bugün

çatışmalara katılmış olan kişilerin askerden geldikten sonra bilinçaltına yerleşmiş durumların ortaya çıkması.

basit bir örnek: abim mardin kızıltepe'de tankçı olarak yaptı askerliğini. geldikten 3-4 ay sonra arkadaşıyla beraber yol kenarında yürürken * deniz kuvvetlerine bağlı bir komutanın makam otosunu gördüğünde refleks olarak esas duruşa geçip cephe selami vermesi gösterilebilir.

daha ağır halleri savaşan ülkelerde daha fazla görülmekle birlikte çatışmaya girmiş askeri personelde görülür. vietnam, afganistan veya ırak'ta çatışmaya girmiş amerikan askerlerinin psikolojisi bozulanlar bu gruba dahildir.

genelde aşırı ve ani sese bomba tepkisi verme, paranoyak olarak yaşama, takip ediliyormuş hissi, kuytu karanlık yerlerden korkma gibi belirtileri vardır.

en barizi vietnam sendromudur.

not: profesyonel bir tespit değildir. eğer daha tatminkar açıklaması olan varsa buyursun.
bizim millet için ele alacak olursak; beş para etmez veya kaliteli rütbelinin aşağılamasına maruz kalındığından dolayı teskere almış bir erin içinde bulunduğu sendromdur. öyle ki kendini belli bir süre boyunca aşağılık veya tam tersi kahraman hissedebilir. tabi bu geçicidir.
bu feryattır. bu bir figandır.
bir türlü kendime gelemiyorum neredeyse 3 ay oldu geleli ama hala şarteller kapalı, herşeye odaklanma problemi yaşıyorum. beynim hala güvenli modta çalışıyor. bir türlü tam kapasiteyle çalıştıramıyorum. yardım et sözlük bana yardım et.
" biz askerdeyken şöyle yapardık, böyle uyurduk, bu kadar şinav mekik çekerdik ! " sendromudur.
çevresindekilerin sıkılıp dışlamaya başladığını anlayınca göğsünü kabartmayı kesip düzene girmiş insanı oynar. makbül olanıda budur.

lan paintball'a izine gelmiş komando götürdük adam terminatör sandı kendini, kafaya dayadık şarjörleri akıllandı.
hepinizin sonu böyle olacak !
(bkz: yazı tura)
kışlaya teslim oldugunuzun 3. gününde "ben burada doğdum galiba ve buradan hiç çıkamayacagım hissine kapılırsın" çünkü o 3 gün sana o kadar uzun gelmiştir ki, sanki orda doğup büyüdüğün hissine kapılırsın. teskereyi alıp nizamiyeden çıktıgın an ise, ne hissettiğini bilemiyorsun. yeni doğmuş bir bebek gibisin (cidden) çünkü teslim oldugun günden öncesi yok, şimdi ne yapacagını bilmiyorsun, acaip bir boşluk hissi yasıyorsun. eve geldiginde mal mal oturuyorsun, gece abuk subuk saatlerde uyanıp, lan acaba gerçekten terhis oldum mu? şimdi nöbetçi onbası gelip uyandıracak herhalde diyorsun. annen baban dahil herkesle mesafelisin, neredeyse sizli-bizli konusacak duruma geliyorsun. velhasılı kelam, kısa sürede iş hayatına atılıp bu travmatik durumdan çıkmak gerekiyor. eve kapanmayın, bir iş bulup çalışın, ne iş olursa olsun. toparlanmanıza acaip faydası var.
atlatılması çok zor bir durudur. hele bide doğuda pkk ile çarpışarak yaptısanız askerliği daha da zordur. benim askerliğimin 12 ay' ı dağda operasyonda geçti. sivil görünce yabani gibi hissedersiniz kendinizi, geceleyin uykularınız kaçar. bir gürültüye karşı daha çok duyarlı olursunuz. atlatmak için doktor desteği almışım'dır. herkes bu sendromu yaşamaz. kişiden kişiye hassasiyet gösterir.
marş ezberletir, tekmil verdirir. geçicidir.

sorunsuz bir süreç için. sakin kalınıp henüz askerlik yapılmadığı ya da hiç yapmılmayacağı kabul edilmelidir. en azından bir süre sendromlunun bir kaç adım önde olduğu kabul edilmelidir, zira adam askerlik yapmıştır, ulan. komutanı falan olmuştur, nöbet tutmuştur. çok aşırı, katı, imtiyazsız, allahsız kurallara karşı gelmiş; türlü riskler atlatmış hatta belki denetleme falan geçirmiştir. yüzbaşılar, binbaşılar, ohooo... daha önemlisi sendromluyla gurur duyulmalı hatta çoğu kere abartılı şekilde şaşırmalı, hayran kalmalı ve kimi tanınmayan bilinmeyen insanlar kınanmalıdır. anlatmasına ne kadar çok izin verilirse o kadar kısa sürecektir. sabırlı olunmalı, sık sık tasdik ve takdir edilmeli.
kodum mu oturturum sendromudur. bi' dayılıklar, bi' kendini van damme sanmalar falan...
kısa bir süre patrona falan selam verme, birileri konuşurken esas duruşta bekleme gibi yan etklileri olan 18 ay (bizim zamanımızda bu kadardı) boyunca kendisinden üst rütbede (kişiliklerini bilemeyecem ama gerçekten değerli kşiliklerde mevcut idi) yer alan kişilere karşı sergilenen saygı ifadelerini kullanıp, gece yatınca askerliğini tekrar yaşama sebebi veren sendromdur.
babanla konuşurken komutanım dersin şerefsizim.
askerliğe daha çok var ama beni şimdiden düşündüren durum. bir müddet yalnız yaşamayı düşünüyorum.
uykular huzursuz sabahlar korku dolu olur. 3-4 ay sürer bir şekilde sen geçtiğini sansan da. etrafa mal gibi bakar, sık sık dalıp gidersin. etraftan geçen erkek neslinin askerliğin yapıp yapmadığını merak eder, hareketlerinden tahmin etmeye çalışırsın. bol bol kola bira filan içesin gelir. konuşmaların tutuktur. kelime seçimlerinde sıkıntı olur.
erkeklerde anlayışla karşılanabilen durumdur. tavırlarıyla çekilmez hale geldiklerinde kadınlara en büyük tavsiye ''askerden geldi psikolojisi bozuk alttan almak lazım'' olur.5 ay evinden ayrılan adam psikolojisini bozma hakkına sahiptir. kızlar minimum 25 sene baba evinde asker hayatı yaşarlar onlara göre psikolojisi boku püsrüğü yoktur ama. asla alttan alınmaz adı direk ''kaprisli türk kızı'' olur, gerekirse terkedilir.
insana unutamayacağı anlar yaşatan sendromdur. bu sebepten bankada tarihi bir rezilliğim var. banka memuresi bana bir kağıt verip üst kata çıkmamı istedi, ben de istem dışı "emredersiniz komutanım" dedim. kadın bi durdu, daha doğrusu herkes durdu. üstümde binlerce göz gezdi, içlerinden "beyin bedava heralde, yazııık" diye geçirdiler, acıdılar bana. kimse anlamadı halimden. içim kan ağlayarak yukarı çıktım. işlemleri yaptırdım. o sırada banka müdürü odasında çıktı, hemen ayağa kalktım esas duruşa geçtim. adam da garibim bakıyor acaba onu mu bekliyorum diye. işlemi yapan kadın, "nereye beyefendi işleminiz bitmedi" diyor. o da parayı alıp kaçacağımı zannetti galiba. rezilliğin bini bir para. utancımdan bir daha o bankaya gidemedim.

siz siz olun terhis olduğunuz gün bankaya gitmeyin.
topuk selamı vererek patronun odasına girmeye sebeb olan sendromdur. ne pis bişeydi o öyle aman aman geçti gitti tabi zamanla.
bazen rütbeli askeri personel görünce elin istemsiz şekilde selam verme hareketini gerçekleştirmesi gibi durumların ortaya çıktığı sendrom, elbette yoğun çatışmalarda bulunup arkadaşlarını kaybeden psikolojik sorunlar yaşayan insanların yaşadıklarına benzemez.
askerliğimi çok rahat yapmama rağmen, terhis olduktan 4 ay sonra bile rüyamda asker olduğumu görmem ve abuk subuk olayların içinde, iç ses ben bitirmiştim yavv bu askeliği nollluyo derken aniden uyanıp, ohhh lan .mına koyim rüyaymış dedirten durumdur. en uzun süre yıkanmama rekoruna sahip adamlar vardı, dingilin biri aynı çorabı 7 ay boyunca kullanmış, çorap eskidi yenisini alıyım bari diyo, lan çorabın tabanı kalmamış değiş bari.
eğer ki tutunacak bir dalınız yoksa sizi yönlendirebilecek, belki de hayat adı verilen suda bir kütük gibi sebepsizce akıp gitme hissinin cereyan etmesi sonucunda ortaya çıkan durumdur. geçici olup olmadığı yaradana bağlıdır.