küfür kapesitenizi "fuLL" derecesine getireterek sizi cehenneme kombine aLmaya davet eden eğLenceLi bir deneyim..

ayrıca kimi keko askereLere eğitici dersLerde verebiLmeniz oLasıdır ki buna bir örnek; tuvaLet eğitimi.. hödük askerLer çişLerini yaparLarken kLozet kapağını kaLdırmamakta ısrar ederLer.. tuci bu oLaya sinirLenir.. eLine aLır bir gazete, ruLo yapar, tutar bir kekomastik bir askeri boynundan, sürükLeyerek tuvaLete sürükLer, kafasını kLozet kapağı'nın dibine yapıştırır, eLindeki gazete ruLosuyLa spastik askerin ağzına burnuna vurarak; "Lan kemiğini sktiğimin askeri, bir daha kLozet kapağı kapaLıyken işeyecek misin?" diyerekten askeri eğitmeye çaLışır.. neyseki evciLLeşmeye müsait oLan bu türLer tuciyi fazLa yormadan anında eğitiLir ve tuci mutLu mesut askerLiğine devam eder..

ayrıca kitap okunmak için ideaL bir yerdir asker ocağı.. askere gidenLere şiddetLe öneriLir.. eLinde kitapLarLa doLaştığınız zaman kimi askerLer -tamam yaLan söyLemeyeceğim, bütün askerLer- sizi isa - mesih faLan sanarLar.. bir garip yerdir asker ocağı.. *
icrası esnasında "toplumumuzun yansımasını" görebileceğiniz görev.

devletin elinin tersi ile ittiği o "gariban" kesime bir çok komutan, iş/aş/özgüven kazandırır o yavrucaklara...

aynı zamanda "anne" demeden önce "amınagoyum" demeyi öğrenmiş ve ağzından küfür eksik olmayan serserilere, "türkçe" konuşmayı da öğreten eğitimdir.
sayılı gun * bitiyor. insan düşünüyor buluyor anlıyor. askere giden yalnız değil bekleyen de onunla herseyi yaşıyor. ve dönüşte hayat kaldıgı yerden degil olması gereken yerden devam ediyor. * *
evimizde rahat uyumamızı sağlayan mehmetçik gibi yapacaksam başım üstüne olan, ancak subay eşlerinin saçlarını yapacaksam, kantinde çalışıp açığım çıkacaksa, gazinolarında onlara hizmet edeceksem lanet olsun öyle askerliğe. * gitsinler sivilden maaşını ssk'sını ödedikleri kuafor tutsunlar veya ne bileyim yine maaşlı ssk'lı garsonlar bulsunlar kendilerine, ne diye benim hayatımı onların çüklerinin, kukularının zevkine mahvediyorlar. sivilde kimsenin bana yaptıramayacağı poşet taşıma işini gidiyorsun bilmem ne yarbayının karısı emir veriyor ve taşıyorsun hadi yarbay verse o emiri canım yanmayacak bu kadar. bu rütbelilerin karılarıda mı rütbeli? insana kocalarından daha çok emir veriyolar kendi çocuklarına yaptıramadıklarını sana yaptırıyorlar. *
Türkiye için; ülkenin gerçek yüzünü gösteren simülasyon.
En zevkli anı," Torun şafak doğan güneş, yarın gidiyom." dediğiniz zamandır.
03:00 - 05:00 nöbetidir.
uzman çavuş tokat attıkça askerin dönen şapkanın tekrar aynı hizaya geldiğini görebileceğiniz deneyim.
*
uyuz olduğun kişiye 03:00- 05:00 nöbeti yazabilmektir.*
2 gün sonra bitireceğim olaydır. zordur ruhen ve bedenen yıpratıcıdır ama her erkek için gereklidir.
5 gün sonra gideceğim vatani gorev.
sokakta yürürken kibirimizden suratına bakmayacağımız adamlarla ranzada altlı üstlü yattığımız yer. ama o cahil diye nitelendirdiğimiz adamlardan öyle laflar duyarız ki, kırk yıl okumuş adamdan daha bilgedir belki de söyledikleri. işte o yüzden cahilden değil de yarı cahilden nefret ederim.

ayrıca, askerliğin toplumsal uçurumu engelleyici bir niteliği var. doğulu batılıyı görüyor, batılı doğuluyu.

her erkek, hayatının en azından bu bölümünde eşit
çoğu avrupa ülkesinde artık zorunlu olmayan veya zorunlu olan yerlerde de alternatif olarak kamu hizmeti gibi şeçenekler sunulduğu, ama bizim ülkemize baktığımızda ise her tarafı neredeyse düşman ülkelerle çevrilik patlama hazir bir bomba gibi ortada kalmış durumda olunca ister istemez askerlik adina en gereksiz işleri yüklensede büyük çoğunluğu bu bir ihtiyaç gibidir ülke için ama son dönemlerde profesionel ordu kavramı ve gider kısılması nedeni ile askeri harcamalar bütçe planlamasinda bile ikinci sıralamaya gerilemiştir, ama simdi bizde avrupa'daki gibi kamu hizmeti alternatifini koymak istesek çogu kişinin issizlikten sıkıntı çektiği ülkede daha da zora giricek olmasıda durumu iyice içinden çıkılmaz hale getirmekte, ama çok değil yaklaşık 70 sene öncesine gidersek bu ülke kurulurken çekilmiş olan çile ve hizmetlerin yanında şuan olan 5/15 ay yapılmış mecburi hizmet onların yanında hepimize ne kadar zor gelsede hafif kalmakta.
"buradaki bu kadar adam bi tuğla koysa dünyanın en büyük binasını dikeriz, bi fidan dikse ülke cennet olur" diye içinden geçirdiğin anda ensene yiyeceğin bir tokat ve "git lan şu 6'lı kuponumu yatır" emriyle süre giden değişik bir oluşum.
çoğu cahil türk insanının, vatan borcu vatan borcu diye zırvaladığı yer. niçin borçluymuşum lan vatana ? diye sorasım gelir bu insanlara. girdiğimiz internetin, yaktığımız elektriğin ve içtigimiz suyun vergisini fazlasıyla vermiyor muyuz ? daha neden gidip 15 ay askerlik yapıp, kendimi ''vatani borcumu ödüyorum'' diye kandırayım ki. isteyenin gitmemesi, sadece isteyenin gitmesi gereken yer.
gitmemek için sebepleri sıralarsak sonu gelmez ama gitmek için mantıklı tek bir sebep bulunmayan olgu. (bkz: #4704152)
hiç sevmediğin yemeği bile büyük bir iştahla yediğin 15aylık süre.
giren pişman, giremeyen düşman...
dört aydan fazla olmaması geren borç.
bazı kesimlerce "genç erkek nüfusuna dayatılan bir çeşit zulüm, tam anlamıyla militarist bir zihniyetin ürünü. daha silah kullanmayı bilmeyen gençler gidip şehit oluyorlar." diye eleştirilen türkiye cumhuriyetine bağlı erkek vatandaşlar için zorunlu tutulmuş hede. sadece 15 ay orayı burayı temizlemek, soğukta nöbet tutmak, patates soymak vs değildir. sadece vatanı korumak, işte halkın huzur içinde yaşamasını sağlamak vs de değildir. askerlik, er kişiyi disipline eden, olgunlaştıran, hayata hazırlayan, aynı zamanda savaş halinde savaşabilecek seviyede eğiten bir uygulamadır. lay lay lom hiç bir şeyden habersiz genç bünye askere gittikten sonra olgun, nedir ne değildir bilen, okuma yazması yoksa öğrenmiş, hatta belirli bir seviyeye kadar eğitim almış, paylaşmayı ve yetinmeyi bilen, kalender bir kişiliğe dönüşür.**
yemek yapmanın, tuvalet ve bilimum bir yerleri temizlemenin, asker işinin olmaması gereken yer.

sisli bulutların arasından bir zat-ı muhterem çıkar ve ''askerlik yan gelip yatma yeri değildir'' der. lan biz de zaten yan gelip yatma yeridir demiyoruz. yemeği aşçının, tuvalet ve bilimum yerlerin temizliğinin, temizlik görevlileri tarafından yapılmasını istiyoruz.

askerin işi yemek yapmak mı, temizlik yapmak mı muha goyem ? askerlik vatanı savunmaktır, nöbet tutmaktır, boş yere sürünmek değildir. adam gibi er kişinin gittiği süre zarfı boyunca, silahlı eğitim alması gereken yerdir.

askeriyeye gelmiş ve atış yapmayan bir insanı, niçin atış yapamıyorsun diye dövemessiniz. bu hayvanoglu hayvanlıktır. eğer atış yapamıyorsa sen öğreticeksin ona atış yapmayı, işin ne pezevenk?
türk erkeklerinin buyuk cogunlugunun eline fırsat verilmesi durumunda yapmayacaği ''vatani'' görev. tamam vatani matani de, zorunlu olmasi koyuyor arkadasim. gönüllü olsun, isteyen gitsin. ama ben gönüllü olmam şahsen. zaten gitmemek için elimden geleni arkama koymuyorum. tanri sonumuzu hayır etsin kardeşler.

bu ''okuyorum'' konusunda cem yılmaz espri yapmıstı, ''bana ne lan bana mı okuyon ? git askerliğini yap'' demişti şakayla karısık. ben de diyorum ki ; bana ne lan, gitmiyorum. sirf sen git dedin diye gitmiyorum. gitmeyecem. ayrica bir şey daha var ; türban yasaği kızlarımın ayagına vurulmus bir zinncirdir. ilerlemelerini engeller, ve mantıksızdır, kaldırılmalıdır. aynı sekilde zorunlu askerlik'de erkeklerin ayağina bağ olur, yaşamlarina şekil vermelerini engeller. madem kimsenin nasil bir hayat yasayacagına karısmıyor, ''herkes istediği gibi yaşar ve yaşamalidir'' diyoruz... o zaman hayatının belli bir bölümünü kışlada geçirmek istemeyen erkeklere de saygı duyun. zorunlu askerliğe karşı çıkmayanlar, türbana serbestlik istemesinler. samimiyetsiz duruyor. madem özgürlükten yanasınız, alin işte, ''zorunlu askerlik''. anlamayanlar için tekrar ; zorunlu askerlik. yani neymiş ? zorla yaptiriliyormuş.

hadi dağilalim, yarin ayni saatte bulusmak üzere. hayatı paylaşmak için.
zamansız borçtur, evet efendim askerlik zamansız gelen bir vatan borcu.
kısacası askerliği askerlik yapan şeydir aniden karşınıza çıkan "askere alınıyorsun" haberi.

futbolun güzelliği nasıl sürprizlerle dolu olması ise askerliğin güzelliği de aniden karşınıza çıkan "asker oluyorsun" haberidir.
işin zevki de, gurur verici yanı da bu değil mi ?
kamuflajları giydikten sonra ilk aynaya baktığımda, içim den "kim lan bu" dememe sebeb olan görev.

kaldı 13 ay...*
çok ilginç diyalogların geçtiği yerdir;

sohbet esnasında sorulur;

anitta:kaç kardeşsiniz x?

x: 5 kardeşiz.

anitta:kaç kız kaç erkek? *
x:kızlar hariç onlarıda sayarsak 9 kardesiz!

anitta:djkasfasfanbfd!!!!????