bugün

tek kelimeyle insanlığı anlatan muhteşem kitap.
asya edebiyatının yükselişine güzel bir numune olan kitaptır. daha önceki entrylerde çok bahsedilmiş kadının taliban toplumundaki yerinden. Şimdi ise ben başka bir perspektiften yaklaşmak istiyorum olaya. yıllarca doğu, bilhassa aydınlanma çağı sonrası, batı için egzotik, el değmemiş, iştah kabartan bir uygarlıktı. nitekim belirttiğim gibi aydınlanma çağından sonra çeşitli aydınlar (ben bu tip aydınlara toplum mühendisi diyorum) doğu üzerine çeşitli yazılar yazdılar. başta osmanlı olmak üzere çoğu edebiyatı doğrudan etkilediler. onların o yıllarda doğuya bakışları bir 16.yy daki bakışlarından çok farklıydı. gelişimine tüm hızıyla devam eden ve iştahlı batı, geri kalmış doğuya abilik yapmak istiyordu. metinleri incelerseniz eğer gözünüze çarpacak olan şey bir kontrol çabasıdır. bu yaklaşıma oryantalizm adı verildi. bunun temelinde anlama, etkileme, düzenleme avrupalıların tabiriyle re-create fikri vardı. bu yolla doğunun sözümona zaaflarından çıkar sağlamaya çalıştılar. (ki bu hala sürüyor) yeri geldi hareme girdiler, yeri geldi çok eşliliği, kadına karşı tutumu, eğitimsizliği, miskinliği, üreme oranlarını dile getirdiler. bunları savunduğumdan değil yanlış anlaşılmasın fakat geleneğe dair ne varsa temeline dinamitler koymaya çalıştılar. ne zaman ki doğu okumaya başladı ve global dünya ile tanıştı, işte o zaman aydınlardaki batıya karşı eziklik kompleksinden sıyrılış göze çarptı ve oryantalist çalışmalara karşı doğunun tutumu sertleşti. Şimdi kitaba ve yazarına gelelim. eğer ki sen bir halkı dışarıdan görüp eleştirirsen buna karşı cephenin oluşması çok zor değildir. fakat bu eleştiriyi dünyaya o topraklardan gelen, birincil bir tanık tarafından yaptırırsan bu işin etkisi artar işte. doğu toplumlarının sorunu çözüme yönelik hamleler yapmasından ziyade kendi özeleştirisini aşağılık kompleksiyle birleştirip içersinde kamplaşmalara gitmesini ve birbirini yemesini keyifle izlersin. oysaki bilirsin ki kabil'i kalbi bellemiş afganistan toprakları bin sene önce böyle değildi. islama bakış böyle değildi. taşeron bir örgüt baskı yoluyla katliamlar yaptı ve yapıyor ve bunu seyreden ve oranın sorunlarını gerçekten önemsemeyip uyuşturucu potansiyelini ve stratejik konumunu esas alan politikalarla o ülkeyi savaş alanına, toplumun psikolojisini yıkıma, yönetimi kaos içerisinde bırakmaya yönelik hamleler yapan batı yönetimlerinin yaptıkları bir kenarda dururken, insanlar koltuklarında oturup oradaki insanları eleştiriyor ya işte bu batıya yeter. yıkıcı politikalarıyla dünyayı belleyen zihniyet eleştirilmelidir önce doğu değil. doğu eleştiriyi aşıp çözüm yollarına yönelmedikçe böyle daha çoook kitap yazılır çok ağlanır.
afganistan gibi bir ülkede, savaş içinde bir de kadın olmanın zorluklarını anlatan, bir solukta okuyabileceğiniz okurken de kendinizi karakterlerin yerine koymadan edemeyeceğiniz bir kitap.

kitapta sizi etkileyebilecek bir çok cümle bulabilirsiniz.

" bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir meryem. bir ananın rahmine hiç benzemez. kanamaz, sana yer açmak için genişlemez. "
''Kadınların dikkatine:
Evinizden dışarıya çıkmayacaksınız. Kadınların sokaklarda amaçsızca dolaşması, caiz değildir. Dışarıya çıkacaksanız, yanınızda mutlaka bir mahrem, erkek akrabanız bulunacak. Sokakta tek başına yakalanan kadın dövülecek ve evine gönderilecek.
Her ne şart altında olursa olsun, asla yüzünüzü göstermeyeceksiniz. Dışarıdayken, burkayla örtüneceksiniz. Aksi halde, şiddetle kırbaçlanacaksınız.
Makyaj malzemeleri yasaktır.
Mücevher yasaktır.
Çekici, gösterişli giysiler giymeyeceksiniz.
Sizinle konuşulmadan, konuşmayacaksınız.
Erkeklerle göz göze gelmeyeceksiniz.
Uluorta gülmeyeceksiniz. Gülenler, kırbaçlanacaktır.
Tırnaklarınızı boyamayacaksınız. Boyarsanız, bir parmağınız kesilecektir.
Kızların okula gitmesi yasaklanmıştır. Bütün kız okulları derhal kapatılacaktır.
Kadınların çalışması yasaklanmıştır.
Zinadan suçlu bulunursanız, taşlanarak öldürüleceksiniz.
Dinleyin.. iyi dinleyin..''
uçurtma avcısından sonra mutlaka okunmasi gereken kitap.
Kitap inanılmaz bir şekilde akıcıdır.şu an sadece Yıllar sonra aynı zevkle ve ağlayarak okumayı umuyorum.

--spoiler--
Sırrını Rüzgara fısıldarsan, ağaçlara söylediği için suçlayamazsın.
--spoiler--
uçurtma avcısı'nın yazarından; khaled hosseini..

kitabın arkasındaki yazı bile insanı kitaba çekmeye, alıp okurken içinde yaşayacağını bilmeye yetiyor..

''nereye giderseniz gidin, ülkeniz peşinizden gelir. artık siz orada yaşamasanız da o içinizde yaşar. afganistan'ın khaled hosseini'de yaşadığı gibi...

yazar bu romanında da yine doğduğu toprakları anlatıyor. bu kez iki kadının kesişen yaşamları ve dostlukları üzerinden...

küçük yaşta evlendirilen kızlar, çocuğu olmayan kadınlar, babaya ya da çocukluk arkadaşına duyulan, geçmişe gömülmüş aşklar...

khaled hosseini, hasreti, dostluğu, aşkı ve insanlığı en iyi anlatan yazarlardan. başarıyla kurduğu olay örgüsüyle, çıkmaz yolların nasıl düzlüklere açılabileceğini gösteren yaratıcı bir kalem.

bir muhteşem güneş kelimenin tam anlamıyla ''beklenen'' bir roman.''

meryem...!
ah meryem...
okurken sonlara doğru ağlamaya başladığım bitirdikten sonra aklıma gelip gelip beni hüzünlendiren kitap. yine okusam yine ağlarım galiba. en duygusuz insanın bile burnunun sızlayacağına eminim.
okurken hıçkırıklara boğulduğum şahane kitap,yazılanların hepsinin yaşanmış olması da farklı bir boyutu.edebiyat tarihine unutulmayacak karakterler katmıştır.
(bkz: meryem) bir annenin ne kadar fedakar olabileceği daha guzel anlatılamazdı herhalde.
çok ama çok güzel bir kitap. okurken duygulanmamak elde değil.
insanın içini acıtır bu yüzden bir kereden fazla okunabilir mi bilmiyorum.
bu kitabı okuyan ve seven ardından aynı yazarın uçurtma avcısı kitabını da okumalıdır.
Konusuyla anlatımıyla okurken kendinizi kahramanların yanindaymis da birebir yaşıyormuşsunuz hissi veren, kitabın birçok yerinde hungur hungur aglatan bir eser.

Okunması şiddetle tavsiye edilir.
meryeme kocasının taş yedirttigi anı düşündükçe kahroldugum kitap. Okudukça umarım türkiyenin sonuda afganistana benzemez dedirten kitap. insanı derinden etkileyen kitap.
3 sene kadar önce okumuş olmama rağmen net hatırladığım nadir kitaplardandır. derinden insanın içine dokunabilen hüzün ve mutluluğu yaşatabilen güzel eserdir. bu kitabı sevenlere aynı yazarın 'uçurtma avcısı' kitabı önerilmektedir.
(bkz: uçurtma avcısı)
Bakış açısını çok fazla değiştiren kitaptir. Okurken insanı hüngür hüngür aglatabilecek yerleri fazlası ile mevcuttur. Afganistan 'da bayanlara ne kadar değer verildiğini (!) anlatan kitaptir...
umarım 'uçurtma avcısı' gibi filme çevrilip güzelim kitap rezil edilmez.
zira çok fazla olay vardır ikisinde de ve standart film süresine sığdırma çabasıyla çoğu duygu es geçilmiştir uçurtma avcısında.
3 GÜNDE BiTiREBiLECEK KADAR iDDiALI OLDUĞUM KiTAP. ALDIĞIM GÜN SIRADAN BiR KiTAP GiBi iLK SAYFASINI AÇTIĞIM KiTAP ASLINDA BiLDiĞiM GiBi HEYECANLA SAYFALARI GEÇEREK OKUDUM. VE GERÇEKTEN HERKESiN OKUMASI GEREKLi KiTAPLARDAN BiRiSi.
EDiT: UMARIM FiLMiNi YAPIP UÇURTMA AVCISI GiBi HERKESi HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMAZLAR.
kesinlikle iz bırakan bir kitap, kesinlikle mükemmel bir eser, kesinlikle duygularınızı altüst edecek.
"Köşeyi döndüler, leyla bir daha meryem'i hiç görmedi" cümlesinden sonra gözyaşlarımı tuttuğum kitap.
okunup bitirildiğinde adamı çarpan kitaplardan. kadın olmak bu ülkede zor falan değil, bir şans belki. uzak diyarlara nazaran.. (bkz: afganistan)
uçurtma avcısından daha başarılı bulduğum kitap. zaten moralim bozuktu bi de bunu okuyunca gittim ağladım.
bir uçurtma avcısı değil tabi. ama çok akıcı ve yine insanı derinden etkileyen muhteşem bir kitap. okuyun efendim okuyun bilgilenin..
Kesinlikle okunması gereken bir khaled hosseini eseridir. Mutlaka okuyun!! Kesinlikle okuyun!!
meryem ile leylanın sonu ne oldu. merak içersinde elimden düşmeyen muhteşem kitap..
en son aglayabildigimde elimde bu kitap vardi. bi kenara birakip aglamaya devam etmistim.

--spoiler--
meryem ve leyla'nin dostlugu, leyla ile tarik'in aski, savasin getirdikleri/goturdukleri, kadin olmanin zorlugu, cocuk olmanin zorlugu, anne olmanin/olamamanin zorlugu...
--spoiler--