bugün

köşe yazılarında bahsedilen bir takım ankara dedikodularında bahsi geçen bir davadır. bugün hürriyet'te yayımlanan bir haber de böyle bir davanın altyapı çalışmasını akla getirmektedir. habere göre, yargıtay başsavcılığı mayolu fotoğraf yasağı iddialarını akp'nin sicil dosyasına koymuş.

kişisel kanaat notu: akp denen partiyi günahım kadar sevmememe karşın şiddete ve şiddeti teşvike sapmadığı, yasalara uyduğu müddetçe hiçbir partinin kapatılmaması ve siyasete müdahale edilmemesi gerektiği kanısındayım. akp gibi bu ülkenin başına gelmiş, bu ülkenin en büyük talihsizliği olmuş bir hükümeti kurmuş partiyi kapatacak olan halktır. bu kapatma da sandıkta olur. kapatmaz ise de ''toplumlar layık olduğu şekilde yönetilir'' demiş zaten siyaset bilimciler ve sosyologlar. bu minvalde bir söz hadis olarak da rivayet edilir. ''nasılsanız öyle yönetilirsiniz''

ilgili haber: http://www.hurriyet.com.t...undem/6536848.asp?gid=180
az önce yargıtay başsavcısı abdurrahman yalçınkaya tarafından, parti genel başkan recep tayyip erdoğan başkanlığında myk toplantısı yaparken açılmıştır.
http://www.milliyet.com/2008/03/14/index.html

tahminimce bir sonuç çıkmayacak davadır. akp filan kapatılmayacak.
Lakin daha sonra kapatılma korkusu onlara yeter. vatan hainliği suçundan yargılanabileceklerini düşünürler en azından..

edit: vatan haini lafına mı alındınız ? daha türlü yakıştırmalarda bulunucamda,parti bir kapansın hele.
http://www.haberturk.com/...cat=110&dt=2008/03/14
halkın %47 oy almasıyla ilişiği olmayan davadır, zira adolf hitler'de çoğunluğun iktidarı idi.
çok büyük bir olaydır. akp muhtemelen kapanmayacaktır lakin akp'ye de her istediğini diktatöryal bir şekilde dayatarak yapamayacağını öğrenecektir.
teorik olarak bakildiginda gayet mantikli sebeplerden dolayi acilmis kapatma davasidir. Eger bir parti Türkiye cumhuriyeti anayasasi na aykiri yönde calismalar yapiyorsa, bu partinin türkiye cumhuriyeti ne zarar vermesini onlemek amaciyla kapatilmasi söz konusu olabilir.

Ancak olayi bir de pratik yönüyle düsünmek gerekir ki, bu da bizi partilerin kapatildikca yok edildiklerini degil tam tersine daha güclenerek ve daha tehlikeli olarak ortaya ciktiklarini gösterir. akp nin bugunlere hangi partilerin kapatilmasi ile geldigini söylememize gerek yok. mazlum politikasi bizim ülkemizde tutuyor, bu politikanin yanina din sömürüsünü de alanlar ise iktidar oluyor.

(bkz: akp kapatilmasin)
(bkz: rte ölmesin)
(bkz: ucuza kahramanlik yok)
- reklamın iyisi kötüsü olmaz recep üzülme.
bu davadan da birşey çıkmayacaktır, yerel seçim öncesi ciladır bu, oh olsundur.

(bkz: kendim ettim kendim buldum)
türk ulusunun davasıdır. bu akp'yi ta yerin dibine gömmesi gereken bu halk tutupda hala onu savunuyorsa, kraldan çok kralcılık yapıyorsa bırakalım kalemleri, bırakalım herşeyi konuşmak lüzumsuz, anlatmak lüzumsuz, lüzumsuz...
ulkenin taptaze suni gundemi. bir sureligine turbanla ugrasanlara "birak simdi turbani lan akp'ye kapatma davasi acilmis" denmesine ve tum derdin tasanin unutulmasina neden olacak davadir. malesef bir etkisi olmayacaktir, yapay gundemlikten ote gidemeyecek ve akp'nin de ekmegine yag surecektir. adamlar "aha bak kapatma davasi acildi da n'oldu? yikilmadik ayaktayiz hala" triplerine girecekler. of of.
bir dahaki seçimde eğer akp gerçekten kapatılırsa, akp muadili bir partinin yüzde 80 alacağını gösteren davadır. hayır fazileti kapadın, refahı kapadın boyuna kapıyorsun ama adamlar yine geliyor. hiç mi akıllanmadın?

bence en iyisi "halk"ı kapamak. ha ona da yüzün yoksa "demokrasi" yi kapayabilirsin mesela. ya da şöyle olur, seçime senin istediğin partiler girer olur biter. nasıl fikir? bi' düşünmek lazım bence..
tayyip erdoğan ve kabinesindeki ampullerin şu sıralar ellerini oğuşturarak takip ettikleri bi' gelişme olduğundan zerre şüphem yok. hala çözemediniz değil mi? şu dünyada evrensel olan, genel geçer tek kaide var;

kendini ne kadar ezilmiş gösterirsen o kadar prim yaparsın.

lan bu millet yıllarca küçük emrah'a, ceylan'a ağladı. akp'yi kapatıcam diye dava açıp oylarını katlayanlara da buradan selam olsun. bu ülke, bu ampullerden böyle kurtarılmaz.
Bugünki iş bırakma/yavaşlatma eylemi için hükümet, eyleme katılan öğretmenlere ceza verilmesi gerektiğini, ve dahi Erdoğan'da bu yavaşlatma eyleminin "yasal olmadığını" belirtmiş ya, tüm samimiyetimle söylüyorum ki bu kapatma davası da aynı şekilde yasal değildir. DTP'nin kapatılma davası gibi aynen.

Ancak esas mesele şu özgürlüklerden yana olmayan, dayatmacı, 12 Eylül anayasının özüne dokunmayan/dokunmak istemeyenlerin kalkıp sade ve sadece kendilerine yönelik baskılar için demokrasi havarisi olması mide bulandırıcı olmaya başladı.

Anti demokratik tutumları savunmak bumerang gibidir, biraz gider, belirli bir yerden döndükten sonra, atana gelir.
dava henüz sonuçlanmadığı ve tahkikat aşamasındaki davalar için yorum yapmak tck ya göre suç olduğu için sözlük yazarlarının yorum yapmaması gereken konudur. hukuk böyle diyor ben değil.

Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 277'nci maddesine göre "Yargı görevini yapanları etkileme" suçu 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasını gerektiriyor. TCK 288. maddede ise "adil yargılamaları etkileme" suçu ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılıyor.

edit: şu entrye eksi veren süper zekalı arkadaşa türk ceza kanunu'Nu açıp okumasını öneririm. ben mi yazdım sanki kanunu ben sadece yazarları uyarıyorum ya. bu kadar da dangalak olunmaz ki!
Kimin bu olaydan karlı çıkacağı çok aşikar olan, saçma sapan eylem.
(bkz: Yapma bunu)
sonucunu merakla beklediğimiz dava.
2009 yerel seçimleri için kurulmuş bir tezgahın parçası.
geç kalınmış dava ama zararın neresinden dönülse kardır.
ülkenin yarısının oy verdiği bir partiye açılan kapatma davasıdır, sabih kanadoğlu ve vural savaş'ın yeni versiyonu tarafından açılmıştır...

memleket örümcek gibi heryeri çepeçevre saran bu kafalardan temizlenmedikçe yargının bağımsızlığından falan söz edilmez...
sonucunda akp'nin kapatıldığı gün şöyle başlıklarla karşılacağımızı düşündüğüm dava.

(bkz: doların bir günde 2 yetale olması)
(bkz: euronun bir günde 4 yetale olması)
(bkz: enflasyonun bir günde %98 olması)

afferim size. laikliği koruyoruz, milletimizi zenginleştiriyoruz. ne güzel! çok demokratik.

edit: isterseniz bi' kapayalım da deneyelim. bakalım bu dediklerim oluyor mu olmuyor mu? eksi vermekle olmuyor.
hak, adalet, dava bu sözcüklerin anlamlarını bir yana bırakan, türkiye'yi yargıçlar ve hakimler devletine doğru gitmekte olduğunun göstergesi olan gelişmelerin şu an için sonuncusu. türkiye'de hiç bir karar demokratik yollardan alınmamaktadır, bunu açık açık görüyoruz, ota boka danıştay, yargıtay, anayasa mahkemesi gibi yüksek yargı karar verir oldu, nerede egemenliğin kayıtsız şartsız hakiminin görüşleri.

Göstermelik bir demokrasi bizim ülkemizde ki, mesele demokrasi değil dayatma, kendi çıkarına uymuyor ise, koltuğu sallanıyor ise hemen feryadı basmaya dayalı, anayasa bile çiğnenebiliyor hatta yargının en yüksek kurumlarının başındaki şaibeli kişi, anayasayı çiğnemeyi devrim olarak nitelendirebiliyor. ŞAşırtmıyor beni hiç bir şey, kapatılmayı isteyen arkadaşları bir sonraki seçimlerde alınacak sonuç ise hiç şaşırtmasın diyorum...
youtube'ın kapanmasından farkı yoktur. bi dahaki seçimde amp olup gelir yüzde 50 oy alırlar.
sonu daha kötü olabilecek kapatma sürecidir.
şimdi akp'den ve vekillerden haz etmem. ülkeyi bölünme ve kaosa sürüklemek, halkla dalga geçer gibi kanunlar çıkartmak gibi kötü huyları var.
bir de biz demokratiğiz diyerek üzerilerine gelenleri anti-demokratik olmakla suçlayıp, kendilerine başka bir fikirle geldiğiniz zaman sinirden deliye dönmeleri gibi bir ikilemleri var.
başbakan ve cumhurbaşkanı malum, birkaç sene önce rejime demediklerini bırakmazken bir günde rejimin yılmaz savunucusu oldular, birileri de bunu yedi.
tüm bunlara rağmen diyelim ki kapattık.
zaten abdullah gül dahil herkese siyasi yasak gelecekmiş böyle bir durumda.
bu önemli değil fethullah yeni birilerini bulur, başka bir isimle başka bir parti açarlar, tayyip çıkar destekliyorum bu partiyi falan der. bu defa yüzde 47'i mumla ararız. %60-65 ile gelirler. %47 olunca kendilerini padişah oldu zanneden bu zihniyet, böyle bir çoğunlukla neler neler yapmaz ki?
benim derdim demokratik olmak falan değil, akp kendisi en demokrasi karşıtı parti.(kendileri değil diyecek taraftarları da akp karşıtı darbecidir diyecektir ama durum bu)
benim korkum 22 temmuzda nereden baksanız %10 civarı oy artışı sağlayan mazlum edebiyatının daha da güçlenmesi.
tabi ki hiçbir siyasi parti hukukun üstünde değildir. ama sonuç ne olursa olsun durum vahim.

(bkz: borsa)
(bkz: dolar)
(bkz: enflasyon)
geç kalınmış davadır. yoksa ölümsüzler'den bu karar mı çıktı?