik ile kendini tanımlamaktır. tanım gereği de cehaletin kara kanatları altında nefreti yaşamaktır.

tanrı/allah/god/elohim/budha/enlil/zeus; hiç bir tanrının böyle bir yaşamı böyle bir bireyi yaratmaya ihtiyacı olduğunu sanmıyorum.
bir de işin, teolojik boyutu var. tanrının hadi başlığı açanın tanrısının diyelim, çünkü kendi tanrısına atfen açılmış;

allahın kaderi bilme herşeyi kendisinin yapma gücü ile dopdolu olduğundan hareketle, allah kendisine inanmayacak olanları, (baştan belli ve kendisi belirliyor aslında, dinin iman yapısı gereği) aptal, çirkin ve fakir yarattı ise ve kendisine inanacak olanları da, akıllı güzel ve zengin yarattı ise, çok büyük psikolojik sorunları olmalı. aynı zamanda adaletsiz ve samimiyetsiz olmalı.

başlığı açanın ifade ettiği biraz da budur. allahım samimiyetsiz adaletsiz ve psikolojik olarak sorunludur çünkü, kendisien inanmayacak insanları aptal çirkin ve fakir yaratmıştır. allahım zengin ve güzel olanı sever demektedir.

öyle midir islamın allahı?:

evet öyledir. peygamberinin yapıp ettiklerinden bellidir.

http://hadis.islamiyet.gen.tr/hadisler-624.html

http://hadis.ihya.org/ksi...=m%FCltefit+&t2=hadis

abese suresinde de, sakatları muhammedin nasıl aşağıladığı görülebilir.
kesinlikle yanlış bir genelleme

din, iman, inanç en çok kimdedir bilinmez.
herkes birbirinden farklı olduğu gibi, düşünceleri ve inançları da farklıdır.

burada ki en büyük hata böyle saygısız bir genelleme yapılmış olmasıdır.

allah'a inanmama rağmen bu genellemeyi onaylamıyorum.
tanımında bahsi geçenlerle birlikte yanlış olan önermedir bana göre.
eğer ki bir müslüman kişi bunları söyleyebiliyorsa aynı mezhep dahilinde bulunmuyoruzdur kendisiyle.
zira islamiyet hoşgörü dini olup yakın tarihimize kadar peydah olan sapkınlar haricinde hep varlığını korumuştur. islamiyet içerisinde ne zamandar beri insanları aşağılama, küçük düşürme, hakir görme barınır oldu(soru işareti) kişinin inanışı ne olursa olsun (kişi inançsız dahi olsa) bu bir müslümanın onu tiynetsizce hakaretlere boğabileceği manasına gelmemektedir kimse kusura bakmasın.
adam inanmıyordur hiç bir şeyine lakin saygı gösterir, göstermez hiç birinin önemi yok. bu dünyada bu zamana kadar ağaç kovuğundan hiç bir insan peydah olmadığına göre allah tarafından yaratıldığını kabul etmektesin o kişinin. hal böyleyken sen allah'tan daha mı evla bir varlıksın da onun yarattığını aşağılama yetisini kendinde görebiliyorsun ki(soru işareti)
ateist dediğin insanların arasında varlıklı-varlıksız, zeki-gerizakalı vs vs bir sürü insan çeşidi mevcuttur. tıpkı senin benim gibi. kişiler bu sıfatları barındırabilir lakin kişiden hareketle zümreyi yaftalamak fazlasıyla yersiz durmaktadır. bir yobaz olarak bunu maalesef ki kabul edemem.

lakin iş bu başlık altında başlık sahibi yazardan fırsat bilip nefretini kusmak isteyen saygı denilen mefhumdan yoksun ateist geçinen kişiler de afedersin götünün yerini bilsin bi'zahmet.
adamın dediklerinin yanlış olduğunu, sözlük içerisindeki islami görüşe haiz yazarların bu tip bir beyanatta bulunmayacağını bildiği halde mal bulmuş mağribi gibi sevinerek islamiyeti ve unsurlarını karalama çalışmalarını da tasvip etmediğimi bildirmem gerekir.

allah belirli inanışlar göndermiştir kendi yolunu seçmesi için insanların. lakin insanlara bu inanışı benimseme ya da benimsememe gibi bir hak da tanımıştır onlara bahşettiği akıl sayesinde. aklı olan bir birey aklına yatanı benimser, yatmayanı benimsemez. kişinin kendi iç dünyasında kararlaştıracağı bir mevzudur.

hayır başlıktaki zihniyetten yola çıkarsak hindistan ve afrikanın çoğunluğu ateist olmak zorunda.*
(bkz: dini görüşe göre fizik ve maddi durum)
(bkz: mantıksız başlıklar)
çirkin, fakir olabilirler fakat kafaları vardır ve nereye sokacaklarınıda iyi bilirler. *
eger bunca yaratılana tesadüf diyebiliyorsa evet kafasızdır. kaainat eczanesinde hangi protein hangi aminoasit ne kadar oranda birleşeceğini nerden biliyor, nakışın nakkaşsız olmayacağına inanıp rahmanı nasıl reddedersin? sorusunu sorduran durumdur.