bugün

Atatürk'ün dine verdiği önemi çok iyi anlatan bir kitaptır. Okunması şiddetle tavsiye edilir.
el açıp dua etmek.
son derece faydalı bir kitaptır. ayrıca gazi'nin din anlayışını şu iki sözden bile anlayabilirsiniz. o son derece akılcı bir müslümandır.

--spoiler--
'intisap etmekle bahtiyar olduğumuz islam dinini, aşırlardan beri alışılmış olduğu üzere
bir siyaset vasıtası mevkiinden kurtarmak ve yükseltmek elzem olduğu hakikatini müşehade ediyoruz. mukaddes ve lahuti olan inançlarımızı ve vicdanlarımızı çapraşık ve değişken olan ve her türlü menfaat ve ihtirasların tecellisine sahne olan siyasetten ve siyasetle ilgili bütün hususlardan bir an evvel ve kesin olarak kurtarmak, milletin, dünya ve ahiret saadetinin emrettiği bir zarurettir.' (1923)

tanrı birdir, büyüktür; dinsel usullerin oluşumlarına bakarak diyebiliriz ki: insanlar iki sınıfta, iki
devrede düşünülebilir. ilk devir, insanlığın çocukluk ve gençlik devridir. ikinci devir, insanlığın
ergenlik ve olgunluk devridir. insanlık birinci devirde tıpkı bir çocuk gibi, tıpkı bir genç gibi yakından ve maddi vasıtalarla kendisiyle ilgilenmeyi gerektirir. allah, kullarının gerekli olan olgunlaşma noktasına ulaşmasına kadar onlarla içlerinden bazıları aracılığı ile ilgilenmeyi tanrılık gereğinden saymıştır. onlara hazreti adem aleyhisselam'dan itibaren kayıtlara geçmiş veya geçmemiş sayısız denecek kadar
çok nebiler, peygamberler ve elçiler göndermiştir. fakat peygamberimiz vasıtasıyla en son dini ve
medeni gerçekleri verdikten sonra, artık insanlıkla aracı ile temasta bulunmaya lüzum
görmemiştir. insanlığın anlayış, aydınlanma ve olgunlaşma derecesi sayesinde her kulun doğrudan doğruya,
tanrısal ilhamlarla temas edebilme kabiliyetine eriştiğini kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki,
cenabı peygamber, peygamberlerin sonuncusu olmuştur ve kitabı, en mükemmel kitaptır. ( 1927 )
--spoiler--
olmayan anlayıştır.
benim bir dinim yok ve bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını istiyorum. hükümetini ayakta tutmak için dini kullanmaya gerek duyanlar zayıf yöneticilerdir, adeta halkı bir kapana kıstırırlar. m. kemal

kaynak: andrew mango, atatürk, s 447.
http://www.haber3.com/chp...aturku-yazdi-1395668h.htm

buradan atatürk'ün din anlayışı anlaşılabilir.
(bkz: laiklik)
türkiye de ki geri zekalı halkın anlayamadığı anlayıştır.
koyun çok olduğundan anlayanı da az olacaktır.
şakirtlerin esefle inkar edeceği husustur.
Size ne denmesi gereken konudur. Ayni zamanda hakkinda baslik acilmasi bile aslinda yanlis olan konudur. Insanin din anlayisi kendinden baska kimseyi ilgilendirmez. Din ulan bu din. Hayir yani sen adamin kafasinin icindeki dusunceden ettigi dua dan nasil emin olabilirde sorgularsin. Gunumuzun gerizekali insanlari yuzunden Turkiye de akp ye oy verip turban takmazsan dinsiz sayildigin icin, bu gercegi bile ciddi ciddi unutmaya basladik.

Edit: kafasina o turbani takanlarin hepside dindar ya zaten. Sadece dinciler.
sadece kendini alakadar eder. bizi alakadar eden ise bizim için yaptıkları. onun bu ülke için yaptıklarını kimse yapmadı, yapmayacak.
Mustafa Kemal Atatürk'ün din üzerine söylediği sözlerden sadece birkaçı,
"Din insanın gıdasıdır.Dinsiz adam boş bir eve benzer.insana hüzün verir;kesinlikle bir şeye inanacağız.Bu din,dinlerin en sonuncusu elbette en mükemmelidir.islam dini hepsinden üstündür."
"Bizim dinimiz milletimize değersiz,miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez.Aksine Allah da Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor."
"Bizi yanlış yola sevkeden soysuzlar bilirsiniz ki,çok kere din perdesine bürünmüşler,saf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldata gelmişlerdir.Tarihimizi okuyunuz,dinleyiniz...Görürsünüz ki milleti mahveden,esir eden harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir."
Suud Kralı'nın dikkatine :"Hz. Muhammed'in mezarının yıkılacağını derin üzüntü içinde öğrendim.Bu kutsal emanete asla dokunamazsınız.Eğer tek bir taşına bile dokunursanız ordumu aşağı gönderirim."
"Vatanı satan insan dinden,imandan,namustan bahsedemez."

Atatürk, 29 Ekim 1923'te kendisiyle görüşen Fransız muhabiri Maurice Pernot'ya verdiği demeçte, yazarın sorusu üzerine şöyle demiştir:
"Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinimize bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye mani hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki, Türkiye'ye istiklalini veren bir Asya milletinin içinde daha karışık, sun'i, itikadat-ı batıldan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince, tenevvür (aydınlanma) edeceklerdir. Onlar ziyaya (ışığa) takarrüp (yaklaşma) edemezlerse kendilerini mahv ve mahkûm etmişler demektir. Onları kurtaracağız."Görülüyor ki Atatürk saf, temiz ve sade bir din anlayışı istemektedir. islam dinine sonradan girmiş her türlü safsata, hurafe ve boş inançlara karşı akılcı bir din anlayışını benimsemiştir. Bunun ilk adımını da Kur'an-ı Kerim'in milletin bütün fertleri tarafından okunup anlaşılabilmesini sağlamakla atmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl bile geçmeden 21 Şubat 1925 tarihinde Meclis'teki bütçe müzakereleri sırasında Kur'an-ı Kerim'in meal ve tefsirinin, Hadis-i Şerif tercümelerinin devlet imkánlarıyla yaptırılması için talimat vermiştir.
Bunun üzerine mealin Mehmet Akif Ersoy, tefsirin Elmalılı Hamdi Yazır, hadis tercümelerinin de Kamil Miras tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Ancak, Mehmet Akif bilahare bu görevi bırakarak aldığı avansı iade etmiş, hem meal hem de tefsir yazma işi Hamdi Yazır tarafından yapılmıştır. Elmalılı Hamdi Yazır'ın hazırladığı 9 ciltlik tefsir 1935 yılında, Kamil Miras tarafından hazırlanan "Sahih-i Buhari Muktasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi" isimli 12 ciltlik hadis tercümesi de 1928 yılında yayımlanmıştır.

Son olarak Atatürk'ün Balıkesir Zağanos Camisinde verdiği 1 sayfalık demeç vardır.Açın okuyunuz efendim.
Atatürk ve Din ile ilgili pek çok kitaplar vardır.(Diyanet işleri Başkanlığınında çıkardığı kitaplar mevcuttur.)Örneğin,Sadi Borak'ın Atatürk ve Din adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim.
Bunları okuduktan sonrada hala Atatürk'e dinsiz diyen adamın beyininin varlığından şüphe duyarım.
(ayrıca bknz:http://www.bilimarastirma...ayinlar/ataturkvedin.html)
Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiçbir kimse, hiçbir kimseyi, ne bir din ne de bir mezhep kabulüne icbar edebilir (zorlayabilir). Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz
''...bu prensipler gökten indiği sanılan kitaplar ile bir tutulmamalıdır. biz ilhamımızı gökten değil, doğrudan hayatın kendisinden alıyoruz.'' (1937-Son meclis konuşması)

din konusunda muhteremin son sözleri bunlardır, zaten kısa bir zaman sonra hastalanmış ve bir yıl sonra ölmüştür. din konusunda söylediği pozitif şeyleri henüz tek adam olamadan, koltuğu garantileyemeden önce, pek tınlanmayan bir adamken söylemiştir ve bu sayede halkın gözünde daha iyi bir konuma oturtmuştur kendini.

tanım: olmayan din anlayışıdır, çünkü kendisi -en salak insanın bile yukarıdaki alıntıdan anlayabileceği üzere- dinsizdir.
"dinsiz" olmayı hakaret sayanların olduğunu göstermiştir.
sorunun kesinlikle atatürk ve din anlayışından kaynaklandığını düşünmüyorum. burada sorun kemalistlerin dinini yaşayanlara yobaz dincilerin ise atatürk ü sevenlere dinsiz olarak bakmasıdır. atatürk ün din anlayışı olması gerektiği gibi herkes kendi dinini yaşasın özgürce tıpkı islamın özünde olduğu gibi.
atatürk' ün din anlayışı, tarihin akışı içerisinde cereyan eden kimi olaylardan ve bu olaylara istinaden söylemiş olduğu sözlerden açıkça bellidir. Şöyle der:" Büyük dinimiz çalışmayanın insanlıkla hiç ilgisi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler çağdaş olmayı kâfir olmak sayıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı islâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, dimağladır."
Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünce ve tefekküre karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz, kasde ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere fırsat vermeyeceğiz.