bugün

ayarın allah'ı verilerek gerçekleşen devrimdir."yok artık akp" dedirtmiştir.
yüzücüleri, vetocuları, postalcıları, 367 cileri, ipçileri, urgancıları, mazotçuları evlerine kapatan, bol ışıklı devrim.
bu ülkenin yakın geçmişini bilmeyen ve geçmişte akp'nin aldığı oydan daha fazla oyu almış hükümetlerin olduğunu ya hatırlamamış ya unutmuş kişinin seçimler için uygun gördüğü yakıştırma.. ancak bu oyu alanların kraldan çok kralcılık yapmamaları ve yüksek oy oranının sarhoşluğunu yaşamamaları daha aklıselim gözükmekte.. gerçi akp geçmişi iyi analiz ettiğinden bundan muhakkak ders çıkarmıştır.. yoksa kimler görmüştür bu ülke?
(bkz: karşı devrim)
(bkz: naylon devrim)
hala 1920 lerde ya$ayan o solcu gecinip militarist olan kafalara kapak olan devrimdir.
(bkz: yeşil devrim) *
uluslar arası sermayenin vede en önemlisi abd nin ona en yakın olanı seçtirmesi ile neticelenen durumdur. amerika bir 4 yıl daha akp yi kullanabileceğini görmüştür. tabi vitrindeki yüzler eskidikce akp nin de ipini yine aynı güç çekicektir. bop'a ve ab ye tavizlerde akp den daha istikrarlı bir partinin şuan için olmayışı sistemin alternatifsiz tek parti, olarak durumu değerlendirmesi ile sonuçlanmıştır. piyasalarda bir zafer havasının esmesi, borsanın yükselip uluslar arası şirketlerin sıcak para musluklarını açması aslında akp nin parlamentoda kimi temsil ettiğinin açık bir göstergesidir. piyasalarımıza şey pardon halkımıza hayırlı uğurlu olsun...
ışıklı bir devrimmiş... halkın tokadıymış... anlayana sivri sinek miş, saz mış...

demek ki neymiş;

* türk bayrağını alıp, meydanlara inip, türk düşmanı insanlar önderliğinde, sloganlar atıp, cumhuriyet ve laiklik çığırtkanlığı yapmak

* bir cumhurbaşkanı seçelim dediklerinde, kantinde oturup çay içmek.

* milletin karısına, oğluna laf atmak, yapılan güzel işlere bok atmak.

* enflasyonu pazardaki patlıcanın kilosuyla endekslemek.

* çok güzel rodos'a yüzerim demek.

* fındığa, mazota, gaz vermek, üflemek.

* halkı salak sanmak, kandırmaya çalışmak.

* şehit cenazesi kollayıp, şehit kanından oy beklemek.

* borsa, döviz, ekonomi gibi şeyleri bu halkın fark etmediğini sanıp halka salak demek.

suratına gün gelir, tokat gibi çarparmış... neymiş? o bayraklar, o cumhuriyet, o atatürk, senin sahiplenebileceğin kadar küçük şeyler değilmiş, aksine senin eline ancak o bayrağın sapı yakışırmış, orda ölen şehitlerin anasına babasına, timsah gözyaşlarınızla değil, yürekten hizmetlerinizle destek verecekmişsiniz. sağa sola yüzerek gitmiycekmişsiniz, köylüye, çiftçiye, izmir'den, antalya'dan, villa ve köşklerden değil, o tarlanın içinden, o adamın alın terinden anlamadan, devletinin de sınırlarını bilmeden, konuşmıyacakmışsınız. türk milleti eskisi gibi salak değilmiş bunu unutmayacakmışsınız.

bir de artistlik yapan adam, 2 gündür neredeymiş onu da açıklayacakmışsınız.

koca bir seçim geçti, bazıları için rodos kapıları açık... bekliyoruz...
halk ile ordunun arasını açmaya çalışan zihniyetin eline geçen gerçek fırsat.
en az halkin muhtirasi genellemesi kadar sacma bir ifade.

(bkz: pabucumun devrimi)
(bkz: akıl)
(bkz: fikir)
sermaye diktatörlüğünün pekişmesidir 22 temmuz. 22 temmuz'da sermaye diktatörü, işbirlikçi parti oyları bir istikrar umacılığı ve bezirgan sömürücü bir şekilde oyları toplamıştır. bu krizden ölesiye korkan parti, türkiye egemen sınıflarının her zamanki korkularını yansıtmaktadır. istikrar dedikleri şey ise sermayenin istikrarıdır. bu nedenle bu partiye oy veren kesimlerin sayısal oranından çok, hangi sınıfın siyasetinin damgası vurulduğu önemlidir. o halde bu bir devrim değil, karşı devrimdir.
devrim değilde, olağan sonucun yansımadır efendim. şeriat geliyor, ülke elden gidiyor martavallarının rağbet görmemesidir ki doğru olan da budur. aydınlar daha halkın yüzde 80`ni aptaldır desin.