bugün

özlenilen ve ihtiyaç duyulan kuşak.
parkalı gencliktir.
noldu size?
noldu hayallerinize?
basit miydi bu kadar?
tüm dünyayı etkilemişti bu akım oysa. dünyayı değiştiricektiniz, hayalleriniz vardı. şimdiyse hepsinden vazgeçtiniz. dünyanın ebesini s.ken şirketleri yönetiyorsunuz şimdi.alın paranızı ve mutlu olun.
sizden nasihat falan da istemiyoruz. sadece biz denedik olmadı demeyin.
çünkü bizim hala hayallerimiz var.
kimisi darağacında, kimisi hapishane işkencehanesinde, kimisi çatışmada can verdi
kimisi daha şanssızdı, 12 eylül ü yaşadı.
kimisi 40 yıldır çizgisinden çıkmadı, kimisi liberal oldu, kimisi islamcı, kimisi ülkücü (!), kimisi işadamı, kimisi de yaşanan 4 tane askeri darbeye rağmen orducu sosyalist.
bir parçalanmış kuşaktır 68 kuşağı ve benim anlamadığım bu kadar farklı insanı bir arada tutan ve 68 kuşağı efsanesi yaratan unsurlar neydi acaba; şartlar hemen hemen aynı olmasına rağmen neden bir 88,98,08 kuşağı bir türlü olamadı, paşam?
Türkiye üzerinde büyük etkiler yaratmıştır bu kuşak,belki de türkiye'nin en güzel dönemlerinde yaşamışlardır,bireysel tepkininin çoğalarak nasıl toplumsal bir harekete dönüştüğünü çok güzel anlatır bu dönem.Dünya üzerinde birşeyler uğruna savaşmayı gerçekleştiren;özgürlüğü,eşitliği,yaşama hakkını darağacına kadar götüren onurlu ve güzel insanların, öğretilene değil, inanılana sahiplenilen insanların,tarih boyunca kokuşmuş emperyalizme en güzel tokadı atan insanların kuşağıdır.Dünya üzerinde dalga dalga yayılan sol akımın sahiplenildiği, Deniz'in, hüseyin'in, mahir'in, ibo'nun, ulaş'ın, sinan'ın,kısacası bizimkilerin yaşadığı kuşaktır.
"bu insanlar da christopher columbus gibiydiler. bir yeri keşfetmeye koyuldular ama başka bir şey keşfettiler. bu 68 çocukları, mao'nun çin'i için denize açıldılar ama california sahillerinden çıktılar. sonra yeni tür bir tüketici olduklarını öğrendiler ve devrimle bir şeyleri değiştirmek isterlerken devrimle kendileri değiştiler."

(bkz: regis debray)
conileri denize döken kuşak.
şu sıralar burger king'e giderken, nike giyerken veya ford arabaya binerken görebilirsiniz. gençlik ateşi işte. hatun kaldıracağım diye...
(bkz: woodstock 69)
Bir sloganları: "patron sana muhtaç,sen patrona değil".
idealist olanlarına 68 kuşağı denir, ki bugün perişan haldedirler. realist olanlarına reklamcı yahut sanayici denir, ki bugün patron haldedirler.
kimse kızmasın kendimi yazdım adlı kitaptan :
buna karşılık marx'ın, lenin'in, troçki'nin, stalin'in, mao'nun, ho chi minh'in, pol pot'un, enver hoca'nın, castro'nun özledikleri, temellerini attıkları sistemler hiçbir şekilde insanlığın kaderi, alın yazısı değilmiş. bu bir tarihsel gerçek olarak herkesin gözü önünde ...
yirminci yüzyılın başında yola çıkılan macera daha yüzyılın sonuna varmadan iskambilden şato gibi çöktü.
böyle düşünmeyenler da, tarihin bittiğine inanmayanlar da var. kimine göre sosyalizm çökmedi. çünkü gerçek sosyalizm yaşanmadı ! " her kuşak kendine ' acılı ' der belki ama 68 kuşağı en anlamlı bulduğu şeyin çöküşünü gördü. belki tümüyle bir düşüncenin çöküşünü değil ama bütün bir uygulamanın çöküşünü. üstelik öyle bir yaşta gördü ki bunu, her şeye yeniden başlamanın çok zor olduğu bir dönemde. ideolojinin, bir yaşam biçiminin yanlışları görüldü. bir çöküş bu. gene de temeldeki umutları korumak istiyorum ben. temeldeki ütopyayı. evet, bir ütopyaydı. ama bence yerine hala daha iyisi konulmadı. bu yüzden yanlışları görmek, evet. ama inkar, hayır. belki tarihsel bir yanlış yaptık. insanın kısa sürede değişeceğini sandık. en büyük yanılgımız bu. kolay kolay değişmiyor insanlar ... "
(tırnak içindeki yazı onat kutlar'ın oya baydar'la cumhuriyet'teki röportajından alıntı, 18.07.1993, geri kalan hasan cemal'in sözleri)
--spoiler--
Tamam büyük bir kısmı şimdi Ruhsal Çöküntü halinde. En acıklısı, pek çoğunun irrasyonalitenin Göçüğü altında kalmış olması.
Siyasetten yanlışçılığı kendilerine "hak" görebiliyorlar diyelim. Bir kısmı.
Alabildiğine yanlış/sakat/bakarkör "okumalar" yapıp geçmişlerinden aldıkları güçle, haddinden fazla bir güven ve saçma sapan vehmetmelerle, sıkı saçmalayabiliyorlar. Yorucu, dahası utaç verici olabiliyorlar.
Bir nevi Ruhi Moloz! Mantık Göçmesi. Had Aşımı. Vesaire vesaire.
--spoiler--
*
Atatürk devrimlerine inanmış öğretmenlerin yetiştirdiği gençlerdir.
maalesef türkiyeyi "muasır medeniyetler seviyesine" getirememiş kuşaktır. tersine ülkenin kaosa sürüklenmesinde katkıları bulunmuştur. hatırı sayılır somut başarıları yoktur. buna karşın bir şeylere isyan etmenin yeterli olduğunu sanarak gençliklerini efsaneleştirmiş kuşaktır.
türkiye'nin daha sonra asla kültürel altyapı olarak yetişemediği kuşaktır.

bunun sağı veya solu yok. o dönemin tüm gençleri, kimi kullanılmış; kimi öldürülmüş olsa da, boş beleş insanlar değildi.

savundukları şey doğru veya yanlış, yöntemleri doğru veya yanlış, tarihini bilerek savundular. çözüm önerisi sunarak savundular. gayeleri daha iyi bir ülke yaratmaktı. bu sebeple ölmekten de öldürmekten de çekinmediler.

ne o dönemin ülkücülerini şimdiki ülkücülerle bir tutmak mümkündür, ne de solcularını. kültürel altyapı olarak sol daha fazla koruyabilse de kendini, dış güçlerin düşmanı olduğundan darbelerle susturulmuş ve 80'de yok edilmiştir.

denizler, mahirler, hüseyinler ve arkadaşları... hem ışıktırlar, hem de gerçek sol'u sömürenlerin sığınağıdır şimdi. bölücülerin devrimcilik kispesi altında sömürdüğü yiğitlerdir onlar. onlar kürt-türk, alevi sünni ayrımı yapmadan bağımsız türkiye için ölmüşlerdir. kan dökmeden asılmış yiğitlerdir onlar.

ibrahim kaypakkaya, tasvip etmediğim kürtçü bir anlayışın kanadındadır. asla üç fidan ile bir tutulamaz. nitekim her ne kadar tasvip etmesem de, kültürel altyapı ve birikim olarak şimdi ortada lider diye ortada dolanan ele başlarından çok daha birikimli bir insandır. nitekim dış güçlerin terörü maşa olarak kullanması için it sürüsü gerekir. ibrahim kaypakkaya gibi gençler maşa olarak kullanılamayacak isimlerdi. sonuçta bu sebeple öldürüldü.

üç fidan, gerçek sol hareket yok edilsin ve ülkede bağımsızlık düşünenler ceza bulsun diye; ibrahim kaypakkaya ise kürtçü ayrılıkçı kanattakiler maşa olarak kullanılabilsin ve kendi başlarına hareket etmesin diye öldürülmüştür.

o zamanın sağ kanadındaki ülkücüler ise abd kamplarında eğitim görüp bizzat abd tarafından silahlandırılmış ve desteklendirilmiştir.
(bkz: 08 kuşağı)
Doğruda olsalar yanlışta olsalar yanlışda olsalar böyle samimi bir kuşakta olmak isterdim.Şimdiki millet tam mal yav.
gerçekleştirilebilir düşüncelerin, irade sahibi insanları...
http://www.hurriyet.com.t...571.asp?&hid=16513027

ulan bu yazıyı gördükten sonra 68 kuşağındakiler insansa biz değiliz.
hiç bir şey yapmayan ya da yapmaya çalışanlara köpekler gibi saldıran iktidarı koruyan bir nesiliz biz.
Acaba şimdi bizleri görse bizlerin bu kadar duyarsız vurdum duymaz olduğunu görse yine bu ülke için çabalayıp çabalamayacaklarını merak ettiklerimdir. Bize emanet ettiler ama hıyanet etmememiz an meselesi.
bir yemekhane de masayı acıtan güçlü bir çatal olmak .
yemek görmemiş bir tabakta, yürekli bir nefesin kokmuş dudakların da soğuk bir çatal.
yemeğe batırırcasına batmaki bir kalbe iştahla.

zamanın kirli elleriyle beyaz hayaller uğruna bağırmak.
şöyle en yüreklisinden, mavzer gibi.

tüm inancınla dört köşeli evreni yaşamak, aynı anda tek yürek olarak.

böyle birşey 68 kuşağı.

bir gökyüzü hayal et; öylesine özgür, ölesiye ellerimizde.
onlar ki,

hür ve bagımsız türkiye için gercek mücadeleyi vermis 68 kuşağı,

bizler,

özelleşen ve bölünen türkiye'yi şakşaklayan sikiyle taşağı ipiyle kuşağı.
(bkz: ne mutlu insanım diyene)
en büyük ideolojik darbeyi sovyet imparatorluğunun teoriden uzak ve irrasyonel siyasi politikaları ve hırsı sonucu moskovanın adamı olmak damgalanması ile yemiş temelinde hak ve eşitlik arayışındaki güzel ve cesur insanlar.