bugün

onum gitmesi ve yeni cumhurbaşkanımız, gül'ün gelmesi ile, nasıl bir cumhurbaşkanı olunması gerektigini 100 günlük gül performansından anladıgımız, eski cumhurbaşkanı..

ulu bilge, (bkz: dandeldenyus), pardon tarkanında buyurdugu gibi, (bkz: kır zincirlerini)
zamanında dillere destan olan tutumluluğu bırakmış, dibine vurmuş zannedersem.

--spoiler--
Ahmet Necdet Sezer emekli oldu "tutumluluğu" da onunla beraber emekli oldu. Emekliliğinde devlete öyle bir fatura ödetiyor ki, ne Demirel ne Evren ona yetişemedi.

Görevdeyken mütevazı ve tutumlu bir imaj çizen Sezer, emekliliğinde pek az faniye nasip olacak bir hayat sürüyor. Sezer çiftine, 50'ye yakın personel hizmet ediyor villalarında. Evren ve Demirel ise çok daha mütevazı yaşıyor.

Ahmet Necdet Sezer, 7 yıllık cumhurbaşkanlığı süresince tutumlu tavrı ile gündeme geldi. Fakat Çankaya Köşkü'nü Abdullah Gül'e devrettikten sonra durumun böyle olmadığı ortaya çıktı. Sezer, Gölbaşı'ndaki villasına taşındıktan sonra neredeyse 'saltanatı aratmayacak bir hayat sürmeye başladı. Sezer çifti Köşk'ten ayrılırken 50 kişiye yakın koruma ve personel ordusunu da yanında götürdü. Sezer'in talepleri bununla da sınırlı kalmadı. Terhisini geç alan 10'uncu cumhurbaşkanı, Köşk'ten ayrılırken, kullandığı 4 makam aracını da halefi Gül'e bırakmayarak yanında götürmüş.

Bu noktada, eski cumhurbaşkanlarından Kenan Evren ve Süleyman Demirel'in daha tutumlu olduğu ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanları Evren ve Demirel'in maiyetinde 25 civarında koruma memuru ve hizmet personeli bulunuyor. Kendilerine seyahat için de birer makam aracı tahsis edilmiş durumda.

5 Mayıs 2000 tarihinde sürpriz bir şekilde Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet Necdet Sezer, ilk zamanlarında seleflerinin aksine farklı bir cumhurbaşkanı profili çiziyordu; kırmızı ışıkta duruyor, markette sıra bekliyor, şahsi işlerinde kendi aracını kullanıyor, gösterişten uzak duruyordu. Alçakgönüllü ve halkın içinden bir devlet adamı portresi çiziyordu. Sonra Köşk'te sıkı tasarruf kararlarını hayata geçirdi. Araç sayısıyla beraber personel sayısında da tenkisata gitti. Yaverine ise 'Şatafat istemiyorum' talimatı verdi. Tüm personelden mesaileri sona erince evlerinin yolunu tutmalarını istedi. Basına yansıyan haberlere göre sabah yürüyüşlerinde peşine takılan korumalara 'gelmeyin' diyordu. Maaşının artırılmasını istemedi. Ahmet Necdet Sezer, oğlu Levent Sezer ile Evren Altunay'ın düğününü Çankaya Köşkü'nde yaparken elektrik parasını cebinden ödeyecek kadar titiz görüntü veriyordu. “Cumhurbaşkanının himayesinde…” ibaresinin her yerde kullanılmasına izin vermiyordu.

TASARRUF YAPTI, 4 ARACI YANINDA GÖTÜRDÜ!

Göreve gelmesini izleyen ilk yıllarda böylesi bir tutumluluk ve tevazu imajı sergileyen hukukçu Ahmet Necdet Sezer, seneler geçtikçe değişmeye başladı; bu değişim emekliliğinden sonraki hayatına da yansıdı. Yedi buçuk yıllık görevi esnasında yüzlerce kanun ve atamayı veto etmesi dikkat çekti. Çankaya Köşkü'nün kapılarını halka kapattı. 'Ağabey' diye hitap ettiği ilhan Selçuk ile Tuncay Özkan dışında gazetecilere ve medyaya da mesafeli davrandı. Kısacası, ilk yıllarında akıllara kazınan “tasarrufçu, mütevazı ve adil hukukçu Sezer” imajının hiç de öyle olmadığı 'terhis olduktan' sonra iyice ortaya çıkmış gibi görünüyor.

864 rakımlı tepeye, 367 krizi sebebiyle yaklaşık dört ay rötarlı veda eden Ahmet Necdet Sezer, Ankara'nın Gölbaşı ilçesindeki Hacılar köyü'nde bulunan kendi villasına taşındı. Bu taşınma esnasında şahsi eşyalarının yanı sıra çok sayıda koruma memuru, hizmet personeli ve daha önce kullandığı makam araçlarını yanında götürdü. Buna göre, özel eğitilmiş 30 koruma polisinin yanında Sezer çifti, sağlıkçı, şoför, aşçı, bahçıvan ve temizlikçi gibi çalışanlarla birlikte 46 kişiyi Gölbaşı'na taşıdı.

ABDULLAH GÜL, ARAÇSIZ KALDI

Çankaya'da araç sayısını azaltarak tasarruf yoluna giden eski cumhurbaşkanının şimdi dört aracı olması dikkat çekiyor. Bunların ikisi sıfır olmak üzere, tamamı Mercedes marka yeni model araçlar. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise görevi devraldığında önce araçsız kaldı. Ardından Dışişleri Bakanlığı sırasında kullandığı makam aracını yanına alarak duruma çözüm buldu. Sezer'in Gölbaşı'ndaki evinin bahçıvanından temizlikçisine kadar tüm personelinin maaşını devlet ödüyor. Sezer çifti ise villalarında kitap okuyor, sinemaya gidiyor, ve alışveriş yapıyor. Hizmetindeki personelin devlete aylık maliyetinin yaklaşık 200 bin YTL'yi bulduğu tahmin ediliyor. Sezer'in yanında götürdüğü araçların sadece birinin fiyatı 200-250 bin Avro arasında değişiyor.

Çankaya'nın envanterinde servis ve yük kamyonetleri de dahil toplam 103 araç bulunuyor. Sezer'in yanında götürdüğü iki araçla birlikte bunlardan sadece dördü yeni. Kalan araçların bir bölümünün yaşı 8 ila 16 yıl arasında değişirken, bazıları daha da yaşlı. Bunların büyük kısmı ömrünü tamamladığı için Köşk otoparkında çürümeyi bekliyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Köşk'te makam aracı olmadığından Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemden kalan eski makam aracına biniyor. Yurtdışından gelen yabancı konukları da bu araçla taşınıyor.

Bütçe görüşmeleri esnasında Köşk'ün eksikleri gündeme gelmişti. 16 yıldır tadilat yüzü görmeyen Çankaya'da hizmet veremeyecek durumda olan Cumhurbaşkanlığı kabul ve çalışma odası ile genel sekreterlik büroları ve resepsiyon solunu gibi bölümlerin onarımının yanı sıra daha etkin hizmet vermek amacıyla elektronik cihazların yenilenmesi için kaynak talebinde bulunulmuştu. Bunların yanı sıra Ahmet Necdet Sezer tarafından götürülen 4 aracın yerine yenileri satın alınacak. Emeklilik günlerinde 'tutumlu' imajını zedeleyen Ahmet Necdet Sezer'den bu fazla araçların, korumaların ve hizmetlilerin bir kısmının geri talep edilip edilmeyeceği ise belirsiz.

ARMUTALAN 'SAKiNSiZ' KALDI

Devlet, Ahmet Necdet Sezer'in yanı sıra halen hayatta olan iki cumhurbaşkanına hizmet sunuyor. Buna göre, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de benzer hizmetlerden yararlanıyor. Eski Cumhurbaşkanı Evren'in maiyetinde 5, Cumhurbaşkanı Demirel'in hizmetlerinde ise 6 personel bulunuyor. Yine Demirel'i 18, Evren'i ise 15 ila 20 arasında polis koruyor. Evren, 4 ay önce Bodrum Armutalan'dan izmir'e taşındı. izmir'de evi bulunan Evren, güvenlik gerekçesiyle, üst düzeyde korunan Balçova'daki askerî alanda ikamet ediyor. Evren, aynı zamanda hemşehrisi Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök ile de komşu.

Türk siyasetine damgasını vuran Süleyman Demirel ise halen Ankara'nın meşhur Güniz Sokak'taki evinde oturuyor. Hasta eşi Nazmiye Hanım ile burada ikamet eden Demirel'in günde çok sayıda ziyaretçi kabul ve hâlâ bazı siyasetçilerle evinde toplantılar yapıyor. Sezer'in aksine Evren ve Demirel'e 1'er araç tahsis edilmiş durumda.

Bu arada 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in Tuzla'da bulunan ve son 16 yılda üç defa uğradığı boş evi, 24 saat boyunca polis tarafından korunuyor. Demireller, özellikle 80'li yıllarda siyaset yasaklı dönemde kullandıkları eve son yıllarda uğramıyorlar bile. Ancak buna rağmen villanın bahçesine kurulan polis noktasında her gün altı polis ikişerli olarak nöbet tutuyor. Bu durum, sadece mahalle sakinlerini memnun ediyor. Çünkü polisin orada bulunması, çevredeki asayiş olaylarına karşı caydırıcı rol oynuyor.

Aksiyon
--spoiler--
Türkiye'nin en başarılı bulduğum 3. cumhurbaşkanı.**
siyasette görmek isteğim karakteri taşıyan çoğunluk fark etmese de bizim ülkemize sezer gibi insanlar gerekmektedir. kısıtlanmış yetikeleri ile ülkesi için bir şeyler yapmaya çalişmiştir.
tekavüt kişi. derin proce terzisiydi.
SEZER´iN "iLK"LERi! "Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk" dediğime bakıp da; Sezer´in tek "ilk"inin "Uzatmalı Cumhurbaşkanı" olduğunu zannetmeyin!.. Sezer´in o kadar "ilk"i var ki, tarih onu bu "ilk"leriyle yazacak!.. MiRAÇ GECESi iÇKi SERViSi Sezer, 2004 yılında Çankaya Köşkü´nde oğlu Levent Sezer´i, Evren Sezer´le evlendirmişti. Oğlu Levent´in "Miraç Gecesi"nde düzenlenen düğününde davetlilere "içki servisi" yapılmıştı. Sezer´in Cumhuriyet yazarı ilhan Selçuk´la Çankaya Köşkü´nde görüştüğü de basına yansımış ve eleştirilmişti. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, "Cumhurbaşkanı Sezer´le çok özel ilişki kurabilmiş az sayıda gazeteciden biridir" diye tarif ettiği ilhan Selçuk, Sezer´le baş başa görüşmeler yapmıştı. KANALTÜRK´ÜN GECESiNDE 4 SAAT Cumhurbaşkanı Sezer, "Kanaltürk gecesi"yle de hafızalarda yer aldı. Sezer, AK Parti karşıtı yayın yapan Kanaltürk´ün yıldönümü dolayısıyla Ankara´daki 5 yıldızlı otelde düzenlenen resepsiyona katılmış ve orada 4 saat 10 dakika kalmıştı. Yayınlarından dolayı "Kanaltükürük" olarak anılmaya başlanan Kanaltürk gecesine katılan Sezer, "şehit cenazeleri"ne ve "Çanakkale´deki kutlamalar"a katılmayarak da bir "ilk"i gerçekleştirmişti!.. ANAYASA´YI FIRLATAN iLK CUMHURBAŞKANI Türkiye tarihinde ilk defa MGK´daki bir tartışma Sezer döneminde kamuoyuna intikal etti. "2001 Şubat"ında Cumhurbaşkanı Sezer ile dönemin Başbakanı Bülent Ecevit arasında MGK´da yaşanan tartışma Anayasa kitapçığı fırlatmaya varacak kadar sert geçmişti. Ecevit, toplantı sonrası yaptığı açıklamada, ağlamaklı bir ses tonu ile "Cumhurbaşkanının MGK´yı arenaya çevirdiğini" söylemişti. MGK krizinin ardından borsa düşüş trendine girerken, döviz talebi hızlandı, faizler yükselişe geçti. Borsa yüzde 18.11 değer yitirerek tarihi bir rekor kırdı. Türkiye´den 7.6 milyar döviz çıkışı gerçekleşti. Repo piyasasında maksimum faizler yüzde 7.500´e fırladı. Bono bileşik faizleri yüzde 200´ü geçti. 22 Şubat´ta dalgalı kura geçişin ilk günü dolar 1 milyon lirayı aştı. "Kara Çarşamba" olarak adlandırılan 21 Şubat 2001 krizi, milletin cebinden milyarlarca dolar götürdü. RAMAZAN GÜNÜ SU iÇTi Cumhurbaşkanı Sezer, 2003´ün Ramazan ayında Anıtkabir´de düzenlenen bir törende kameraların önünde ve Meclis Başkanı Arınç, Başbakan Erdoğan ve bakanların, en önemlisi de "nüfusunun yüzde 99´u Müslüman" olan Türk milletinin gözlerinin içine baka baka su içerek de bir ilke imza attı. Sezer, yüksek yargı organlarının her kuruluş yıldönümlerinde "irticai tehdit" içerikli ülkeyi geren açıklamalar yapan ilk Cumhurbaşkanı olarak da tarihe geçti. 1984´ten beri bütün iKÖ zirvelerine "cumhurbaşkanı" düzeyinde katılan Türkiye ilk defa bu geleneği Sezer´le bozdu. Cumhurbaşkanı Sezer, ideolojik gerekçelerle 2005´in 7-8 Aralık tarihlerinde Mekke´de yapılan islâm Konferansı Örgütü zirvesine katılmadı. Böylelikle Türkiye iKÖ´ye ilk defa cumhurbaşkanı düzeyinde katılmaktan vazgeçmiş oldu. EN VETOCU CUMHURBAŞKANI Cumhurbaşkanlarının yasaların bir kez görüşülmek üzere TBMM´ye geri gönderilmesi uygulamasının ilk örneği Cemal Gürsel döneminde yaşandı. Gürsel 2, Sunay 18, Korutürk 13, Evren 26, Özal 19, Demirel 14 yasayı iade etti. Sezer, 59´u AK Parti döneminde olmak üzere toplamda 67 yasayı veto ederek bir rekora imza attı. Anayasa Mahkemesi´ne iptal dâvâsı açanlar arasında da Sezer açık farkla önde gitti. 1975 yılından 29 Ekim 2005 tarihine kadar yaklaşık 30 yıllık sürede Anayasa Mahkemesi´ne toplam 34 iptal davası açıldı. Sezer ise, 24 defa Anayasa Mahkemesi´nde iptal davası açtı. EN ANTiDEMOKRAT CUMHURBAŞKANI Sezer, cumhurbaşkanının görev ve yetkisi dahilinde olan atamalarda da antidemokratik tutumuyla dikkat çekti. Sezer, teamüllere aykırı olarak tercihini sürekli en çok oyu alan aday yerine 2. hatta 3. sıradaki adayları tercih etti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı atamalarında daha önceki seçimlerde en yüksek oyu alan Vural Savaş´ın yerine Sabih Kanadoğlu´nu, yine en çok oyu alan Ergül Güryel yerine de Nuri Ok´u başsavcı atamıştı. Sezer, başsavcı vekili seçiminde de en yüksek oyu Uğur ibrahimhakkıoğlu almasına rağmen, Abdurrahman Yalçınkaya´yı bu göreve getirmişti. Sezer, son olarak da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamına, en yakın rakibine 51 oy fark atarak 146 oy alan Ersan Ülker yerine 95 oy alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekili Abdurrahman Yalçınkaya´yı atadı. Nuri Ok, 21 Mayıs 2007´de görevden ayrılacak ve yerine Yalçınkaya başsavcılık makamına gelecek. Sezer, rektör atamalarında da antidemokratlığını gösterdi. En çok oyu alan Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan yerine daha az oy alan Prof. Dr. Kadri Yamaç´ı atadı. EN AYRIMCI CUMHURBAŞKANI! 20 Kasım 2002´de NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirve Toplantısı´na katılmak üzere Prag´a eşi Semra Sezer ile giden Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer´i, TBMM Başkanı Bülent Arınç ve başörtülü eşi Münevver Arınç uğurladı. Konu, "türban" tartışmalarına sebep oldu. Buradan itibaren Sezer, eşi başörtülü olan vekillere farklı davetiyeler göndererek ayrımcılık başlattı. Sezer, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sebebiyle verdiği resepsiyon için TBMM üyelerine farklı davetiyeler göndererek de bir ilke imza attı. Sezer, CHP´lilere eşli davetiye gönderirken, AK Partililere "eşsiz" davetiye gönderdi. EN ÇOK TERÖRiST AFFEDEN KiŞi Sezer, görevde bulunduğu 7 yıl içerisinde yaklaşık 260 teröristi affederek de bir ilke imza attı. Sezer´in "hastalıklarını" gerekçe göstererek affettiği ve PKK, DHKP-C, MLKP, TKiP, Leninist Gerillaları gibi örgütlere üye kimi teröristler dağda askerlerle girdiği çatışmada ölü veya yaralı ele geçirildi. MUHBiRLERi "KAPICILAR" OLDU! Ahmet Necdet Sezer, hükümetin atama kararnamesini onayına sunduğu isimlerin eşlerinin başörtülü olup olmadığını araştıran ilk cumhurbaşkanı olma unvanını da kazandı. Cumhurbaşkanı Sezer´in, TRT Genel Müdürlüğü´ne atanması için Çankaya Köşkü´ne kararnamesi gönderilen Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Ruhi Özbilgiç için, oturduğu binanın kapıcısı üzerinden istihbarat toplattığı ortaya çıkmıştı. Özetleyecek olursak; Ramazan ayında kameraların karşısında su içen "ilk" Cumhurbaşkanı Halefini tarif eden "ilk" Cumhurbaşkanı iKÖ geleneğini "ilk" defa bozan Cumhurbaşkanı Her önemli günde "irtica" diyen "ilk" Cumhurbaşkanı "En" laikçi Cumhurbaşkanı Yabancı devlet başkanının yanında T.C. Devleti´nin Bakanı´nı azarlayan "ilk" Cumhurbaşkanı Atamalarda "en" tarafgir davranan Cumhurbaşkanı! "En vetocu" Cumhurbaşkanı!.. Anayasa Mahkemesi´ne "en" çok başvuruyu yapan Cumhurbaşkanı!.. Köşk´ü başörtülülere "ilk" defa kapatan Cumhurbaşkanı!.. Diren şaraplarını Köşk´e "ilk" defa o taşıdı. Milletvekillerine "eşli-eşsiz davetiye" gönderen "ilk" Cumhurbaşkanı! Yaklaşık 260´a yakın teröristi affeden "ilk" Cumhurbaşkanı Görev süresi uzayan "ilk" Cumhurbaşkanı Kapıcılardan istihbarat toplayan "ilk" Cumhurbaşkan

kotuleyin simdi ama once okuyun...
Süleyman Demirel'in halefi, Abdullah Gül'ün selefidir. Afyonkarahisar'lıdır kendileri. 10. Cumhurbaşkanlığı görevini bazılarına göre süper, bazılarına göre ise berbat yapmıştır. görev süresi bittikten sonra sessiz sakin bir ortamda emekliliğini geçirmek istediğini her ortamda belirtmiş ve bunu şu aralar gerçekleştirmektedir. Eşleri öğretmendir, iyi bir ikilidirler...
zamanında terör affından dolayı eleştirilmiş ama şimdi onu eleştirenlerin cumhurbaşkanı'da aynı davranışta bulunmuş, saygı değer insan.
demek ki büyük lokma yiyip büyük söz söylememek lazımmış.
ecevit'in son basbakan olusunda yaptığı tek olumlu hareket ahmet necdet sezer'i cumhurbaskanı adayı yapmaktır.yani oderece güzel insandır. gemicikleri yoktur.
bu arada aksiyon akit vakit vb gazete,dergilerin bi tarafından uydurma yazılarına gülüyoruz. sadece gülün düğünü trilyonlarca lira tutumuştur.
başta chp olmak üzere sol partili vatandaşların iyi,
başta akp olmak üzere sağ partili vatandaşların kötü,
olarak yad ettikleri ve etmeye devam edecekleri Türkiye Cumhuriyeti 10. Cumhurbaşkanı.
emekliye ayrildigindan beri sesi solugu cikmayan eski cumhurbaskanimiz. hayir, ortami germemek icin konusmadigini dusunsek, cumhurbaskaniyken lafini sakinmazdi. acaba gazeteler mi mikrofon tutmuyor?
adam gibi adam olan cumhurbaşkanımdır,benim hala cumhurbaşkanımdır.herşeyden önce insandır sadece insandır.

hukukun üstünlüğü, laikliğin vazgeçilmezliği,devrim yasalarının dokunulmazlığı kendisiyle birlikte yol almıştır ankara'dan.

devlet adamlığının d'si yoktur şimdi çankaya'da.

kıymetini her geçen gün daha bi anladığımızdır,anlayacağımızdır.
Atatürk'ten sonra cumhurbaşkanlıgi makamina en cok yakisan durusu ve kesin kararliligi ile bugünkü sürecin tam karsisinda duran gercek ve sözde degil özde laik T.C'nin 10.cumhurbaskanidir.
bulunduğu konumu genelde oturarak geçirmiş, vetolarıyla ünlü 10. cumhurbaşkanı.
yıllarca memleketin ilerlememesi yönünde elinden ne geliyorsa yapmış, milletin kafasına fırlattığı anayasa kitabıyla unutamayacağımız bedava cumhurbaşkanı.
seçilmiş diktatör meraklısı.
cumhurbaşkanı olmuş olup imza atmayı bilemeyen şahsiyet. kendileri yürütme organının yürütülememesine sebebiyet vermiştir.
şu sıralar ilhan iremin ayağını kaydıran şahsiyet.

(bkz: o değil de bi ilhan irem vardı noldu ona)
şimdi oturduğu evinin koltuğundan:

(bkz: şu anda cumhurbaşkanı olmak vardı anasını satayım) diyen devrik lider.
kimisi ona komünist dedi(belki de hukuk devletinin ilkelerine bağlılından dolayı)
kimisi ona muhalefet dedi(atatürk ilkeleri ve anayasal hukuk kuralları kimilerine her nedense "muhalefet" miş gibi göründü)
kimisi o koltuk ona dar dedi(belki mağaşının yettiğince yaşamasından dolayıdır,terihte enflasyonla oranlasak dahi şu ana kadar en az maaşla çalışmış cumhur başkanımızdır)
kimisi yeterince aktif değil dedi...
kimisi krizden onu sorumlu tuttu(krizin esas sebebi 2001 yılındaki yabancı kaynaklı ani para çıkışıdır bu para çıkışının zamanlamasıyla akp iktidara gelmiştir)
kimisi aşırı kuralcı dedi(ne demekse)
ahmet necdet sezere olmadığı herşey söylendi..

türkiyenin ilkelerinden,güçler ayrılığından,türkiyede yaşayan türk olmanın gereklerinden asla taviz vermedi,
kendine verilen tüm hediyeleri daha önce hiç bir cumhur başkanının tam olarak yapmadığı gibi en ufak ayrıntısına kadar köşkün envanterine kaydettirmesi dürüstlüğünü anlatmaya yeter..

açıkçası geri planda gibi görünsede ülkeye yön verme yetisinden hiç şüphe etmediğim atatükten sonra gelen yakın terihimizdeki en dirayetli ve yamuksuz devlet adamlarındandır..

isteyen istediği kadar didiklesin ahmet necdet sezerin hiç bir üçkağıtçılığını,türkiye ilkelerinden sapmışlığını,ahlaksızlığını ,duruşundaki bozukluğunu bulamaz...

bir yolu olda da onu tekrar cumhurbaşkanı konumunda görsek
(bkz: sezer in affettigi teroristler)
(bkz: sezer in affettigi terorist tunceli de olduruldu)
cumhuriyet kurulduğundan bu yana görev yapmış cumhurbaşkanları arasında "en tutumlu cumhurbaşkanı" şeklinde lanse edilen, görevi bittiğinde cumhurbaşkanlığına ait 3 makam aracı ile 25'e yakın personeli yanında götüren "tek cumhur başkanıdır"

(bkz: bu ne perhiz bu ne lahana turşusu)
görev süresi boyunca Atatürk'ün ilkelerine her zaman sadık kalmış, gerçek bir cumhuriyetçi, yobazsavar, vatansever, sözünün eri devlet adamı. adam gibi adam.
bu ülke için iyi şeyler yapmaya çalışan son devlet büyüğü.
görevini sonlandırmasının ardından anıtkabir'e gidişinde, gözünden akan yaşlarla yüreğime kazınmış olan cumhurbaşkanım.

ayrıca kendisi, zimmetine para geçiren, kara para aklayan, milleti, devletin hazinesini yolunacak kaz olarak gören milletvekilleri, bakanlar ve diğer devlet büyüklerinin aksine, görevinden ayrılırken kendisine ayrılan bütceyi fazla bulup, büyük bir kısmını hazineye iade etmiştir.
kim olduğundan ziyade, bir proje idi. Birileri tarafından getirildi, 7 sene o koltuğa oturdu ve gitti.Acaba gerçekten o mu cumburbaşkanı, yoksa perde ardından başlka birileri miydi dedirten, birilerinin borazanlığını yaparken, koskoca ülkeyi temsil etmeyi beceremeyen,kim olduğu şüpheli bir politik dublördü.
"Kara perşembe" diye nitelen mgk toplantısını yapıldığı gün başbakan ecevit'e kitap fırlatmak,180 civarında teröristi affetmek, Almanya başbakanı angela merkel'i resmi bir toplantıda yüzüne karşı fırçalamak, emin çölaşan'ı yolda görüp " naber kanki, ulan şu yobazlardan nedir çektiğimiz " diyerek ayaküstü muhabbbet etmek..başka akılda kalan birşeyler var mı şimdi hatırlayamıyorum.
türkiye cumhuriyeti nin basına gecen en kuralcı, adaletli, gözü tok ender liderlerden biriydi.
ipleri taa amerikalardan uzanan basbakanın kuklası olmadığı için yaranamadı kimseye.
almanya basbakanı angela merker in, arkasından asıp kesip yüzyüze geldiğinde pozitif enerjiyle yüklenenlerin kuklası olmadığı için yaranamadı,
oy uğruna yurdum insanına elektrikten kömüre dağıtmadık tekbirsey bırakmayanların kuklası olmadığı için yaranamadı,
köşkü halka açmanın onun bunun ayağına gitmek olmadığını bildiği için yaranamadı kimseye,
dinini siyasetine alet etmediği için yaranamadı kimseye.
"ne seriat gelecek" diye beyanatları çıkmıstır gazetelerde ne de yol arkadasları seyhin dizi dibinde fotoğrafları olanlar olmustur.
180 teroristi affetmiş ama ne sehitine kelle diyenlerin ne de bebek katiline sayın diyenlerle bir olmustur.
makamını kullanmayıp köşk te kendi adına kullandığı elektriğin bile parasını ödediği, haram yemediği için yaranamadı kimseye.

baska akılda kalan birseyler var mı şimdi hatırlamıyorum.