bugün

pc versiyonu çıkmış oyundur an itibariyle download ediyorum sonunda kavuşuyorum.*

ek not: azıcık da olsa 1-2 türkçe kelime duymak güzelmiş
--spoiler--
hosh geldin kardeshim, beyefendi
--spoiler--

ilk örnekleri şimdilik bunlar.
pc versiyonu resmi çıkış tarihinden önce sızdığı için büyük zarara uğraması halinde, indirenlere ubisoft tarafından dava açılacağı söylenen oyun.


**
Brotherhood'u müthiş kasan bir bilgisayara sahip biri olarak, küçük bir çılgınlık yaparak bir kaç güne almayı planladığım oyun.

şöyle izliyorum internetten videolarını, abi adamlar harbiden uçmuş.

demek istediğim istanbul falan değil, zaten oyunun istanbul'da geçmesi beni pek enterese etmedi. beni asıl senaryonun kalınlığı çekti.

şimdi usta, şu konuda anlaşalım, bu oyun, oyun tarihinin en derin senaryosuna sahip oyun. pek çok efsane oyun gördüm (max payne, gta, cod, bf, half life) ama hiç birinin böyle bir konusu olmadı. bu oyun resmen yaşayan bir oyun, günümüzü ilgilendiren meseleleri metafizik boyutunda işlemiş.

bu oyunda ne ararsan var,
masonlar var,
tarih var,
din ve mitoloji var,
insanlığı kontrol etme var,
bizden öncekiler var (tahminlerim var),
yasak elma var,
insanlığın en büyük sırları var.

tabii ki bir oyuna inanmak saçma olur, lakin oyunun gerçekten ilginç noktalara barnak bastığı çok açık.

--oku oku lan spoylırı--

konu git gide açılıyor, sonunda dinlere bile giriyor. hacu işte beni en çok çeken bu oldu. benim gerçekte inanılmaz merak ettiğim şeyleri kendi yorumlarıyla anlatmışlar oyunda. ama çok yavaş anlatıyorlar, işin kötüsü o.

ilk oyunda gördüğümüz tek şey, elma * , abstergo şirketi ve onların dünyayı kontrol etme planları, denek 16'nın * verdiği enteresan mesajlar.

mesajlara bakalım, öncelikle fazla açmayacağım, zaman yok zaten, saate bakın amk. neyse, yere kanla çizdiği tek gözlü piramit, ra abimizin gözü, elmalardan oluşan piramit ve en üstteki parlayan elma. oyun burada zaten "masonik" bir şeylerin olduğu mesajını veriyor. oyunda düşman "tapınakçılar". abstergo tapınakçıların yeni hali, o zaman abstergo illuminati. hadi bakalım, kafayı yedik, hayırlısı.

ikinci oyunda ezio uçuyo kaçıyo, elmayı arıyo, papayı filan dövüyo. buraya kadar her şey iyi, lakin ulan düşmanın tapınakçılar değil mi? kilise tapınakçıların mı? ama eskiden tapınakçılar ile kilise kavgalı değil mi idi? benim devreler burada yanıyor, anlamıyorum. dan brown abimize göre da vinci'de mason. o zaman oyunda düşman mason değil. anlamıyorum lan, oyunda kim kimi sikiyor, anlamıyorum.

neyse efendim, adem ile havva'nın kaçış bölümü ise daha bir enteresan. çünkü bir yerlerde satanistlerde "adem ile havva'nın tanrının yanında esir olduğu, şeytanın da bunları kurtarıp dünyaya getirdiği" inancı var. oyunda bu durum büyük benzerlikler taşıyor, adem ile havva, önceki gelenler dediğimiz grup tarafından esir tutuluyor, "yasak elma"yı yani piys of idın'ı alıp kaçayi. tek farklı olan nokta "tanrı ve şeytan" kavramının olmaması. adem ile havva kendileri, daha üstün bir ırktan kaçıyorlar. illuminati üyelerinin de aynı inanca inandığı söylentileri dolanmıyor değil.

geldik bıradırhud'a. bu oyun da çok yabana atılacak bir oyun değil. lakin ben bu oyunda fazla bir şey göremedim. genel olarak elma kovalamacası, cesare ile sevişme durumları hakim. oyundaki herhalde en ilginç kısımlar sadece desmond kısımlarıdır. desmond abimizin sabjekt siktiin ile konuşmaları "o kız düşündüğün gibi biri değil!" demesi (veya benzer bir şeyler gevelemesi), ardından juno ile karşılaşmamız, juno'nun bir boka cevap vermemesi, sadece lusi'yi oyundan siktirip atması, beni biraz üzdü. yok lan, o sarı kıza ne üzüleceğim, ben adam gibi bir şeyler konuşmadığı, bizi meraktan sikerttiği için üzülüyorum. neyse, elma'yı tuttuğunda beliren tek gözlü piramitler de bize yeter...

asasins kıriid reveleyşıns, işte serinin en çok merakta bırakacak finali bu oyunda. öncelikle oyunu oynamadığımı söylemek istiyorum (bunu biliyorsunuz zaten) ama yaklaşık 20 tane 10 dakikalık videosunu izledim, finalini izledim. genel olarak beni asıl ilgilendiren "sır konusu olan senaryo" bölümünü fazla göremedim. zaten çin çükü kadar ingilizce bilgim var. söylendiyse bile anlamamışımdır. neyse efendim, oyunun sonunda desmond abimize ak sakallı bir dede gözüküyor, anlatıyor da anlatıyor, ama şerefsiz ingilizce konuşuyor, ben bir bok anlamıyorum. ama şu video ardından gelince, insan istemese bile durumu çakıyor;

http://www.youtube.com/wa...dtdprlw&feature=share

aman allah'ım! bu nasıl bir finaldir? ubisoft resmen merak duyularımıza suşi çubuğu sokmak suretiyle beynimizi çiğ çiğ yiyor! biraz internetten araştırdıktan sonra bu yok olan insanların "bizden öncekiler" olarak adlandırılan bir kavim olduğunu öğreniyorum. bir şekilde bu kavim veya millet veya uygarlık veya ırk artık ne haltsa yok ediliyor (ak sakallı dede ve saz arkadaşları ile birlikte). ardından yağmuruynan, suyuynan, dünya normale dönüyor ve insanlar geliyor.

şimdi biraz daha açalım konuyu, insanlardan önce gelen kavim kimdir hacular? ehüeheüehü, anladınız siz onu, gece gece korkutmayın amk. * anlarsanız ak sakallı dede "önceki kavimi yok ettik" diyor (kopya çekiyorum şu an) kim bunlar? tanrı mı? eski insanlara göre öyle değil mi? juno, minerva. ama ikinci oyunda ezio, minerva'ya "siz tanrı mısınız?" * * diye sorduğunda "ahahahahah! aklını yediğim, hayır değiliz. biz önceki gelenleriz" diyor. video'da ise minerva'nın heykeli düşüyor. kim bunlar lan! kimin tarafındayız biz?

video'da asıl dikkatimi çeken başka bir şey ise "bebek". o "bebek", anladığım kadarıyla kurtulan kişi. hani afet ona doğru gelirken, başka biri onu kurtarmaya koşuyor. başarıyor mu bilemem, ama çalışıyor. bu ise bana biraz "şeytan"ın hikayesini hatırlattı.

oyunun geleceğinin nasıl olacağı hiç belli olmaz. bir bakmışsınız ac3'de masonların tarafındayız, bir bakmışsınız desmond sünnet oluyor (olur mu olur hacu). zaten şöyle bir mesele var, masonlar eğlence sektörünü ellerinde tutuyorlarsa, neden kendilerine karşı bir yapıma izin versinler. bu işte bir bokluk var hacu. zaten oyunda düşmanımız dolaylı olarak illuminati olsa bile, baş karakterlerin inanç sistemi masonik. örneğin adme ile havva'nın tanrıdan kaçması, oyunda tanrı olarak geçmese bile dolaylı olarak çok tanrılı hayatın bulunması.

--spoiler--

velhasıl, mason fason, alırım ben bu oyunu. *
ancak ilkokul seviyesine hitap edebilecek bir oyun.
atari kasedi çıksa bile oynamam.
büyük bir heyecanla galata kulesine çıkıp, tam günbatımını izleyecekken beni şaşırtan oyun. güneşi doğudan batırmışlar yahu. ulan madem o kadar yaptınız dikkat edin biraz dedirtti. ama oynanır mı, oynanır.
ezio reyizin yaşlandıkça de niro havası yakaladıgı oyundur. yaşlandıkça karizmasını arttırmaktadır. ayrıca assasin creed in altair ve soyu senaryosunu da bitirecek oyundur. istanbulu bir oyunda görmek gerçekten hoş oluyor galata kulesi, kapalı çarşı ayasoyfa gayet de güzel yapılmış. ayrıca oyunun başında gemici ile ezio muhabbet ederken ezio istanbulun işgalinden babam bahsederdi diyor türk denizcide fetih diye onu düzeltiyor, oda güzel bir ayrıntı olmuş.

edit: türk denizci süleymanmış. kanuni süleyman.
korsana yenik düşmüştür.

haberi için:

http://www.merlininkazani..._dustu-haber-46516p1.html
palmiye ağaçları, arap aksanı ve sarımsı şehir dokusuyla biraz can sıkmış oyun. halkın şimdiki istanbul ağzıyla duyulan konuşmaları da sırıtıyor. osmanlı'nın istanbul ağzının gerçek telaffuzu için hacivat ve karagöz neden öldürüldü? filmine göz gezdirselermiş keşke. bunun dışında, oynarken götü düşüyor insanın.
oynayacağım.
edit: oynamıyorum.
malum yerlerdeki yerini almış ubisoft oyunu. * * *
adam akıllı bilim-kurgusu var. bir yüzüklerin efendisinden etkilendim bir de bundan. oyun hakkında menüsü değişmiş ama görüntüler aynı. sanki haritalar da aynı gibi geldi. hatta bir ara romadayım sandım o kadar. bana türkçe konuşma miktarı az geldi. bir görevde hırsızlık yapınca farkettim konuşmaları. sonracığıma süleyman'da tam bir ergen tipi var. tarık'ı öldürdüğüm için pişmanlık duydum falan filan.
istanbul kısmı gayet güzel olmuş oyundur. özellikle türkçe konuşmalar çok zevkli.
edit: az oynamışken yazılmış bir entrye ekleme olarak:
- oyunun istanbul bölümünde gülmekten yarılabiliyorsunuz.
- konuşmaların türkçe olması garip hissettiriyor.
- arada sırada türkçe deyimler de geçiyor.
- geçmiş oyunlarda askerleri oyalamak için kiralanan fahişelerin yerine müzikle kendileri çalıp oynayan romanies* var.**
ubisoft'u büyük bir zarara uğratmış oyundur. sen türklere oyun yaparsan böyle daha resmi ağızdan açıklanmadan internete düşer.

edit: Assassin's Creed 2 , 3 ay sonra ortamlara düşmüşken Assassin's Creed revelations çıkalı saat olmadan malum yerlerdeydi düşünün artık.

http://teknoloji.milliyet....2011/1467416/default.htm
ikinci oyun ile tanıştığımız ve brotherhood’ta kardeşliğe liderlik eden ezio auditore da firenze’nin hikayesi assassin’s creed: revelations ile son buluyor. altaïr ibn-la’ahad’ın izinden masyaf’a kadar ilerleyen ezio, burada bir dizi olaydan sonra tapınakçıların istanbul’daki faaliyetlerini öğreniyor ve burada gizli olan artifact’ten haberdar oluyor. bunun üzerine istanbul yolunu tutan ezio’nun bu büyük macerasının büyük kısmı istanbul’da geçse de kapadokya ve rodos adası gibi mekanları da ziyaret ediyor.
2-3 saat önce bitirdiğim oyundur. beklettiğine değmiştir. kısaca konu istanbul'a gitip altair'in masyaf'taki kütüphanesinin 5 anahtarını bulmak ve sultan 2. beyazıt'ın yavuz sultan selimle olan taht savaşı ve onun tahtta getirdiği boşluktan yararlanıp bizansı yeniden kurmak isteyen grupları ve onlara destek veren templarlara engel olmak.
bu konuda istanbulun suikastçilerinin lideri yusuf tazim ve 17 yaşındaki haliyle kanuni sultan süleyman yardımcı oluyor.
her bir anahtarı toplayınca açılan altair'in anılarını oynayarak masyafın nasıl düştüğü ve altair'in ilerde neler yaşadığı ve yaptığı hakkında fikir sahibi olmakta büyük yardımcı oluyor.
subject 16 ilk kez burada tam anlamıyla görülebilmekte ve lucy malesef ölüyor.

yeniliklere gelicek olursak artık oyunda kendi bombalarımızı yapabiliyoruz, ister öldürücü* ister duman,sis gibi taktiksel amaçla kullanılabilecek türden bombalar.* istersek ses bombası, koku bombası para saçan bomba gibi dikkat dağıtan* bombalar yapabiliriz. ihtiyacımız olan malzemeleri şehirdeki sandıklardan yada öldürdüğümüz askerlerin üzerinden temin edebiliriz. her bomba kabuğunun* her barutun* ve eklenen her malzemenin* farklı farklı etkileri mevcut.

ikinci yenilik ise yeni verilen silahımız olan hookblade. şehir içinde gezintinin daha hızlı olmasını, binalara daha hızlı tırmanmamızı ve farklı şekillerde assassinate yapmamıza* imkan veriyor açıkçası bu silahı sevdim.
yeni bir faction oyuna dahil olmuş "romanies" italyadaki fahişeler kaldırılıp yerine romanlar getirilmiş oyunu renklendiren bir öğe daha.

ve son olarak templar vs assassin savaşları. oyuna çok büyük renk katan unsur, her an bir templar çıkagelip bölgemizi ele geçirmek isteyebilir bu savaşlarda biz komutan olarak uygun yerlere okçu, tüfekçi, assassin ve assassin liderleri yerleştiriyor savaşın yapıldığı yere barikat kuruyor, havan topu atışı yapıyor ve gerektiğinde pistol ile templar öldürüyoruz.
ezio yaşına rağmen gençliğinden çok daha iyi hoplayıp zıplıyor ve daha iyi attack comboları yapıyor ve finaliyle bizleri yine merak içinde bırakmıştır

--final spoilerı--
altair'in kütüphanesinin aslında kütüphane olmadığını moğol istilasından korunmak için yapılmış bir sığınak olduğunu kütüphanedeki kitapları iskenderiyeye gönderdiğini oğluna şehri terk etmesini söylediğini ve apple of eden'i orada sakladığını öğreniyoruz. bunun yanı sıra insanlardan önce gelenlerin* nasıl yok olduğunu öğreniyor ve desmond'un karavanla seyir halindeyken "nereye bakacağımızı biliyorum" diyerek aniden karavanın kapısını açmasıyla oyun son bulur
--final spoilerı--

sözün özü oyun tek kelimeyle harika galata kulesine çıkıp istanbulu seyretmek pahabiçilemez keyif *

not: özeti ve incelemeyi eksileyen bile var neyin kafası bu ?
kara çarşaflı kadınların ezio'yu dövmeye çalıştığı oyun.

(bkz: orospu çocukları)
az önce bitirmiş olduğum oyun.

--sıcak sıcak spoiler--
nereden başlasam... evet, öncelikle oyun brotherhood'a göre çok daha kısa ve kolay. yukarıda da belirtildiği gibi ezio gençliğinden daha çevik ve daha acımasız combolar yapıyor. oyunun başında yusuf tazim'in ezio ile taşak geçmesi biraz moralimizi bozabilir ama olsun 50 küsür yaşında adam sonuçta ezio. her masyaf key'i bulduğumuzda altair'in dönemine gidiyoruz. altair'i her görüşümüzde içimiz biraz daha sızlıyor. hele son sahnede altair'in cesedine yaklaşırken tüylerimiz ürperiyor.

bir sonraki oyunda ezio'nun da olmayacağını bilmek çok koyuyor ulan adama. şimdi kim düşmanı öldürdükten sonra italyan aksanı ile 'requiescat in pace' diyecek allahsızlar! ezio'nun doğumunu gördük, gençliğini oynadık, kardeşliğe liderlik ettirdik, yaşlandığını gördük, çok duygulandım anasını satayım.

sonu çok acayip babalar! birçok sır açığa çıkıyor. bir sonraki oyun ile alakalı ipuçları veriliyor sanki. insanlardan önce gelenlerin yok oluşunun anlatıldığı sırada bir kadın ve bebeği ön planda tutuluyor ve son olarak kadın bebeğinin üzerine kapandığı anda görüntüyü kesiyor ibneler. o bebekte birşey var kesin.

ak sakallı hacı dedenin anlattıklarından sonra, bizim kerhaneci desmond'da normal hayatına dönüyor. uyandığı anda 'neye ihtiyacımız olduğunu biliyorum' diyor ve oyun sona eriyor.

yeter bu kadar, dağılın ulen!
--sıcak sıcak spoiler in sonu--
ezio adam öldürdükten sonra "requiescat in pace." yerine "allah rahmet eylesin." demiyorsa oynamayacağım oyundur.*
assassins creed oyunlarının en zayıf halkası kanımca. hikaye yetersiz. air assasin özellğini bile koca oyunda 2 kere kullandım. bide kapadokyaya gemiyle gitmek çok yaratıcı * . türkçe diyalogları yabancılar çevirdiği için çoğu kelimeyi altyazıda görünce türkçe olduğunu anladım. "nerden buldun bunu" diyalogunu bir daha duyarsam kusucam. herşeye rağmen finali güzeldi.

--spoiler--

ezio nun şarkı söylediği yerde koptum. topkapı böyle müzisyen görmemiştir...

--spoiler--
yavuz sultan selim'i itici bi karakter olarak göstermiş oyun. ezio'ya atar yapılır mı? az kalsın gidiciydi.
haftalar öncesinden playstation 3'üme aldığım oyundur. sindire sindire oynadım ve oyunu birkaç saat önce bitirdim. tabi bu kadar uzun sürmesinin sebebi oyun bitmesin diye ara ara çıkıp multiplayer kısmında zaman geçirmem olabilir.

--spoiler--
sonuç olarak oyun bitti ama tabiri caizse tadı damağımda kaldı. serinin en iyi oyunudur bence. zira aklımıza takılan birçok soruya cevap aldık. altair'i yeniden görme şerefine erişdik, keşke daha çok görebilseydik. osmanlı sultanlarını gördük, konuşduk hatta tehdit ettik. ve en önemlisi those who came before hakkında daha fazla bilgi sahibi olduk. oyunun sonuda bu seri uzar gider cümlesini akla getirmiştir. olsun uzasın istediği kadar her türlü alır oynarız. yeterki bitmesin, zira böyle bir oyuna bir daha sahip olabileceğimizi düşünmüyorum. o değilde lucy öldümü harbiden, ulan tamam öldü biliyoz ama geri gelsin bi şekilde oyundaki en sevdiğim karakterdir kendileri...

oyunun en can alıcı sahneleri bence:

- yusufun ölümü (sevdim keratayı napım)
- altair'in abbası öldürdüğü sahne, ki adam korumalarının arkasına geçmiş altair abimize birtakım hareketler yapmaktaydı altair çekti vurdu hiç düşünmeden. (helal olsun valla)
- ezio'nun altair'in cesedini bulması ölümünü görmesi ve son olarak requiescat in pace altair demesi bitirdi beni (ulan adamlar ne oyun yapmış senaryo, kurgu, görsellik, müzik, oynanış, atmosefer, karakterler hepsi dört dörtlük)

--spoiler--
sizi içine çeken yegane oyunlardan biri. Muhteşem bir oyun.
an itibariyle bitirdiğim mükemmel ötesi oyun. oyun sizi sarıp sarmalıyor. oyunu oynadıktan sonra arabaların üstünde koşmak ve yanımdan geçen insanlara suikast yapmak gibi düşünceler doğuyor * kesinlikle oynanması gereken bir oyun
bir türlü oynayamadığım serinin en merak ettiğim oyunudur, insan cesaret edemiyor oyunu almaya brotherhoodu zor bela kaldırınca laptop.
(#13884464) oyunun brotherhood la grafiksel olarak hiçbir değişikliği yok. hatta ac2 bile aynı. çünkü ezio nun devam serisi olduğu için grafiksel değişiklik yapılmamış. ac3 te değiştirilir büyük ihtimal.