hay şu muhabbetleri döndürüp duran kitlenin ölüsünü dirisini sikeyim..
Bakın öncelikle bir insanın dini kimseyi ilgilendirmez. herkes kendi doğrularını yaşar bu hayatta ki ben Atatürk'ün akılcı bir müslüman olduğunu düşünüyorum sonuç olarak annesinden gelen bir ahlak var. 2.si ise mason iddiaları. Bakın arkadaşlar masonluk bir yaşam biçimi bir tarikattır. Yani sosyal kurum. ve masonlukta belli başlı kurallar vardır. en önemlisi ise bir tanrıya inanmaktır. Bilmeden karalama yapan cahillerle doldu memleket.
niye önemli amk müslüman olması? hastasınız, milyonları peşinden sürükleyip ömrünü çalıyorsunuz. neresi iyi lan müslüman olmanın?
ulan orospu çocukları atatürk olmasa ananızı Hristiyanlar sikecekti, akşam akşam beni kötü konuşturman.
Masonları ve ateistleri kullandığı doğrudur. Tıpkı diğerlerini (mandacıları-osmanlıcıları-hilafetçileri) olduğu gibi. Fakat allahu alem el-hakk şudur ki, bu aynı zamanda bizim de düşüncemizdir, gazi mustafa kemal atatürk müslümandı ve islam ve iman üzere ahirete irtihal eyledi. inşallah Cennet Makamı mekanı ali olsun.

Aksini iddia edenler, işlerine geldiği gibi konuşan dinsizler, hem bilmediği halde küfrüne fetva verenler, hemde tevhid ehli bir müslümanı dinsizlikle suçlayanlar ve kafir ilan edenler, kendisi küfür ehlidir de haberi bile yoktur.
kemalist çomarlar kuduruyor.
Sapına kadar Türkçü, bir o kadar akıllı ve cesaretliydi.

Garip garip hikayelere inanmaması onu gözde alçaltmak bir yana dursun daha da yüceltmeli.

Türkiye Türklerinin son başbuğsu hakkında konuşacak tek konu bu mudur?

Onun üstün savaş yeteneklerinden bahsedelim, dinamik savunmayı icadından, zor günlerde elini taşın altına koyup türk milletini kurtarmak için canını ortaya koymasından, benliğini unutan bir millete Türk olduğunu hatırlatmasından bahsedelim.

Fakat yok dindar mıydı, yok içiyor muydu gibi gereksiz, ahmakça lakırdıları ne olur bir kenara bırakalım artık.

Sadece kendini ilgilen konulardan bahsedip onu suçlamayı bir kenara bırakmalı, onu ve diğer tüm başbuğlarımızı. Onların bizim değerimiz olduğunu ne ara unuttunuz?
Atalarına hakaret etmekten başka bir şey yapmayan insanlar haline ne ara geldiniz?
Atatürk’ün islamiyet – islam Peygamberi (Hz. Muhammed SAV) – ile ilgili Sözleri ve Düşünceleri:

Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'e duyduğu derin sevgi ve saygısı, islam dininin en saf şekliyle yaşanmasına olan inancı onun dindar yönünü her dönemde ortaya çıkarmıştır. Her zaman gerçek din ile batıl inançlarla dolu gericiliği net biçimde ayıran Atatürk, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, islam'dan, Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk Milleti'ne, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiş. Allah'a yönelmede Hz. Muhammed'i rehber göstermiştir:
---------------------------------------------------------------------
"Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; islamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler."

(Atatürk, Nedim Senbai, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)
---------------------------------------------------------------------
Hz. Muhammed'i överek O'nu kendisine örnek alan Atatürk, Hz. Muhammed'in peygamberliğine kesin olarak iman etmişti. Hz. Muhammed'e duyduğu hayranlığı ve O'nun peygamberliğini heyecanla anlattığı bir sırada yanında bulunan M. Şemseddin Günaltay, Ata'nın o anki halini şöyle anlatmıştır:

"... Atatürk'ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri, masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi elleriyle çizdikleri bir askeri harita idi ve Hz. Muhammed'in büyük Bedir Cengi'ni adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammed'e ve O'nun peygamberliğine kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibi'ni göklere çıkarırken, "O'nun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar" diye heyecanlandı.
(…/…/……)
---------------------------------------------------------------------
- Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir, O'nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır.
(Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet işleri Başkanlığı Yayınları, s.28)
---------------------------------------------------------------------
"Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir."

(Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)

http://www.ataturkinkilap...sunceleri-ve-sozleri.html
Öyle ya da değil. Size ne? Merkezi eğiliminiz din olmasa da insanlık olsa keşke. O zaman herşeyi bu kadar irdelemezsiniz belki.
inandığı din, kutsalları, maneviyat unsurları kişiye özeldir.
Bu bilinç ve vizyona sahip insanlar için, asil ve aydın bir dünya lideri olan duruşu, saygı duymak için yeterlidir!
Kula kulluk edenler bilemez!
Atatürk’ün islamiyet ile ilgili Düşünceleri:

Atatürk, dinimizin tam anlamıyla ve aslına uygun olarak yaşanmasını ve milletimize doğru, modern, hurafelerden arındırılmış bir din anlayışını benimsetmeyi hedeflemiştir. Hiçbir aşırılığa kaçmadan, Kuran'ın modern bir dünyayı tarif ettiğini çok net biçimde izah etmiştir.Açıkça anlaşılmaktadır ki, gerçek manada dindarlık, heyecanlı fanatiklerin, tutucu, kapalı görüşlü kimselerinkinde değil; Atatürk'ün tarif ettiği ılımlı, insancıl, modern yapıda kendini göstermektedir.Büyük Atatürk'ün, islam dinini, Kuran-ı Kerim'i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O'nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgeler olarak kabul edilmelidir.
---------------------------------------------------------------------
Türkiye Cumhuriyeti' nin kurucusu Büyük Önder Atatürk'ün Hazreti Muhammed'e olan sevgi ve saygısı, yaşanan örnek olaylarda ortaya çıkmaktadır. Diyanet işleri Başkanlığı tarafından çıkarılan Diyanet Dergisi'nin 2007 Kasım ayı sayısında emekli öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Vehbi Ecer'in, ''Atatürk'te Peygamber Sevgisi'' başlıklı yazısında, yaşanan olaylarla Atatürk'ün Hazreti Muhammed'e duyduğu sevgi ve saygı anlatılmaktadır. ''Beğenilen, değer verilen, önemli görülen şey sevilir. Atatürk'ün beğendiği, saygı duyduğu, değer verdiği, takdir ettiği en büyük insan Peygamberimiz Hazreti Muhammed idi'' ifadesinin yer aldığı yazıda, Atatürk'ün Hazreti Muhammed'in büyüklüğüne dil uzatanları affetmediğine dikkat çekilerek yaşanan şu olaya yer verilmektedir:

''Allah ve Peygamber konuları ulu orta Atatürk'ün yanında tartışma konusu yapılamazdı. Bir gece sofrada sohbet sırasında Peygamberi tenkit ederek Atatürk'e yaranacağını zanneden birisinin konuşmasını kızgın bir şekilde elini masaya vurarak, keser ve 'bu konuyu kapatın... Peygamberi küçültmek isterseniz, kendiniz küçülürsünüz!' der.''
(…/…/……)
---------------------------------------------------------------------
Atatürk, 1926 yılında yaptığı bir konuşmada Hazreti Muhammed'in adının unutulmayacağını vurgulayan konuşmasında: ''O, Allah'ın birinci ve en büyük kuludur. O'nun izinden bugün milyonlarca insan yürüyor. Benim, senin adın silinir, fakat sonsuza kadar O, ölümsüzdür'' ifadelerini kullandığına dikkat çekmektedir.
(…/…/1926)
---------------------------------------------------------------------
Atatürk'ün 1 Kasım 1924'te yaptığı konuşmada, Hazreti Muhammed'in kabilesi tarafından sevilen bir kişi olduğunu ve nasıl peygamber olduğunu anlatmaktadır: ''Son peygamber olan Muhammed Mustafa, 1394 sene evvel Rumi nisan içinde rebiülevvel ayının on ikinci pazartesi gecesi sabaha doğru tan yeri ağarırken doğdu... Hazreti Muhammed eyyam-ı sabavet (çocukluk günleri) ve şebabeti (gençliği) geçirdi. Fakat henüz peygamber olmadı. Yüzü nuranî (ışıklı, saygı uyandıran) sözü ruhanî, reşit, rüiyette bibedel (görünüşte emsalsiz), sözüne sadık ve halim, mürüvvetçe (iyilikseverlikte) saire faik (başkalarına üstün) olan Muhammed Mustafa, evvela bu evsaf-ı mahsusa (özel nitelik) ve mütemayizesiyle (sivrilmesiyle...) kabilesi içinde Muhammed'ül-Emîn (güvenilir Muhammed) oldu.

Muhammed Mustafa, peygamber olmadan evvel kavminin muhabbetine, hürmetine, itimadına mazhar oldu. Ondan sonra ancak 40 yaşında nübüvvet ve 43 yaşında risalet (peygamberlik) geldi. Fahr-i alem Efendimiz namütanahî (sonsuzca) tehlikeler içinde, bipayan (tükenmez) mihnetler ve meşakkatler karşısında 20 sene çalıştı ve din-i islamı tesise ait vazife-i peygamberisini ifaya muvaffak olduktan sonra vasıl-ı ala-yı illiyyin (cennetin en yüce yerine erişen) oldu.''
(01/11/1924)

http://www.ataturkinkilap...sunceleri-ve-sozleri.html
"Bana müslümanlığını değil insanlığını göster" sözünü benimsemiş bir insan olarak sikimde olmayan durum.
Atatürk’ün islam Düşmanı Bir Şarkiyatçının Hz. Muhammed Hakkında Yazdığı Bir Kitaba Gösterdiği Tepki

“1930 yıllarında, islam düşmanı bir şarkiyatçının Hz. Muhammed hakkında yazdığı bir kitabı tercüme eden bir yazar, eserini Atatürk’e takdim eder. Atatürk kitabı inceledikten sonra tarihçi Prof. Dr. Şemsettin Günaltay’ı çağırtır ve kitap hakkında fikrini sorar. Günaltay’ın cevabı:
- Ele alınacak bir şey değil, bir facia olur Paşam.
Atatürk Günaltay’ın sözünü bitirmesini beklemeden yerinden fırlar ve yanında bulunan Başvekil ismet Paşa’ya dönerek:
- Bu paçavrayı toplatın ve tercümeyi yapanı da devlet hizmetinde kullanılmamak üzere hükümet kapısından uzaklaştırın, der.”

1930 yılında Hazreti Muhammed'i küçük düşürmeye yönelik ifadeleri içeren bu kitap ve yazar hakkında Atatürk'ün, şu açıklamayı yaptığı kaydediliyor: ''Muhammed'i bana, cezbeye tutulmuş sönük bir derviş gibi tanıttırmak gayretine kapılan bu cahil adamlar, onun yüksek şahsiyetini ve başarılarını asla kavrayamamışlardır. Anlamaktan da çok uzak görünüyorlar. Cezbeye tutulmuş bir derviş, Uhud Muharebesi'nde en büyük komutanın yapabileceği bir planı nasıl düşünür ve tatbik edebilir? Tarih, gerçekleri değiştiren bir sanat değil, belirten bir ilim olmalıdır. Bu küçük harpte bile askeri dehası kadar siyasî görüşüyle de yükselen bir insanı cezbeli bir derviş gibi tasvire yeltenen serseriler, bizim tarih çalışmamıza katılamazlar. Muhammed, bu harp sonunda çevresindekilerin direnmelerini yenerek ve kendisinin yaralı olmasına bakmayarak galip düşmanı takibe kalkışmamış olsaydı, bugün yeryüzünde Müslümanlık diye bir varlık görülemezdi.''

Kaynak: Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş
---------------------------------------------------------------------
islam dininin dünya insanlığı için büyük bir inkılap olduğunu ifade eden Atatürk'ün, Hazreti Muhammed'in vefatının yıldönümü dolayısıyla 1930 yılında yaptığı bir konuşmada da islam dininin insanlık için bir inkılap oluşunu ve korunması gerektiğini şu cümlelerle açıkladığı kaydediliyor: ''Büyük bir inkılap yaratan Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli etmek gerekti. Peygamber ölür ölmez düşünülecek şey, bir an evvel onu toprağa tevdi etmek değil yapmış olduğu inkılâbı emniyet altına almaktı...''

http://www.ataturkinkilap...sunceleri-ve-sozleri.html
işte bu başlık biraz önce açtığım başlığı tam olarak açıklıyor (bkz: maymuna soba yakmayı öğretmişler yazın da yakmış).

Bunlara bir iki tane bir şey ezberletmişler tekrarlayıp duruyorlar. Acaba merak ediyorum, başlığı açan kişi hayatı boyunca Atatürk hakkında bir tane kitabı baştan sona okumuşmudur.

Atatürk bu ülke için çok şey yapmış. yaptığı güzel işleri anlayacak kapasiteye sahip olmayan insanlar sık sık böyle şeyleri gündemi getiriyorlar. Bunlarla uğraşmayın gençler; gidin kitap okuyun kendinizi geliştirin, yabancı dil öğrenin faydalı şeyler üzerine vaktinizi harcayın. Bunlardan size ekmek çıkmaz. bu işin goygoyculuğunu yapan, bunu kendine meslek haline getiren çok çapsız yaratık var piyasada, size onlardan sıra gelmez!
müslüman ensar vakfında da gene tecavüz vakası olmuş.

hadi bakayım dindoşlar bunu açıklasın.

http://odatv.com/yine-kur...ine-taciz-0308171200.html

http://odatv.com/kuran-ku...a-tecavuz-2307171200.html
Ataturkun 7 duvele bas kaldirip sonunda kazanmis olmasiyla kiyaslanamayacak onerme.
Bu konuya daha önce açıklık getirdiğimizi düşünmüştük ama aramızda hala beyin oluşumunu tamamlayamamış ya da beyin ölümü çoktan gerçekleşmiş çomarlar olduğunu unutmuşuz. Neyse sizin inandığınız din şunu söyler hatırlatayım din Allah ile kul arasında. Bir de atasözü ekleyelim; para ile imanın kimde olduğu belli olmaz. Daha sonraki konuya gelecek olursak günümüzde müslüman addedilmek için cuma çıkışına kamera çağırmak yeterli.Yine inandığınız dini açıp okuyun şöyle bir durumu anlatan ayet bulabilirsiniz;gösteriş için yapılan ibadetin Allah katında bir değeri yoktur. Sonra çıkıp biri Hz. Tayyip çok müslüman bir lider falan demesin.
T: Çomarların yine entry sıçacağı başlıktır.
son sözü "ve aleyküm esselam " diyen birimi müslüman değil.

müslümanlık allahadır. kullarına değil.

gidin siz partinizin genel başkanına şeyhinize peygamber diye müçtehit diye tapının.

kimse birşey diyemez.
atatürk' ün müslüman olup olmadığına takılma sen. senin tabirinle gavurun altından aldı mı? ona bak!