bugün

hücrede eşik değerin üstündeki uyaranlara karşı oluşan, büyüklüğü ve hücredeki seyri ise urayanın eşik değerden ne fazla olduğuna bakmayan potansiyellerdir. bunlar olmasa bi s*kim yiyemezdik. en basitinden düşünsene dokunduğn veyahut soktuğun bir şeyi hissetmediğini, komşunun kızı ile asansörde karşılaşınca onu duyamadığı hatta göremediğini.

evet insan bunları düşününce kendini "allah'ım yarattığın her zerre için sana yarattığın tüm zerreler sayısınca şükürler olsun" demekten alıkoyamıyor.
aksiyon potansiyelini lise kitaplarında hep aynı şekille görürdük. hücre içi membran potansiyeli -70 civarında iken birden +40lara gelir ardından da eski haline dönerdi. ancak eksi yetmişte sabitlenmeden önce biaraz daha aşağı düşer sonra sabitlenirdi. işte o aşağı fazla düşüşün sebebini bugün öğrendim. evet sözlük ben bugün bunu öğrendim. o kadar bahtiyarimki, anlatamam sana sözlük. artık hayatın bir anlamı var benim için. artık o düşüşün sebebini merak ederek uyanmayacağım sabahları. ve sözlük o düşüşün sebebini öğrenmek isteyen milyonlarca kardeşime yardım eli uzatabileceğimin bilincindeyim. bilinç sözlük, bilinç. olmasın baharıtla da olmasın, önce bilinçli olsun sözlük, bilinçli. neyin niye düştüğünü sonra yeniden niye çıktığını, bu düşüp kalkmaların bir anlamı olduğunu bilmeli insan sözlük. hoş bilmesen de bunlar düşüp kalkacaklar, ama varsın düşüp kalkcak olsunlar sen bil sözlük, sen bil.
bu 18 harfin yanyana gelişinden nefret eder olduğum terim. canını yediğim hareketlenme, ateşlenme. ben bıktım seni öğrenmekten, sen bıkmadın ateşlenmekten diyeceğim kıpraşım. "Lanet olsun varlığına" diyemeyeceğim, çünkü varlığıyla var olduğum durum.