bugün

galatasarayımın fener'e top göstermeden hatta neredeyse şu attırmadan kazandığı maç. eksikleri saymaya kalksam vaktim yetmez, askerim kışlaya dönmem lazım. ama önemli olan eksikler değil, fazlalıklar.

ne peki onlar;

inanmışlık, mangal gibi bir yürek, çıldırmış bir taraftar topluluğu, 18 tane de aslan.

dahası ne derseniz;

aslan başkalarına benzemez, sami yen'de çok pis öper affetmez.
(bkz: are you player)
özet görüntüleri youpornda izlenebilen maç.*
galatasaray' ın şampiyonluk yolunda attığı büyük adım. fakat sadece bir adım. gerisi gelmedi daha. artık bunları konuşmayı bırakıp futbolcuları da daha fazla şımarıklığa sürüklemeyelim. zira havalara girince allahın köylü takımına bile yeniliyolar. * tabi bunun biz de farkındayız ama bizim kadar medya da farkında. zaten yarısından fazlası fenerbahçeli olan medya, her türlü çirkefliği gösterip feneri şampiyon yapmaya çalışacaklardır. daha bismillah ercan bey bugünden başladı. umarım galatasaray camiası bu tür oyunlara gelmez. zaten hepsinin aklında şu kelime var eminim;

konsantrasyon...
fenerin hezimete ugradigi maclardan bir tanesidir.
bir tarafı sevince bir tarafı derin bir üzüntüye boğan maç.

şimdi burdan fenerbahçe şükrü saraçoğlu stadı maratonundan bilmem kaç milyara kombine yada bilmem kaç milyona bilet alıp oturduğu yerden bir yandan birasını yudumlayıp bir yandan roberto carlos'u mateja kezman'ı izleyen deplasman yüzü görmemiş fenerbahçeli olmayı fenerıum'dan giyinip fenerbahçe kart sahibi olmak zanneden büyük(!) fenerbahçe taraftarına ve büyük(!) başkanına soruyorum ''dün neredeydi milyon dolarlarınız?''

sadece başarılı ve havanın güzel olduğu günlerde takımın yanında olanlara laflarım bu takım hangi sonucu alırsa alsın biz her zamanki yerimizde(migros kale arkası) omuz omuza yapabilmek için, beraber yürüdük biz bu yollarda diyebilmek için, tribünlerde hep dillerde diyebilmek için, mendereslerin kemiklerinin sızlamaması için hazır kıta bekliyor olacağız.
yaratıcı galatasaray taraftarının gerek maç öncesi, maç sırasında ve sonrasında yaptıkları takdir edilmesi gerekir.

http://www.ultraslan.com
http://www.ultraslan.com/Default1.html
muhtemelen galatasaray - fenerbahçe derbilerinde paso fenerin ağır kaçması, ya da ligimizde fener gs'yi, gs beşiktaş'ı, beşiktaş da feneri şeklinde varolduğu söylenen beslenme zincirinden midir nedir bilinmez, fener takımının rahat kasmadan ve alırız havasında çıktığı, bitiş düdüğünde ise oyunu formaların değil oynayanın kazandığını gösteren maç olmuştur.

chelsea ya da sevilla karşısındaki ile dün akşam ali sami yen'deki futbolu oynayan takım aynı takım ise bu yönde bir tez sunulabilirdir. kalkıklık, "biz hallederiz bu işi" tavırları, küstâhlık.

kadrolar açıklanırken zico'nun selçuk yerine maldonado da karar kıldığı görülünce sevindirik olmuştur zaten futboldan anlayan her cimbomlu (cincon diyor bir kısım fenerli, çok yaratıcısınız gidin oyuncularınızı dövün siz). adam geri vites gibi. ayağına gelen topu "aman abiler siz oynayın" diye en yakındaki arkadaşına vermek futbol ise güney amerika'ya gitmeye gerek yoktu ki be aziz başkan, uludağ sözlükten de çıkar o kadar adam. alex'in arkadaşı diye adam alıyorlar.

deivid ve alex'in de bekleneni gösterememesi buna karşın karşı tarafta rahat bi' 15 km koşmuş olması mümkün sabri'si barış'ı olunca fener baştan çöktü. bu 2 oğlan da topa vurma becerisi ve oyun zekası da olsa sonuç çok farklı olabilirdi. bir de pes oynayıp mı gelmişler nedir habire kayarak müdahele hırsın göstergesi olsa gerek. ümit ile nonda'nın çapraz koşuları edu lugano ikilisini mal ederken, geride servet ile emre eten duvar örmüş bugüne dek fenerde en etkili oynayan kezman'ı da çaresiz bırakmışlardır.

gol çok tuhaf olsa da sonuçta golün güzelliğine göre puan verilmiyor. gerçek son 2 haftaya 3 puan önde girildiğidir aslanın.
fb'nin avrupa kupasindan elendikten sonra takim olarak fisi cektigini gösteren mac.
şu bir gerçek : galatasaray ın son yıllarda fenerbahçe ye karşı şansı yoktu. ilk dakikalar dışında çok da iyi oynamıyorlardı. ama eğer herhangi bir galatasaray - fenerbahçe maçı ya da tam tersi; bir tamam devam maçıysa ve sonucu mutlaka şampiyolu ya da kupa sahibini belirliyorsa, galatasaray ın şans faktörünü ortadan kaldırıp, adeda "ya zafer, ya ölüm" mantığı ve konsantrasyonuyla çıkıp, fenerbahçe yi ele güne karşı yerin dibinde soktuğu aşikardır. son galatasaray - fenerbahçe maçında da aynısı olmuştur ve bu böyle devam edecektir. galatasaray ın 2000 ruhu şu an belki uykudadır. ama onu uyandırmaya yetecek kadar gürültü yaparsanız, aslanın gazabını da peşin olarak kabul etmişsiniz demektir.

kişisel bir not : iddaa da bu maçı oynayanların %55 i fenerbahçe ye, %16 sı galatasaray a oynamış. %55 li guruba dahil olan vatandaşlarımızın da umuarım dolaplarında su stoğu vardır. *
Fener'in kötü oyunuyla, Galatasary'ın orta sahada sıkıştırırız press yaparız pozisyon bulamasak bile karambolden bir gol atarız mantığıyla kazandığı maçtır. Galatasaray'ın başında gerçek bir teknik direktör olsa cimbom un daha rahat kazanacağı maçtır.
Günlerce üzerinde tartısılan, Fenerbahce icin bir hüsrana dönüsmüs büyük derbi. Hayallerin yıkıldıgı, Galatasaray'ın resmen olmasada sampiyonlugunu kutlamaya basladıgi derbidir.
galatasaray'ın sevinmesine çok şaşıranların 2 sene önceki sahanın ortasında hindi tutan futbolcularını göz önüne getirmesini dilediğim futbol maçı.
gozlerin yine gokhan gonul e topu gec atan top toplayici cocugu aradigi mactir.
(bkz: 27 subat 2008 galatasaray fenerbahce maci)
her ne kadar maç başlıklarının altına yazmayı sevmesem de tutamıyorum kendimi. takımımla uzun bir süreden sonra ilk defa gurur duyduğum maçtır. şöyleki uzatmalarda bile pres yapacak hırsa sahiptiler. helal olsun size şampiyon olamasanızda bu hırsınız göstermiştir galatasaraylılığınızı.
fenerbahce adina cok yazik olmus bir mactir. butun sezonun emegi bir anlik hatayla gitti belkide. onumuzde iki hafta var lakin galatasarayin sampiyonlugu birakacagini hic zannetmiyorum, maalesef.
fenerbahçeyi sahaya gömdüğümüz maçtır. şaşırmamak lazımdır. kim ne derse desin;
(bkz: sonunda iyiler mutlaka kazanır)
galatasaray'ımızın sadece parayla takım olunamıyucağını insanların birbirine sevgi saygısı olmadan bazı şeylerin başarılımayacağını gösteren maç, ilk kez bir derbiyide alisemiyen'de izlediğim için kendimi şanslı hissetirmiştir.
galatasaray'ın fenerbahçe karşısındaki güvensizlik sendromunu aştığını kanıtladığı ve bitiş düdüğüyle birlikte izmir kordonboyunun festival alanına döndüğü maçtır.

maçın en büyük kahramanı nonda'nın kenara alınması hataydı. bu hatanın hakan şükür'ün kıskançlığından kaynaklandığını ve şükür'ün zaten galip durumda olan takımı adına bir gol daha atıp nonda'yı gölgede bırakarak kariyerinin son senesinde görkemli bir final yapma çabası ile bu işe giriştiğini düşünüyorum. bu açıdan centilmenliğe yakışmadı.

song'un oyuna girişi forvet sayısını arttırmış bulunan fenerbahçe'ye karşı taktiksel olarak onaylanabilecek bir hareketti. çünkü fenerbahçe gibi bir takıma karşı böyle bir durumda defansa takviye doğru hamleydi. ancak şükür'ün illa oyuna girmesi isteniyorsa nonda'nın değil ümit karan'ın yerine alınması gerekirdi. zafer ve zaferi getiren takım dayanışması ve ruhu bu saçma hamleyle gölgelendi. burada yapılan haksızlık açıktır.

hakan şükür ise girdiği andan itibaren takımın ataklardaki ahengini bozdu. atağın gelişimi esnasında kendisine gelen bütün topları verimsizce kullandı. topun hakan şükür'e gelmesi galatasaray atağının sonunun başlangıcı anlamındaydı. akıllara jardel geldi. kendisine yapılan penaltının verilmemesi müstakbel devrik kralın tek tesellisiydi.

öte yandan sabri'nin performansı da takdire şayandı. her ne kadar bu performansın altında kendisini izlemeye gelen bazı italyan kulüplerinin temsilcilerinin payı olsa da.

golüyle değil ama oyunuyla en az nonda kadar kahramanlık payesini hak eden adam ise servet'ti. android gibi bir adam bu servet. çıkması gerektiği yerde ortaya çıkıyor ve rakibin bilinçaltına hayalkırıklığı tohumları atıyor.

hakem ise ilk yarı daha iyi bir performans sergilemesine rağmen, aziz yıldırım korkusundan mıdır bilinmez, ikinci yarısında bütün insiyatiflerini fenerbahçe yararına kullandı.

maçın temposu yavaşlayıp oyun soğumadan korner direğini tekrar yerine takmak için verilen canhıraş uğraşlar, başkan adnan polat'ın yanında oturan tbmm başkanı köksal toptan ve feldkamp'ın yaşını almış olmasına rağmen güzelliğinden çok şey kaybetmemiş eşi de dikkate değer ayrıntılardandı.

(bkz: ahmet çakar tarzı entry girmek)
sular durulduktan sonra daha mantıklı açıklamaların yapılacağı maçtır.

tartıştığımız konu şu olmalı. türkiye de futbol. son haftalara girerken puanları aynı iki takım. kazanan büyük ihtimalle şampiyon. bir futbol seyircisi olarak zevk aldım mı? hayır. kimse almadı. sadece sevindik yada üzüldük. bu kadar. son haftalardaki kaliteli bir maç olduğu ortada tamam ama bir gün öncesinde chelsea-manchester united maçını izlemiş olmanın verdiği bir beklenti bu.

sıçsak, kassak, zorlasak bundan iyi maç olamazdı diyenlere gülüp geçiyorum. sadece kazanmak için sahaya çıkan takımlara lanet olsun. maçta alex'i izlemek istedim, çalımlarını, uzaktan muz ortalarını. maçta arda'yı izlemek istedim. şık hareketler yapsın. maçta sabri'yi uzaktan bolca şut çekerken, ara pası atarken. volkanı penaltı kurtarırken.. bol gollü bir maç olmasını istedim. inanılmaz bir maç izlemek istedim sadece. ama "türkiye şartlarına göre kaliteli, avrupa derbilerine göre iğrenç bir maç" izledim.

hiçbir şeyden haz almamak değil bu. biz futbolla yatıp futbolla kalkan genç bir ülkeyiz. her mahallede çocuklar çift kale maç yaparlar. olmadı dokuz ay oynarlar. olmadı sektirme yarışı yaparlar. her mahallenin bir futbol takımı var, ilçelerin, illerin. her semtte halı sahalar var. boş yer bulunamıyor. ama ligde oynanan futbol kaliteli değil. işte orada bir dur demek lazım maçı beğenenlere.

neymiş, galatasaray fenerbahçeyi ezmiş. bırakın allah aşkına. düşünüyorum da maçta sadece o alex denen adam 3 metreden topu ağlara gönderseydi ve o volkan o hatayı yapmasaydı. diğer bütün her şey aynı kalsaydı ve fb 1-0 kazansaydı maçı. ne konuşulacaktı. galatasaray fenerbahçeyi ezdi yıktı denilecek miydi? şampiyon havasına girilecek miydi.

her zaman olduğu gibi yine ve ısrarla sonuçla ilgileniyoruz. hakem hatası da yok. fenerbahçeliler yönetime ses çıkaramıyorlar. zico onlara göre satranç ustası. o zaman ne kalıyor geriye? futbolcular. saldırın anasını satayim.

neden bu maçı ve yorumlarını tartışmalıyız? çünkü bu maçın üst düzeyde avrupa ligleri kalitesinde bir maç olması gerekiyordu. sönük kaldı. herkes sonuçla ilgileniyor. ama futboldan bahseden yok. ligin kalitesinin tavan yaptığı maç....kısacası böylesine üst düzey maç bile bu şekilde oynanıyorsa şampiyon olmak neyime...

-s.kime.

edit: fanatik galatasaraylıyım.
ilk defa fenerlilerin yenilmeyi kabul ettiği oynıyamadık kazanamadık yorumunu yapmasına neden olan maç. oysaki hep böyle oluyordu ama ya hakeme ya başka bir şeye bok atarak yenilgiyi kabul etmezlerdi. bu sefer ne oldu da sustular tamam siz iyi oynadınız aldınız dediler anlamış değilim.
(bkz: kıyamet alemetleri)
ortalığı karıştırıp insanları provake eden fenerbahçe'li birkaç yazarın sözlükte görülmemesine yol açan maç. galatasaray'ın olası bir sivas mağlubiyetinde yazacaklarını şimdiden hazırlamışlardır diye düşünüyorum.
galatasarayın, son dakikalarda hala fenerbahçe kalesinin etrafında top oynayarak, fenerle dalga geçtiği maç olmuştur.

türkün brezilyalılar karşısındaki zaferi de denebilirir tabi.
ilk defa bir derbi sonrası yenilen tarafın bu kadar dürüstçe özeleştiri yaptığına şahit olmamı sağlayan maçtır. fenerlileri tebrik etmek lazım yenildikleri halde çirkefliğe vurmadılar bu sefer.

(bkz: sarıyla kırmızıyla alnımızın akıyla)
galatasarayın kazanmadığı, fenerbahçenin kaybettiği maçtır. gerçekler acıdır, biber de acıdır. o halde biber gerçektir *.
güncel Önemli Başlıklar