olur olmaz akla gelen ve gözümüzde canlanan pis olay. ölmesinler, ne zorları var ki ölüyorlar.
(bkz: her canlı ölümü tadacaktır)
(bkz: gerçekler acıdır)
kişinin de bir gün öleceği kadar gerçektir. ama kim önce davranır bilinmez.
korku sebebidir.

ben onlarsiz ne yaparim? ayaklarimin uzerinde durabilir miyim? kime derdimi, beni sorgulamayacagini bilerek acarim? kim bana destek olur?

bu sorularin cevaplarini bulamayan insan bu gercekten korkar.
hepimizin bir gün öleceği gerçeğinin kısıtlı versiyonu
hatırlanması anında onlara normalden çok daha iyi davranmak,bir dediklerini iki etmemek veya sevgi gösterilerinde bulunmaya yol açabilecek bir gerçek.
babam ölene kadar hiç aklıma bile gelmemişti. Kötü bir gerçek ama maalesef doğru bir gerçek. Şimdi annemi kaybetmenin korkusu sardı bütün içimi. Ne olur sen bari ölme anneciğim. * *
allah en gecinden versin diye dua edilebilecek hadise. küçükken acaba evde toplu katliam mı yapsam ve böylece kimse ölünce üzülmesin diye düşündüren.
sürekli aklıma düşen gerçektir. aslında sağlıksız biliyorum ama düşüyor işte. siz bilmezsiniz, benim babam süper bir insandır. ciddi anlamda süper bir insan. ve kendisi annemden, yaş olarak, epey büyüktür. benim aklıma babamın öleceği düşer, ulan şöyle doya doya sarılayım diye düşünür ve her seferinde yanına gittiğimde vaz geçerim. yanlış anlaşılma olmasın, annemi de çok severim. hatta daha bu akşam kendisini, telefonda, işletip "anne esrarkeş ve eroinman arkadaşlarımla takılıyorum" diye işletmişliğim vardır. ama böyle.
olurler. cabuk olurler. omur dediginiz kisa bir seydir. siz onlarin kiymetini anladiginizda onlar genellikle yolun sonuna yaklasmislardir ve sizin kendi hayatiniz vardir cogunlukla uzaklarda. zaten insanin olumu bilerek yasamasi aci veren bir sey iken, bir de kader bazen oyle kallesce yazmistir ki sizin hanenize, hurdaya donmus bir arabadan cikarilmis yari olu babaniz kucaginizda hastaneye yetismeye calisirken kaybedersiniz onu. bir kez fena halde kocaman bir parca kopmustur ruhunuzdan ve ilelebet ruhunuz eksik yasarsiniz. olurler, kiymetli taslar gibi, ipek mendillere sarilmali, ceviz sandiklara konmali, uzerlerine atlas kumaslar ortulmelidir. bir beyaz beze sararlar, bir tahta kutunun icinde goturup, gomerler. selviyi sularsiniz, testiye su doldurursuz.
(bkz: nerede o günler)
ya açmayın böle başlıkl öhööö.
çocukken akla her geldiğinde ki çoğu zaman anne babanın gittiği yerden dönme vaktinin çoktan geçtiği zamanlar olurdu, ağlama hissi veren, 'onlar ölecekse ben de öleyim' fikrine kadar alıp başını giden, kimi zaman da 'acaba o zaman bana ne olurdu, annanemlere mi gönderirlerdi(kimse o gönderenler) yoksa yetimhaneye falan mı verilerdi' diye merak ettiren acı ama gerçek olgusudur.
sanırım bunu bir an için bile olsa düşünmek onların hayatımızdaki yerinin ne kadar büyük ve önemli olduğu gerçeğiyle bizleri karşı karşıya bırakıp onlara karşı daha sağduyulu davranmamıza sebep olabilmektir.
anne ve babamızın değerini, onlar yaşıyorken daha iyi bilmemiz gerekentiğini bize hatırlatan gerçek.
yoksa elden gittikten sonra anlasan ne olur.kafayı vur ondan sonra istediğin kadar duvara.
olanla ölmüşe çare yok bu dünya'da. ama; onları üzmessek veya onlarla güzel vakitler geçirirsek vicdanımızın bari bu konuda, ailemizle geçirdiği günlerde huzururlu olmasını sağlarız.
bir gün bizlerin de öleceği gerçeğini akıllara getirendir. anne ve babadan daha önce ahirete intikal edilebileceği ihtimalini ortadan kaldırmayandır ayrıca.